Karar aşamasındayım, fikirlerinize ihtiyacım var :(

Yok ben nişanlınızın evinde kalma fikrini ailenize nasıl ikna ettirdiniz merak ettim.
Ne işiniz vardı ki ailesinin evinde ?Buradan işin laşkalaşacağını tahmin etmeniz gerekiyordu.
Ablanızı falan evden kovmalar bilemiyorum İyi düşünün ....
 
Sanırım demek istediği şu, ailen zaten maddi yönden sıkışığız demiş, sen evlilik öncesi çalışıp yardımcı olacağına sırf nişanlın istedi diye işten çıkıp daha beter herşeyi onların omuzuna yıkmışsın.

Ben çalışmak istedim, ama sevince gözüm kör oluyor kelimenin tam anlamıyla ve ondan başka olmayacakmış gibi hissediyordum, taleplerini agresif şekilde değil daha çok çocuklaşarak küserek talep ettiği için bende sinirli bir insanım böyle bir talep karşısında bir şey yapamadım. Tabi yanlıştı evet, çok uzun süre çalışma konusunda ısrarcı oldum rahatsızlandım üzüntüden, rahatsızlandığım zaman kabul etmişti anlık olarak çalışmamı. Ayrıca ben aileme hiçbir şekilde yük yüklemedim, ben evleneceğim ve siz şunları bunları yapacaksınız asla demedim. Aksine benim kendi birikimimle yine o nişanı tek başıma yapmış bir insanım. Ailemi mağdur etmedim. Her türlü maddi mağduriyetin önüne ben kendim geçtim ve geçecektim.
 
Bence de trol bu mümkün değil böyle bişey olması hiç bir mantıga akla sevgiye uygun değil sırf nasıl sallamış diye okudum:)

Trol değilim, neden böyle bir şey yapma gereği duyayım? Size yaşadıklarımı anlatıp fikir almak istedim sadece başka herhangi bir amacım yok.
 
Off çok uzun. Babasıyla olan ilk mevzudan sonrasını okumadım. Erkek haliyle resmen laf taşımış. Fitnelemiş ortalığı..
Nişanlıyken neden gidip kaldın ki onlarda çok gereksiz.. Nişanlıyken bunu yapan adam evliyken neler yapmaz.
Evlenip gör çekeceğin var bunlardan..
 
Kendini harcama bence. Olmaz öyle koca da evlilik de. Nasıl gidip kaldınız aynı evde onu da anlamadım. Benim babam biz kocamla nişanlı olduğumuz vakit başka şehire kuzeninin düğününe bile yollamadı beni iki günlüğüne. hiç harcama ömrünü karşına ne kısmetler çıkar. Çok vurursun kafanı duvarlara sonra.
 
Kendi elinle kendi evliliğini çatlatmışsın.

Ailen çalışmak için oraya göndermedi ama bir ay evde bir ay orada kalabilmişsin; ne kadar tutarsızca.

Nişanlım nişanlım yazıp durmussun , adı üstüne nişanlı , orada kalmakta neyin nesi ?
Taş yerinde ağırdır.

Işte bazı kadınlar böyle, önce öper korkarlar , ıs güç her şeyi yaparlar, sonra işte böyle yok uzakta oturacağım diye kural koyarlar.
Hem kendileri hem onları mutsuz ederler..


O bileziği sana verdiler mi verdiler , Ee o zaman kimin olduğunun ne önemi var ?

Kuyumcularda satılan bileziği parlatıp yeniden satıyor.

Bu evlilik olmaz, olursa çok mutsuz olur her iki tarafta.

Ailem istemeden hemen sonra çalışmak için göndermedi. Babam bunu istemedi evet. Sonrasında aradan 7 ay sonrasında gitmeye başladım nişanlıma, ve orada kalma sebeplerim de orada oturacağımız için evin eşyasını ıvır zıvırı seçmek, nikah günü almak vs şeyler. Ama bu sebeplerle her gittiğimde sadece nikah günü alabildik oda zaten epey uzun sürdü.

Ben aileye önem veririm, sevdiğim insanın ailesini de kendi ailem olarak sevmiş olduğum için işlerine güçlerine yardım ettim. Farklı bir amaç gütmedim. Yaranmak için yapmadım. Böylesi şeyler yaşamasaydım, ailesine 10 dakikalık mesafede oturmayı da sorun edecek değildim.

Evet bileziği verdiler. Ama bir insan talep etmediği halde onu bunu alacağım takacağım diyen insanın sonradan yapmaması, benim akrabalarım bana değer vermediklerini söylediler. Sonrasında gelen takının kullanılmış olması da sorun teşkil etmezdi bu takı eski eltime aitti sorun buydu benim için, ve maddi durumları gayet çok iyi olan insanların bunu benden esirgemesi bana verdikleri değeri gösterir. Yani mevzu altın,takı değil bana hiç yapamayacaklarını da söyleseler ben kabul ederdim. Gidip alınan hediyenin kullanılmamış olması, dikkat edilerek alınması gerektiğine inanırım. Bu sizin için farklı olabilir. İlla böyle yapılacaksa da o bileziği satıp yerine daha ucuz farklı bir şey alınabilirdi demek istediğim bu.
 
Yok ben nişanlınızın evinde kalma fikrini ailenize nasıl ikna ettirdiniz merak ettim.
Ne işiniz vardı ki ailesinin evinde ?Buradan işin laşkalaşacağını tahmin etmeniz gerekiyordu.
Ablanızı falan evden kovmalar bilemiyorum İyi düşünün ....

Ben aileme ev için yapılacaklar olduğunu, eşya, nikah işlemleri için gideceğimi söylerdim ki onun için giderdim öyle çağırırlardı yani, gittiğimde ise durumlar değişir, iş yüzünden fırsat bulunamaz ve gidilecek yerlere geç gidilirdi. Ben dönmek için ısrarcı olmasam eminim ki daha da kalmam için üstüme düşerlerdi.
 
