Kesin çıldıracağım artık :(

Yorumların hepsini okuyamadım. çünkü yaşadıklarınızı okudukça çok gerildim ve size de kızdım. ben de akademik kadrodayım. resmi yazı gelmeden hiçbir işi yapmam. ne bir memur ne de başka bir hoca size 'sen' diye hitap edemez. mutlaka uyarın. hitap şeklinize dikkat edin deyin. bu parayı size ödetemezler, söz konusu bile olmamalı. çok pasif duruyorsunuz. böyle korkarsınız daha ne mobbingler görürsünüz. böyle bir şey gündeme gelirse net bir şekilde "ne münasebet, neden ben ödeyeyim, başkasının hatasını neden ben düzelteyim" deyin. "Benim ödemem gerektiğine dair resmi yazı getirin" deyin. genç görünmek akademik kadroda çooook büyük bir dezavantaj. öğrenci bile haddini aşıyor. bu nedenle sizin herkese haddini bildirmeniz gerekiyor. bırakın egolu desinler. malesef mütevazi insanlara saygı duyulmuyor. pasif durursanız üzerinize gelmeye devam ederler. genç olduğunuz gerekçesiyle bütün işleri üzerinize yıkarlar. itiraz edin her şeyi kabullenip susmayın. haksızlığa sessiz kalmayın. norm kadro meselesinden sonra artık kadro bulmak zorlaştı. istifa etmeyi aklınıza bile getirmeyin.
 
genç görünmek akademik kadroda çooook büyük bir dezavantaj. öğrenci bile haddini aşıyor. bu nedenle sizin herkese haddini bildirmeniz gerekiyor. bırakın egolu desinler. malesef mütevazi insanlara saygı duyulmuyor.

Akademik personel değilim ama kendi iş tecrübelerimi de göz önüne alıyorum ve üzülerek buna katılıyorum. Genel olarak çalışma hayatında böyle bir sorun var.

Canım, istifa etmek gibi bir seçeneği aklından dahi geçirmemelisin. Biraz kaba bir tabir olabilir ama ezileni ezerler, bunu unutma. Sen alttan aldıkça daha çok üzerine gelirler ama halk arasında "çemkiren" diye tabir edebileceğimiz kişilere fazla bulaşan olmaz. Bunu ödemek zorunda değilsin; kendi hatalarını senin üzerine yıkamazlar.
 
Ben sizin yorumlarınızı çok beğenirim, siz de yorum yapınca iyice emin oldum taviz vermemem gerektiğine. Ailem de dahil olmak üzere herkes aynı şeyi söylüyor zaten.

Korkum geçmişten kaynaklı sanırım. Çok iyi bir devlet okulundaydım, hakkımı aramaya çalıştıkça daha da ezildim, meyve suyu mu dağıttırmadılar, bir de sekreter ileride kadro bulamazsan işte ne güzel deneyim oldu garrsonluk yaparsın mı demedi, bunu Dekan Hocaya söyleyince ne var bunda şaka yapmış mı demedi. Fakültede hiç ama hiç tanımadığım daha öncesinde görmediğim bir hoca kiralık ev aradığımı duyunca bizim bahçede köpek klübesi var gel orada yaşa mı demedi, kendim bile inanamıyorum ama duydum bunu da. Benle en ufak husumeti yok tanımıyor çünkü, ev aramaya gidiyordum bir semte, okulun servisine bindim, beni yarı yolda indirdi siz bana nasıl böyle söylersiniz diyince, yanımda kardeşimde vardı, iki bayan hiç bilmediğimiz bir yerde kaldık yolun ortasında. Bu durumu şikayet ettim ben tabi ki, bir de beni tehdit etti, yakarım seni, iş bulamazsın vs daha neler, bunların hepsi de devlet kadrom varken oluyor özel değil, yine de şikayet ettim, Dekan Hoca ne var şaka yapmış dedi, bir servis insan vardı kimse şahit olmadı korkularından.

