Hadi bir hikayemiz olsun :)

leo, babasının ondan kurtulmak istediğini biliyordu.bu yüzden başına gelecekleri az çok tahmin edebiliyordu.
üstüne birşeyler alarak,kapıya çıktı.

alex,verandadaki,ahşap banka oturmuş,başını ellerini arasına almış,düşünceli bir halde,oğlu leo'yu bekliyordu.
leo babasına yaklaştı.elini babasının,omuzuna koydu.babasını bu sıkıntıdan kurtarmak istiyordu.
seni anlıyorum baba,dedi.sana kızmıyorum.başka çaren yok biliyorum.
ben sana ayak bağı oluyorum.ava gittiğinde,günlerce,kulübeye uğramıyorsun,aklın bende kalıyor.
benim için de,en doğrusu bu.yanlız kalınca korkuyorum.hem tatillerde,gelebilirim değil mi?

son cümleleri söylerken leo'nun boğazı düğümlendi.alex,oğluna sıkıca sarıldı.her zaman,geleceksin dedi.baba,oğul ağlamaya başladılar.
 
emily,kucağında bebekle,olanları uzaktan izliyordu.o da çok duygulanmıştı.
aklından bir an,ben alex'le kalıp,hem leo'ya,hem heda'ya bakabilirim diye geçirdi.ama bu düşüncelerinden,hemen kurtuldu.
bakalım alex,onu ister miydi?
nihayetinde,yıllardır yalnız yaşayan,kadınlara güvenini kaybetmiş bir adamdı.
 
Ve leo sarılmayı bırakıp içeri girirken birden arkasını döndü ve - Babaa beni bırakma annemdn sonra seninlede ayrılamamm lütfen Bende seninle ava gelirim artk koca adm oldum öyle değilmi? Alex şaşkın bir şekilde leoya bakdı ve yüzündeki hüzünü gördü ve içi parçalandı ne yapıyordu biricik oğlundn oda ayrılamazdı ki bir an oğluna sarıldı ve özür dilerim özür dilrm seni seni bırakamam ki ben diyerk öpmeye ve ağlamaya başladı...
 
Devamını getirem diyorum ama milletin anaç duyguları kabarmış haksız da sayılmazsınız da çocuk iki gözünü belertti diye şizofren ilan ediverdik
 
O gün akşam yemeklerini yemişler otururken Alex e bir telefon geldi .Yüz ifadesine bakılırsa gerilmisti ve tedirgin ve panik hali Emily nin dikkatini çekmişti bellu etmese de Alex in tavırları Emily i rahatsız etmişti. Alex kısa süre sonra hava alcagini söyleyerek çıktı leo koltukta uyuyun kalmıştı Head nin da karnı yoktu o da uyuyordu. Emily sessizce odadan çıkıp uzun koridorda ilerledi ve dış kapıdan baktığında Alex in hararetli şekilde telefonla konuşurken hızla karanlıkta kaybolsunu izledi ve peşinden gitmeye karar verdi... .Alex telefondaki kişiyle konuşurken Hayır bunu yapamazsınız diye bağırıyordu Yanına bir araba yaklaştı farları açık bırakılan arabanin içinden uzun boylu kırmızı giyimli bir kadın ve yanında ufak tefek bir adam belirdi.Alex in öfkesi gittikçe artmıştı panik hali elini başına koyması bir sağa bir sola giderek konusmasi işin ciddiyetini artırıyordu. kadın sessiz sakin konuştuğu icin hicbirsey anlasilmiyordu.Alex Hayır bunu yapamam diye bağıriyordu sonra yanında getirdiği av tüfeğiyle kadına ve adama arka arkaya ateş etti kadın ve adam oraya yigilivermisti Alex hızlıca adamı ve kadın arabanın arkasına taşıdı ve arabaya binip arabayi sürerek kranlikta kayboldu.........Emily korkudan kalbi ağzında atarak hızla kulübeye kosuyordu şoka girmişti Alex biraz önce gözünün önünde iki kisiyi öldürmüş ve arabayla onları götürmüştü.Emily tek güvendiği adamın bir katil olduğunu düşündükçe ağlıyor ve koşmaya devam ediyordu.eve geldiğinde leo ve head italya dev ediyordu Emily kapiyi kapatip bebeğin yanına kivrilmisti ve ne yapacagini disunuyordu......Sabah olmuş Alex oğlu leo ya burada güvenli olmadığın işlerin karıştığı ve mutlaka yatılı okula gitmesi gerektiğini söyledi leo babasının tuhaf islerini az çok biliyordu ve ağla ağlayan kabul etti babasınin onu korumak istediğinden emindi .Emily sesini hiç çıkarmdan onları izliyordu sabaha kadar uyumamisti şimdi anlıyordu leo yu neden gondermek istegini...Alex leo nun hazırlık yapmasına yardım etti .elindeki çantayla hazırım baba dedi ve kasabaya doğru yol aldılar .
 
