Kizima Enistem tarafindan taciz


evet ya, resmen kandırmış, günah ya çok günah...

örnek (biraz uzun ama ) :

SEYIT AHMET DEMİRCİ

32 yaşında. Mayıs-Temmuz 1998 tarihleri arasında İstanbul'da üç mobilyacıyı dükkanlarının bodrum katında kafalarına kurşun sıkarak öldürdü.

Fatsa'da küçük bir çocukken arkadaşıyla birlikte yaşlı bir mobilyacının tecavüzüne uğramıştı. Yakalanmasaydı cinayetlerini tecavüze uğradığı yaşa (11) tamamlayacaktı. Üç kez idama mahkum oldu.

Adı: Seyit Ahmet Demirci, yaşı: 32, cinayet sayısı: 3

Sanık, dört çocuklu bir ailenin en büyük oğluydu. Babası fırıncıydı. Ortaokulu İmam Hatip'te, liseyi de ticaret lisesinde okumuştu. Üniversiteyi kazanmış ama gitmemişti. Cinayetlerden kısa bir süre öncesine kadar hayatını taksi şoförlüğü yaparak kazanıyordu. Herkes tarafından sakin kişiliğiyle tanınıyordu.

Çocukluğu Fatsa'da geçti. En yakın arkadaşı Habil'di. Küçük bir mobilyacı dükkanının bodrum katında ikisi birden saldırıya uğradı. Seyit Ahmet son kaçmayı başardı. Ancak yaşlı mobilyacının arkadaşı Habil'e tecavüz edilişini izledi. İki arkadaş bu olayı sonsuzluğa gömdüler. Ta ki üniversitede okuyan Habil'in intihar ettiği haberi gelene kadar. Habil'in neden intihar ettiğini yalnızca Seyit Ahmet biliyordu.
5 Mayıs 1998. Hava kararırken Seyit Ahmet, Esenler Turgut Reis Mahallesi Karaosmanoğlu Caddesi 435. Sokak'ta amaçsız yürümekte. Sokağın sağındaki mobilyacı dükkanını fark etti. Vakit, Habil'le yaşadığı o korkunç saldırı saatine yakın. İçeri girdi. Dükkan sahibi Ali Osman Beldek müşteriye yaklaştı. Sonra da o uğursuz laf ağzından dökülüverdi: ‘‘Bodrum katında başka modellerimiz de var.’’ Seyit Ahmet için karanlık kapı açılmıştı. Bodrum kata indiler. Tek el silah atışı, Ali Osman Beldek'in hayatını sadece mobilyacı olduğu için o gün dükkanının bodrum katında sona erdirdi.

Tam bir ay sonra 4 Haziran'da mobilyacı Mehmet Kayatuzu ve 6 Haziran'da da Celal Pınargöz de aynı kaderi paylaştı.
İstanbul'da yıllar önce üç mobilyacı öldürüldü. Üçü de birbirini tanımıyordu, düşmanları yoktu. Tek ortak yönleri öldürülme şekilleri oldu. Katil geride ne parmak izi, ne silah bırakmıştı.
Son cinayetten üç gün sonra... Polis, bir yandan üç mobilyacının öldürülmesiyle ilgili sorgulamalara devam ederken, diğer yandan da ilk kurbandan alınan cep telefonunu takip ediyordu. Bu yöndeki umutlar tükenmek üzereydi ki, telefon kullanıma açıldı. Adres, Ordu'nun Fatsa ilçesini gösteriyordu.

Telefon Necati Efe adında birinin üzerindeydi. Ancak Efe şaşkındı. Söylediğine göre telefonu alalı henüz bir gün olmuştu. Kendisine telefonu satan kişiyse 28 yaşındaki hemşerisi Seyit Ahmet Demirci'ydi. Seyit Ahmet Demirci, aynı günün akşamı Esenler'deki evinde yakalandı. Polis, evinin kapısına geldiğinde sakindi. Üç cinayette kullandığı silahı zorluk çıkarmadan polise teslim etti. Bu silahla, olay yerinde bulunan boş kovanlar, karşılaştırma için İstanbul Kriminal Laboratuarı’na gönderildi. Sonuç olumluydu. Rapora göre her iki kovan da Demirci'ye ait silahtan atılmıştı.
Seyit Ahmet dört ay sonra yakalandı. Yakalanmasaydı, öldüreceği mobilyacı sayısını, tecavüze uğradığı yaşa (11) tamamlamayı planlıyordu. Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi'nce üç kez idama mahkum edildi.
BUGÜN
Seyit Ahmet Demirci, üç cinayetten, üç ayrı idam cezasına çarptırıldı. Bu cezalar müebbet hapse çevrildi.
Seyit Ahmet'in gerçekten Habil adında bir çocukluk arkadaşı vardı. Motor tutkunu olarak tanındıkları Fatsa'daki gençlik günlerinde Habil en yakın arkadaşlarından biriydi.
Ancak Demirci'nin adı Habil olan bir arkadaşı daha vardı. Dicle Üniversitesi'nde okudu ve coğrafya öğretmeni oldu. Diyarbakır'a öğretmen olarak atandığı ikinci yıl da intihar etti.
Çocukluklarının geçtiği semtte adını verdiği gibi bir mobilyacı gerçekten de yaşadı. Ailesi, eşi ve Fatsa'da onu tanıyanlar, onun bu cinayetleri işlediğine hala inanmıyor.