Diğer sektörlerde de sorunlu insan muhakkak vardır ama akademideki kadar sorunlu insan yoktur. Okumaktan kafayı mı yiyorlar napıyorlar, hiç akıl, fikir, edeb kalmıyor bazılarında, sürekli küfür ağızlarında, en iyi lafları salak manyak, koridorlarda birbirlerine girerlerdi proflar hep çığlık çığlığa, ertesi gün bakardım beraber çay içiyorlar, bu anlattıklarım ismen çok saygın bir üniversitede yaşananlar hep. Şikayet ettim 2 katı iş verdiler, şikayet ettim en sorunlu hocaları verdiler, şikayet ettim tozlu odaları temizlettiler, bunlar zaten Dekanlıktan geliyordu görev olarak, şikayet mekenizması asla işe yaramadı. Tek savundukları biz asistanken neler neler yaptık, sizinki ne idi.

Yurtdışında çalıtığım dönem çok rahattım, burada özelde ikende çok şükür saygılı idi insanlar ama bakıyorum devlet kurumu yine aynı, nasıl olsa bana bir şey olmaz düşüncesi ile herkes ağzına ne geliyorsa söylüyor. Onlarla baş edip edememe meselesi değil bu, ederim elbet ama ben huzur istiyorum artık, çok hak ettiğimi düşünüyorum huzuru da, kendimi bildim bileli çalışıyorum, tek istediğim huzurlu kafamın rahat olduğu bir işyeri. Ben hassas bir insanım onlar gibi ağzıma ne gelirse sayamam, saymakta istemiyorum zaten, huzurlu bir şekilde kafan rahat çalışmak kadar güzel bir şey yok.
Hocam devlet üniversitesinde,akademik personel olarak huzurlu bir çalışma ortamı bulacağınızı düşünmeniz çok ilginç geldi bana.
Fazla naif ve iyimsersiniz akademi için.
Bu yazdıklarınızdan sonra,
istifayı göze alarak,cezayı ödemeyin diyorum.
Alternatif bir özel üniversitede kadro arayışına girin.
Siz bu insanlarla başedebilecek yapıda değilsiniz.
 
Ben sizin yorumlarınızı çok beğenirim, siz de yorum yapınca iyice emin oldum taviz vermemem gerektiğine. Ailem de dahil olmak üzere herkes aynı şeyi söylüyor zaten.

Korkum geçmişten kaynaklı sanırım. Çok iyi bir devlet okulundaydım, hakkımı aramaya çalıştıkça daha da ezildim, meyve suyu mu dağıttırmadılar, bir de sekreter ileride kadro bulamazsan işte ne güzel deneyim oldu garrsonluk yaparsın mı demedi, bunu Dekan Hocaya söyleyince ne var bunda şaka yapmış mı demedi. Fakültede hiç ama hiç tanımadığım daha öncesinde görmediğim bir hoca kiralık ev aradığımı duyunca bizim bahçede köpek klübesi var gel orada yaşa mı demedi, kendim bile inanamıyorum ama duydum bunu da. Benle en ufak husumeti yok tanımıyor çünkü, ev aramaya gidiyordum bir semte, okulun servisine bindim, beni yarı yolda indirdi siz bana nasıl böyle söylersiniz diyince, yanımda kardeşimde vardı, iki bayan hiç bilmediğimiz bir yerde kaldık yolun ortasında. Bu durumu şikayet ettim ben tabi ki, bir de beni tehdit etti, yakarım seni, iş bulamazsın vs daha neler, bunların hepsi de devlet kadrom varken oluyor özel değil, yine de şikayet ettim, Dekan Hoca ne var şaka yapmış dedi, bir servis insan vardı kimse şahit olmadı korkularından.

