Kitap Severlerin Buluşma Noktası ♥

Günaydın kızlar.
Neyse ki bugün son iş günümdeyim Önce bayram tatili sonra da senelik izin derken yaklaşık 2 hafta işe gelmeyeceğim. Ne büyük mutluluk
Tabi ki okuyamıyorum bu ara. Okuyamıyorum demeyeyim de okumuyorum. Yarın sabah için erken kalkıp kahvemi elime alıp temizliğe başlayana kadar kitabımı okuma hayalim var
Sadece bugün bitene kadar sabretmem lazım
 
Günaydın..
Perşembe çalışacak olsam da yarın çalışmayacağım için pek mutluyum
Körlük okurken beni benden alıyor. Saramago tüm kitaplarını edinmek istediğim 3. yazar oldu benim için. Öyle içine aldı ki beni. Koku zihnimde canlandı mide bulantım başladı çoğu yerde.
Bitirmek istiyorum perşembeye kadar. Fakat hızla okuyamıyorum, fazlasıyla etkileniyorum.
 
30 yasinda festival senin neyine diyorum dayak yemiş gibiyim. Çok guzel 5 gece geçirdim ergenligin dibini yasadim cigluklar atarak, honkurerek şarkılar soyledim:)) çok kötü beslendim tabi ko kitap okumadim:)
En iyisini yaptın tatlım. Kitap her zaman okunur nasılsa ama hayatta bazı deneyiöler bir keredir.
 
30 yasinda festival senin neyine diyorum dayak yemiş gibiyim. Çok guzel 5 gece geçirdim ergenligin dibini yasadim cigluklar atarak, honkurerek şarkılar soyledim:)) çok kötü beslendim tabi ko kitap okumadim:)

Çok imrendim sana kuzum yaa, ne de güzel tadını çıkardın


Kader arkadaşım
Gerçi ben perşembe çalışmayacağım ama bu iki günü paylaştık seninle
Saramago ve İhsan Oktay Anar yakın zamanda tanıdığım ve çok sevdiğim iki yazar oldu benim için. İkisi de insanın içine kadar işliyor, çok etkiliyor. İyi ki okuyoruz
 
Merhabalar
Anabasis _On Binlerin Dönusu bitti.

Yunan tarihindeki askeri sefer guncesini konu alan bir kitap.
Ilk baslarda isimler ve dipnotlar yuzunden adapte sorunu yasadim ama dikkatle kendimi verince cok keyif aldim.
Tanrilara adaklar sunup sonuca gore sefere cikmalari adim atmalari ilgimi cok cekiyordu ayrintili okumus anlamis oldum.

gunumde sevgili kalinkaselin almisti. Onunla ortak okuma yaptik .
 
Başak Sayan- Ölü Kuşların Sessizliği bitti.

Biraz önyargı ile başladığımı kabul ediyorum. "Oyunculuğunu bir iki projede gördüğüm biri şansını yazarlıkta mı deniyor?" dedim, evet.
Artıları eksikleri karşılaştırdığımda 10/6 puanı veriyorum. Neden?
1- 300 küsür sayfalık kitapta neredeyse 100 kere "arduvaz grisi" okumaktan gına geldi. Benim için bundan sonraki tüm griler arduvaz grisi, başka bir ton yok hayatımda, iyice belledim.
2- Olay günümüz yıllarında İstanbul'da geçiyor. Hava kar yağışlı. 6 ay önceki bir günden bahsederken hava yine kar yağışlı. Halbuki Alaska değil Türkiye sınırlarında geçen senelerde 6 ay boyunca yağış olmadı, belki de en son ne zaman oldu söyleyebilen biri bile yok hayatta. Kitap tamamlandığında basımdan önce kimsenin dikkatini çekmemiş bu ayrıntı.
3- Kitabın ilk çeyreğinde her şey o kadar çok betimleniyor ki betimlemelerden gözlerim kanadı desem yeriydi. Sanki yazarlığı, en çok betimleyen hakkediyormuş gibi hissettiğini düşündürtüyor. İnsanın kaldırımın üzerindeki otun üzerindeki çiğin üzerindeki damlanın bile betimlemesini sürekli okuması baş ağrıtıyor. Fakaaaatt;

Gelgelelim bu ağır betimlemeler ilk çeyrekte sakinleşiyor, hikaye en başından beri heyecanını zaten hiç kaybetmemiş, kitabı kenara koysan "Ohoo, burda neler oluyor haberin yok." der gibi kapak kırpıyor. Kurgusu o kadar iyi ki katili işaret eden parmağı izlediğinde başka birini işaret ettiğini görünce yine başka birine bakakalıyorsun. Son ise tokat etkisi yaratmıyor. Sakince bitirilmiş ama okunması keyifli olan bir polisiyeydi. Güzeldi.
 

Yorumun güzelliği
 

Mesaj tekrarı...
 
Yorumunu seveyim
 
Kizlar millet markette cikolata cips paketine dayanamayip alir ben de dayanamadim Karen Kingsbury nin Sans kitabinin kapagini görünce canim cekti aldim :) tutamadım kendimi okuyan var mi nasil bir kitap konusunu az cok anladim tabi ama yorumlariniz benim icin daha fikir verici
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…