Böyle ceza olur mu?
Üç marangozu öldüren seri katil, iyi hal, af, infaz yasası derken sadece 6 yıl yattı ve tahliye oldu
İstanbul'da, 3 mobilyacıyı peşi sıra öldürdükten sonra adı "marangoz sapığı"na çıkan Seyit Ahmet Demirci dün tahliye oldu. Planlayarak cinayet işlediği gerekçesiyle 3 kez idam talebiyle yargılanan Demirci, iyi hal indirimi ve af sayesinde serbest kaldı. Peki "marangoz sapığı"nı hürriyetine kavuşturan süreç nasıl gelişti?..

Yıl 1998... 5 Mayıs'ta Esenler'de Ali Osman Beldek, 4 Haziran'da Bağcılar'daki Gül Mobilya'nın sahibi Mehmet Kayatuzu, 6 Haziran'da yine Esenler'deki Pınar Mobilya'nın sahibi Celal Pınargöz ensesinden tek kurşunla vurularak öldürüldü.

Soruşturma sonunda katilin Seyit Ahmet Demirci olduğu anlaşıldı. Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada Demirci, planlı cinayetten 3 kez idam istemiyle yargılanmaya başladı.

Önce idam sonra müebbet ve tahliye!
Duruşmalarda efendi görünümüyle hakimin dikkatini çeken sanık, AB'ye Uyum Yasaları çerçevesinde idam cezası kaldırıldığı için ağırlaştırılmış Müebbet Hapse mahkum edildi. Öldürdüğü mobilyacıların para ve cep telefonlarını aldığı için hırsızlık suçundan da 11 ay 10 gün hapis cezasına çarptırıldı. Sanığa hırsızlıktan değil gasptan ceza verilmesini isteyen Yargıtay’ın kararı bozmasıyla Demirci, önceki gün, son kez hakim karşısındaydı...

Mahkeme, Yargıtay'ın isteği doğrultusunda hırsızlık suçunu gaspa çevirerek sanığı mobilyacıları gasp etmekten toplam 29 yıl hapse mahkum etti. Ancak, Yargıtay'ın bozma kararına rağmen TCK'nın 326. maddesi gereği bu hakları kazanmış olduğu için yeni heyetin verdiği gasp kararı geçerliliğini kaybetti.

İyi hal indiriminden yararlandırılan Demirci'nin cezası 20 yıla indi. Yine 647 sayılı kanun gereği yattığı her aydan 6 gün düşünce ceza 16 yıl 2 gün oldu. Son olarak Af Yasası'ndan yararlanan sanık 6 yıl hapse mahkum oldu. Ancak hapiste yattığı süre bu cezayı karşıladığı için Demirci özgürlüğüne kavuştu.
 
Son düzenleme:
kendi çocukluğuyla ilgili birşeyler biliyormusunuz?

Dedemin mi ? İzmir Çeşme nin eski zengin ailelerindemiş ailesi....Babası Çeşmenin Cumhuriyetin ilk dönemlerinin belediye başkanlarındanmış...Konaklar,evde hizmetçiler,vs vs böyle varlıklı bir hayatı olmuş çocukluğunda ............Bir de yanılmıyorsam yatılı okulda okumuş........
 

bence yatılı okulda onun başından bazı olaylar geçti
 

saskınlıkla okudum yazdıklarını ... Kuzenın sımdı ıyımı ?
 
saskınlıkla okudum yazdıklarını ... Kuzenın sımdı ıyımı ?

Annesi ile yani teyzemle yüzleştikten sonra daha iyi oldu...İyi yani çok şükür.......

