Haddinden fazla evliyim.

Allah yardımcın olsun anneni ablani varda başka birinin yerini yap şimdiden eşinin yaninda konuyu açma o annesinin yerini hazır bilmesin

Allah tan eşim annesine çocuk konusunda guvenmiyordu bana bakmayacağıni bildiğinden hep annen kalsn diye ısrar etmişti bana
Ay zaten kayınvalidem annelik konusunda bence 0 sanki gelse ne yapacak ancak beni çileden çıkaracak. Büyük konuşmak olmasın ama inşallah kimseye ihtiyaç duymam olsa da annem 2 dakika uzaklıkta yardım eder lazim olursa :)
 
Valla benim annemde gelmez, bunu eşimde kendi anneside söyledi. .ikisine de aynı cevabı verdim.. Yeni evli olduğumuz, bir tek haftasonumuz olduğu için annem siz vakit geçirin, birde ben yük olmayayım diyor ,sağolsun kadın her annenin diyebileceği söz değil diyorum.. Kabile gibi üst üste yaşamaya gerek yok.. Kene gibi yapışmaya da.. Herkesin kendisine ait özel zamanı olmalı..
 
Valla benim annemde gelmez, bunu eşimde kendi anneside söyledi. .ikisine de aynı cevabı verdim.. Yeni evli olduğumuz, bir tek haftasonumuz olduğu için annem siz vakit geçirin, birde ben yük olmayayım diyor ,sağolsun kadın her annenin diyebileceği söz değil diyorum.. Kabile gibi üst üste yaşamaya gerek yok.. Kene gibi yapışmaya da.. Herkesin kendisine ait özel zamanı olmalı..

Alsın oğlunu doya doya görsün artık umarım muradına ermiştir.
 
Eşimi gerçekten çok özledim. Ama yanımda olsa en fazla 1-2 gün içinde yine aynı şeylerden dolayı tartışıyor olacaktık büyük ihtimalle. Bir senin mi kaynanan var demişti en son mesela. Bütün saçmalıkları normal görüyorlar ailece. Kim bilir ablası neler söyledi arkamdan. “Ne yaptık ki biz” diyorlardır yine. Kıymet bilmez olmuşumdur. Dönsem de eşimin eskisi gibi bana bağlı olmayacağını düşünüyorum. Sonuçta o da bana nasıl sırtını dayasın bi gün yine çıkıp gitmeyeceğimi bilemez. Böyle böyle güven de kırılıyor. Çok kızgınım. Hem de çok üzgünüm.
 
Ailenize ayda 1 gitmek bana göre normal değil. Yetişme biçimim böyle, e bide bağlılığımızda bunu istiyor yani. Eşim şimdi bana 1 hafta gitmesek 2. Haftada hayır dese sorun çıkar. Ufak tefek değil, baya çıkar. Sizin görüşme sıklığınız nedir? Her haftasonu mu, hafaiçi de mi var?

Gelin olarak susup kenarda oturmam rahatsız olduysam. Bu ikiyüzlülük çünkü. Hem mutlu değilsin, hem öyle gözükmeye çalışıyorsun. Söylemezsen insanlar neden davranışlarını değiştirsin ki? Görümce olarakta böyle düşünürüm. Asla yıkılmayacal ve yaklaşılmayacak biri gibisin bu davranışla. Şaka anlayışları bu onların ve bu şekilde bi iletişim kurmak istemişler. Ama mizaçlarınız o kadar farklı ki, bu ilişkinizi bitirmiş.

Aslında ilişkinizi bitiren sizin susmanız. Geri dönecekseniz kavgasız gürültüsünüz derdinizi anlatarak dönün.
 
Kalbim sıkışıyor düşününce.
Kısa yazayım dedim beceremedim.

1,5 yıl önce evlendim. Nişanlı olduğumuz dönemde farklı şehirlerdeydik. Ben ev eşyası almak için onun olduğu şehre giderdim hafta sonları. Gittiğim hafta sonları eşimin ailesiyle görüşüyordum ve her şey yolunda görünüyordu. Bir ablası var, o zamanlar ablasını hiç görmüyordum denk gelmiyordu. Ya da hafta sonları ben varım diye gelmiyordu belki şimdi böyle de olabilir diye düşünüyorum. Tanışır tanışmaz yaşımla dalga geçti (90lıyım. Beğenemedi genç buldu. Kardeşinin 50 yaşında biriyle evlenmesi onu mutlu edecekti büyük ihtimalle). Nişanda da öyleydi, sade olmamla dalga geçti o zaman da. Görür görmez herkesin içinde “O kadar sadesin ki sanki benim nişanım ahahahaha” gibi. Ondan sonra da sık sık benimle ilgili “şaka”ları vardı.


