Ben yaşadıkça barıştım, 35 yaşımdan sonra, hayatın içinde savruldukça insanların başına her şeyin gelebildiğini anladım. Benim annem babamda boşanmış ailelerin savrulmuş çocukları, onlarda hiç çocuk olmamışlar. Ama bu barışmada en çok eşimin payı var, bana çok destek oldu; günler geceler boyu konuştu konuştu.... Bir de görümcem var, çocuk esirgemede öğretmen, onun ilgilendiği çocukları görünce halime şükrettim. Neler var, aileler atıp bırakmış, çoğu tecavüze tacize uğramış. En azından böyle şeyler görmedik, kardeşlerimi dağıtmadılar, bize daha derin yaralar açmadılar, hepimizi bir arada tutup yaşamsal ihtiyaçlarımızı karşıladılar diye şükrettim. Bize arsızlıkla, hayasızlıkla lekelenmiş bir hayat bırakmadılar. Samimi bir itirafta bulunayım mı ; affetmemin en büyük sebebi sevgim ... Babam tek başına öldü, cenazesi yıkandıktan sonra gasilhanede bizi vedalaşmamız bıraktılar. Ellerini , yüzünü ayaklarını sevdim, bildiğim kokusu hiç değişmemişti, o kadar özlemiştim ki kızmayı beceremedim. Keza annem 9 yıl kanserle boğuştu, ölümüne üç ay kala yoğun bakımda bilinci yokken girdim yanına, bilinci yok dediler ama ellerime sarılıp helallik istedi benden, o kadar çok sevgim var ki kızmak hiç aklıma gelmedi, 9 yıl kardeşlerimle birlikte bebek gibi baktım anneme. Eşim sürekli destek oldu bu girdaptan çıkmam için, şimdi ikisine de dualar ediyorum, kızmak, kırılmak çok yorucu ve yıpratıcı. Affederek kendi yükümden kurtuldum. Ah ahhhh döktün içimdekileri ne diyeyim şimdi =) Çok şükür halimize bin şükür