Birincisi,daha nişanlı bile değilken neden adamın lafıyla işi bıraktınız?

İkincisi ailenizle yaşamak varken ne diye millete hizmetçi oldunuz?

üçüncüsü eve geldiniz bu olanları ailenize anlattınız babanız nişanlınız ve ailesinin ağzına tükürmedi mi?

dördüncüsü siz bunları kendiniz istemişsiniz.

bu adamı hayatınızdan atmadığınız sürece her gün hakaret,kavga,gürültü gırla gidecek haberiniz olsun.
 
Evlilik oncesi birlikte yasamayi biliyorum da ailecek birlikte yasamayi da ilk defa duydum:KK57:
Ben şok ben iptal dedikleri bu olsa gerek.
Aileniz nasil razi geldi bu duruma pek de tanimadiklari yabanci insanlara nasil guvendiler?
Siz zaten nisanlinizi da tanimadan evlilik karari almissiniz.
Bastan sona yanlislarla dolu bu hikayeden iyi bir son cikmaz.

Ufacik seylerden ayilip bayilmalar ailecek hayatiniza sınırlar cizmeleri...
Nasil tanistiniz?
 
Trol değilim, neden böyle bir şey yapma gereği duyayım? Size yaşadıklarımı anlatıp fikir almak istedim sadece başka herhangi bir amacım yok.
Madem bir an önce bu işi bitir canım ki daha fazla üzülme bu kadar da aşalanır mı bi insan köle misin sen boşver dua et ki evlenmeden gördün bunları
 