Evlendik. Ablası boşandı. Annesi durmadan bizi çağırmaya başladı. Hayır’dan anlamadı. Annesi çağırmadıysa babası çağırdı. Babası çağırmadıysa ablası çağırdı. Ben kendi ailemi ayda bir görüyorum. Nasıl daha sık görmek istersem onun da hakkı tabii ki ailesiyle vakit geçirmek. Ama ben kendi ailemle de bu kadar sık görüşmek istemezdim evliyken. Çünkü bir cumartesi akşam üstü eşimle marketten bir şeyler alıp evimize gidip pişirip yiyemiyoruz. Çünkü annesinin o gün yine pişirdiği ve benim hiç de yemek istemediğim bir şey oluyor. Bizim evimizde de var yemek. Niye evimizde yemeyelim? Sıkılıyorum. Sevgiliykenki halimizi özlüyorum.


Ablası boşandığından beri her gün sporda stepte. Boşandığı günden başlayarak istisnasız kendisini her gördüğümde rejimini sporunu vücudunu bir şeyini anlattı. Çok sıkılıyorum bu muhabbetlerden ben. Hiç sevmem böyle kilo konuşup duran kadınları. Yapamıyor da zaten. Bir yıldır günde bin tane ip atlamak gibi şeyler yapıyor. Bir yüzmeye bir jimnastiğe bir mekiğe vs vs sarıp “çok kontrollü şeker tüketiyorum geçen gün bir mısır yedim nasıl şekerli geldi ıyy” gibi şeyler konuşup bir yandan ne zaman görsem pasta tatlı falan yiyor aslında. Kilosunda tipinde de bir değişiklik yok. Yani demek istediğim şu: Madem yapamıyorsun da neden kafa ütülüyorsun bununla? Dillendiremiyorum bunu. Haksız ve huysuz durumunda kalacağımı düşünüyorum.


Kısacası bunaldım çok. Annesini tanıyamamışım. Bu kadar ağzını açınca hayat emen biri olduğunu anlamamıştım. Bazen ailemle ilgili çok zoruma giden şeyler söylüyor. Mesela annem rahatsız etmemek için evimize gelip kalmıyor pek. Onun için diyor ki “Gelmiyor hiç bu nasıl annelik”. Çok zoruma gidiyor annemin anneliğine laf edilmesi. Ne yapacağımı şaşırıyorum. Bunun gibi şeyler oluyor görüşünce. O yüzden susup bir kenarda oturup vakit geçirmek bile zor geliyor onlarla. Bir dönem bu görüşmeleri susup bir kenarda vakit geçirerek atlatmaya çalışıyordum. Bu sefer de sessiz olmamdan şikayetçi olmuşlar eşime. Ablası zaten dillendirmekten çekinmiyor. Hepimiz oturuyoruz mesela diyor ki “Sizin çocuğunuz olsa konuşmayı öğrenemez böyle mivvv mivv diye oturur miyavlar” diyor sonra kendi kızına “nasıl miyavlar kızım çocukları?” Diyor kızı miyavlıyor buna gülmemiz gerekiyor.


Eşim genelde bana destek oluyor hak veriyor. Ama durum engellenemezken haklı olmanın ne önemi var? Üstelik her zaman hak da vermiyor. En son yine bir “Börek yaptım gelin. Gelin. Gelin. Gelin” vakasında “Bak yine bu yüzden tartışıyoruz güzel bir gün geçirirken” dedim eşime. “Senin yüzünden. Güleryüzlü olsan anlayışlı olsan böyle olmaz.” dedi. Yemin ederim ki bir insan ne kadar güleryüz gösterebilirse o kadar gösterdim. Dahası yok bende. Yaşadığımız şehirde arkadaşım yok, iş bulamadım, evde kpss’ye hazırlanıyorum. Güleryüzlüyümdür.


Gitmek istiyorum. Siz olsanız gider miydiniz? Zaten benim yüzümden olduğunu duyduğumda çıkıp ailemin yanına geldim. Zoruma gitti çok. 2 gün oldu.

Teşekkür ederim okuduysanız.

Anlattıkların eski evliliğimi hatırlattı... Bazen insanın dili damağı tutulur ya, bir şey diyemez, dese de karşıda etki göstermeyeceğini bilir, sen şu an bunu yaşıyorsun.
Eşine ailesinin hatalı davrandığını anlatarak ya da göstermeye çalışarak bir yere varamazsın, yapman gereken eşini kendi evinize daha çok bağlanmak ve sana daha çok bağlanmak. Mesela cumartesi akşamları bir program mı yapıyorlar her hafta, onlar daha size şöyle bir programımız var demeden sen muhakkak bir program yap. Sinema bileti al, tiyatro bileti al, çok gitmek istediğin bir yer için rezervasyon yap, hiçbir şey yapamıyorsan evde romantik bir ortam hazırla romantik bir akşam yemeği organize et...
Eşine karşı güleryüzlü işveli cilveli ol... Senden başka bir şey görmesin gözü...
Bir süre böyle devam et bakalım nasıl gelişecek durum...
Ve sana tavsiyem asla eşinin ailesini muhatap alıp tartışma gerilme... sonunda üzülen sen olursun. Erkekler anlamakta zorluk çekiyor...
 
Ailenize ayda 1 gitmek bana göre normal değil. Yetişme biçimim böyle, e bide bağlılığımızda bunu istiyor yani. Eşim şimdi bana 1 hafta gitmesek 2. Haftada hayır dese sorun çıkar. Ufak tefek değil, baya çıkar. Sizin görüşme sıklığınız nedir? Her haftasonu mu, hafaiçi de mi var?

