Hadi bir hikayemiz olsun :)


e konuyu yazmışsın,devam et,heyecanlı gidiyor.
 
Samanta yıkılmıştı, diego çekip giderken sadece arkasından bakabilmişti yaşlı gözleriyle.
Hala inanamıyor kendini kahrediyordu uzun bir süre diegonun git gide gözden kaybolup gittiği yola baktı ve oturduğu bankta saatlerce ağladı hava kararmak üzereydi ve bunun farkında bile değildi samanta üzüntüsü herşeyin önüne geçmiş zamanın ve nerede oluduğunu unutmuş oturuyordu öylece.
Birden oyun oynayan çocukların bağırışlarıyla kendine geldi sanki uykudan uyanmış gibi etrafına bakındı sonra gözlerini silip yerinden kalkıp evine doğru yürümeye başladı.
Evi oturduğu parka yakın olduğunu için çabuk vardı evine annesi bahçedeki çardakta oturuyordu samantanın geldiğini görünce kızgın bir ses tonuyla ona seslendi
-Samantaa !

+e efendim anne ,

-nerede kaldın tanrı aşkına saatler oldu ve sen ortalıkta yoksun, son zamanlarda çok sorumsuz bir kıx oldun sen büyüdükçe akıllanacağına gittikçe çocuklaşıyorsun

+üzgünüm anne arkadaşlarımla sohbete daldık saattin nasıl geçtiğini fark etmemişim, bir daha olmaz merak etme
Hangi arkadaşlarmış bunlar bunca saat lafa tuttular seni

+Iıı şşeyy klara evet klarayla birlikteydim


-Klara mı? (Bağırır)
Aman tanrım yalan söylemeye utanmıyormusun Klara saatler önce gelip seni sordu dışarda olduğunu söyledim.
(Öksürür)
Samanta hasta halimle ben senin için uğraşırken bana birşey olursa zorluk çekme diye çalışırken sen kimlerlesin

+Hayır anne hayır sana birşey olmayacak buna izin vermem lütfen bir daha böyle konuşma, özür dilerim bir daha asla geç kalıp seni üzmem söz veriyorum" der
Ve annesine sarılır,
Samantanın babası çok küçük yaşta ölmüş sadece annesi varmış hayatta ve oda hastaydı bu yüzden samanta ona da birşey olacak diye hep endişelenir iyi olması için elinden geleni yapardı.
O gece samanta diegonun üzüntüsünden uyumamış annesi ise hastalığı iyice azdığığından gece boyu öksürüp durmuş samantanın iki kat canı yanmış o gece annesinin gözleri önünde çektiği acıya mı yanmalıydı diegonun onu kullanıp bırakmasına mı? ,
Üstelik annesi duyarsa ne yapardı erkeklere asla güvenmemesi konusunda annesi hep onu uyarmış sadece okuluyla ilgilenmesini tebihlemişti ama samanta gönlüne söz geçirememiş ve diegoya teslim olmuştu bunu hasta annesi duyarsa kahrından ölürdü ve bu düşünce samantanın vicdan azabı çekmesine sebep olmuştu.
Günler geçmiş okul zamanı gelmişti samanta tekrar eski hayatına kaldığı yerden devam etmişti okula gidip geliyor boş vakitlerinde annesine yardım ediyordu annesi terzilik yaptığı için samanta ev ve bahçe işleriyle ilgileniyor annesinin yorulmasını istemiyordu zaten annesi çok yoruluyor üstelik de çok hastaydı.
Bir kaç ay geçmişti ve samanta artık daha az diegoyu düşünüyor daha az ağlıyordu. Diego gideli iki ay olmuştu bile ve samanta bir gün okulda şiddetli sancılar çekmiş öğretmeni tarafından doktora götürülmüştü ve doktor muayeneden sonra samantanın hayatını altüst edecek şeyi söylemişti "hamilesiniz genç bayan"
Samanta dehşet içinde hiç birşey diyememişti üstelik katı kuralları olan öğretmeni de yanındaydı ve herşeyi onunla aynı anda öğrenmişti.
Öğretmeni şaşkınlık ve kızgınlık içinde samantaya bakmış ve sert bir ses tonuyla konuşmuştu
-Buda ne demek samanta böyle birşey bir genç kız olarak yapmaya utanmadın mı seni ahlaksız , eminim annenin bu durumdan haberi yoktur zavallı kadın senin gibi bir kızı olduğu için ömrü boyunca utanç içinde yaşayacak"
Samanta ahıçkıra hıçkıra ağlıyor öğretmeninin sözleriyle utancından yerin dibine giriyordu, kendini öğretmeninin ayaklarının önüne attı ve yalvarmaya başladı
+Ne olur bayan karla size yalvarıyorum anneme birşey söylemeyin o çok hasta duyarda dayanamaz ölür"
Ama bayan karla hiç dinlemek niyetinde değildi çünkü samantanın kurtulmak için böyle bir bahane öne sürdüğünü düşünüyordu.
Birlikte ayrıldılar doktorun kliniğinden ve öğretmeni ona evine gidip dinlenmesini ne yapacağına sonra karar vereceğini söyledi.
Samanta bir kez daha diego yüzünden hayatının en büyük acısıyla karşılaşmış ağlaya ağlaya evinin yolunu tuttu hala sancıları tam geçmemiş halde evine gitti .
Annesi yine dikiş dikiyor makina sesinden samantanın geldiğini fark etmemişti
Samanta hemen elini yüzünü yıkamış sakinleşmeye çalışırken annesi onu fark etti ve neden erken geldiğini sordu
-Samanta, neden bu saatte evdesin senin şuan okulda olman gerekmiyormuydu neden derslerine girmeden geldin"
Samanta cevap verdi