Diğer sektörlerde de sorunlu insan muhakkak vardır ama akademideki kadar sorunlu insan yoktur. Okumaktan kafayı mı yiyorlar napıyorlar, hiç akıl, fikir, edeb kalmıyor bazılarında, sürekli küfür ağızlarında, en iyi lafları salak manyak, koridorlarda birbirlerine girerlerdi proflar hep çığlık çığlığa, ertesi gün bakardım beraber çay içiyorlar, bu anlattıklarım ismen çok saygın bir üniversitede yaşananlar hep. Şikayet ettim 2 katı iş verdiler, şikayet ettim en sorunlu hocaları verdiler, şikayet ettim tozlu odaları temizlettiler, bunlar zaten Dekanlıktan geliyordu görev olarak, şikayet mekenizması asla işe yaramadı. Tek savundukları biz asistanken neler neler yaptık, sizinki ne idi.

Yurtdışında çalıtığım dönem çok rahattım, burada özelde ikende çok şükür saygılı idi insanlar ama bakıyorum devlet kurumu yine aynı, nasıl olsa bana bir şey olmaz düşüncesi ile herkes ağzına ne geliyorsa söylüyor. Onlarla baş edip edememe meselesi değil bu, ederim elbet ama ben huzur istiyorum artık, çok hak ettiğimi düşünüyorum huzuru da, kendimi bildim bileli çalışıyorum, tek istediğim huzurlu kafamın rahat olduğu bir işyeri. Ben hassas bir insanım onlar gibi ağzıma ne gelirse sayamam, saymakta istemiyorum zaten, huzurlu bir şekilde kafan rahat çalışmak kadar güzel bir şey yok.
İnanamıyprum yani pes!!! Torpil işlediği için muhtemelen böyle saygın olması gereken kadroları üç kuruşluk insanlar doldurmuş, bunca çirkefliğe başka yorum getiremiyorum şahsen. Bir akrabamız da yıllar önce çok çok iyi bir üniversitede asistanlıktan istifa ettiğini anlatmıştı. Çok şaşırarak sordum nedenini. “Dışardan göründüğü gibi değil girlinred, herkes ayak işi yaptırmanın ezmenin derdinde çekilecek çile değil” demişti. Yine de bütün bayanlara mı böyle davranılıyor acaba... yoksa siz mi çok sessizsiniz onu anlayamadım yani bir insan maksimum ne kadar pasif olabilir...
 
Yorumların hepsini okuyamadım. çünkü yaşadıklarınızı okudukça çok gerildim ve size de kızdım. ben de akademik kadrodayım. resmi yazı gelmeden hiçbir işi yapmam. ne bir memur ne de başka bir hoca size 'sen' diye hitap edemez. mutlaka uyarın. hitap şeklinize dikkat edin deyin. bu parayı size ödetemezler, söz konusu bile olmamalı. çok pasif duruyorsunuz. böyle korkarsınız daha ne mobbingler görürsünüz. böyle bir şey gündeme gelirse net bir şekilde "ne münasebet, neden ben ödeyeyim, başkasının hatasını neden ben düzelteyim" deyin. "Benim ödemem gerektiğine dair resmi yazı getirin" deyin. genç görünmek akademik kadroda çooook büyük bir dezavantaj. öğrenci bile haddini aşıyor. bu nedenle sizin herkese haddini bildirmeniz gerekiyor. bırakın egolu desinler. malesef mütevazi insanlara saygı duyulmuyor. pasif durursanız üzerinize gelmeye devam ederler. genç olduğunuz gerekçesiyle bütün işleri üzerinize yıkarlar. itiraz edin her şeyi kabullenip susmayın. haksızlığa sessiz kalmayın. norm kadro meselesinden sonra artık kadro bulmak zorlaştı. istifa etmeyi aklınıza bile getirmeyin.