Gelin olarak susup kenarda oturmam rahatsız olduysam. Bu ikiyüzlülük çünkü. Hem mutlu değilsin, hem öyle gözükmeye çalışıyorsun. Söylemezsen insanlar neden davranışlarını değiştirsin ki? Görümce olarakta böyle düşünürüm. Asla yıkılmayacal ve yaklaşılmayacak biri gibisin bu davranışla. Şaka anlayışları bu onların ve bu şekilde bi iletişim kurmak istemişler. Ama mizaçlarınız o kadar farklı ki, bu ilişkinizi bitirmiş.

Aslında ilişkinizi bitiren sizin susmanız. Geri dönecekseniz kavgasız gürültüsünüz derdinizi anlatarak dönün.

Aslında burada bir yanlış anlaşılma var. Ben sadece birebir o an kötü bir şey söylemek istemediğim için geçiştiriyordum ama sonrasında eşimle konuşup ailesini uyarmasını istiyordum. Çünkü benim “ağzının payını vermem”dense eşimin ailesiyle konuşması daha uygun geliyordu. Zaten bu konuda çok fazla şey konuşuldu. O yüzden de evet, değişebilirlerdi. Ablasının bu şakaları eşimin yaptığı ciddi bir konuşmadan sonra bitti zaten son 1-2 aydır. Ama artık bitmesi bir şey ifade etmiyor. Sevmiyorum. Bana laf söylemese de görülecek bir sürü sinir bozucu başka şey oluyor ve eşimin görmediğini düşünüp sinirleniyorum vs.

Görüşme sıklığımız eşim ailesiyle tartışmadan önce haftada 3-4 gün olabiliyordu. Hafta sonu hafta içi karışık. Eşim baya bir kavga etti ailesiyle. Ondan sonra haftada 1-2 oldu. Biz davet ediyorduk mesela hafta içi bir gün yemeğe. Aslında yavaş yavaş düzelebilirdi. Ama hep ne hissediyorum biliyor musunuz eşim ben mutlu olayım diye arkasında patlamak üzere bir volkanı eliyle bastırıyor gibi. Aşırı bir çaba harcıyor görüyorum. Yoruluyor. Ben de bunu görünce beni mutlu etmeye çalışıyor diye seviniyorum ama bir yandan da haftada bir görüşmek kadar medeni ve normal bir şey için kadına verilmesi gereken çabaya bak diye sinirleniyorum.

Son gün cumartesi bizi çağırdığında eşim “niyetimiz sizle yarın görüşmekti” dedi, başka bikaç şey daha söyledi hepsine bir cevap verip gelin dedi annesi. Ya hayır demeye çalışıyor işte illa HAYIR diye bağırmak mı lazım insan hiç mi anlamaz oğlunun dilinden? Ben aşırı derecede gıcıl olduğumu belli etmemeye çalışayım dedim ama ettim. Eşim de zaten biliyor. O da bıktığını belli etmemeye çalıştı ama etti. Sonuçta iş o günün benim yüzümden güzel geçmediğine çünkü surat astığıma gelince de düşüdüm ki bu hep böyle sürüp gidecek. 10 yıl sonra iki çocukla bir gün yine sinir anında “senin yüzünden” diyecek bana. O gün oturup kanserli hücrelere bir yenisini eklemek mi bugün gitmek mi diye düşündüm. Gitmek istedim. Bir soru sordunuz kitap yazdım kusura bakmayın. Çok üzgünüm konuşmaya çok ihtiyacım varmış.
 
Ay zaten kayınvalidem annelik konusunda bence 0 sanki gelse ne yapacak ancak beni çileden çıkaracak. Büyük konuşmak olmasın ama inşallah kimseye ihtiyaç duymam olsa da annem 2 dakika uzaklıkta yardım eder lazim olursa :)
Annen yakınsa ne güzel şimdi den hissettir eşine anneni istemiyorum dersen geri teper annem çok destek olmak istiyor falan giblerinden damardan gir :D
 
Anlattıkların eski evliliğimi hatırlattı... Bazen insanın dili damağı tutulur ya, bir şey diyemez, dese de karşıda etki göstermeyeceğini bilir, sen şu an bunu yaşıyorsun.
Eşine ailesinin hatalı davrandığını anlatarak ya da göstermeye çalışarak bir yere varamazsın, yapman gereken eşini kendi evinize daha çok bağlanmak ve sana daha çok bağlanmak. Mesela cumartesi akşamları bir program mı yapıyorlar her hafta, onlar daha size şöyle bir programımız var demeden sen muhakkak bir program yap. Sinema bileti al, tiyatro bileti al, çok gitmek istediğin bir yer için rezervasyon yap, hiçbir şey yapamıyorsan evde romantik bir ortam hazırla romantik bir akşam yemeği organize et...
Eşine karşı güleryüzlü işveli cilveli ol... Senden başka bir şey görmesin gözü...
Bir süre böyle devam et bakalım nasıl gelişecek durum...
Ve sana tavsiyem asla eşinin ailesini muhatap alıp tartışma gerilme... sonunda üzülen sen olursun. Erkekler anlamakta zorluk çekiyor...

