Sanki çocuk dünyaya kendi gelmek istemiş gibi hayatı boyunca yurtlarda büyüyecek aile sevgisi görmeden kendi başına bir odası olmadan şımaramadan o kadar üzüldüm ki bu yazıyı okuyunca belki aldirsan bile bundan iyiydi yani
yoo tam tersi hastaneden ciktigi gibi ona kavuşmak icin yillarca emek vermis sira bekleyen bir ailenin kucagina dusecek, el bebek gül bebek büyüyecek.
bakamayacagi cocuga "kuru ekmek yesin annesj yaninda olsun" diyen yorumlar var.
ne sacma
evlat edinen annesi de anne olacak ve basinda duracak zaten.
bence annenin yapacagi en iyi sey kolostruldan (ilk gelen saglikli sutten) cocugu mahrum etmemek ve devlet gorevlilerinden cocugu bir aileye verilene kadar emzirmeye devam etmesini istemek, en azindan gunde birkac kere bebegi emzirmesi .
onun disinda da rıza kagidina imza atmasi
Sanki çocuk dünyaya kendi gelmek istemiş gibi hayatı boyunca yurtlarda büyüyecek aile sevgisi görmeden kendi başına bir odası olmadan şımaramadan o kadar üzüldüm ki bu yazıyı okuyunca belki aldirsan bile bundan iyiydi yani
siz hiç eşler arasında bile cinsel şiddet olduğunu duymadınız mı? cinsel şiddet, sadece tecavüz olarak ortaya çıkmaz. partnerinin doğum kontrol araçlarına erişimi ya da bir erkeğin partnerinin ısrarlarına rağmen cinsel ilişki esnasında doğum kontrolü uygulamaması cinsel şiddettir. evlilik içi ve dışı ilişkilerde çok yaygın cinsel şiddet örnekleri verdim ve bu sadece küçük bir kısmı idi. bunun yanı sıra kadın sağlığı merkezlerinin sistem içinde eritilerek bunları "anne ve çocuk sağlığı merkezlerine" çevrilmesi de devlet tarafından kadına uygulanan bir cinsel şiddettir. kadınların cinsel sağlığı konusunda bilgi alması, doğum kontrol yöntemlerine erişimi ve daha birçok konuda destek alması örtülü şekilde imkansız hale getirilmiş oldu. ülkemizde birçok kadının doğum kontrole ve istenmeyen gebelik oluşması halinde gebeliği sonlandırma yöntemleri artık mevcut değildir.
ben bu konunung erçekliğine inanmıyorum ama yine de bazı konularda düşüncelerimizi doğru zemine oturtmak için araya girmek istedim.
Zaten tecavüz derken sadece fiziksel zorlamadan gibi bir şey olduğunu söylemedim. Bir çok olay tecavüz sayılabilir. Bilirkişi gibi konuyu açıklamaniza gerek yoktu.
Ayrıca bu konuda bana geçmedi.
Ama kınamayın başınıza gelir tarzı yapılan yorumlar ayrı ilginç.
Konumuz gerçekmi bilemem ama çözüm burada değil. Bakamayacağınızı düşünüyorsanız elbette evlatlık verin. Eğer hastane kontrolüne gidiyorsanız orada yada sağlık ocağı en kötü kadın sığınma evlerinde bile yardımcı oluyorlar. Hamilelik boyunca kontrolleriniz yapılıyor, doğumdan sonra tüm haklarınızdan vazgeçtiğinize dair kâğıt imzalıyorsunuz. Bebek önce devlet korumasına geçiyor. Sonra da uygun olan aileye evlatlık veriliyor . Allah yardımcınız olsun
Zaten tecavüz derken sadece fiziksel zorlamadan gibi bir şey olduğunu söylemedim. Bir çok olay tecavüz sayılabilir. Bilirkişi gibi konuyu açıklamaniza gerek yoktu.
Ayrıca bu konuda bana geçmedi.
Ama kınamayın başınıza gelir tarzı yapılan yorumlar ayrı ilginç.
sevgili BBlanc12
alıntı yapılamıyor metnindeni ve birçok olay tecavüz sayılmaz. tecavüzün tanımı Türk Ceza Kanunu'nda açıkça ortaya konmuştur.
TCK m. 102.: (1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlal eden kişi, mağdurun şikayeti üzerine, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi durumunda, yedi yıldan on iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
bilirkişi değilim ama en azından cinsel şiddet, cinsel istismar, basit cinsel saldırı ya da nitelikli cinsel saldırı gibi kavramların hepsinin tecavüz olmasığının farkındayım. üslubunuz da son derece çirkin idi.
bir tecavüzü kanıtlamak nispeten daha kolay iken -ki evlilik içi ise bunun dahi bir yolu yok- ve bunun cezalarının sınırları net şekilde TCK'da çizilmişken partnerinin doğum kontrole erişimini engellemekten doğan cinsel şiddetin kanıtlamanın hiçbir yolu yok maalesef.
ancak tecavüz durumunda bir kadının istenmeyen gebeliğini "hoş görmek", bazı durumlarda tecavüze uğramamış ama şiddet altındaki kadınların yaşadığı zorlukları dışlamak olur. "gerçi hoş görmek bizim neyimize? bu ne biçim bir kibir?" demeden edemiyor insan.