Merhaba ben yeni üye oldum, artık çözüm bulamadığım konumu sizlerle paylaşmak, akıl almak istiyorum.
Ben 25 yaşındayım, sorumluluk bilinciyle, sevgi ile büyütülmüş bir aileye sahibim. Belki çok uzun olacak ama okuyup, fikir vermenizi diliyorum. Geçen senenin bitiminde biriyle tanıştım 8 saatlik uzaklıkta oturan ve ailesiyle beraber kendi işini yapan birisi, Tanışmamızdan 1 ay sonra ailemle tanışmak istedi ve tanıştılar. Sonrasında bir buçuk ay sonra istemeye geldiler. Benim ailem acele etmememi çok erken olduğunu söyleyip durdular dinlemedim. İstemeye geldiler, tanıştık o sırada annem bu işin aceleye gelmemesini maddi durumumuzun kısıtlı olduğundan ve benim çalışıp nişanı öyle yapacağımdan bahsetti. Çünkü ben anneme çalışıp nişanı kendim yapacağımı söylemiştim. Daha sonrasında döndüler ve o sıralar sevgilim bana çalışmamı istemediğini ve illa çalışacaksam onun yanında çalışmam gerektiğini nişanı da düğünü de ikimiz yapalım dedi. Tabii ailem tanımadıkları ve uzakta oldukları için beni göndermediler. Sonrasında biz gidip kendilerine misafir olduk ve döndük. İstemeden 5 ay sonra nişanımız oldu. Nişandan önce benim ailem ve ben şunları isteriz bunu takın onu alın demedik. Kaynanam bana nişanda bilezik takacağını söyledi sürekli, nişanı evde yapmamı istediler tabii bu süre zarfında çalışmadığım için dışarıda yapabilecek bütçem yoktu. Nişanımı evimde yaptım, hazırlık yaptım. Nişanlımın ailesi toplamda 12 kişi geldiler benimde teyzem, teyze çocukları, kendi ailem, arkadaşlarım vardı. Yüzükler takıldıktan sonra herkesin elini öpmeye kalktığımızda benim taraftan takılan altınlar oldu. Ama bana takılacak olan bileziği boşverin, nişanlıma 12 kişiden birisi bile para dahi takmadılar. Sonrasında nişanlım o gün bizde kaldı ailesi gitti. Gece ateşlendi ve tansiyonu düştü acile götürdük nişanlımı. Babasını arayıp "baba nişanlım kötü acile gittik bugün gelemez yarın gelsin" dedim. Kabul etmedi ben hastaneye götürürüm buraya gelsin dedi. Annemi araya soktum ve göndermedik. Babasının çağırma sebebi de iş için başka bir şey değil ki kendisi de, nişanlımın abisi de gidebilir. Bilezik takılmadığı için ben bu durumu nişanlıma düzgün bir dille annesinin böyle bir arzusu olduğunu neden yerine getiremediğini sordum. Nişanlımda annem seninle konuşacak dedi ve annesi bana bileziği evde unuttuğunu söyledi. Aradan 1 ay geçti nişanlım bayram için yanıma gelirken bileziği getirmiş kendisi taktıktan sonra sarıldığımızda bileziğin birkaç yerinde çizikler olduğunu fark ettim ama söylemedim ne aileme nede nişanlıma. Daha sonrasında ben sık sık nişanlımın evine gitmeye başladım. Nikah günü aldık, ve ben nikaha kadar oturacağımız evin eşyalarını almayı planlıyordum. Bir ay nişanlımda bir ay kendi evimde kaldım sürekli. Ve tek bir çöp dahi alamadım evime. Sürekli onlarla çalıştım, sabah erken kalktım kendi evimde yapmadığım her şeyi o eve, onlara severek yaptım. Ben şehirde doğup, büyüdüm. Nişanlım köyde doğmuş ve orada yaşıyor. Ama ailesinden farklı olarak meraklı, bilgi sahibi olmaya çalışan, çok çalışkan ve işinde çok başarılı bir insan. Ben rahat büyüyen bir insanım, aşırı bir rahatlıktan bahsetmiyorum saygısızlık etmedim kendi aileme, saygımı da asla bozmam. Ama kendi verdiğim karar benim ailem güvenir, karşı çıkmazlar, destek olurlar. Ben maalesef ki sigara kullanıyorum bunu benim ailemde biliyor, nişanlımda kullanıyor fakat biz düğüne karar bırakma kararı almıştık. Ben kendi evimde fazla sigara içerken, oraya gittiğim zamanlarda günde 1 taş çatlasın 2 sigara içerdim. Nişanlımda kaldığım bir gün nişanlım ve abisi işteyken ben anne ve babasıyla evdeyim. Yeni uyanmışım evde kimse yok annesi bahçede, babası dışarı çıkmış. Kahvaltı yaptım ve sigara içtim bulaşıkları yıkadım ortalığı topladım derken aradan bir saat geçti babası eve geldi elindeki poşetleri aldım mutfağa götürdüm. Babasının suratı 5 karış, bende annesinin yanına gidiyorum. Babası bana "saat kaç olmuş gitme artık annen gelir zaten" dedi. Ben yinede olsun bakayım bir diyerek gittim ve annesiyle geri döndüm babasının yanına. Oturduk babası bana direk olarak sen sigara mı içiyorsun, evin içi sigara kokusundan geçilmiyor, şöyle parası var böyle kötü diyerek sert bir şekilde susmadan konuştu. Cevap vermediğimden kendimi tutamadım ve ağlamaya başladım. Ağladığımı görünce sen bilirsin dedi ve ben içeri geçtim. Çok ağırıma gitti söyledikleri bütün gün ağladım. Ağırıma gitti çünkü lafları bir öğüt değil, direkt olarak suçlayıcı kelimelerdi. Karşısına alıp sakin ve ılımlı şekilde öğüt verseydi asla ağırıma gitmezdi. Daha sonrasında annesi de çok üzüldü babasının yanına götürdü beni ve babası bana kırıldın mı dedi. Hayır dedim. İkinizde içiyorsunuz biliyorum dedi. Biz zaten bırakacağız bunu aramızda kararlaştırdık dedim. Sonrasında nişanlımın annesi ağlama şimdi söyleyeceksin nişanlında üzülecek dedi. Bu sözden sonra nişanlım geldiğinde konuyu açmadım ama o benim ve babasının halinden bir şeyler olduğunu anladı. Ertesi gün babası nişanlıma kendisi durumu anlatıp, beni şikayet etmiş, annene yardım etmemiş, sigara içmiş camdan dumanlar çıkıyordu, geç kalkmış bir şey yapmamış demiş nişanlıma ve nişanlım o gün boyunca suratı asık dolaştı. Sonra ısrar ettim ve anlattı babasıyla olan konuşmalarını, bende kendimi savunarak erken kalktığımı, evi temizlediğimi söyledim. Nişanlım babasından duyduğu için babasına karşı beni savunamadığını söyledi ilk benden duyması gerektiğini söyledi. Ben nişanlımın ailesini çok sevdim ve çok severek hizmet ettim. Yanlışlarım olabilir herkesin olabilir önemli olan bu yanlışı düzgünce halledebilmek bence. Sonrasında nişanlımın ailesiyle çok vakit geçirdiğim için onları çok iyi tanımaya başladım. Bu süre zarfında nişanlımın abisinin nişanlandığı fakat bizim nişanımızdan bir iki hafta sonra yüzük attıkları bir eltim vardı. Kızı ve kızın ailesini çok kötü anlattılar bana nişanlımın ailesi. Büyüden tutunda kızın annesinin deli olmasına kadar. Kızı tanıdıktan sonra telefonlaşırdık ben kendi evimdeyken ve biz aramızda konuşmaya başladık sonuçta benden daha iyi tanıyordu onları. Ben bileziğin çizik oluşundan, bileziğin eltime ait olduğunu düşündüm ve eltimden bileziğinin resmi varsa göndermesini istedim. Gönderdi ve bana takılan bileziğin aynısını gönderdi çok üzüldüm. Ama yinede bir bilezik uğruna evliliğe giden bir ilişkiyi bozmak istemedim yine kimseye bahsetmedim. Sonrasında ben sık sık nişanlıma gittiğimde , düğüne iki üç ay kala bana baskı yapmaya başladılar. Oturduğum koltuktan kalksam nereye gidiyorsun derlerdi. Her şeyime karışır sürekli yanımda olurlardı. Nişanlımla güzelce bir gün çıkıp eğlenerek gezdiğimi bilmem. Hep evdeyiz hep çalışıyoruz. Bunlar