Elinize sağlık derdimi çok güzel anlamış ve anlatmışsınız. Bu söylediğinizi denedim. Olmadı. Olmayınca ailemin yanına geldim. Siz böyle böyle mi boşandınız? Yoksa başka sebepler de mi vardı?
 
Şimdi abimle konuştum meğer abim arama demiş eşime. Olay tazeyken konuşup çözülecek olsa çözmüş olurdunuz şimdiye kadar demiş. O yüzden aramıyormuş eşim beni. Abimi arıyormuş. Özledim çok seviyorum ne isterse yapayım diyormuş. Mutlu oldum o da beni özlemiş demek ki. İçten içe hep dönsem başa saracağını düşündüğüm için kararsız kalıyorum. Keşke geleceği görebilsem.
 
Aslında burada bir yanlış anlaşılma var. Ben sadece birebir o an kötü bir şey söylemek istemediğim için geçiştiriyordum ama sonrasında eşimle konuşup ailesini uyarmasını istiyordum. Çünkü benim “ağzının payını vermem”dense eşimin ailesiyle konuşması daha uygun geliyordu. Zaten bu konuda çok fazla şey konuşuldu. O yüzden de evet, değişebilirlerdi. Ablasının bu şakaları eşimin yaptığı ciddi bir konuşmadan sonra bitti zaten son 1-2 aydır. Ama artık bitmesi bir şey ifade etmiyor. Sevmiyorum. Bana laf söylemese de görülecek bir sürü sinir bozucu başka şey oluyor ve eşimin görmediğini düşünüp sinirleniyorum vs.

Görüşme sıklığımız eşim ailesiyle tartışmadan önce haftada 3-4 gün olabiliyordu. Hafta sonu hafta içi karışık. Eşim baya bir kavga etti ailesiyle. Ondan sonra haftada 1-2 oldu. Biz davet ediyorduk mesela hafta içi bir gün yemeğe. Aslında yavaş yavaş düzelebilirdi. Ama hep ne hissediyorum biliyor musunuz eşim ben mutlu olayım diye arkasında patlamak üzere bir volkanı eliyle bastırıyor gibi. Aşırı bir çaba harcıyor görüyorum. Yoruluyor. Ben de bunu görünce beni mutlu etmeye çalışıyor diye seviniyorum ama bir yandan da haftada bir görüşmek kadar medeni ve normal bir şey için kadına verilmesi gereken çabaya bak diye sinirleniyorum.

Son gün cumartesi bizi çağırdığında eşim “niyetimiz sizle yarın görüşmekti” dedi, başka bikaç şey daha söyledi hepsine bir cevap verip gelin dedi annesi. Ya hayır demeye çalışıyor işte illa HAYIR diye bağırmak mı lazım insan hiç mi anlamaz oğlunun dilinden? Ben aşırı derecede gıcıl olduğumu belli etmemeye çalışayım dedim ama ettim. Eşim de zaten biliyor. O da bıktığını belli etmemeye çalıştı ama etti. Sonuçta iş o günün benim yüzümden güzel geçmediğine çünkü surat astığıma gelince de düşüdüm ki bu hep böyle sürüp gidecek. 10 yıl sonra iki çocukla bir gün yine sinir anında “senin yüzünden” diyecek bana. O gün oturup kanserli hücrelere bir yenisini eklemek mi bugün gitmek mi diye düşündüm. Gitmek istedim. Bir soru sordunuz kitap yazdım kusura bakmayın. Çok üzgünüm konuşmaya çok ihtiyacım varmış.
Ay tabiki yazacaksınız. Derdinizi paylaşmak için açtınız konuyu sonuçta.

Ben eve gelince eşine olanı biteni anlatıp ailenle konuş demeyi doğru bulmuyorum. Çünkü; adamın olaydan haberi yok ama dert babası hep kendisi. Siz eşiniz tarafından hep şikayet eden, ailesi tarafından da kocasını dolduran kadın oluyorsunuz. Rahatsızlığınız ailesne illa ki ulaşıyor, neden siz dik çıkmadan o anda söylemiyorsunuz? Eşiniz yokken yada varken farketmez, ince ince dokundurun. Onlar nasıl yapıyor, sizde yapın.

Çok yanlış bi yol izlemişsiniz. Çok hakim değilim konunuza ama eşiniz genelde sizin yanınızda sanırım. Siz bence barışırsanız eşinizi biraz saf dışı bırakın ve hayır demeyi öğrenin ailesine. Had bildirerek değil, nişanında çok sadesin diyene “ay hiç gösterişe merakım olmadı. Kıyafete de yansımış :)” yapın.

Bende son ana kadar konuşmam, bazen eşim söyler, bazen onlar benim suratımdan anlar.Bazen anlamazlar, o zaman direk söylerim. İyilikleriyle de ilgili bir şey tabi ki ama herkes birbirinin yüzüne konuşunca inanın o samimiyeti yakalıyorsunuz.