Her okul bir olmuyor. Bundan önceki kurumlarımda inanılmaz bir kurumsallık vardı, olması gerektiği gibi Dekan da Hocam diye hitap ederdi. Bu okul herkesin tanıdığını alıp getirdiği küçük bir okul, insanlar genel olarak cahil, üniversite okuduklarını bile düşünmüyorum. Bir anda memur olmak onlar için çok büyük bir şey olduğundan belki kendilerini çok yüksekte görüyorlar, şaka gibi ama bu böyle. Daha yeni başladım, ilk günden kimse ile bana sen değil siz diyeceksiniz tartışmasına giremem, bana Hocam diyeceksiniz hiç diyemem, egosuz bir insanım, kibirden çok korkarım, yarına ne olacağımızı kimse bilmiyor. Hocam deme zorunlulukları var mı emin de değilim, bu bir kültür, bütün üniversitelerde böyledir, insanlara sonradan kazandırılan bir şey değil maalesef. Eskiden genç görünmeme çok sevinirdim, son seneler iyice bezginlik oluşturdu bu bende. Buradaki insanlar beni hiç tanımıyorlar, belki bende onlar gibi çirkef bir insanım, ortalığı ayağa kaldırıcam, bana böyle bir şeyle gelebilmelerini hiç anlamlandıramıyorum, tek aklıma gelen genç ve bayan, biz ödetiriz bunu buna düşüncesi. Bir iş görüşmesinde sen gençsin bekarsın ne yapacaksın çok parayı demişti hatta bir Dekan, insanlar olması gerektiği gibi değil karşısındakine göre davranıyor maalesef.

Şunu da söyleyeyim asla pasif bir insan değilim. ar gör iken biz 12 saat, öğr. görevlisi 6 saat derse girerdi, tabi ders onların üzerine. Öğr. görevlisinin 12 saat derse girme zorunluluğu vardır, durumu bölüm başkanına kaç defa söyledik dinlemedi, ben istersem pencere de sileceksiniz dedi. Hepimiz çok iyi okullarda mühendislik okumuş insanlarız ve 50/d liyiz zaten kalıcı değiliz, nesinden korkacağız. 21 ar görüz sadece bölümde, şikayet edelim, bu büyük suç, okul ceza bile yer dedim ama 21 kişiden bir tanesi bile cesaret edemedi benden başka, e bu sözler gidiyor tabi bölüm başkanına takıyor bana. Pasif olmak bazı noktada da kurtarıcı oluyor. Burada aynı şekilde bana takılmasını istemiyorum yoksa rahat huzur vermiyor o yöneticiler size sürekli bir kaos ortamı oluşturuyorlar. Yemeğe bile gitsem arardı neredesin diye örnek olarak.

Herkes norm kadro meselesinden sonra kadro bulmanın zorlaştığını söylüyordu yine aynı şekilde, bende daha da zorlaşmadan devlete gireyim dedim ama öncesinde rahatım, huzurum, kazandığım para, gördüğüm saygınlık her şey çok iyiydi. Orada da ben benim, yine mütevaziyim ama kimse hadi biz bunu ezelim demiyor. Burada anladığım bana çok büyük kıskançlık besliyorlar, bu bu yaşta bu ünvanda nasıl olur diye kaldıramayıp öfkelerini saçma bir şekilde bana yönlendiriyorlar. Bende de hata var tabi, işe başlayacağım günü bile şu gün geleceğim mmüsait misiniz dedim, atamam gelmiş benim istediğim gün gider başlarım ama işte ben orada değilim deme ihtimalleri çok yüksek olduğu için kendimce önlem almak istedim.

Şu an istifa etmektende hiç korkmuyorum. Saygıyı ve huzuru fazlası ile hak ediyorum. Bugün gitsem özelde 2 katına iş bulurum. Ben istemeden beni kimse gönderemez buradan tabi ama bana bu parayı ödemedim diye mobbing yapmaya kalkarlarsa durmam.

Nasıl sert görüneceğim konusunda da önerilerinize sonuna kadar açığım. Dediğiniz gibi mütevazi insana rahat yok bu devlette.
 
Hocam devlet üniversitesinde,akademik personel olarak huzurlu bir çalışma ortamı bulacağınızı düşünmeniz çok ilginç geldi bana.
Fazla naif ve iyimsersiniz akademi için.
Bu yazdıklarınızdan sonra,
istifayı göze alarak,cezayı ödemeyin diyorum.
Alternatif bir özel üniversitede kadro arayışına girin.
Siz bu insanlarla başedebilecek yapıda değilsiniz.