artık böyle olmaya başlayınca ve nişanlımın ailesinin beni sevmediğini hissetmeye başladım çünkü insan anlıyor, her gece onları öperek uyurdum. Sonrasında çok baskı altına girdiğim için bir gün nişanlımı alıp konuştum ailesinin beni sevmediğini anlattım. Ailesini savundu ve beni sevdiklerini söyledi. Bende beni sevmediklerine kendimce kanıt sandığım bilezik mevzusunu nişanlıma anlattım. Bileziğin bana alınmadığını eltimin bileziği olduğunu söyledim. Nişanlım kabul etmedi ailesine soracağını söyledi. Bu arada ben bu mevzuyu açmadan önce kendi evimdeyken kayınpederim beni arayıp ben evinize perde seçtim kırmızı renkte yarın ölçüsünü aldıracağım dedi. Deliye döndüm bana hiç sorulmadan ve yeni kendi evime dönmüşüm oradayken perde lafı açmayan insan bana telefonda bunu söylüyor. Kesinlikle olmayacağını özellikle kırmızı perdeyi istemediğimi ben geldiğimde halledilmesi gerektiğini anlattım. Sonrasında gittim yanımda ablamla beraber. Ki ablamıda ilk başta istemedi hem nişanlım hem kayınpederim ben ablamla gittim. Nişanlımla bilezik mevzusunu konuştuk ve nişanlım bileziğin eltime ait olup olmadığını annesine soracağını söyledi. Üstünden iki gün geçti olayın ve konuşmadan kaçıryordu nişanlım sıkıştırdım ve bu konuyu çözmesi gerektiğini söyledim. Tek isteğim babasının veya annesinin bana gerçeği anlatmasıydı. Bu ilişkiyi bitirmeye niyetim yoktu. Sonrasında nişanlım annesiyle konuştu tek başına konuşmayı bitirdikten sonra yanıma geldi ve bana bileziğin bana ait olduğunu üstündeki çizikleride benim yapmış olduğumu söylediğini söyledi. Sinirlendim çünkü doğru değildi. O sırada kaynanam kriz geçirdi. Ablamın anlattığına göre kaynanam, benim için "ben böyle kız görmedim, insan biraz mağrur olur, takmış bileziğe" demiş. sonra da fenalaşıyor derin ve kısık şekilde hızlıca nefes alıp veriyor, bağırıyor, üstüne başına vuruyordu. Yanına gelip kolonya ile bileklerini ovduk ama çare etmedi ambulans çağırdık. Ki kaynanam şeker hastası biri, sağlık görevlisine şeker hastası olduğunu söyledim. Tansiyonuna baktılar normaldi şekeri de normaldi. Hastaneye götürdüler. Beni evde bıraktılar nişanlımda ablamla beraber. Gece yarısıydı ve ben kaynanamın dediklerini duyunca krizin sebebinin ben olduğumu anlayınca evde kalmak istemedim babanesinde kalmak istedim ama kalamadım. Hastaneden geldiler doktor psikoloğa götürün demiş. Annesine nişanlımın isteği üzerine sarıldım o bana sarılmasada. Ertesi gün odadan çıkamadım çok üzgün ve ailesinin yüzünü görmek istemiyordum. Nişanlıma gitmek istediğimi söyledim. Oda babasını alıp yanıma geldi konuştuk. Babası bileziğin bana ait olduğunu kuyumcuya aynı bilezikten iki tane istediğini söyledi. Ben inanmadım. Çünkü anlattıkları bana inandırıcı gelmedi ki konu artık bilezikten çıkmıştı. Bende babasına ben sigara içtiğim için beni sevmediklerini söyledim. Sevdiklerini ama sigara içene farklı gözle bakıldığını söyledi. Aynı zamanda babamada laf etti. Bende nişanlıma biraz bahçeye çıkıp düşüneceğimi sonrada seni çağıracağımı söyledim. Çıktım bahçede oturdum beni aradı nişanlım nerede olduğumu öğrendi. Çıkıp oturduktan 5 dakika sonra nişanlım bağırarak ismimi söyledi ayağa fırladım. Üstüme doğru koşuyordu nişanlım arkasında da nişanlımı tutan ablam abisi ve eltim. Şok olmuştum nişanlım çok sinirliydi. Bende bırakmalarını söyledim nişanlım yanına varıp kollarımdan tutup beni sarsmaya başladı ve gideceksen git kalacaksan kal diye bağırdı ne olduğunu sordum annem kriz geçiyor ver kararını dedi. Bende annesi kriz geçiriyorsa benim yanımda ne işleri olduklarını sordum. Sonra nişanlım arkasına bakmadan eve doğru giderken bana bir sürü küfür etti. İki gündür ağlamaktan gözlerim şişmişti ne yapacağımı şaşırmıştım. Eve çıktım annesinin hiç bişeyi yoktu oturuyordu ağlamaktan içim çıkarak konuşuyordum. 5 dakika bahçeye çıktım noldu anne sana dedim. Neden böyle yaptığımı sordu. Ben de ne yaptığımı hiç bir zaman size saygıda kusur etmediğimi söyledim. Doğrulayıp huzursuzluk çıkardığımı söyledi. Bende annesinin elini tutup ben gidiyorum sen mutlu ol dedim. Sonrasında beni yanına oturtup konuştu kaynanam. Oğluna bin tane kız bulacağından bahsetti ama oğlum seni sevdi dedi. O sırada nişanlımın abisi lafa karıştı benim ablamda ki abisinden yaşça çok büyük, abisine karışmayalım biz dedi. Nişanlımın abisi ablamı evden kovdu. Bunun üstüne ben ayaklanıp abisine doğru yürüdüm sen ne diyorsun dedim. Artık nişanlımında hareketlerinde sonra bu işi bitirmeye karar verdim. Ama düşünecek durumda değildim. Gitmek istediğimi söyledim izin vermediler. Babası eğer gidersen bir daha gelemezsin bu eve dedi. Nişanlımla konuşmamı istediler neyse gittik konuştuk ağzımı açtık yumdum gözümü ailesinin yanında bana diklendiğini üstüme yürüyüp hakaret ettiğini söyledim. Yalnız kaldık diye yanımda kedi gibiydi. Ona da bağırdım yanımda kedisin ailenin yanında aslan kesildin dedim. Kesinlikle gideceğimi söyledim ve bütün eşyamı toplayarak annesinin babasının elini öperek gittim evime döndüm. Ve eve geldiğimde aileme anlattım her şeyi belki yanlıştı ama yaptım. Nişanlım sonrasında devamlı af diledi, hatasını anladığını her şeyi düzeleceğini söyledi. Kesinlikle oraya gitmeyeceğimi söyledim. Kendisi bi kaç defa yanıma geldi affettim ama aileme anlatamadım çünkü ailem çok kızgındı. Sonrasında nişanlım bana bilezik mevzusunu tekrar anlattı ve bileziğin aynı olması için babasının uğraştığını söyledi. Şuan da barıştık fakat benim ailemin haberi yok. Ve bununla beraber ben orada yaşamak istemediğimi söylediğim için bana burada bir ay kalıp başka yere yerleşeceğimizi söyledi daha sonrada bu başka yere yerleşmeyi istemediğini orada yaşayacağını söyledi.Nişanlıma sevgim çok büyük olduğu için bu kadar şeye katlandım. Hala beni oraya çağırmaya devam ediyor. Ben de nişanlıma ailesinden 1 saat uzaklıkta olan bir yerde yaşarsak geleceğimi söyledim ve ailesiyle iç içe olmak istemediğimi söyledim. Ama buna da yanaşmıyor ve bana devamlı işi bahane ederek babasının yaptırdığı 3 katlı evde oturmamızın daha iyi olacağını söylüyor. Bu arada şuanda bu üç katlı evde kendi ailesi yaşamıyor. Bu üç katlı eve ailesinin evi 5,10 dakikalık mesafede ve burada oturursak her gün olmasa bile haftada 2 gün sadece iş için ailesinin evine gitmemiz gerekiyor. Ve o çalışırken bende onunla çalışacağım için abisinin de bizimle çalışacağını söylüyor ki annesine babasına sevgim yinelense dahi abisine asla sevgi beslemeyeceğim. Ne yapacağımı bilmiyorum. Yanlış bir karar vermek istemiyorum. Ben henüz ailemi nasıl ikna edeceğimi düşünürken böyle sorular çıkıyor karşıma. Çok uzun oldu biliyorum ama lütfen okuyup bana akıl verin.
Çok muhabbet tez ayrılık getiririn kaniti
 
