Kızıma nasıl anlatmalıyız

Birde benim oğlum Atatürkün ölmüş olabileceğini kabullenememişti. Sürekli hastaneye götürelim. Ölürse ne yaparız diye üzülüyordu. Biz ölümü mecburen anlatmıştık. Daha sonraki duyduğu ölümleri çabuk kavradı
 
En doğrusunu yapmışsınız bununla ilgilı öğrendiğim şeyler bu yönde. Cocuk ne kadar küçük olursa olsun cenaze törenine katılmalı böylece gidenin geri gelmeyeceğini daha kolay kabullenir. Sadece ağlayış bagirislarin içinde olmasın o kadar
 
Yalan soyleyip uzatarak siz sikinti yaratmissiniz.Psikolojisi neden bozulsun ki, ayrica pedagoga ne gerek var?Hayatta ki tum karsilastigi olumsuzlaklar icin uzman yardimina mi gideceksiniz...Melek oldu uctu gitti,yaslaninca bir gun herkes oyle gider diyebilirdiniz.Cocuklar cok cabuk unutuyor.Emin olun 5 dk sonra unutup oyuna, yaramazliga donerdi.Aklina ara sira geldikce soru sorabilir ayni sekilde soylerdiniz.
 
Kizimin da babannesi vefat etti.hastahane de yatiyordu kv dem.biz onu ziyaretine gittigimizde babanne bana da serum taktilar igne yaptilar sen de iyi olcaksin diyordu.vefatindan sonra anne ben babannemi ozledim gidelim yanina daha iyi olmadi mi hastaneden cikmadi mi diye soruyordu ben de onun öldugunu artik bir daha goremeyecegimizi gittigi yerde daha iyi oldugunu soyledim artik ne anladiysa sonra her gelene biliyormusunuz benim babannem oldu diye soyluyordu simdilerde bahsetmiyor ama salondaki fotografini getiriyor arada bu benim babannem diyor gecende babasina sormus iyilesmedimi daha diye tam kavrayamiyorlar zamanla.sadece ben esime mezarliga goturmeyelim ziyaretlerde anlamaz korkar dedim goturmedim zaten kucuk cocuklarin gitmesi pekte uygun degil.bu arada ayni yasta cocuklarimiz.
 


Uzman değilim ama 3.5 yaşındaki oğlumun ölen birinden bahsederken bizim gibi etkilenmediğini farkettim. Hatta dinazorlar öldü artık yaşamıyolar diye bizi teselli ediyo. Onun için ölmek o kadar da kötü bi şeyvdeğil çevredekilerin tepkisiyle bağdaştırmazsa. Yerinizde olsam ona ölümü bi şekilde anlatırdım. Çünkü öldü lafını muhakkak duyuyodur. Herkes öldü derken siz ölmedi derseniz olmaz.
 
Teyzeye gittiğini söylememeniz gerektiğine katılıyorum. Ama çocuğun hayatından, sevdiği bir figürün tamamen ortadan kaybolması, aman ne var her canlı bir gün ölümü tadar hayatın gerçeği denecek birşey değil. Ben dedem öldüğünde 11 yaşındaydım. Çok yaşlı ve hastaydı öleceğini biliyordum. Yine de ölümü beni çok etkiledi. 1 yıl boyunca annem nereye giderse peşinde gittim. Yanından ayrılmayayım ya ben yokken ölürse diye.

O yaş çocuğuna her insan yaşlanınca ölür anneanne de yaşlı ve hastaydı öldü derseniz, başlangıçta tamam der geçer belki. Ama en iyi ihtimal sen ne zaman yaşlanacaksın? Tam olarak kaç yaşında? Dedem vs. Yaşlı mı? Dedem yaşlı ne zaman ölecek? Ne zaman öleceksin? Ben de hastalansam ölür müyüm? gibi bir ton soruyla karşılaşabilirsiniz. En kötü ihtimal soru sormaz içine atar ama yoğun bir kaybetme anksiyetesi yaşamaya başlar.

Bence bu yaş çocuğuna yapılması gereken açıklama; Anneannenin geri dönemeyeceği kadar uzak biryere gittiği, herkesin onu sevdiği ve özleyecekleri için üzgün olduğu. Sizin de anneanneyi özlediğinizi ve eskisi gibi yanınızda olmadığı için üzgün olduğunuzu ama birlikte geçirdiğiniz güzel anları düşünmenin sizi mutlu ettiğini söyleyip kızınızı anneanneyle geçirdiği keyifli anları anlatmaya teşvik edebilirsiniz.