+Hayır anneciğim bu gün sınav vardı ve sınavdan sonra dersimiz yoktu erken çıktık merak etme yani bir sorun yok "
Dedi.
Ama içi içini yiyordu annesi duymasın diye dua ediyordu korku içinde ne yaptığını şaşırmış karnı büyüdüğünde annesine ne cevap vereceğini düşünürken bu bebeği doğuramayacağını hatta annesi duymadan bir çare bulması gerektiğini düşündü
 
Ama unuttuğu birşey vardı ki oda öğretmeniydi
Bunu asla saklamayı düşünmeyen katı kuralları olduğu için samantanın yaptığı yanlışa ortak olmaya hiç niyetli değildi bu yüzden gizlice annesini aramış ve yarın samanta okula geldikten sonra annesinin de gelmesini ama samantanın bunu bilmemesi gerektiğini söyledi,
Annesi çok merak etmiş endişe içinde ne olabilir ki diye düşünmeye başlamıştı samanta ya da soramazdı çünkü öğretmeni samantanın bilmemesi gerektiğinin altını çizmişti defalarca.
O gece yine samanta ve annesi birbirinden habersiz hiç uyumamıştı samanta sessiz sessiz ağlıyor diegoya lanetler ediyordu, annesi ise içine düşen bir sıkıtıyla bütün gece neden öğretmenin gizli gizli onu çağırdığını anlamaya çalışıyordu.
Bu şekilde geceyi geçirdiler ve sabah oldu samanta kalkıp okula gitmek için hazırlandı aslında okula gitmeyi hiç istemiyor utancından okulda nasıl duracağını düşünüyordu ama bir yandan da gitmezse annesi nedenini sorar ve hatta anlayabilirdi bunun korkusuyla samanta mecburen okuluna gitti annesi onu uğurladıktan sonra gidip hazırlandı ve samantanın ardından okula gitti.
Samanta okula vardığında öğretmeni onu yanına çağırmış ve biraz beklemesini onunla önemli bir konu kpnuşacağını söyleyip beklemeye başladı,
Az sonra annesi de okula vardı ve öğretmenin yanına girdiğinde samanta annesini gördü ve büyük bir şok içinde annesine neden okula geldiğini sordu annesi daha cevap vermeden öğretmeni araya girdi ve " ben çağırdım" dedi samanta hemen anladı ve korku içinde öğretmeninin gözlerine bakarak başını salladı hiç konuşmadan ona yalvardı ama öğretmeni bunu umursamadan anneseni dönüp konuşmasına devam etti
-lütfen oturun az sonra söyleyeceklerim bir hayli zor şeyler olacak !"
Annesi iyice endişeye kapılmış samantaya baktı ve ağladığını gördü ve öğretmenine +Neler oluyor lütfen söylermisiniz samantanın nesi var neden ağlıyor beni buraya gizlice çağırmanız gerekecek ne oldu"
Öğretmeni cevap verdi