3-4 görüşme çok fazla bencede. Onu halletmişsiniz ama. Haftada 1 görüşürsünüz, diğer günleri haftada başında doldurursunuz. Henüz çok büyük kavgalar yok, yüz göz olunmamış. Toparlanır bence. Ne kadarlık evlisiniz birde?
 
Kıyamam yaaa :( Tüm yazdıklarında kendini o kadar iyi ifade etmişsin ki, anlatırken bile böyle kurduğun cümlelerde alttan alttan bile bir ironi var, bu beceriye rağmen nasıl iğneleyemedin kendilerini merak ediyorum. Ama bana kalırsa bu durumdan sonra düzelir herşey çok büyütmemek gerekir. İnşALLAH ki geri dönersin kesin tavrını mutlaka koymalısın yoksa dediğin gibi 2 çocuklu olduğun yıllarda amaaannnn nasılsa gidip gidip geri gelio pozu sakın çizme
 
Elinize sağlık derdimi çok güzel anlamış ve anlatmışsınız. Bu söylediğinizi denedim. Olmadı. Olmayınca ailemin yanına geldim. Siz böyle böyle mi boşandınız? Yoksa başka sebepler de mi vardı?
Buna benzer sebeplerle başlayan bir silsile sonucu ailesi bana karşı doldurdu eski eşimi...
çok çirkinleşmişti durumlar, özümde beni seviyordu ama dengeyi kurmak daha önemli, o asla denge kuramadı ve boşandık...
Dilerim sizin için bir çözüm yolu bulunur.
Arıyor mu sizi şimdi ?
 
nemce aman kırmayayım uzmeyeyım deyıp durma geekeırse kır gwrekırse uz, gerekırse küs hıc olmazsa kafan rahat eder gıtmezsın
 
Ay tabiki yazacaksınız. Derdinizi paylaşmak için açtınız konuyu sonuçta.

Ben eve gelince eşine olanı biteni anlatıp ailenle konuş demeyi doğru bulmuyorum. Çünkü; adamın olaydan haberi yok ama dert babası hep kendisi. Siz eşiniz tarafından hep şikayet eden, ailesi tarafından da kocasını dolduran kadın oluyorsunuz. Rahatsızlığınız ailesne illa ki ulaşıyor, neden siz dik çıkmadan o anda söylemiyorsunuz? Eşiniz yokken yada varken farketmez, ince ince dokundurun. Onlar nasıl yapıyor, sizde yapın.

Çok yanlış bi yol izlemişsiniz. Çok hakim değilim konunuza ama eşiniz genelde sizin yanınızda sanırım. Siz bence barışırsanız eşinizi biraz saf dışı bırakın ve hayır demeyi öğrenin ailesine. Had bildirerek değil, nişanında çok sadesin diyene “ay hiç gösterişe merakım olmadı. Kıyafete de yansımış :)” yapın.

Bende son ana kadar konuşmam, bazen eşim söyler, bazen onlar benim suratımdan anlar.Bazen anlamazlar, o zaman direk söylerim. İyilikleriyle de ilgili bir şey tabi ki ama herkes birbirinin yüzüne konuşunca inanın o samimiyeti yakalıyorsunuz.

3-4 görüşme çok fazla bencede. Onu halletmişsiniz ama. Haftada 1 görüşürsünüz, diğer günleri haftada başında doldurursunuz. Henüz çok büyük kavgalar yok, yüz göz olunmamış. Toparlanır bence. Ne kadarlık evlisiniz birde?

Doğru söylüyorsunuz. Ayrılmazsak bir daha yapmayacağım öyle. 1,5 yıldır evliyiz. İkimiz için de hayırlısı neyse o olur inşallah. Teşekkür ederim :)
 
Kıyamam yaaa :KK43: Tüm yazdıklarında kendini o kadar iyi ifade etmişsin ki, anlatırken bile böyle kurduğun cümlelerde alttan alttan bile bir ironi var, bu beceriye rağmen nasıl iğneleyemedin kendilerini merak ediyorum. Ama bana kalırsa bu durumdan sonra düzelir herşey çok büyütmemek gerekir. İnşALLAH ki geri dönersin kesin tavrını mutlaka koymalısın yoksa dediğin gibi 2 çocuklu olduğun yıllarda amaaannnn nasılsa gidip gidip geri gelio pozu sakın çizme

Biraz da şok etkisi oluyordu heralde. “Dedi mi gerçekten bunu??” diye düşünürken afallayıp kalıyordum galiba. Bilemiyorum. İnşallah güzel olur. Çok teşekkür ederim.
 
Buna benzer sebeplerle başlayan bir silsile sonucu ailesi bana karşı doldurdu eski eşimi...
çok çirkinleşmişti durumlar, özümde beni seviyordu ama dengeyi kurmak daha önemli, o asla denge kuramadı ve boşandık...
Dilerim sizin için bir çözüm yolu bulunur.
Arıyor mu sizi şimdi ?

Abimle konuşuyorlar. Abim bir süre kendi aramızda konuşmadan sakinleşmemizin daha iyi olacağını söylemiş. Hafta sonu gelsin burada konuşalım diye düşünüyoruz. Ne zaman gelmem gerekirse geleyim ne yapmam gerekiyorsa yapayım demiş abime. Aile terapisi gibi bir şey gerekiyor belki de. Haklısınız dengeyi kurmak en büyük yetenek ve çözüm.
 