Ama neden? Devletteki insan değil mi?
Herkes yerini, haddini, görevini bilse nasıl bir sorun çıkabilir ki?
Ben bu sefer çok huzurlu olacağımı düşünüyordum, beni çok isteyerek aldılar, hiç bu tür sorunlar çıkartacaklarını düşünmemiştim.
Herkesle çok güzel baş ederim aslında ama neden edeyim? Ettiğim zaman inanılmaz akademik bir ortam sağlanacak falan olsa bana hadi katlanayım derim ama zaten benim hiç haz etmediğim, kurumsallığın zerre yanından geçmeyen bir ortam var. Devlet iş garantisi yüzünden cazip geliyor insanlara, benim iş kaygım yok, hadi oldu yarım dönem çalışmadınız, bir sonraki dönem iş bulursunuz, dünyanın sonu değil.
 
Arkadaşlar artık dolum noktamın en uç kösesindeyim gram sabrım kalmadı, normalde çok sabrederim ama saatlerdir ağlıyorum sakinleştiremedim kendimi.

Akademik personelim, bunu özellikle belirtiyorum çünkü forumda da akademik ve idari personeller var görüyorum, belki onların bilgisi olan bir olaydır. Bir kuruma (devlet) yeni başladım sayılır. Aslında güvenlik soruşturmam tamamlanalı çok oldu ama personel eski kurumumdan bir belge istemiş (bu belgeye kesinlikle gerek yok) onlarda göndermiş ama bunlar bir ay işlememişler, ben arayıp neden başlama yazım gelmedi deyince ortaya çıktı, ben yine kendim uğraşarak tamamladım. Bütün işlemler bitti, beni kuruma kaydedecek personel izinde imiş, diğer memur başlatırsa hatalı olur sigortaya ceza öderiz dediler, tamam dedim 20 gün bekledim onların istediği tarihte başladım.

Cuma gel dediler cuma gittim, işe başladım. Bir işi yanlış yapmışlar, ceza almışlar, beni aradılar bunu biz mi ödeyelim şimdi, siz cuma geldiniz o yüzden oldu diyorlar. Hiç alakası yok, onlar cuma gelin dedi diye cuma gittim ama öyle bile olsa işlemi ben mi yaptım insan söylerken utanır bunu, görseniz bir de beni suçluyorlar, sizin işinizi yaptık da oldu diye, sanki hayrına yapıyorlar.

Bende uğradığım haksızlığı anlatmak için yaşça büyük bir hocayı aradım, onu da çok tanımıyorum ama diğerlerinden daha çok tanıyorum. Bu konuda % 100 haklıyım, en ufak bir suçum yok, olsa asla ikiletmez öderim zaten. Hiç ödemicem falan demedim durumu anlattım, o memur hocanın yakın arkadaşı imiş meğer, nereden bileyim ben, sende hiç vicdan yok mu, o kadar az maaşla memur mu ödesin, tabi sen ödeyeceksin diye açtı ağzını yumdu gözünü, çok ağır şeyler söyledi daha, hiç ama hiç suçum yok, daha yeni başladığım yerde bu kadar kötü duruma düştüğüme inanamıyorum.

Az bir para değil ceza baya yüklü, parasını geçtim o cezayı ödersem kendimi çok kötü hissedicem, asla ödemeyeyim gerekirse istifa edeyim diye düşünüyorum. Yeni başladığım işten istifa etmek de çok garip olacak ama inanın hiç sabrım kalmadı huzursuz ortamda çalışmaya. O kadar da sessiz, sakin kendi halinde bir insanım ki nasıl bu olaylar gelip beni buluyor anlayamıyorum, çalışmak bu kadar zor olmamalı. Erkek hocalara bakıyorum asla böyle davranamıyorlar, bayan hoca nasıl olsa bir şey diyemez diye

Gerçekten çok ama çok üzgünüm, aklınıza sakinleştirici bir cümle gelirse lütfen paylaşın benle çünkü cidden kafayı yemek üzereyim.