-Ben hemen söze gireyim fazla uzatmak niyetinde değilim zaten merak etmeyin (samanta hala ağlıyor ve yalvarıyordu öğretmenine)
Sizi buraya samanta için çağırdım çünkü bilmeniz gerektiğini düşündüğüm birşey var,
Dün samanta sınıfıda fenalaştı bende bizzat ona eşlik ettim ve bir kliniğe götürdüm ama duyduğum şeyler korkunçtu!"

+ neler söylüyorsunz kızım hasta mı yoksa nesi var lütfen söyleyin yavrumun nesi var" dedi ve ağladı
Öğretmen sözlerine devam etti
-Hayır merak etmeyin kızınız gayet sağlıklı hatta öyle ki hamile kalabilecek kadar!"
Bu sözleri duyunca samanta yere düştü ve ağlamaya başladı annesi ise duyduğu şeyi yanlış anlamadığına emin olmaya çalışıyor şaşkınlık içinde samantaya bakarak konuşmaya çalıştı


+Neler söylüyorsunuz siz doğru mu duydum ben, yo yo hayır bir yanlışlık olmuştur benim kızım doğruyu yanlışı bilir yapmaz değil mi samanta cevap ver ! " diye bağırdı ama samanta ağlıyordu annesinin yüzüne dahi bakamıyordu annesi yerinden kalktı ve samantaya doğru yürüdü o sırada öğretmen tekrark konuştu
- Bu şartlar altında samanta okula devam edemez okul içinde diğer kız öğrencilerin ahlakı bozulur ve erkek öğrencilerde samantayla birliktelik yaşamak isteyebilir bu yüzden samantanın varlığı artık okul için bir tehlike bu yüzden samantanın okuldan atılmasına displin kurulunca karar verdik ve bu kararı size annesi olarak sözlü ve yazılı ibraz ettik " dedi

Samanta başını kaldırdı "hayır olamaz" dedi annesi ise hala şok içinde samantanın yanına gitti ve onu yerden kaldırdı yüzüne baktı samanta ağlıyor annesine bakamıyordu
Annesi samantaya vurmaya başladı okuldan döve döve çıkardı okulun karşısında ki meydanda dövmeye devam etti o sırada marc arabasıyla ordan geçerken onları gördü ve durdu arabadan inip yanlarına koştu

-durun ne yapıyorsunuz hanımefendi neden bu kızı bu hale soktunuz " dedi ve samantanin başını dizine koydu o sırada annesi nefes nefese öksürdü ve bir anda yere yığıldı marc hemen kadını arabasına götürdü samanta peşindem koştu ağlayarak

-Annem hasta nefes almakta güçlük çekiyor ne olur ona yardım edin "dedi


Marc hastaneye götürdü hemen onları ama samantanın annesi zaten hastaydı ve yaşadığı stres ve şokun etkisiyle hastalığına yenik düşmüş ve ölmüştü.
Marc dışarda samantayı teselli ediyor durumdan habersiz annesinin iyi olacağını söylüyor onunda pansuman yaptırmasını istiyordu samantadan
O sırada doktor çıktı samanta ayağıya fırladı ve doktora annesinin durumunu sordu

-Doktor ne olur iyi birşey söyleyin annem hasta ona yardım ettiniz mi o iyi mi ne olur birşey söyleyin"

Doktor başını yere eğerek cevap verdi

Üzgünüm küçük hanım malesef anneniz sizinde dediğiniz gibi hastaymış ve yaşadığı ani şok ve stresle ciğerleri iflas etmiş yeterince oksijen alamadığı içinde kalbi durdu ve maalesef tüm çabalarımıza rağmen onu kurtaramadık üzgünüm" dedi


Samanta haykırarak "hayır olamaz anneem beni bırakma
Benim yüzümden lanet olsun tanrım benim yüzümden bu acıya nasıl dayanırım " dedi ve ağladı