Asıl yüzleşilmesi gereken anneannem gerçi ya..................... Ama asla kabul etmez,hakaretleri havada uçuşur...Allaha havale ettik onu.............................

Bu tarz sapıklıkları örtbas etmenin kaç kişiye zararı var........Kimse örtbas etmesin........Kimse göz yummasın..........
 
Son düzenleyen: Moderatör:

anneannen herseyı bılıyordu ve gozyumdu kendı kardesıne olanlara da cok yazık ya
 

ikiside suçlu narmikçim..
hem anaannen hem teyzen.
 
ikiside suçlu narmikçim..
hem anaannen hem teyzen.

Evet teyzem de suçlu ama şöyle bir şey de var ki anneannem öyle bir baskı öyle bir otorite kurmuş ki çocukları üzerinde..O dedi mi kanundur asla dışına çıkılamaz..İlk sözü de son sözü de o söyler.....Bu anlayışla yetiştirmiş..Şimdi şimdi isyan etmeye ,haklarını savunmaya başladılar...Teyzem de çok pişman,vicdan azabı çok büyük...Kuzenimin yaşadığı ayrıntıları bilmiyor..Bilse yaşamak istemez sanırım..........

Anneannem kendi kızlarını çok korumuş erkeklerden..Öyle ki hiç kimsenin evine göndermemiş,genç erkek olan hiç bir komşuya gitmemişler,hatta şöyle bir lafı varmış..."Hayatımda bir gün olsun mutlu olmadım,tek mutlu olduğum gün kızlarımı evlendirdiğim gün "............

Annem bu olayı öğrendiğinde çok sarsıldı..Çünkü babası hayatındaki en büyük idoldü..Şu an nefret ediyor o başka tabi..Adını ağzına bile almıyor....Annemin dediğine göre anneannem dedeme hiç iyi davranmazmış,hep hor görürmüş..........
 
Son düzenleyen: Moderatör:
bu olayı kesinlikle saklamayın hesabını sorun ve yargıya da intikal ettirin. Sizin kızınıza böyle yapan biri ilerde başkalarının da canını yakar.
 

deden size nasıl davranıyordu narmikçim?
 
eskiden erkeksiz bir hayat zindan olurdu bazi kesimler icin
o erkek iyide olsa kötÜde olsa basimizda denirdi
bu yuzden cok sey örtbas edildi
benim dedemde bir gun ananemin haberi olmadan eve
bir kiz getiriyor 16 yasinda 55 sene evvel
komsu kiziymis
niye geldin diye sorarlarmis cevap vermezmis
dedem bundan boyle burda kalacak demis
kuma geldi anlayacaginiz
nenem tufegi almis saga sola deli deli ates acmis
ne kadar zoruna gitmisse
dedemde bir guzel dovmus nenemi
komsu kizi olan kumanin ailesi
ölsenizde gebersenizde kizimiz sizin namusunuz sakin kapimiza
gondermeyin demisler
ananem yataklara dustu dort cocuk kumaya kotu davrandi
e kuma baba evine kacti
iki gun sonra dove dove geri getirdi babasi
annem anlatirda agzim acik kalirdi
bir kadin bir erkek ne kadar igrenc olursa olsun
vazgecemeyecegi dönemlerde yasamis
narmikin ananesi o donem baska turlu yapamamis demekki
ahh ahh
 
deden size nasıl davranıyordu narmikçim?

Çok iyi davranıyordu canım..Çocuk psikolojisinden çok iyi anlayan ,muhakkak cebinden bize vereceği,seveceğimiz bir şeyler çıkan,çok iyi karakalem yapan,tiyatral yeteneği olan,bizleri güldürmeyi seven,hikayeler,masallar anlatan,hiç bağırmayan,azarlamayan bir adamdı...Çok eğlenceliydi.Sohbetine doyum olmazdı...Cem Yılmaz gibi bir tipti yani yetenek olarak...Çok donanımlıydı....

Fakat çocukluğumda artık ne demişsem şu an hiç hatırlamıyorum ,kızıp yanağıma hafif bir tokat atmıştı........:44:
 
Son düzenleyen: Moderatör:

Öyle olmuş sanırım ama ben yine de empati yapamıyorum....Böyle bir adamla evli olmak midemi bulandırırdı..Ya onu ya da kendimi öldürürdüm...........
 



vay be, neler duyuyoruz
 

ne desem boş....allah bizi böyle insanlardan korusun.. :26:
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…