Sizi çok iyi anlıyorum Allah yardımcınız olsun hakkınızda ne hayırlıysa o olsun. Acizane tavsiyem eşinizi sevdiğiniz için evliliğinize bir şans daha verip eşinizle yüz yüze konuşmanız. Bende sizinle aynı şeyleri yaşadım. Evlenip şehir degiştirdim. Kayınvalidemle yakın oturuyorum. Karşı taraf istiyor ki iki günde bir beraber olalım. Gitmeyince nemrut oluyorum. Bir gün çagırmasam "oğlumun evine giremiyorum" oluyor. Açıkçası ben sizin kadar hassas bir insan değilim. Çok açık sözlüyümdür. Kabile gibi bir arada yaşamak istemediğimi, herkesin artık kendi hayatı olduğunu çok net bir şekilde söyledim. Ama sizin dediğiniz gibi anlamayana anlatmak kadar zor bir şey yok. Eşim de sizinkine benzer bir karakterde. İki hak verse bir idare et diyor, iki fark etse bir fark etmiyor. Neyse ben de gülerek laf sokarak bu işi idare edemem. Onu kaldıracak sabrım da yok. En son bende sizin gibi evi terk ettim ve bende o zaman şımarık gelin olmuştum. Karsı taraf hep biz ne yaptık ki diyor biz bisey yapmadık diye aglıyordu bir de. Evi terk ederken de aklımda ayrılık vardı açıkçası cok nettim. Fakat sonra eşimi özlediğimi sevdiğimi aslında onunla birebir problemim olmadığını fark ettim. Üstelik herşeyde ailem haklı diyen eslerden de değildi çok sükür. Bu ayrılık bize iyi geldi aslında. Şöyle ki; o da evde yalnız kalınca aslında gün sonunda birbirine kalan kişilerin eşler oldugunu, artık bizim de bir aile oldugumuzu anladı bence. Bizde sizin gibi bir süre görüşmedik, sonra konuştuğumuzda ben herşeyi açık bir şekilde ortaya döktüm. Kendi şartlarımı söyledim. Bunu yaparken de ana ile oğulu ayırıyor muyum diye düşünmedim hiç. Sonuçta bende bir ana baba evladıyım. Ben aile kurmak için evlendim, eşim için ailemi yaşadığım şehri bırakıp. Evlendim diye bir aileye köle olmaya gelmedim. Eger biz artık ayrı bir aileysek ben nasıl fedakarlıklar yapıyorsam eşim de yapmalı. Sonuç olarak ben uzak bir yere taşınmayı şart koştum. Kendi evimi kiraya verip kendim kiraya çıkacağım. Inanin ev bile umrumda değil. Yeter ki huzurum olsun. Ben görüşmeyecegım ailesiyle. Bayramdan bayrama. Tabi ki eşimden böyle bir talebim yok. Yeter ki beni uzak tutsun. Bu sorunları yaşarken buralar da da cok gezdim. Eşinin ailesiyle hic görüşmeyen yada az görüsüp evliligini devam ettiren insanlar var mı diye. Gayet de varmış yapan yapıyor. Bir aileyle hiç uyusamıyorsak ne yapalım. Ömrümüz heba mı olsun. Ben yapım gereği bütün şartları zorlamadan bir işin pesini bırakmam. Elinden geleni yap gerisini Allaha bırak sözüne inanırım. Bu yüzden evliligimde de olabilecek bütün çareleri denemeden boşanmayı düsünmem. Siz de bence yeni evlisiniz ve eşinizi sevdiğiniz için söylüyorum belki de ileri de keşke " tekrar deneseydim, keşke yeterince çaba sarf etseydim diye pişman olabilir, elimden gelen herşeyi yaptım mı" diye kendinizi sorgulayabilirsiniz. En azından boşansam bile ben elimden geleni yaptım her yolu denedim demek isterim. Çok uzun yazdım biliyorum ama aynı seyleri yaşayınca insan okuyup geçemiyor ve aynı derdi yaşadığınız insana garip bir yakınlık hissediyorsunuz. Hakkınızda hayırlısı olsun insallah içinize sinen bir çözüm bulup mutlu olursunuz.
 