Marc yanına geldi ve hastaneden çıkartmak istedi onu ama samantanın birden sancıları başladı acı içinde kıvranırken okul eteğinin altından bacaklarına kanlar akmaya başladı marc korkmuş doktor diye bağırmıştı samanta da gözlerinin önünde ölecek diye düşünüyor daha çok bağırıyordu doktor ve hemşireler samantayı alıp bir odaya götürdü ve muayene ettikten sonra bebeğinin düştüğünü anladılar
Dışarı çıkıp marc'a hamile olduğunu aldığı darbeler ve yaşadığı üzüntü yüzünden bebeğinin düştüğünü söylediler
 
O kadar Türk filmi izlersek böyle olur .isimler yabancı içerik Türk filmi özümüzden çıkamıyoruz yavvalla 2 gündür hastane işim vardı yeni hepsini okudum süper elinize sağlık
 
Samanta aynı gün hem en çok sevdiği annesini hemde daha alışamadığı, sevdiğinden bir parça olan bebeğini kaybetmişti .Hastane odasının kapısından içeri kocaman bir buket gülle birlikte Marc gelmişti bugün dr çıkabişleceğini söyledi Samanta ben çıkış işlemlerin hallettim istersen benimle gelebilirsin demişti Samanta çaresiz kabul etti ne gidecek bir evi ne annesi ne de 5 kuruş parası vardı..​
 
Samanta annesinin ölümü ve bebeğinin ölümü nedeniyle sinir krizi geçirmiş 3 gün hastanede kalmıştı.Marc hergün Samanta yı ziyarete gelmiş yanından ayrılmamış ve tüm ihtiyaçlarını karşılamıştı. Samanta Marc ın yoğun ilgisinin farkındaydı zaten marc da bu ilgiyi göstermek için elinden geleni yapıyordu.Samantanın aklında sadece diego vardı kırılan kalbi ve yok olan umutları onu çok üzüyordu..
 
Marc ın büyük gösterişli evi karşılarındaydı. Büyük bir bahçenin içinde iki katı olan kocaman bir taş ev.Marc istediği kadar kalabileceginiz söylemişti Samanta merdivenden çıkarken burada tek başına mi yaşıyorsun diye sordu marc a şimdilik evet bir donem kardesiyle yasadigini oda okumaya gidince tek kaldıgünü söyledi ..
 
Samanta evin içine girdiğinde mis gibi kokan yemek kokuları burnuna kadar gelmişti. Marc senin için yaptırdım hepsini hastanede tuzsuz yiyecekler kimse tarafından sevilmez diyerek gülümseyip samanta yi da bir nebze guldurmustu ardından kalacagi odasının içinde bir banyo olduğunu duş alıp isterse biraz dinlenip yemek yemek için aşağı inebilecegini soylemisti.samanta açıkmış yi ama önce odaya çıkıp biraz dinlenmek istediğini söyledi .üst kata çıktı samanta ve birseyler kırıldı ....Marc yukarı çıktığında samantayu yerdeki cam kirintilaeini toplamaya çalıştığını gördü.. çok özür dilerim sadece bakıyordum elimden kaydı diyebildi sesi titreyerek samanta .ama içten içe Diego nun bu evde resminin olması ne anlama geliyordu bunu düşünüyordu Marc benim haylaz kardesim işte böyle çerçevede bile rahat durmuyor bak işte sana beraber kaldığımız kardeşimden bahsetmiştim diyerek gulumsedi
 
samanta bir an önce o evden çıkıp,gitmek istedi.demek kendisine yardım eden,bu genç adam,diego'nun abisiydi.
ama nereye,nasıl gidecekti?yaşadığı zor günler dolayısıyla,kendini güçsüz hissediyordu.hastanede kaldığı 3 günlük süre,kendisini toparlamasına yetmemişti.üstelik karnı çok açtı ve beş kuruş parası yoktu.
marc'ın sesiyle kendisine geldi.
-yemek hazır samanta,duşuna al,aşağıya gel,seni bekliyorum.
marc odadan çıkınca,samanta,odaya göz gezdirdi.bir bekar evi olarak,oldukça temiz ve düzenliydi.eşyalar eski ama bakımlı,köşede konsolun üzerinde duran,antika bir vazo vardı.vazonun yanında,gümüş bir çerçeve içindeki fotoğrafta,5 kişi vardı.bir anne baba ve ikisi erkek,üç çocuk.demek ki,marc'ın Diego'dan başka bir de kız kardeşi vardı.peki o neredey di?burada yaşamıyor muydu?
 