Ekstra olarak şunu söyleyeyim ya 3 ya 4 yaşındayken yeğenimin pedagogu ablama ölüm kavramıyla çocuğu tanıştırmaya hayat döngüleri üzerinden başlamak gerek demişti. Mesela yapraklar filizlenir, büyür, sonbaharda sararır ve kışları kuruyup dökülürler bu doğanın bir parçasıdır vs.

Kızınıza ilkbaharda minnacık bir filiz olan bir yaprağın hikayesini anlatarak işe başlayabilirsiniz. Bu yaprak ilkbaharı büyüyüp yeni şeyler öğrenerek geçirir. Her gün biraz daha uzuyor ve bir yandan da rüzgarda hışırdamanın nasıl da eğlenceli olduğunu, güneşin onu beslediğini, ağacın yakınlarında gezen kuşu böceği filan keşfediyordur. Minik filiz meraklıdır ve hayat onun için çok şaşırtıcıdır. Yaz geldiğinde minik filiz büyüyüp kocaman güçlü bir yaprak olur. Artık büyüdüğü için sorumlulukları artmıştır. Güçlü olduğu için ağaca birsürü gün ışığı taşıyıp meyve yapmaya yardım ediyordur. Sonbahar geldiğinde yaprak artık eskisi kadar güçlü hissetmiyordur. Bu yüzden günışığı taşıma işini daha genç yapraklar yapmaya başlar. Ama hayat güçlü yaprak için hala çok güzeldir. Çevresindeki tüm canlılarla dost olmuştur. Günlerini ona danışan genç yapraklara filizlere tavsiyeler vererek geçirir. Belki minik filizlerle kızınızın anneannesiyle zaman geçirdiği gibi zaman geçiriyordur. Yaşam hakkında bir sürü deneyimi vardır o artık bilge yapraktır. Kış geldiğinde bilge yaprak artık çok yorgundur ve dinlenmesi gerekiyordur. Ne kadar güzel bir hayat yaşadığını, ne kadar çok dost edindiğini düşünür. Ağaçta çok mutlu günler geçirmiştir ama artık dinlenmek için ağaçtan kopup toprağa inme zamanıdır. Ağaçta kalan yaprak dostları onu özleyecektir ama kuruyup toprağa düşen bir yaprağı tekrar yeşertmenin yolu yoktur. Neyseki ağaç ahalisi onunla geçen mutlu günlerini ve tavsiyelerini hatırladıklarında bilge yaprak tekrar yanlarındaymış gibi hissedebileceklerini anlar, bu sırada bilge yaprak toprakta huzurla dinlenmektedir.

Not: Hikayeyi şuan iki dkda uydurdum tam pedagog tavsiyesi sayılmaz o yüzden. Ama yaşam döngüsü ve ölüme huzurlu, açıklanması zor kafa karıştırıcı kavramlardan uzak, temiz bir giriş oldu bence. Düzenleyip çizimlendirip bastırmayı denesem mi acaba diyecek kadar içime sindi benim. O yüzden şu destan niteliğindeki yazımı okumaya üşenmediyseniz ve hikayeyle ilgili tereddütleriniz, eleştirileriniz vs. Varsa lütfen geribildirimde bulunun.
 
Çocuğa yalan söylemişsiniz gelecek diye. Şimdi öldü derseniz her gitti gelecek dediğiniz kişinin öleceğini düşünecek . Ama söylemekten başka çareniz yok. Çok yaşlandığı için artık yanımızda değil gelemez, biz de yaşlanınca onun yanına gideceğiz ama çok uzun zaman geçmesi gerekiyor deyin.
 

Hastalanmayı katmamak lazım bence yoksa her hasta olan kişi ölecek gözüyle bakabilir. Hatta kendi hasta olunca bile öleceğini sanabilir.
 
aralıkta babamı kaybettım çok genç yaşta aniden.dedesini öptü,uyan dedi yüzünü sevdi.doktor ığne yapsın dedi iğileşir dedi.ama babam cevap vermedı.dede artık gelmıcek kızım dedim.neden dedi öldü dedim.çook uzaklara gtti dedim.geçen telefonda annemle konuşurken dedem nerede anneanne dedi.halbuki bayramdan bayrama gıderız memlekete.telefondan bırde.dedesini hep hatırlıyor, soruyor benım kalbım ağrıyor.canım acıyor her sorduğunda.ama her defasında gelmicek dede öldü dıyoruz.3,5 yaşında.kızımın hiç dedesi yok şimdi..bır zaman sonra unuturlar sanırım.
 