Bu ne sevgiyimiş arkadaş.
Demek ki ben kocamı hiç sevmemişim ki saygısızlığa, hakarete, şiddete dayanacak toto yokmuş.. :kahve:

Bir şey diyeyim mi sen bu sümsükle evlenirsin..

Kendisinin bana devamlı bir saygısızlığı, hakareti veya şiddeti olmadı. Annesine kanıp üstüme yürüdüğünde ben kafamda bitirmiştim kendimi kararlı sanıyordum bu konuda ama ona yenik düştüm zaman içinde hafifledi özleyince ama unutmuş değilim çok sık aklıma geliyor ve yapamayacağımı anlıyorum. Sizlerle paylaşıp belkide cesaret almak istedim.
 
Birincisi,daha nişanlı bile değilken neden adamın lafıyla işi bıraktınız?

İkincisi ailenizle yaşamak varken ne diye millete hizmetçi oldunuz?

üçüncüsü eve geldiniz bu olanları ailenize anlattınız babanız nişanlınız ve ailesinin ağzına tükürmedi mi?

dördüncüsü siz bunları kendiniz istemişsiniz.

bu adamı hayatınızdan atmadığınız sürece her gün hakaret,kavga,gürültü gırla gidecek haberiniz olsun.

Anlatamıyorum sanırım, ben çalışmıyordum zaten istemeye geldiklerinde onun için iş bırakmadım. Nişan için çalışmam gerekiyordu ve istemedi.
Kimseye hizmetçi olmak için gitmedim. Böyle bir arzum da olmadı. Gittiğimde böyle şeyler yaşayacağımı bilemezdim. İlk zamanlarda da böyle olsalardı elbette ki gitmezdim. Düğüne az kala değiştiler.
Anlattığımda aileme elbette iki çift lafları vardı ama değmeyeceğini söyledim.
Ben böyle şeyler istemedim kimse de bunları yaşamak isteyemez. Ben aileme davrandığım gibi davranmaya özen gösterdim. Yaptıkları başta normal şeylerken sonrasında değişti ve ben bu değişikliğe dayanamadım.
 
Anlatamıyorum sanırım, ben çalışmıyordum zaten istemeye geldiklerinde onun için iş bırakmadım. Nişan için çalışmam gerekiyordu ve istemedi.
Kimseye hizmetçi olmak için gitmedim. Böyle bir arzum da olmadı. Gittiğimde böyle şeyler yaşayacağımı bilemezdim. İlk zamanlarda da böyle olsalardı elbette ki gitmezdim. Düğüne az kala değiştiler.
Anlattığımda aileme elbette iki çift lafları vardı ama değmeyeceğini söyledim.
Ben böyle şeyler istemedim kimse de bunları yaşamak isteyemez. Ben aileme davrandığım gibi davranmaya özen gösterdim. Yaptıkları başta normal şeylerken sonrasında değişti ve ben bu değişikliğe dayanamadım.

kusura bakmayın malum şahıs gibisiniz her konuda kandırılmışsınız (!)

Daha da bir şey demeyeyim hakkınızda en iyisi olsun umarım
 
Ne
Öncelikle teşekkür ederim yorumlarınız için, kimseyi trollemiyor, kimseye iftira atmıyor ve yalan söylemiyorum. Bu kadar uzun yazıyı uydurup bu saatte yazacak halim yok. Sadece hayatımda ilk defa bu kadar çok sevdim hani neyini sevdin de diyebilirsiniz ama sevdim işte. Yazdıklarım kesinlikle kelimesi kelimesine gerçektir.
Ne sevgisi pardon yemisim sevgini...hani bugun cok sevdigin adam varya evlen agzina edecek(kaba oldu ama oyle olacak)o zaman sevgin nefrete tiksinmeye donecek...nisanlilik donemindesin bugunlerin en tatli gunlerin olmasi gerekirken simdiden yasadigin problemlere donup bir bak ya!senin bir kere nisanlinin evinde ne isin var?ne demeye gidip kalip hizmetlerini ediyosun?ailen birsey demiyormu?sigara icen kadina farkli gozle bakildigini soyleyecek zihniyetteki sevgili kayinpederin olacak adam, nisanlinla seni ayni cati altinda nasil bir tutabiliyor?sende ayri bir alemsin bilezikle kafayi bozmussun bilezik sifir olsa ne eski olsa ne?senin hayatin mahvoluyor sen gormuyor musun?Ama seviyorum diyebilirsin burada esinden ailesinden dert yanan kadinlarda eslerini seviyordu ama simdi eslerinden soguduklarini,nefret ettiklerini cokca okursun bu forumda...umarim aklin basina geldiginde(bir gun kafana dankkk edecek eminim)senin icin cok gec olmamis olur
 