Hocam;

Sakın ödemeyin. Bakın akademik camiada öyle yıllarca tanımadan kimseye güvenmeyin. Genelde arkadan iş çevirme, birbirinin kuyusunu kazmak çok genel bir davranıştır. Siz biraz vurdumduymaz ve dik olun bu konuda. Bunun sizin hatanız olmadığını belirtin, gerekirse şikayet edeceğinizi söyleyin. Sakın ama yumuşamayın. Birazını ben ödeyeyim felan demeyin.

Bırakın onlar düşünsüz. Baskı yaparlarsa o zaman bu iş için rektörlüğe şikayet dilekçesi vereceğinizi ve hatta geç başlatıldığınız için kaybettiğiniz ücreti de isteyeceğinizi söyleyin bakın bakalım ne yapıyorlar.

Biraz alttan alan, yumuşak başlı birisi olduğunuzu anladılar mı hep üstünüze gelirler.

Hiç stres yapmayın, bırakın onlar düşünsün. Ve sakın ama sakın bu konuda vicdan yapmayın.

Başarılar diliyorum.
 
İlk zamanlar olur böyle şeyler. Şimdi dik durmazsanız bir daha hiç duramazsınız. Taviz vermeyin çok muhatap olmayın. Işinizi yapın. Ve cezayı ödemeyin.
 
Gerçekten çok kolay mobbing yapması, yeter ki size takmaya görsünler, herkesin 3 katı çalıştırabiliyorlar, tüm angarya işler size kalıyor, çok korkuyorum mobbinge uğramaktan.
Ohoooo siz şimdiden pes etmişsiniz. Akademisyen böyle olmaz hakkını tırnaklarıyla alır ya da hakkını yedirmez ne korkusu ya. Iyi ödeyin size enayi gözüyle baksınlar. Ya da istifa edin yine enayi gözüyle baksınlar. Aman dik durmayın.
 
Bir daha bana bununla ilgili öde vs der en ufak şekilde huzurumu kaçırırsanız anında polisi arar rezillik çıkarır sonra da işi hukuki boyuta taşırım yeter artık diye bağırın deli deliyi görünce korksun
 
Vallahi böyle bir iş sansim olsa hiç kimse umurunda olmazdı , cezaniz beni hiç ilgilendirmiyor görevinizi doğru yapsaydiniz derim..baskı yapılmasına asla izin vermem giyinir kusanir işime giderim..zaten istifayı koymussunuz kafaya niye korkuyorsunuz ,azcik cabbar olun ...
 
Vallahi böyle bir iş sansim olsa hiç kimse umurunda olmazdı , cezaniz beni hiç ilgilendirmiyor görevinizi doğru yapsaydiniz derim..baskı yapılmasına asla izin vermem giyinir kusanir işime giderim..zaten istifayı koymussunuz kafaya niye korkuyorsunuz ,azcik cabbar olun ...
Asgari ücrette vasıfsız çalışan ,iş arayan biri olarak yazıyorum bu arada bunları ,hayat çok zor kimseye bapuc bırakmayın lütfen üzülmeyin ,.
 
Her okul bir olmuyor. Bundan önceki kurumlarımda inanılmaz bir kurumsallık vardı, olması gerektiği gibi Dekan da Hocam diye hitap ederdi... Herkes norm kadro meselesinden sonra kadro bulmanın zorlaştığını söylüyordu yine aynı şekilde, bende daha da zorlaşmadan devlete gireyim dedim ama öncesinde rahatım, huzurum, kazandığım para, gördüğüm saygınlık her şey çok iyiydi.

Ya ben hala niye gül gibi işinizi bırakıp devlete geçtiğinizi veya arkadaşlarınızın niye devleti tavsiye ettiğini anlamadım. Ne oluyor devlet olunca? Bir tek iş güvencesi. O da sizin umurunuzda değilmiş, her türlü bunun 2 katı maaşlı iş bulurum diyorsunuz. Belki devlette iş yükü daha azdır ama siz zaten çalışkanmışsınız. Niye eski işinizi bıraktığınızı anlamadım.