sıcak duş,samanta'ya iyi gelmişti.üstüne,marc'ın giymesi için yatağın üzerine bıraktığı,sade ama temiz giyisileri giydi.
bedenine uygun,küçük çiçekli bir bluz ve mini bir şorttu bu.samantanın,süt gibi beyaz,düzgün bacakları,şortun içinde ,çok güzel görünüyordu.samanta bir an utandı ama yapacağı bir şey yoktu.kendi kıyafetleri,kan ve kir içinde,üstelik yediği dayaktan sonra ,parçalanmış vaziyetteydi.
basamakları inerken,midesi guruldamaya başlamış,bir kurt gibi acıktığını hissetmişti.
aşağıya indiğinde,marc'ın hayranlık dolu bakışlarıyla karşılaştı.marc, bir an bakışlarından,utandı.hemen gözlerini masaya çevirdi.
-gel samanta,umarım,yemekleri beğenirsin.senin için yaptım dedi.
samanta,masaya oturdu.8 kişilik masif mobilyadan yapılmış masanın üzerinde,bembeyaz bir masa örtüsü vardı.
porselen yemek tabakları ve gümüş çatal,kaşıklar,itinayla masaya yerleştirilmişti.samanta bir kez daha,bekar bir erkeğin bu kadar düzenli ve temiz bir sofra kurmasına şaşırmıştı.ama bu evde,şaşıracağı daha çok şeyler olacaktı.
 
yemekte,marc'ın ,çiftlikte yetiştirdiği büyük baş hayvanlardan kesip,hazırladığı yahni vardı.yanına koca bir kasede,yeşil sebzelerden oluşan,iştah açıcı salata ve yine çiftlikte yetişen,mısırlardan haşlamıştı.bir de kırmızı şarap açmıştı marc.
kristal kadehe şaraptan bir miktar koyarak,samantaya uzattı.bizim üzümlerden,ev yapımı şarap dedi.

samanta şaraptan,bir yudum aldı.ama içki içmeye pek alışkın olmadığı için,devamını getirmedi.
tabağına biraz salata,biraz marc'ın uzattığı etten aldı.yahni çok lezzetliydi.anında tabağı silip süpürdü.
marc,yüzünde belli belirsiz bir gülümsemeyle;
-biraz daha alır mısın samanta?
-teşekkür ederim,yeterli geldi.
samanta,.aslında biraz daha yiyebilirdi, ama utanmıştı.
 
samanta,sofrayı kaldırmakta,marc'a yardım etti.yemek sonrası marc, balkonda birer kahve içmeyi teklif etti.
samanta'yla biraz sohbet etmek istiyordu.
samanta,balkona geçerken,marc elinde,mis gibi kokan kahvelerle,balkona,samantanın yanına gelip,ayakta durdu.samanta,kahvesinden bir yudum aldıktan sonra,göz ucuyla,marc'ı süzdü.marc,kardeşi Diego'nun aksine,zayıf.çelimsiz bir yapıdaydı.pek yakışıklı da sayılmazdı.ama değişik bir çekiciliği vardı.sessizliği ilk bozan marc oldu.

-samanta,bu gece iyi bir uyku çek,iyice dinlen.sabah,ne yapacağımız konusunda konuşuruz.
sahi kuzum,senin bir akraban var mı?