bugün sırf bu hikaye yüzünden etkilendm ve rüyamda en son yazdığım kısmı gördüm ve hikayye uyarladım nasıl bir rüya idi anlatamam korkunçç uyandım geri uyuyum dedim peşimdelerdi birinin katil oluşunu izledim elimde kayıt vardı çektim çünkü oğlunu korumak isteyen zengin baba peşime düştü
 
alex,kasabanın çıkışında bulunan,tren garına doğru sürdü arabasını.arabada leo ve o hiç konuşmadılar.alex'te en az leo kadar üzgündü.ama başka çaresi yoktu.
tren garına geldiklerinde,alex güneye bir bilet aldı,treni beklemeye başladılar.

leo,güney Arizona'da bir yatılı okula gidecekti.sadece erkek çocuklarının okuduğu,manastır gibi bir okuldu bu.leo,burayı bitirince,rahip olacaktı.aslında alex,oğluna dini bilgileri hiç öğretmemişti.leo ne öğrenirse,okulda öğrenecekti ve öğreneceği bu bilgiler,onda fazlasıyla merak uyandırıyordu.
leo zeki bir çocuktu.babası ona,evde okuma yazma,ve matematik öğretmişti.kasabaya indiğinde,aldığı kitapları,hemen okuyup bitiriyor,canı sıkıldğında,aynı kitabı bir kaç kez daha okuyordu.okumayı seviyordu.dini bir okula değilde,meslek öğrenebileceği bir okula gitseydi,geleceği çok parlak olabilirdi.

alex'in kafasından bu düşünceler geçerken,tren düdüğünü çalarak perona girdi.burada 10 dakika kalacaktı.alex,son birkez leoya baktı.leo,üzgün görünüyordu.alex,yolda acıkırsa,yemesi için,birşeyler almıştı.torbayı leo'ya uzattı.bunlar yanında dursun,valizine koyma,acıkırsan yolda yersin,dedi.
 
leo,isteksizce,babasının uzattığı,torbayı aldı.alex ,oğluna son kez sıkıca sarıldı.gözleri dolmuştu.
leo trenin kalkış saatinin gelmesini beklemeden,trene bindi.bilette yazan,23 numaralı koltuğu buldu,oturdu.cam kenarına düşmüştü.hiç olmazsa,9 saatlik yolda,camdan dışarıyı seyredebilecek,yaşadığı yerlere,son kez bakabilecekti.

camdan,gözü peronda bekleyen,babasına takıldı.babası,o güçlü kuvvetli adam,bir anda çökmüş gibiydi.omuzları düşmüş,sırtı bükülmüştü.
tren acı acı,son kalkış düdüğünü öttürdü.babası son anda,trene binse,leo'yu kucaklayıp indirse,leo çek mutlu olurdu ama boşuna bekledi.tren yavaş yavaş perondan çıkarken,alex,tutamadığı gözyaşlarını,leo' dan saklamak için arkasını döndü.giden trene bakamadı.tren,gözden kaybolana kadar,bekledi.
leo artık,bir bilinmeyene doğru yol alıyordu.
 