Eski işinize geri dönme ihtimaliniz yok mu? Özel üniversitelerde hocaların gidip döndüğü, hatta bir daha gidip, yine döndüğü oluyor.
 
İşte çok kariyeri olan bir yerde değil aslına bakarsanız. Küçük yer az insan olur huzur olsun diye geldim buraya. Olay daha yeni, bana dün 17.30 da söylediler arayıp, üst mercilerle konuşma fırsatım olmadı.
Çok kariyeri olmayan bir yer diye düşünmeyin eşimde üniversitede akademisyen ve doğuda bi üniversitede şuan görevlendirmeden dolayı iyi bir şehirdeyiz. Eşime dedim burada kalalım diye ama onun düşüncesi şöyle bu üniversitede önüm açık pek tercih sebebi olmadığından dolayı ama şuan bulunduğumuz ilde önüm kapalı kadro dolu demişti. Bulunduğunuz il neresi bilmiyorum ama basit görmeyin ilerisi için iyi bi adım olabilir.
Bu arada sonuçlandı mı son durum nedir?
 
Çok kariyeri olmayan bir yer diye düşünmeyin eşimde üniversitede akademisyen ve doğuda bi üniversitede şuan görevlendirmeden dolayı iyi bir şehirdeyiz. Eşime dedim burada kalalım diye ama onun düşüncesi şöyle bu üniversitede önüm açık pek tercih sebebi olmadığından dolayı ama şuan bulunduğumuz ilde önüm kapalı kadro dolu demişti. Bulunduğunuz il neresi bilmiyorum ama basit görmeyin ilerisi için iyi bi adım olabilir.
Bu arada sonuçlandı mı son durum nedir?

Bende burasını o yüzden seçtim, yükselmem çok kolay olur diye. Şehirde denizi olan çok güzel bir şehir. Ben eşiniz gibi düşünmezdim ama, hayat kalitesi çok önemli benim için, hep önemli olmuştur. Yarına çıkacağımızı kim biliyor? Kariyer yapacağım diye mutsuz olduğım yerde kalamam. Bazılarına tuhaf geliyor nedense ama iş ortamında huzur çok önemli benim için, huzur olmazsa nasıl verimli çalışacaksınız.

Aslında herkesin hayata bakış açısı farklı, o yüzden bu konularda çok farklılık gösteriyor. Ben huzura aşık bir insanım huzursuz ortamda çok rahatsız olurum. Kimi insanda tam tersi huzursuzluktan beslenir, hatta onu motive eder, daha da hırslanır.
 
Bende burasını o yüzden seçtim, yükselmem çok kolay olur diye. Şehirde denizi olan çok güzel bir şehir. Ben eşiniz gibi düşünmezdim ama, hayat kalitesi çok önemli benim için, hep önemli olmuştur. Yarına çıkacağımızı kim biliyor? Kariyer yapacağım diye mutsuz olduğım yerde kalamam. Bazılarına tuhaf geliyor nedense ama iş ortamında huzur çok önemli benim için, huzur olmazsa nasıl verimli çalışacaksınız.

Aslında herkesin hayata bakış açısı farklı, o yüzden bu konularda çok farklılık gösteriyor. Ben huzura aşık bir insanım huzursuz ortamda çok rahatsız olurum. Kimi insanda tam tersi huzursuzluktan beslenir, hatta onu motive eder, daha da hırslanır.

Ablacim memurluk guvencesi, arada cok cok fark yoksa maas falan fasa fiso mutlu oldugun isyerini birakmicaksin.
Siz eski isinize donun bence.
 