-hayır marc,kimsem yok benim.biliyorsun annem öldü.babamı da daha önce kaybetmiştim.başka akrabam var mı bilmiyorum.hiç birisiyle tanışmadım daha önce.ama sana yük olmam.yarın ilk işim bu evden ayrılmak olacak

-saçmalama samanta nereye gideceksin?hem hiç akrabam yok diyorsun.ayrıca,burada istediğin kadar kalabilirsin.iyice dinlen,bunları sonra konuşuruz.ben yarın işe gitmek zorundayım,sabah,evin kahyası ve yardımcı bayan gelecek.hafta sonları onlara izin veriyorum,hafta içi benimle beraber kalıyorlar.

samanta,bu evde,marc'la yalnız yaşamayacağı için sevindi.nihayetinde,genç ve yeterince tanımadığı bir erkekle aynı çatı altında,tek başına olması yakışık olmazdı.

kahvesini bitirdikten sonra,dinlenmek için izin isteyerek,odasına çıktı.küçük bir odaydı bu ama,içinde,banyosu,küçük bir komidin ve birkaç elbise asılabilecek,küçük bir dolap vardı.yatakta,bembeyaz çarşaflar serilmişti.samanta yatağa uzandı,bu gece rahat uyuyabilecek miydi?hafif bir tedirginlik duyuyordu.birden odanın kapısını kilitlemek,aklına geldi.
kalktı,kapıyı kilitledi.komidinin üzerinde duran sürahiden,bardağa su doldurup,bir yudum aldı.tekrar yatağa uzandı.şimdi kendini daha güvende hissediyordu.
 
O geceyi orada geçirdi.
Samanta sabah uyandı ve marc gitmişti zaten akşam haber vermişti ona.
Evde çalışan yardımcılar gelmişti ve anlaşılan Marc samantadan söz etmiş onu memnun etmeleri konusuda uyarmıştı gitmeden önce,
Samanta ilgi alaka gördükçe mahçup oluyor ve kendini hiç rahat hissetmyordu gururlu bir kız olan samanta her şeye rağmen gitmesi gerektiğini ve kimseye yük olma hakkının olmadığını düşünüyordu.
Samanta gitmeye karar verdi ancak Marc evde yokken gitmenin saygısızlık olacağını düşünse de başka türlü Marc'ı ikna edemeyeceğini düşündü ve bir kağıda bir iki veda cümlesi yazdı

"Sevgili marc;
Hayatımın en zor gününde hiç tanımadığın halde yanımda oldun bana testek oldun iyileşmem için elinden geleni yaptın, yaşadıklarım hiç kolay değil ve bunu atlatabileceğimi sanmıyorum ama bununla yaşamayı öğrenmem gerek.
Yeterince sana yük oldum sanırım artık gitmem gerek senin düzenini bozmaya hakkım yok ve daha anlatamayacağım bir çok sebep var o yüzden üzgünüm yüzyüze vedalaşmak istesem de bunu kabul etmeyeceğini bildiğimden dolayı en iyisi sessiz sedasız gitmek,
Çok iyi bir insansın keşke herkes senin gibi olabilse yaptıkların için çok teşekkür ederim.
Hoşçakal."

Samanta evdeki çalışanlara gitmesi gerektiğini ve marc gelince elindeki kağıdı uzattı ve marca vermelerini söyledi.

Samanta oradan ayrılmış annesi ile yaşadığı eve gitmişti bu hiç kolay birşey değildi
Eve gittikçe yaklaşıyor ama yaklaştıkça da yol uzuyordu sanki, her bir adımı beyninde hissediyor gözünün önünde annesini kaybettiği gün canlanıyor her karesini yeniden yaşıyordu
Kalbi ağzıda kuş misalı çırpınıyordu nefesi kesik kesik evin kapısına varmıştı soluğunun sesiyle sağır olacakmış hissiyle bir an annesinin sesiyle bu ıssızlık dağılacak gibi hissediyordu ama bir yandan da annesinin artık evde olmadığını ve bir daha sesini duyamayacağını biliyor ve bunu düşündükçe ürperiyordu.

