- 2 Ocak 2017
- 185
- 245
- 103
- Konu Sahibi Yumurtalik
-
- #301
Merhaba, hafta sonu eşiniz geldi mi konuşmaya?
Merhaba, geldi eşim. Düzeltmek için işe yarayacağını düşündüğümüz kararlar aldık. Benim istemediğim şeylere tepki vermem, onun daha net hayır demesi ya da bazen kendi ailesiyle tek başına da görüşebileceği gibi. Aklımızdaki her şeyi baya uzun konuştuk. Sonra eşim döndü 3-4 gün daha ayrı kalıp düşündük. Bugün ben de eve onun yanına döndüm. İnşallah iyi olur. Teşekkür ederim sorduğunuz için :)
Çok teşekkür ederim :) inşallahSizin adına çok sevindim :) ınşallah her sey daha güzel olur
Çok katılıyorum. Bi kere bi sinir krizi geçirin. Hatrı sayılır bi şey olsun. Uzun zaman rahat etmenizi saglarNe olursa olsun ailenize laf ettirmeyin. Bir cinnet her şeyi çözer
Siz başkalarına evet demekten kendinize hayır der olmuşsunuz. Nacizane tavsiyem Önce hayır demeyi öğrenmelisiniz.bu tip insanlar her yerde karşınıza çıkabilir, kaynana olmaz elti olur, görümce olmaz komşu olur, ayşe olmaz fatma olur olur da olur buna engel olamazsiniz.ama siz kendiniz hayır demeyi ve bu tip insanlarla aranıza mesafe koymayı baş edebilmeyi öğrenebilirseniz çok rahat edersiniz. geçmiş olsunKalbim sıkışıyor düşününce.
Kısa yazayım dedim beceremedim.
1,5 yıl önce evlendim. Nişanlı olduğumuz dönemde farklı şehirlerdeydik. Ben ev eşyası almak için onun olduğu şehre giderdim hafta sonları. Gittiğim hafta sonları eşimin ailesiyle görüşüyordum ve her şey yolunda görünüyordu. Bir ablası var, o zamanlar ablasını hiç görmüyordum denk gelmiyordu. Ya da hafta sonları ben varım diye gelmiyordu belki şimdi böyle de olabilir diye düşünüyorum. Tanışır tanışmaz yaşımla dalga geçti (90lıyım. Beğenemedi genç buldu. Kardeşinin 50 yaşında biriyle evlenmesi onu mutlu edecekti büyük ihtimalle). Nişanda da öyleydi, sade olmamla dalga geçti o zaman da. Görür görmez herkesin içinde “O kadar sadesin ki sanki benim nişanım ahahahaha” gibi. Ondan sonra da sık sık benimle ilgili “şaka”ları vardı.
Evlendik. Ablası boşandı. Annesi durmadan bizi çağırmaya başladı. Hayır’dan anlamadı. Annesi çağırmadıysa babası çağırdı. Babası çağırmadıysa ablası çağırdı. Ben kendi ailemi ayda bir görüyorum. Nasıl daha sık görmek istersem onun da hakkı tabii ki ailesiyle vakit geçirmek. Ama ben kendi ailemle de bu kadar sık görüşmek istemezdim evliyken. Çünkü bir cumartesi akşam üstü eşimle marketten bir şeyler alıp evimize gidip pişirip yiyemiyoruz. Çünkü annesinin o gün yine pişirdiği ve benim hiç de yemek istemediğim bir şey oluyor. Bizim evimizde de var yemek. Niye evimizde yemeyelim? Sıkılıyorum. Sevgiliykenki halimizi özlüyorum.
Ablası boşandığından beri her gün sporda stepte. Boşandığı günden başlayarak istisnasız kendisini her gördüğümde rejimini sporunu vücudunu bir şeyini anlattı. Çok sıkılıyorum bu muhabbetlerden ben. Hiç sevmem böyle kilo konuşup duran kadınları. Yapamıyor da zaten. Bir yıldır günde bin tane ip atlamak gibi şeyler yapıyor. Bir yüzmeye bir jimnastiğe bir mekiğe vs vs sarıp “çok kontrollü şeker tüketiyorum geçen gün bir mısır yedim nasıl şekerli geldi ıyy” gibi şeyler konuşup bir yandan ne zaman görsem pasta tatlı falan yiyor aslında. Kilosunda tipinde de bir değişiklik yok. Yani demek istediğim şu: Madem yapamıyorsun da neden kafa ütülüyorsun bununla? Dillendiremiyorum bunu. Haksız ve huysuz durumunda kalacağımı düşünüyorum.