Alex eve geri döndüğünde Emily i göremedi.ne bebek ne de Emily yoklardi.Alex seslendi fakat evde kimse yoktu.telaşla odalara baktı ama hiç bi yerde yoklardi.Alex onlar için endişelenmeye baslamisti ki sehpanın üzerinde bir not buldu.hemen alip okumaya başladı
"Alex dün seni gordum.o kadini ve adamı ne yaptın?nereye goturdun?neden vurdun?bilmiyorum.bildiğim tek şey artık sana guvenemeyecegim,dün OLANLARDAN sonra kendimi senin yanında nasıl güvende hissedebilirim.bebeği de alıyorum ona bakabilecegini düşünmüyorum.herşey için teşekkürler .hoşçakal"
Yaziyordu notta.
Alex çok üzgündü Emily i kaybettiğini dusunuyordu.ve bu canını çok sıkıyordu.
Alex koltuğa oturdu.dakikalar geçiyor,saatler birbirini kovaliyordu. Alex oturduğu yerden hiç kalkmamisti.akşama doğru hava kararmaya başlamıştı ki kapı çalındı.Alex kapıya koştu karşısında duran Emily di.
Emily
-yapamadim lanet olsun gidemedim.şimdi bana herşeyi anlatacaksin
Dedi .
Alex mutluydu hic birsey söylemeden Emily e sarıldı.
-anlatacağım söz veriyorum anlatacağım.fakat bebek nerde?
Emily
-o küçücük bebeği senin gibi tehlikeli yada başı belada bi adamin yanında tutamazdim.çok sevdiğim bir arkadaşıma emanet ettim.kendisinin de iki çocuğu var.benim için bebeğe bi sure bakmayı kabul etti.şimdi bizde seninle su içinde bulunduğun durumu açıklığa kavuşturulim bakalim
Dedi
Alex emily e bir kez daha sımsıkı sarıldı
-lanet olsun!bir daha gelmeyeceksin sandım.uzun zamandır kendimi böylesine şapşal hissetmemistim.bana ne yaptın bilmiyorum ama gitmeni istemiyorum
Dedi
Bu durum Emily nin hoşuna gitmişti.ancak kafasında hala aydınlanmayı bekleyen sorular vardı....
 
Alex hem kendine kızıyor hemde başka çaresinin olmadığını düşünüyordu hayatının bir düzeni yoktu leo yu da böyle bir yaşamın içinde tutmaya hakkı yoktu o henüz bir çocuktu ve alacağı eğitimle hayatına düzen kurabilirdi ilerde diye düşünürken arabaya doğru ilerliyordu arabasına bindi ve hızla tren garından uzaklaşmak istedi süratle oradan uzaklaştı ormana geri dönmüş evine yaklaşmıştı karanlık kasvetli ve artık bir mana taşımayan evine eve iyice yaklaşınca içini tarifi olmayan bir hüzün kapladı ooh leoo talihsizsin evlat sana verebileceğim iyi bir hayat olmadı diye hayıflandı içinden gözlerinden yaşlar süzülerek.
Kapıya iyice yaklaştı fakat içinde kapıyı açacak cesareti bulamamıştı ve derme çatma tahta merdivenlere oturup biraz sakinleşip eve girmek için cesaretini toplamaya çalıştı içinde bulunduğu buhran ona yeterince ağır gelmişti.
Bir süre Alex kapı eşiğinde oturdu ve birden kapı acı acı gıcırdadı ağır ağır açılan kapıya dönüp baktı ve Emliyi gördü onu görünce tamamen onu unuttuğunu düşünüp ayağıya kalktı birbirlerine bakıp sustular çünkü her ikisinin de birbirine söyleyecek bir söz bulamadıkları için susmak zorunda kalmışlardı hüzünlü bakışlarla baktılar sadece
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…