Merhaba ben yeni üye oldum, artık çözüm bulamadığım konumu sizlerle paylaşmak, akıl almak istiyorum.
Ben 25 yaşındayım, sorumluluk bilinciyle, sevgi ile büyütülmüş bir aileye sahibim. Belki çok uzun olacak ama okuyup, fikir vermenizi diliyorum. Geçen senenin bitiminde biriyle tanıştım 8 saatlik uzaklıkta oturan ve ailesiyle beraber kendi işini yapan birisi, Tanışmamızdan 1 ay sonra ailemle tanışmak istedi ve tanıştılar. Sonrasında bir buçuk ay sonra istemeye geldiler. Benim ailem acele etmememi çok erken olduğunu söyleyip durdular dinlemedim. İstemeye geldiler, tanıştık o sırada annem bu işin aceleye gelmemesini maddi durumumuzun kısıtlı olduğundan ve benim çalışıp nişanı öyle yapacağımdan bahsetti. Çünkü ben anneme çalışıp nişanı kendim yapacağımı söylemiştim. Daha sonrasında döndüler ve o sıralar sevgilim bana çalışmamı istemediğini ve illa çalışacaksam onun yanında çalışmam gerektiğini nişanı da düğünü de ikimiz yapalım dedi. Tabii ailem tanımadıkları ve uzakta oldukları için beni göndermediler. Sonrasında biz gidip kendilerine misafir olduk ve döndük. İstemeden 5 ay sonra nişanımız oldu. Nişandan önce benim ailem ve ben şunları isteriz bunu takın onu alın demedik. Kaynanam bana nişanda bilezik takacağını söyledi sürekli, nişanı evde yapmamı istediler tabii bu süre zarfında çalışmadığım için dışarıda yapabilecek bütçem yoktu. Nişanımı evimde yaptım, hazırlık yaptım. Nişanlımın ailesi toplamda 12 kişi geldiler benimde teyzem, teyze çocukları, kendi ailem, arkadaşlarım vardı. Yüzükler takıldıktan sonra herkesin elini öpmeye kalktığımızda benim taraftan takılan altınlar oldu. Ama bana takılacak olan bileziği boşverin, nişanlıma 12 kişiden birisi bile para dahi takmadılar. Sonrasında nişanlım o gün bizde kaldı ailesi gitti. Gece ateşlendi ve tansiyonu düştü acile götürdük nişanlımı. Babasını arayıp "baba nişanlım kötü acile gittik bugün gelemez yarın gelsin" dedim. Kabul etmedi ben hastaneye götürürüm buraya gelsin dedi. Annemi araya soktum ve göndermedik. Babasının çağırma sebebi de iş için başka bir şey değil ki kendisi de, nişanlımın abisi de gidebilir. Bilezik takılmadığı için ben bu durumu nişanlıma düzgün bir dille annesinin böyle bir arzusu olduğunu neden yerine getiremediğini sordum. Nişanlımda annem seninle konuşacak dedi ve annesi bana bileziği evde unuttuğunu söyledi. Aradan 1 ay geçti nişanlım bayram için yanıma gelirken bileziği getirmiş kendisi taktıktan sonra sarıldığımızda bileziğin birkaç yerinde çizikler olduğunu fark ettim ama söylemedim ne aileme nede nişanlıma. Daha sonrasında ben sık sık nişanlımın evine gitmeye başladım. Nikah günü aldık, ve ben nikaha kadar oturacağımız evin eşyalarını almayı planlıyordum. Bir ay nişanlımda bir ay kendi evimde kaldım sürekli. Ve tek bir çöp dahi alamadım evime. Sürekli onlarla çalıştım, sabah erken kalktım kendi evimde yapmadığım her şeyi o eve, onlara severek yaptım. Ben şehirde doğup, büyüdüm. Nişanlım köyde doğmuş ve orada yaşıyor. Ama ailesinden farklı olarak meraklı, bilgi sahibi olmaya çalışan, çok çalışkan ve işinde çok başarılı bir insan. Ben rahat büyüyen bir insanım, aşırı bir rahatlıktan bahsetmiyorum saygısızlık etmedim kendi aileme, saygımı da asla bozmam. Ama kendi verdiğim karar benim ailem güvenir, karşı çıkmazlar, destek olurlar. Ben maalesef ki sigara kullanıyorum bunu benim ailemde biliyor, nişanlımda kullanıyor fakat biz düğüne karar bırakma kararı almıştık. Ben kendi evimde fazla sigara içerken, oraya gittiğim zamanlarda günde 1 taş çatlasın 2 sigara içerdim. Nişanlımda kaldığım bir gün nişanlım ve abisi işteyken ben anne ve babasıyla evdeyim. Yeni uyanmışım evde kimse yok annesi bahçede, babası dışarı çıkmış. Kahvaltı yaptım ve sigara içtim bulaşıkları yıkadım ortalığı topladım derken aradan bir saat geçti babası eve geldi elindeki poşetleri aldım mutfağa götürdüm. Babasının suratı 5 karış, bende annesinin yanına gidiyorum. Babası bana "saat kaç olmuş gitme artık annen gelir zaten" dedi. Ben yinede olsun bakayım bir diyerek gittim ve annesiyle geri döndüm babasının yanına. Oturduk babası bana direk olarak sen sigara mı içiyorsun, evin içi sigara kokusundan geçilmiyor, şöyle parası var böyle kötü diyerek sert bir şekilde susmadan konuştu. Cevap vermediğimden kendimi tutamadım ve ağlamaya başladım. Ağladığımı görünce sen bilirsin dedi ve ben içeri geçtim. Çok ağırıma gitti söyledikleri bütün gün ağladım. Ağırıma gitti çünkü lafları bir öğüt değil, direkt olarak suçlayıcı kelimelerdi. Karşısına alıp sakin ve ılımlı şekilde öğüt verseydi asla ağırıma gitmezdi. Daha sonrasında annesi de çok üzüldü babasının yanına götürdü beni ve babası bana kırıldın mı dedi. Hayır dedim. İkinizde içiyorsunuz biliyorum dedi. Biz zaten bırakacağız bunu aramızda