Kısacası bunaldım çok. Annesini tanıyamamışım. Bu kadar ağzını açınca hayat emen biri olduğunu anlamamıştım. Bazen ailemle ilgili çok zoruma giden şeyler söylüyor. Mesela annem rahatsız etmemek için evimize gelip kalmıyor pek. Onun için diyor ki “Gelmiyor hiç bu nasıl annelik”. Çok zoruma gidiyor annemin anneliğine laf edilmesi. Ne yapacağımı şaşırıyorum. Bunun gibi şeyler oluyor görüşünce. O yüzden susup bir kenarda oturup vakit geçirmek bile zor geliyor onlarla. Bir dönem bu görüşmeleri susup bir kenarda vakit geçirerek atlatmaya çalışıyordum. Bu sefer de sessiz olmamdan şikayetçi olmuşlar eşime. Ablası zaten dillendirmekten çekinmiyor. Hepimiz oturuyoruz mesela diyor ki “Sizin çocuğunuz olsa konuşmayı öğrenemez böyle mivvv mivv diye oturur miyavlar” diyor sonra kendi kızına “nasıl miyavlar kızım çocukları?” Diyor kızı miyavlıyor buna gülmemiz gerekiyor.
Eşim genelde bana destek oluyor hak veriyor. Ama durum engellenemezken haklı olmanın ne önemi var? Üstelik her zaman hak da vermiyor. En son yine bir “Börek yaptım gelin. Gelin. Gelin. Gelin” vakasında “Bak yine bu yüzden tartışıyoruz güzel bir gün geçirirken” dedim eşime. “Senin yüzünden. Güleryüzlü olsan anlayışlı olsan böyle olmaz.” dedi. Yemin ederim ki bir insan ne kadar güleryüz gösterebilirse o kadar gösterdim. Dahası yok bende. Yaşadığımız şehirde arkadaşım yok, iş bulamadım, evde kpss’ye hazırlanıyorum. Güleryüzlüyümdür.
Gitmek istiyorum. Siz olsanız gider miydiniz? Zaten benim yüzümden olduğunu duyduğumda çıkıp ailemin yanına geldim. Zoruma gitti çok. 2 gün oldu.
Teşekkür ederim okuduysanız.
Kalbim sıkışıyor düşününce.
Kısa yazayım dedim beceremedim.
1,5 yıl önce evlendim. Nişanlı olduğumuz dönemde farklı şehirlerdeydik. Ben ev eşyası almak için onun olduğu şehre giderdim hafta sonları. Gittiğim hafta sonları eşimin ailesiyle görüşüyordum ve her şey yolunda görünüyordu. Bir ablası var, o zamanlar ablasını hiç görmüyordum denk gelmiyordu. Ya da hafta sonları ben varım diye gelmiyordu belki şimdi böyle de olabilir diye düşünüyorum. Tanışır tanışmaz yaşımla dalga geçti (90lıyım. Beğenemedi genç buldu. Kardeşinin 50 yaşında biriyle evlenmesi onu mutlu edecekti büyük ihtimalle). Nişanda da öyleydi, sade olmamla dalga geçti o zaman da. Görür görmez herkesin içinde “O kadar sadesin ki sanki benim nişanım ahahahaha” gibi. Ondan sonra da sık sık benimle ilgili “şaka”ları vardı.
Evlendik. Ablası boşandı. Annesi durmadan bizi çağırmaya başladı. Hayır’dan anlamadı. Annesi çağırmadıysa babası çağırdı. Babası çağırmadıysa ablası çağırdı. Ben kendi ailemi ayda bir görüyorum. Nasıl daha sık görmek istersem onun da hakkı tabii ki ailesiyle vakit geçirmek. Ama ben kendi ailemle de bu kadar sık görüşmek istemezdim evliyken. Çünkü bir cumartesi akşam üstü eşimle marketten bir şeyler alıp evimize gidip pişirip yiyemiyoruz. Çünkü annesinin o gün yine pişirdiği ve benim hiç de yemek istemediğim bir şey oluyor. Bizim evimizde de var yemek. Niye evimizde yemeyelim? Sıkılıyorum. Sevgiliykenki halimizi özlüyorum.
Ablası boşandığından beri her gün sporda stepte. Boşandığı günden başlayarak istisnasız kendisini her gördüğümde rejimini sporunu vücudunu bir şeyini anlattı. Çok sıkılıyorum bu muhabbetlerden ben. Hiç sevmem böyle kilo konuşup duran kadınları. Yapamıyor da zaten. Bir yıldır günde bin tane ip atlamak gibi şeyler yapıyor. Bir yüzmeye bir jimnastiğe bir mekiğe vs vs sarıp “çok kontrollü şeker tüketiyorum geçen gün bir mısır yedim nasıl şekerli geldi ıyy” gibi şeyler konuşup bir yandan ne zaman görsem pasta tatlı falan yiyor aslında. Kilosunda tipinde de bir değişiklik yok. Yani demek istediğim şu: Madem yapamıyorsun da neden kafa ütülüyorsun bununla? Dillendiremiyorum bunu. Haksız ve huysuz durumunda kalacağımı düşünüyorum.