Elini kapıya uzattı samanta son cesaretini topaldı ve kapıyı ağır ağır açtı kapı tiz bir sesle gıcırdadı evin içinden gelen tek ses bu olmuştu
Samanta kalbinin parçalandığını ve darmadağın olmuş gibi hissediyordu
Annesinin soluğu yoktu artık solgun yüzünü bir daha göremeyecekti evin her köşesine sinmiş olan kokusu bile bir kaç güne onu terk edip gidecekti.
İçerdeki sessizlikte annesinin odasına gitti ağlamıyor gözünden yaş akmıyordu tek hissettiği göğsünden birşeyler yırtılırcasına bir acı vardı tarifi imkansız eşi benzeri olmayan bir acıydı hissettiği,
Elini annesinin dikiş dikerken saçına bağladığı fulara uzattı ve dudaklarına götürüp öptü sonra sıkıca göğsünün tam ortasında hissettiği acının üstüne koyarcasına bastırdı, dudaklarından derin bir ses tonuyla "Anne" sözcüğü ile sol gözünden bir damla yaş düştü dudaklarına ve olduğu yerde yığılıp annesinin yatağının yanına oturdu ne kadar kaldı o odada kaç saat geçti hiç bilmeden oturdu zamanın saatin farkında olmadan kalakalmış sadece içindeki acıyı yaşadı belki saatlerce hiç farkında olmadan.
 
Marc toplantıları nedeniyle işi uzun sürmüş ve biraz gecikmişti eve mahçup bir hisle girmiş hemen samantayı sormuştu ama aldığı cevap karşısında şaşırmış ve üzülmüştü çalışanlarına neden daha önce haber vermedikleri için kızarken mutfakta çalışan bayan elinde bir kağıt uzattı marc'a
Marc merak içinde kağıdı aldı ve hızlıca açtı okumaya başladı bu samatanın ona veda etmek için yazdığı mektuptu
Şaşkınlık içinde okumuş samantanın bu yaptığına bir anlam verememişti acaba bana güvenmedi mi diye düşünmeye başladı sonra ise aklına belkide sevgilisine gitti bebeğinin babasına sonuçta onun hayatıda bir erkek vardı ve onu yanında olmasını istemiş olabilir diye düşünürken kıskanmış ve kendine kızmıştı

"Aptal Marc ne bekliyordun ki samanta o gün annesini kaybetmese bir bebeği olacaktı ve elbette o bebeğin bir babası vardı onun yanına gitmek yerine neden seninle kalmak istesin ki" diye söylenirken buldu kendini ve kendi hisleri daha çok şaşırttı onu çünkü bir anlam veremiyordu ama buna rağmen de kendini onu düşünmekten alıkoyamıyordu bunun merhamet duygusu olduğuna karar vermiş onun o çaresiz haline acıdığını düşünmüştü.
Uzun uzun sessizce samantayı düşündükten sonra odasına gitti ve samantanın kokusunu duyar gibi oldu o an gözünde samantanın sabah ki merdivenlerden şortuyla süzüldüğü an canlandı ve hemen kendine kızdı neler düşünüyorum genç bir kıza nasıl şehvet duydum diye kendi kendine hayıflanarak çıktı odadan kendi odasına gidip uyudu o gece yemek yememiş bir an önce gün bitsin diye uyumak istemişti
 
aradan geçen aylar,marc'ın samanta'yı unutmasına neden olmamıştı.marc, hala samantayı düşünüyor,ona ulaşmanın yollarını arıyordu.samanta'ysa,marc'ı unutmuştu.arada aklına gelse bile,yardımsever bir insan olarak,minnet duygusundan,öte geçmiyordu hisleri.

olay yaşanalı 3 ay kadar geçmişti.samanta,annesinin evinde tek başına yaşamaya başlamış,komşu çiftliklerden birinde,iş bulmuştu.mutfakta çalışan bayana yardım ediyor,hayvanlarla ilgileniyordu.upuzun sapsarı saçlarını kısacık kestirmiş,epeyce de kilo vermişti.bu haliyle küçük bir erkek çocuğundan farkı yoktu,üstelik,kılık kıyafetlerini de değiştirmiş,çiçekli elbiseler yerine,işçi tulumları,bol pantalonlar ve gömlekler giymeye başlamıştı.böyle daha az dikkat çekeceğini düşünüyor,çiftlikte çalışan genç erkeklerin,ilgisinden kurtulacağını düşünüyordu.
 