kararlaştırdık dedim. Sonrasında nişanlımın annesi ağlama şimdi söyleyeceksin nişanlında üzülecek dedi. Bu sözden sonra nişanlım geldiğinde konuyu açmadım ama o benim ve babasının halinden bir şeyler olduğunu anladı. Ertesi gün babası nişanlıma kendisi durumu anlatıp, beni şikayet etmiş, annene yardım etmemiş, sigara içmiş camdan dumanlar çıkıyordu, geç kalkmış bir şey yapmamış demiş nişanlıma ve nişanlım o gün boyunca suratı asık dolaştı. Sonra ısrar ettim ve anlattı babasıyla olan konuşmalarını, bende kendimi savunarak erken kalktığımı, evi temizlediğimi söyledim. Nişanlım babasından duyduğu için babasına karşı beni savunamadığını söyledi ilk benden duyması gerektiğini söyledi. Ben nişanlımın ailesini çok sevdim ve çok severek hizmet ettim. Yanlışlarım olabilir herkesin olabilir önemli olan bu yanlışı düzgünce halledebilmek bence. Sonrasında nişanlımın ailesiyle çok vakit geçirdiğim için onları çok iyi tanımaya başladım. Bu süre zarfında nişanlımın abisinin nişanlandığı fakat bizim nişanımızdan bir iki hafta sonra yüzük attıkları bir eltim vardı. Kızı ve kızın ailesini çok kötü anlattılar bana nişanlımın ailesi. Büyüden tutunda kızın annesinin deli olmasına kadar. Kızı tanıdıktan sonra telefonlaşırdık ben kendi evimdeyken ve biz aramızda konuşmaya başladık sonuçta benden daha iyi tanıyordu onları. Ben bileziğin çizik oluşundan, bileziğin eltime ait olduğunu düşündüm ve eltimden bileziğinin resmi varsa göndermesini istedim. Gönderdi ve bana takılan bileziğin aynısını gönderdi çok üzüldüm. Ama yinede bir bilezik uğruna evliliğe giden bir ilişkiyi bozmak istemedim yine kimseye bahsetmedim. Sonrasında ben sık sık nişanlıma gittiğimde , düğüne iki üç ay kala bana baskı yapmaya başladılar. Oturduğum koltuktan kalksam nereye gidiyorsun derlerdi. Her şeyime karışır sürekli yanımda olurlardı. Nişanlımla güzelce bir gün çıkıp eğlenerek gezdiğimi bilmem. Hep evdeyiz hep çalışıyoruz. Bunlar artık böyle olmaya başlayınca ve nişanlımın ailesinin beni sevmediğini hissetmeye başladım çünkü insan anlıyor, her gece onları öperek uyurdum. Sonrasında çok baskı altına girdiğim için bir gün nişanlımı alıp konuştum ailesinin beni sevmediğini anlattım. Ailesini savundu ve beni sevdiklerini söyledi. Bende beni sevmediklerine kendimce kanıt sandığım bilezik mevzusunu nişanlıma anlattım. Bileziğin bana alınmadığını eltimin bileziği olduğunu söyledim. Nişanlım kabul etmedi ailesine soracağını söyledi. Bu arada ben bu mevzuyu açmadan önce kendi evimdeyken kayınpederim beni arayıp ben evinize perde seçtim kırmızı renkte yarın ölçüsünü aldıracağım dedi. Deliye döndüm bana hiç sorulmadan ve yeni kendi evime dönmüşüm oradayken perde lafı açmayan insan bana telefonda bunu söylüyor. Kesinlikle olmayacağını özellikle kırmızı perdeyi istemediğimi ben geldiğimde halledilmesi gerektiğini anlattım. Sonrasında gittim yanımda ablamla beraber. Ki ablamıda ilk başta istemedi hem nişanlım hem kayınpederim ben ablamla gittim. Nişanlımla bilezik mevzusunu konuştuk ve nişanlım bileziğin eltime ait olup olmadığını annesine soracağını söyledi. Üstünden iki gün geçti olayın ve konuşmadan kaçıryordu nişanlım sıkıştırdım ve bu konuyu çözmesi gerektiğini söyledim. Tek isteğim babasının veya annesinin bana gerçeği anlatmasıydı. Bu ilişkiyi bitirmeye niyetim yoktu. Sonrasında nişanlım annesiyle konuştu tek başına konuşmayı bitirdikten sonra yanıma geldi ve bana bileziğin bana ait olduğunu üstündeki çizikleride benim yapmış olduğumu söylediğini söyledi. Sinirlendim çünkü doğru değildi. O sırada kaynanam kriz geçirdi. Ablamın anlattığına göre kaynanam, benim için "ben böyle kız görmedim, insan biraz mağrur olur, takmış bileziğe" demiş. sonra da fenalaşıyor derin ve kısık şekilde hızlıca nefes alıp veriyor, bağırıyor, üstüne başına vuruyordu. Yanına gelip kolonya ile bileklerini ovduk ama çare etmedi ambulans çağırdık. Ki kaynanam şeker hastası biri, sağlık görevlisine şeker hastası olduğunu söyledim. Tansiyonuna baktılar normaldi şekeri de normaldi. Hastaneye götürdüler. Beni evde bıraktılar nişanlımda ablamla beraber. Gece yarısıydı ve ben kaynanamın dediklerini duyunca krizin sebebinin ben olduğumu anlayınca evde kalmak istemedim babanesinde kalmak istedim ama kalamadım. Hastaneden geldiler doktor psikoloğa götürün demiş. Annesine nişanlımın isteği üzerine sarıldım o bana sarılmasada. Ertesi gün odadan çıkamadım çok üzgün ve ailesinin yüzünü görmek istemiyordum. Nişanlıma gitmek istediğimi söyledim. Oda babasını alıp yanıma geldi konuştuk. Babası bileziğin bana ait olduğunu kuyumcuya aynı bilezikten iki tane istediğini söyledi. Ben inanmadım. Çünkü anlattıkları bana inandırıcı gelmedi ki konu artık bilezikten çıkmıştı. Bende babasına ben sigara içtiğim için beni sevmediklerini