Sizi çok iyi anlıyorum Allah yardımcınız olsun hakkınızda ne hayırlıysa o olsun. Acizane tavsiyem eşinizi sevdiğiniz için evliliğinize bir şans daha verip eşinizle yüz yüze konuşmanız. Bende sizinle aynı şeyleri yaşadım. Evlenip şehir degiştirdim. Kayınvalidemle yakın oturuyorum. Karşı taraf istiyor ki iki günde bir beraber olalım. Gitmeyince nemrut oluyorum. Bir gün çagırmasam "oğlumun evine giremiyorum" oluyor. Açıkçası ben sizin kadar hassas bir insan değilim. Çok açık sözlüyümdür. Kabile gibi bir arada yaşamak istemediğimi, herkesin artık kendi hayatı olduğunu çok net bir şekilde söyledim. Ama sizin dediğiniz gibi anlamayana anlatmak kadar zor bir şey yok. Eşim de sizinkine benzer bir karakterde. İki hak verse bir idare et diyor, iki fark etse bir fark etmiyor. Neyse ben de gülerek laf sokarak bu işi idare edemem. Onu kaldıracak sabrım da yok. En son bende sizin gibi evi terk ettim ve bende o zaman şımarık gelin olmuştum. Karsı taraf hep biz ne yaptık ki diyor biz bisey yapmadık diye aglıyordu bir de. Evi terk ederken de aklımda ayrılık vardı açıkçası cok nettim. Fakat sonra eşimi özlediğimi sevdiğimi aslında onunla birebir problemim olmadığını fark ettim. Üstelik herşeyde ailem haklı diyen eslerden de değildi çok sükür. Bu ayrılık bize iyi geldi aslında. Şöyle ki; o da evde yalnız kalınca aslında gün sonunda birbirine kalan kişilerin eşler oldugunu, artık bizim de bir aile oldugumuzu anladı bence. Bizde sizin gibi bir süre görüşmedik, sonra konuştuğumuzda ben herşeyi açık bir şekilde ortaya döktüm. Kendi şartlarımı söyledim. Bunu yaparken de ana ile oğulu ayırıyor muyum diye düşünmedim hiç. Sonuçta bende bir ana baba evladıyım. Ben aile kurmak için evlendim, eşim için ailemi yaşadığım şehri bırakıp. Evlendim diye bir aileye köle olmaya gelmedim. Eger biz artık ayrı bir aileysek ben nasıl fedakarlıklar yapıyorsam eşim de yapmalı. Sonuç olarak ben uzak bir yere taşınmayı şart koştum. Kendi evimi kiraya verip kendim kiraya çıkacağım. Inanin ev bile umrumda değil. Yeter ki huzurum olsun. Ben görüşmeyecegım ailesiyle. Bayramdan bayrama. Tabi ki eşimden böyle bir talebim yok. Yeter ki beni uzak tutsun. Bu sorunları yaşarken buralar da da cok gezdim. Eşinin ailesiyle hic görüşmeyen yada az görüsüp evliligini devam ettiren insanlar var mı diye. Gayet de varmış yapan yapıyor. Bir aileyle hiç uyusamıyorsak ne yapalım. Ömrümüz heba mı olsun. Ben yapım gereği bütün şartları zorlamadan bir işin pesini bırakmam. Elinden geleni yap gerisini Allaha bırak sözüne inanırım. Bu yüzden evliligimde de olabilecek bütün çareleri denemeden boşanmayı düsünmem. Siz de bence yeni evlisiniz ve eşinizi sevdiğiniz için söylüyorum belki de ileri de keşke " tekrar deneseydim, keşke yeterince çaba sarf etseydim diye pişman olabilir, elimden gelen herşeyi yaptım mı" diye kendinizi sorgulayabilirsiniz. En azından boşansam bile ben elimden geleni yaptım her yolu denedim demek isterim. Çok uzun yazdım biliyorum ama aynı seyleri yaşayınca insan okuyup geçemiyor ve aynı derdi yaşadığınız insana garip bir yakınlık hissediyorsunuz. Hakkınızda hayırlısı olsun insallah içinize sinen bir çözüm bulup mutlu olursunuz.

Aynı şeyleri yaşamış biriyle konuşmak bana iyi geliyor. İyi ki yazmışsınız.
Evet, ilerde “her yolu denedim mi, düzeltebilir miydim, erken mi bıraktım” gibi şeyler düşünüp pişman olmak istemiyorum. Bir yandan “keşke erkenden bıraksaydım” pişmanlığı yaşamak da istemiyorum. Son bir şans verip, bunun son şans olduğunu bilerek yaşamak mantıklı olabilir. Bazen düşünüyorum biz dünyanın öbür ucuna da gitsek eşime kızgınlığım içimde benimle birlikte gelecek. Onu nasıl yeneceğim? Bazı konularda ablasını koruduğu için O KADAR kızgınım ki öyle kelimeydi cümleydi bunlarla anlatılacak gibi değil yani. Önemli olan bu öfkeyi yenebilmek. Ama bunun için eşimin yardımı gerekiyor.
 
Ooo bu ne ya sizi fanus içine kapatmislar hadi gül hadi oyna .daha çok gecsiniz üstelik ailenizin yanında kalın biraz sonra barışma talebinde bulunmazsa çocuk olmadan ayrılmakta fayda var .bu böyle nereye kadar Aile Terminator gibi.
Kalbim sıkışıyor düşününce.
Kısa yazayım dedim beceremedim.