Kısacası bunaldım çok. Annesini tanıyamamışım. Bu kadar ağzını açınca hayat emen biri olduğunu anlamamıştım. Bazen ailemle ilgili çok zoruma giden şeyler söylüyor. Mesela annem rahatsız etmemek için evimize gelip kalmıyor pek. Onun için diyor ki “Gelmiyor hiç bu nasıl annelik”. Çok zoruma gidiyor annemin anneliğine laf edilmesi. Ne yapacağımı şaşırıyorum. Bunun gibi şeyler oluyor görüşünce. O yüzden susup bir kenarda oturup vakit geçirmek bile zor geliyor onlarla. Bir dönem bu görüşmeleri susup bir kenarda vakit geçirerek atlatmaya çalışıyordum. Bu sefer de sessiz olmamdan şikayetçi olmuşlar eşime. Ablası zaten dillendirmekten çekinmiyor. Hepimiz oturuyoruz mesela diyor ki “Sizin çocuğunuz olsa konuşmayı öğrenemez böyle mivvv mivv diye oturur miyavlar” diyor sonra kendi kızına “nasıl miyavlar kızım çocukları?” Diyor kızı miyavlıyor buna gülmemiz gerekiyor.
Eşim genelde bana destek oluyor hak veriyor. Ama durum engellenemezken haklı olmanın ne önemi var? Üstelik her zaman hak da vermiyor. En son yine bir “Börek yaptım gelin. Gelin. Gelin. Gelin” vakasında “Bak yine bu yüzden tartışıyoruz güzel bir gün geçirirken” dedim eşime. “Senin yüzünden. Güleryüzlü olsan anlayışlı olsan böyle olmaz.” dedi. Yemin ederim ki bir insan ne kadar güleryüz gösterebilirse o kadar gösterdim. Dahası yok bende. Yaşadığımız şehirde arkadaşım yok, iş bulamadım, evde kpss’ye hazırlanıyorum. Güleryüzlüyümdür.
Gitmek istiyorum. Siz olsanız gider miydiniz? Zaten benim yüzümden olduğunu duyduğumda çıkıp ailemin yanına geldim. Zoruma gitti çok. 2 gün oldu.
Teşekkür ederim okuduysanız.
Siz başkalarına evet demekten kendinize hayır der olmuşsunuz. Nacizane tavsiyem Önce hayır demeyi öğrenmelisiniz.bu tip insanlar her yerde karşınıza çıkabilir, kaynana olmaz elti olur, görümce olmaz komşu olur, ayşe olmaz fatma olur olur da olur buna engel olamazsiniz.ama siz kendiniz hayır demeyi ve bu tip insanlarla aranıza mesafe koymayı baş edebilmeyi öğrenebilirseniz çok rahat edersiniz. geçmiş olsun
Kalbim sıkışıyor düşününce.
Kısa yazayım dedim beceremedim.
1,5 yıl önce evlendim. Nişanlı olduğumuz dönemde farklı şehirlerdeydik. Ben ev eşyası almak için onun olduğu şehre giderdim hafta sonları. Gittiğim hafta sonları eşimin ailesiyle görüşüyordum ve her şey yolunda görünüyordu. Bir ablası var, o zamanlar ablasını hiç görmüyordum denk gelmiyordu. Ya da hafta sonları ben varım diye gelmiyordu belki şimdi böyle de olabilir diye düşünüyorum. Tanışır tanışmaz yaşımla dalga geçti (90lıyım. Beğenemedi genç buldu. Kardeşinin 50 yaşında biriyle evlenmesi onu mutlu edecekti büyük ihtimalle). Nişanda da öyleydi, sade olmamla dalga geçti o zaman da. Görür görmez herkesin içinde “O kadar sadesin ki sanki benim nişanım ahahahaha” gibi. Ondan sonra da sık sık benimle ilgili “şaka”ları vardı.