marc,her ne kadar yaptığının yanlış olduğunu düşünsede,duygularına engel olamıyor,hergün samanta'yı düşünüyordu.belki samanta'Nın hayatında birisi vardı,ya da kaybettiği bebeğinin,babasıyla barışmıştı.marc,bu düşüncelerle,günlerce,mantığı ve duyguları arasında gidip geldi.
bir akşam,ev telefonu çaldı.ahizeyi kaldırdığında,karşısında ki sesle bir an mutlu oldu.arayan,diego'ydu.
-nasılsın marc?
-Diego,aman tanrım ,aylar sonra nereden aklına geldim?
-hemen siteme başlama marc, aradım işte,nasılsın?
-ben iyiyim,ya sen?
-ben çok iyiyim,sadece artık,her ay gönderdiğin para yetmemeye başladı.biraz artırman gerekiyor.
-Diego,sana gönderdiğin o parayla,iki kişi geçinir,ne yapıyorsun o kadar parayı,tanrı aşkına?
-uzatma marc,yetmiyor diyorum.kızlar falan, anlarsın işte.
-birşeyler ayarlamaya çalışırım Diego,ama çok fazla bir şey bekleme.çiftlikte de işler yolunda değil,birkaç çalışanı işten çıkarmak zorunda kaldım.sıkıntılı günler geçiriyoruz.
-öfff uzatma marc,sen halledersin,hatta halletmek zorundasın.abim değil misin?
-tamam Diego,dediğim gibi,birşeyler ayarlamaya çalışacağım.
-hoşça kal marc.
-hoşça kal Diego,derslerine odaklan ve okulunu biran önce bitir.çiflikte sana ihtiyaç var.
-tamam tamam,görüşürüz.
 
marc,akşam yemeğinden sonra,odasına çekildiğinde,diego'yla konuşmalarını düşünmeye başladı.diego,gününü gün ederken,kendisi küçük yaştan beri,sorumluluğu yüklenmiş,hayatını yaşamaya hiç fırsat bulamamıştı.için için Diego'yu kıskanıyor,keşke küçük kardeş olan ben olsaydım diyordu.

o gece hiç uyuyamadı ,marc.sabahın ilk ışıklarına kadar,odasının penceresinden,komşu çiftliklerin ışıklarını seyretti.tam karşıdaki çiftikte,yaşlı bir karı koca,3 oğlu,2 gelini ve beş torunuyla kalabalık bir aile yaşıyordu.marc,zaman zaman çiftliği, dolaşmaya çıktığında,komşu çiftliğin sınırlarına yaklaşınca,oyun oynayan çocukların sesleri,kadınların kahkahalarıyla,içini garip bir kıskançlık kaplıyordu.

uzaktan ışıkları belli belirsiz gelen çiftliğin sahibi ise,buraların en zengin kişisiydi.toprakları oldukça büyük,yanında çalışanları bir hayli kalabalıktı.çiftiliğin sahibinin karısı genç yaşta ölmüş,adam 4 kız evlatla, başbaşa kalmıştı.ölen eşini ve kızlarını çok sevdiği için bir daha evlenmeyi düşünmemiş,kendini kızlarını eğitimine ve işlerine adamıştı.

kızlardan büyük olanı hiç evlenmemişti.babasıyla beraber,çiftlik işlerini yürütüyor,her konuda babasına yardımcı oluyordu.adeta bir erkek evlat gibi babasının sağ kolu olmuştu.iki küçük kardeş,başka çiftlik sahiplerinin oğullarıyla evlenmiş,çoktan çoluk çocuğa karışmışlardı.en küçük kız ise,diego gibi,başka bir şehire veterinerlik okumaya gitmiş,okulunu bitirince,babasının hayvanlarına bakabilmek için,geri dönecekti.

marc,bu gece yeni kararlar almıştı.artık biraz da kendisi için yaşayacaktı.evlenip,bir aile kurmak,çoluk çocuğa karışmak istiyordu.bu düşüncelerle,uykuya daldı.uyandığında,saatin geç olduğunu farkedip,apar topar giyinip aşağıya indi.bugün onun için önemli bir gündü.aldığı karaları,uygulamak için,uzak çiftliğe,kısa bir ziyaret yapacaktı.
 
kızlar,çok uzun yazdım farkındayın ama,beynimden fikir fışkırıyor
bundan sonrasını siz devam edin,isterseniz.marc ziyaret ettiği çiftlikte samanta nın çalıştığını görsün,konu ordan devam etsin.hadi,kalemize kuvvet...
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…