marc,öğlene doğru kalkmıştı.bu yüzden,alt katta duran kahvaltı masasındaki yiyeceklere dokunmadan bir kahve doldurdu,kendine.mis kokulu kahve fincanını eline alarak,kapının önündeki ahşap basamağa oturdu.bugün yapacağı ziyareti düşündü,ziyaret için nasıl bir bahane bulabilirdi?çünkü sık ziyaret etmezdi,bu uzaktaki çiftliği.çiftlik sahibi şüphelenebilirdi.
arkasından gelen sesle bir an irkildi,bağıran,yıllardır kendisine annelik yapan evin emektarı kate'di.
-marc,kahvaltına dokunmamışsın,lütfen sofraya gel ve omletini ye.
kate,marc'ın annesi öldükten sonra,marc ve kardeşlerinin bakımını üstlendiği için,aralarında anne oğul ilişkisi olmuştu,bu yüzden marc'a çıkışma hakkını kendinde buluyordu.marc 'ta kate ve eşi Adam'ı evinde çalışan insanlar olarak değil,evin fertleri gibi gördüğünden,aralarında böyle konuşmalardan rahatsız olmuyordu.
-yemeyeceğim kate,hiç aç değilim,üstelik hemen çıkmam lazım.adam'a söyler misin,rüzgarın kızını hazırlasın.
rüzgarın kızı,marc'ın atıydı.3 yaşında,annesi bir İngiliz kısrağı olan,doru renkli çok güzel bir attı.
kate söylenerek,ahıra doğru yürüdü.adam,ahırda atları tımar ediyordu.
-adam,rüzgarın kızını hazırla,marc,dolaşacak galiba.
-nereye gidiyormuş,bu saatte,o herzaman akşam üzeri dolaşırdı,atıyla.
-bilmiyorum. marc genç bir insan,nereye gideceğini soramam ya.belki bir gönül işi vardır,ne dersin ha?
-ne güzel olurdu değil mi kate,çiftlikte,genç bir kadın ve çocuk sesleri,çiftliğe hayat gelirdi.
-ahhh keşke.
marc,ahırın kapısında göründüğünde,adam çoktan,atı hazırlamış,yemini vermişti.
marc, çevik bir hareketle ata bindi.atın üzerinde,dik ve kendinden emin duruşu,ufak tefek olan marc'ı,heybetli gösteriyor,ona bir çekicilik kazandırıyordu.
-akşam üstü dönerim,adam.sen bu arada mısırları almak için gelen tüccarla konuşur musun?
-geçen seneki fiyatı mı isteyeceğiz marc.istersen,bir miktar zam yapalım.
-tüccarın kabul edeceğini sanmıyorum,mısırları bir an önce elimizden çıkarmamız lazım,diego benden para bekliyor.
-ah bu Diego,ne zaman büyüyecek...nesine yetmiyormuş ,gönderdiğin para?
-neyse adam,dönünce konuşuruz.