Evlendik. Ablası boşandı. Annesi durmadan bizi çağırmaya başladı. Hayır’dan anlamadı. Annesi çağırmadıysa babası çağırdı. Babası çağırmadıysa ablası çağırdı. Ben kendi ailemi ayda bir görüyorum. Nasıl daha sık görmek istersem onun da hakkı tabii ki ailesiyle vakit geçirmek. Ama ben kendi ailemle de bu kadar sık görüşmek istemezdim evliyken. Çünkü bir cumartesi akşam üstü eşimle marketten bir şeyler alıp evimize gidip pişirip yiyemiyoruz. Çünkü annesinin o gün yine pişirdiği ve benim hiç de yemek istemediğim bir şey oluyor. Bizim evimizde de var yemek. Niye evimizde yemeyelim? Sıkılıyorum. Sevgiliykenki halimizi özlüyorum.
Ablası boşandığından beri her gün sporda stepte. Boşandığı günden başlayarak istisnasız kendisini her gördüğümde rejimini sporunu vücudunu bir şeyini anlattı. Çok sıkılıyorum bu muhabbetlerden ben. Hiç sevmem böyle kilo konuşup duran kadınları. Yapamıyor da zaten. Bir yıldır günde bin tane ip atlamak gibi şeyler yapıyor. Bir yüzmeye bir jimnastiğe bir mekiğe vs vs sarıp “çok kontrollü şeker tüketiyorum geçen gün bir mısır yedim nasıl şekerli geldi ıyy” gibi şeyler konuşup bir yandan ne zaman görsem pasta tatlı falan yiyor aslında. Kilosunda tipinde de bir değişiklik yok. Yani demek istediğim şu: Madem yapamıyorsun da neden kafa ütülüyorsun bununla? Dillendiremiyorum bunu. Haksız ve huysuz durumunda kalacağımı düşünüyorum.
Kısacası bunaldım çok. Annesini tanıyamamışım. Bu kadar ağzını açınca hayat emen biri olduğunu anlamamıştım. Bazen ailemle ilgili çok zoruma giden şeyler söylüyor. Mesela annem rahatsız etmemek için evimize gelip kalmıyor pek. Onun için diyor ki “Gelmiyor hiç bu nasıl annelik”. Çok zoruma gidiyor annemin anneliğine laf edilmesi. Ne yapacağımı şaşırıyorum. Bunun gibi şeyler oluyor görüşünce. O yüzden susup bir kenarda oturup vakit geçirmek bile zor geliyor onlarla. Bir dönem bu görüşmeleri susup bir kenarda vakit geçirerek atlatmaya çalışıyordum. Bu sefer de sessiz olmamdan şikayetçi olmuşlar eşime. Ablası zaten dillendirmekten çekinmiyor. Hepimiz oturuyoruz mesela diyor ki “Sizin çocuğunuz olsa konuşmayı öğrenemez böyle mivvv mivv diye oturur miyavlar” diyor sonra kendi kızına “nasıl miyavlar kızım çocukları?” Diyor kızı miyavlıyor buna gülmemiz gerekiyor.
Eşim genelde bana destek oluyor hak veriyor. Ama durum engellenemezken haklı olmanın ne önemi var? Üstelik her zaman hak da vermiyor. En son yine bir “Börek yaptım gelin. Gelin. Gelin. Gelin” vakasında “Bak yine bu yüzden tartışıyoruz güzel bir gün geçirirken” dedim eşime. “Senin yüzünden. Güleryüzlü olsan anlayışlı olsan böyle olmaz.” dedi. Yemin ederim ki bir insan ne kadar güleryüz gösterebilirse o kadar gösterdim. Dahası yok bende. Yaşadığımız şehirde arkadaşım yok, iş bulamadım, evde kpss’ye hazırlanıyorum. Güleryüzlüyümdür.
Gitmek istiyorum. Siz olsanız gider miydiniz? Zaten benim yüzümden olduğunu duyduğumda çıkıp ailemin yanına geldim. Zoruma gitti çok. 2 gün oldu.
Teşekkür ederim okuduysanız.
Sonuna kadar okudum ruhum sıkıldı yeminle(( Bebek yapmayın sakın, rest çekin gitmeyin bence. Hastalanırsınız mazallah (
Merhaba, geldi eşim. Düzeltmek için işe yarayacağını düşündüğümüz kararlar aldık. Benim istemediğim şeylere tepki vermem, onun daha net hayır demesi ya da bazen kendi ailesiyle tek başına da görüşebileceği gibi. Aklımızdaki her şeyi baya uzun konuştuk. Sonra eşim döndü 3-4 gün daha ayrı kalıp düşündük. Bugün ben de eve onun yanına döndüm. İnşallah iyi olur. Teşekkür ederim sorduğunuz için :)
Çok merak etmiştim ve de çok sevindim şimdi okuyunca. Umarım her şey istediğiniz gibi olur
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?