söyledim. Sevdiklerini ama sigara içene farklı gözle bakıldığını söyledi. Aynı zamanda babamada laf etti. Bende nişanlıma biraz bahçeye çıkıp düşüneceğimi sonrada seni çağıracağımı söyledim. Çıktım bahçede oturdum beni aradı nişanlım nerede olduğumu öğrendi. Çıkıp oturduktan 5 dakika sonra nişanlım bağırarak ismimi söyledi ayağa fırladım. Üstüme doğru koşuyordu nişanlım arkasında da nişanlımı tutan ablam abisi ve eltim. Şok olmuştum nişanlım çok sinirliydi. Bende bırakmalarını söyledim nişanlım yanına varıp kollarımdan tutup beni sarsmaya başladı ve gideceksen git kalacaksan kal diye bağırdı ne olduğunu sordum annem kriz geçiyor ver kararını dedi. Bende annesi kriz geçiriyorsa benim yanımda ne işleri olduklarını sordum. Sonra nişanlım arkasına bakmadan eve doğru giderken bana bir sürü küfür etti. İki gündür ağlamaktan gözlerim şişmişti ne yapacağımı şaşırmıştım. Eve çıktım annesinin hiç bişeyi yoktu oturuyordu ağlamaktan içim çıkarak konuşuyordum. 5 dakika bahçeye çıktım noldu anne sana dedim. Neden böyle yaptığımı sordu. Ben de ne yaptığımı hiç bir zaman size saygıda kusur etmediğimi söyledim. Doğrulayıp huzursuzluk çıkardığımı söyledi. Bende annesinin elini tutup ben gidiyorum sen mutlu ol dedim. Sonrasında beni yanına oturtup konuştu kaynanam. Oğluna bin tane kız bulacağından bahsetti ama oğlum seni sevdi dedi. O sırada nişanlımın abisi lafa karıştı benim ablamda ki abisinden yaşça çok büyük, abisine karışmayalım biz dedi. Nişanlımın abisi ablamı evden kovdu. Bunun üstüne ben ayaklanıp abisine doğru yürüdüm sen ne diyorsun dedim. Artık nişanlımında hareketlerinde sonra bu işi bitirmeye karar verdim. Ama düşünecek durumda değildim. Gitmek istediğimi söyledim izin vermediler. Babası eğer gidersen bir daha gelemezsin bu eve dedi. Nişanlımla konuşmamı istediler neyse gittik konuştuk ağzımı açtık yumdum gözümü ailesinin yanında bana diklendiğini üstüme yürüyüp hakaret ettiğini söyledim. Yalnız kaldık diye yanımda kedi gibiydi. Ona da bağırdım yanımda kedisin ailenin yanında aslan kesildin dedim. Kesinlikle gideceğimi söyledim ve bütün eşyamı toplayarak annesinin babasının elini öperek gittim evime döndüm. Ve eve geldiğimde aileme anlattım her şeyi belki yanlıştı ama yaptım. Nişanlım sonrasında devamlı af diledi, hatasını anladığını her şeyi düzeleceğini söyledi. Kesinlikle oraya gitmeyeceğimi söyledim. Kendisi bi kaç defa yanıma geldi affettim ama aileme anlatamadım çünkü ailem çok kızgındı. Sonrasında nişanlım bana bilezik mevzusunu tekrar anlattı ve bileziğin aynı olması için babasının uğraştığını söyledi. Şuan da barıştık fakat benim ailemin haberi yok. Ve bununla beraber ben orada yaşamak istemediğimi söylediğim için bana burada bir ay kalıp başka yere yerleşeceğimizi söyledi daha sonrada bu başka yere yerleşmeyi istemediğini orada yaşayacağını söyledi.Nişanlıma sevgim çok büyük olduğu için bu kadar şeye katlandım. Hala beni oraya çağırmaya devam ediyor. Ben de nişanlıma ailesinden 1 saat uzaklıkta olan bir yerde yaşarsak geleceğimi söyledim ve ailesiyle iç içe olmak istemediğimi söyledim. Ama buna da yanaşmıyor ve bana devamlı işi bahane ederek babasının yaptırdığı 3 katlı evde oturmamızın daha iyi olacağını söylüyor. Bu arada şuanda bu üç katlı evde kendi ailesi yaşamıyor. Bu üç katlı eve ailesinin evi 5,10 dakikalık mesafede ve burada oturursak her gün olmasa bile haftada 2 gün sadece iş için ailesinin evine gitmemiz gerekiyor. Ve o çalışırken bende onunla çalışacağım için abisinin de bizimle çalışacağını söylüyor ki annesine babasına sevgim yinelense dahi abisine asla sevgi beslemeyeceğim. Ne yapacağımı bilmiyorum. Yanlış bir karar vermek istemiyorum. Ben henüz ailemi nasıl ikna edeceğimi düşünürken böyle sorular çıkıyor karşıma. Çok uzun oldu biliyorum ama lütfen okuyup bana akıl verin.

Çıldırmış olmalısın! !!

Ömür boyu kocasız kalacaksın deseler kudururum yine de bu herifi koca diye koynuma sokmam. He diyelim ki soktum ,adam anasını ortamıza yatırır yahu ..
 
5 yıllık evliyim senin kadar kv demin evinde kalmadım, hizmette etmedim. Nişanlın annesinin ağzına bakıp seni sarsıyor, küfür ediyor. Babasının ağzına bakıp sana surat asıyor. Ablan evden kovuluyor ama sen çok seviyorsun! Siz sevginin ne demek olduğunu bile bilmiyorsunuz. Eşimle evlenmeden önce 10 sene flört ettik, ne flört döneminde ne de evliliğimiz boyunca bırakın küfürlü konuşmayı, ufak bir aşağılayıcı söz dahi kullanmadık. Ben size değil, o evden kovulan ablanıza ve size söz geçiremeyen ailenize üzüldüm. Evlenseniz dahi bu evlilik çok yürümez.
 
Hadi her şeyi geçtim de neden onların evinde günlerce kaldın onu hiç anlamadım ,
? Onuda geçtim sen aklını ekmek peynirle yedin bu kişiyle evlenmeyi isteyecek kadar. Evlen de gör ..terekesini:KK51:
 
X