1,5 yıl önce evlendim. Nişanlı olduğumuz dönemde farklı şehirlerdeydik. Ben ev eşyası almak için onun olduğu şehre giderdim hafta sonları. Gittiğim hafta sonları eşimin ailesiyle görüşüyordum ve her şey yolunda görünüyordu. Bir ablası var, o zamanlar ablasını hiç görmüyordum denk gelmiyordu. Ya da hafta sonları ben varım diye gelmiyordu belki şimdi böyle de olabilir diye düşünüyorum. Tanışır tanışmaz yaşımla dalga geçti (90lıyım. Beğenemedi genç buldu. Kardeşinin 50 yaşında biriyle evlenmesi onu mutlu edecekti büyük ihtimalle). Nişanda da öyleydi, sade olmamla dalga geçti o zaman da. Görür görmez herkesin içinde “O kadar sadesin ki sanki benim nişanım ahahahaha” gibi. Ondan sonra da sık sık benimle ilgili “şaka”ları vardı.


Evlendik. Ablası boşandı. Annesi durmadan bizi çağırmaya başladı. Hayır’dan anlamadı. Annesi çağırmadıysa babası çağırdı. Babası çağırmadıysa ablası çağırdı. Ben kendi ailemi ayda bir görüyorum. Nasıl daha sık görmek istersem onun da hakkı tabii ki ailesiyle vakit geçirmek. Ama ben kendi ailemle de bu kadar sık görüşmek istemezdim evliyken. Çünkü bir cumartesi akşam üstü eşimle marketten bir şeyler alıp evimize gidip pişirip yiyemiyoruz. Çünkü annesinin o gün yine pişirdiği ve benim hiç de yemek istemediğim bir şey oluyor. Bizim evimizde de var yemek. Niye evimizde yemeyelim? Sıkılıyorum. Sevgiliykenki halimizi özlüyorum.


Ablası boşandığından beri her gün sporda stepte. Boşandığı günden başlayarak istisnasız kendisini her gördüğümde rejimini sporunu vücudunu bir şeyini anlattı. Çok sıkılıyorum bu muhabbetlerden ben. Hiç sevmem böyle kilo konuşup duran kadınları. Yapamıyor da zaten. Bir yıldır günde bin tane ip atlamak gibi şeyler yapıyor. Bir yüzmeye bir jimnastiğe bir mekiğe vs vs sarıp “çok kontrollü şeker tüketiyorum geçen gün bir mısır yedim nasıl şekerli geldi ıyy” gibi şeyler konuşup bir yandan ne zaman görsem pasta tatlı falan yiyor aslında. Kilosunda tipinde de bir değişiklik yok. Yani demek istediğim şu: Madem yapamıyorsun da neden kafa ütülüyorsun bununla? Dillendiremiyorum bunu. Haksız ve huysuz durumunda kalacağımı düşünüyorum.


Kısacası bunaldım çok. Annesini tanıyamamışım. Bu kadar ağzını açınca hayat emen biri olduğunu anlamamıştım. Bazen ailemle ilgili çok zoruma giden şeyler söylüyor. Mesela annem rahatsız etmemek için evimize gelip kalmıyor pek. Onun için diyor ki “Gelmiyor hiç bu nasıl annelik”. Çok zoruma gidiyor annemin anneliğine laf edilmesi. Ne yapacağımı şaşırıyorum. Bunun gibi şeyler oluyor görüşünce. O yüzden susup bir kenarda oturup vakit geçirmek bile zor geliyor onlarla. Bir dönem bu görüşmeleri susup bir kenarda vakit geçirerek atlatmaya çalışıyordum. Bu sefer de sessiz olmamdan şikayetçi olmuşlar eşime. Ablası zaten dillendirmekten çekinmiyor. Hepimiz oturuyoruz mesela diyor ki “Sizin çocuğunuz olsa konuşmayı öğrenemez böyle mivvv mivv diye oturur miyavlar” diyor sonra kendi kızına “nasıl miyavlar kızım çocukları?” Diyor kızı miyavlıyor buna gülmemiz gerekiyor.


Eşim genelde bana destek oluyor hak veriyor. Ama durum engellenemezken haklı olmanın ne önemi var? Üstelik her zaman hak da vermiyor. En son yine bir “Börek yaptım gelin. Gelin. Gelin. Gelin” vakasında “Bak yine bu yüzden tartışıyoruz güzel bir gün geçirirken” dedim eşime. “Senin yüzünden. Güleryüzlü olsan anlayışlı olsan böyle olmaz.” dedi. Yemin ederim ki bir insan ne kadar güleryüz gösterebilirse o kadar gösterdim. Dahası yok bende. Yaşadığımız şehirde arkadaşım yok, iş bulamadım, evde kpss’ye hazırlanıyorum. Güleryüzlüyümdür.


Gitmek istiyorum. Siz olsanız gider miydiniz? Zaten benim yüzümden olduğunu duyduğumda çıkıp ailemin yanına geldim. Zoruma gitti çok. 2 gün oldu.

Teşekkür ederim okuduysanız.
ben çok daha beterini yaşadım ve benim için bitiş noktası aileme laf edilmesi idi. Nasıl ki karşı taraf ailesi ile ilgili tek kalemde bitirebiliyorsa ben de bitiriyorum arkadaş. Bu dünyaya es bile olsa kimsenin anne babasının memnun etmek için gelmedik. BEN DAHA kendimle zor baş ediyorum.Boşanın ya da boşanmayın rabbim kolaylık versin size bunlarla
 
Back
X