Ya ben hala niye gül gibi işinizi bırakıp devlete geçtiğinizi veya arkadaşlarınızın niye devleti tavsiye ettiğini anlamadım. Ne oluyor devlet olunca? Bir tek iş güvencesi. O da sizin umurunuzda değilmiş, her türlü bunun 2 katı maaşlı iş bulurum diyorsunuz. Belki devlette iş yükü daha azdır ama siz zaten çalışkanmışsınız. Niye eski işinizi bıraktığınızı anlamadım.

Eski işinize geri dönme ihtimaliniz yok mu? Özel üniversitelerde hocaların gidip döndüğü, hatta bir daha gidip, yine döndüğü oluyor.

Bunun bir çok nedeni var.

Devlette iş bulmak çok zor, gititkçe de zorlaşıyor bu norm kadro nedeniyle, bulmuşken gireyim dedim. Herkes torpilsiz bulamazsın diyordu, torpilim de yok, hazır torpilsiz bulabilmişken kaçırmayayım dedim. Memur bu hatayı yapmasa bu yüzlerini görmeyecektim, şu an hala gayet mutluydum muhtemelen, bir anlık olaydan kaynaklanıyor aslında her şey.

Eski okula da dönerim, daha iyi bir okulda teklif getirdi iki hafta önce, yeni başladım dedim teşekkür ettim, oraya da sorabilirim almışlar mı diye. Ama devlet kadrosu yökten geliyor ve okul içinde almak çok zor, şu an gitmem onları çok zor durumda bırakır, çok çok büyük bir olay olmadıkça onlar birisini bulmadan gitmem.
 
Bunun bir çok nedeni var.

Devlette iş bulmak çok zor, gititkçe de zorlaşıyor bu norm kadro nedeniyle, bulmuşken gireyim dedim. Herkes torpilsiz bulamazsın diyordu, torpilim de yok, hazır torpilsiz bulabilmişken kaçırmayayım dedim. Memur bu hatayı yapmasa bu yüzlerini görmeyecektim, şu an hala gayet mutluydum muhtemelen, bir anlık olaydan kaynaklanıyor aslında her şey.

Eski okula da dönerim, daha iyi bir okulda teklif getirdi iki hafta önce, yeni başladım dedim teşekkür ettim, oraya da sorabilirim almışlar mı diye. Ama devlet kadrosu yökten geliyor ve okul içinde almak çok zor, şu an gitmem onları çok zor durumda bırakır, çok çok büyük bir olay olmadıkça onlar birisini bulmadan gitmem.

Size mobbing, sindirme uygularken dusunselermis bunlari. Madem dersi kim verecek umurlarinda o zaman dersi verecek olana adam gibi davransalarmis.
Sizde hicbir ahlaki yukumluluk gormuyorum ben, ben sizin yerinizde olsam istifayi basip eski okuluma donerdim. Cidden orda olmanizin kiymeti olsaydi ona gore davranirlardi.
 
Akademik personel değilim ama kendi iş tecrübelerimi de göz önüne alıyorum ve üzülerek buna katılıyorum. Genel olarak çalışma hayatında böyle bir sorun var.

Canım, istifa etmek gibi bir seçeneği aklından dahi geçirmemelisin. Biraz kaba bir tabir olabilir ama ezileni ezerler, bunu unutma. Sen alttan aldıkça daha çok üzerine gelirler ama halk arasında "çemkiren" diye tabir edebileceğimiz kişilere fazla bulaşan olmaz. Bunu ödemek zorunda değilsin; kendi hatalarını senin üzerine yıkamazlar.

Canım çok çok haklısın. Bunun yüzü yumuşak diye yapıyorlar çoğu yerde, ne yapıp edip sert olmam lazım. Bende de şöyle bir problem var, sinirlendiğim zaman tepkimi sakin cool bir şekilde anlatamıyorum, sinirim sesimden anlaşılıyor, bu kontrolsuz halimi hiç ama hiç sevmiyorum. O yüzden mümkün mertebe sinirimi karşı tarafa yansıtmamaya çalışırım ama yansıtmam lazım belki de. Tabi sakin bir şekilde, diğer türlü haklı iken haksız oluyorum.
 
Back
X