Cociklara ölünü anlatan kitaplar var ... kizinizla beraber okuyun daha iyi acikliya bilirsiniz böylece
 
Uzman değilim ama soyle bir bilgi kalmis aklımda: ölümler de doğum vb şeyler gibi oldukça doğal seyler. Bu konular yeri geldiği zaman (anneannenin ölümündeki gibi) çok normal bir şekilde çocuğa anlatilmali. Öldü denilmeli yani ki ölümun de hayatın bir parçası olduğunu ve normal olduğunu anlasin. Aksi halde ölümü normal kabul etmeme ve algılamama gibi durumlar olabiliyormuş.
Mesela bir mezarliktan geçerken çocuk bunu sorguladığı zaman yalan söylemek veya korkutucu bir şekilde söylemek yerine olani olduğu gibi söylemek gerekirmiş.
Ayrıca ölmedi, gelecek diyerek yalan söylenmesi de doğru olmamış.
 
Bir yeğenim 8 aylıkken vefat etti. Diğer kuzeni 3 yaşında falandı. Ablam kızına Allah'ın onu çok sevdiğini yanına aldığını gelemeyeceğini artık hep orada oynayacağını falan anlattı.
Yeğenim o gün ağladı "hayır gelsin" dedi. Ama o acıyı orada yaşaması yetti.
Şimdi kocaman kız oldu mezarına gidince ağlar ama çok çabuk kabullendi. Ki bize bile büyük şok olmuştu. Gayet normal..

Çocukların gelecek diye kafalarının karışmasını doğru bulmuyorum. Aklı başında hiç bir uzman bunu savunmaz. İnsaflı şekilde net olunmalı.
 
kızım bu yaşlarda iken dedemizi kaybetmiştik. Kızıma durumu şu şekilde açıkladım. Somut olarak anlaması için. 3 tane bizim gibi dünya var,
1.si dünyaya gelecek olan bebeklerin dünyası o bebekler sırası geldiğinde dünyaya gelir.
2.si bizim dünyamız, biz doğarız bu dünyada belli süre yaşadıktan sonra bu dünyadaki işimiz biter, nasıl ki anne karnında olan bebeğin anne karnındaki süresi bitince dünyaya gelir, onun gibi hepimizin bi gün bu dünyadaki süresi bitcek buna biz ölüm diyoruz. ölünce de ölülerin dünyasına gideceğiz
3. ölülerin dünyası olan dünya, ölen kişiler buraya gider ama bizim yaşadığımız dünyaya bi daha gelemezler, ancak biz de ölüp onlara kavuşabiliriz. Onlar orda iyiler , bizi görebirler ama biz onları göremeyiz dedim. O zaman insanlar niye ağlıyor üzülüyor falan diye sormuştu, ben seni 2 gün görmesem özlerim ağlarım, bu insanlar da özlüyorlar o yüzden ağlıyorlar dedim. nerde bu dünya diye sordu bana, ben de mezarlığı gösterip, bak bu mezarlık onların dünyasına açılan kapı o kapıdan giriyorlar dedim

çok da güzel anlamıştı, şimdi 8 yaşında ve ölüm ona çok normal geliyor doğum kadar normal onun için
 
çocuklar ölümü anlamazlar ve kabul etmezler biz buyukler bıle ne kara zorlanıyoruz ... gittiği yerın uzak olduğundan bahsedın anneannenin resımlerını gosterın ona hedıye gondersın bıraz zaman gecınce gittiği yerı anlatırsınız... unutması için zaman verın henuz erken...
 
cok uzaga gitti birdaha gelemeyecek ama onun fotograflarina ozledigimiz zzaman bakabiliriz deyin. bu hem yalan olmaz hem de olum gibi cocuklarin aklini bu yasta karsilastiracak bi dusunceyle yuzlesmez. bu yastaki cocuga olumden bahsetmeyin.
 
Emeğinize sağlık, bu becerinizi değerlendirin bence çok güzel bir paylaşım olmuş, çok teşekkürler.
 

Ben yurtdisinda kutuphane gorevlisi olarak calisiyorum. Bizim burda cocuklarin yas kategorilerine gore, bir aile yakini öldügünde anne baba bunu cocuguna nasil anlatmali konulu kitaplarimiz var. Turkiye'de kutuphane kulturu cok farkli biliyorum ama acaba bu konu hakkinda kitaplar yok mudur? Basiniz sagolsun, insallah ufaklik bu durumu fazla sarsilmadan atlatir.
 
Pedagog ne soyler bilemiyorum ama ben ogluma ölen kisiler icin uzaklarda buyuk guzel bir bahceye gittiklerini ve orada cok mutlu olduklarini anlatiyorum,onlarin evi artik orada diyorum,cok yaslandilar orada daha rahat ediyorlar diyorum
 
Bazi durumlarda yalan soylenebilir cocuga.. gercegi anlamiycagi icin ya da dogrudan soylemen birsey ifade etmeyeceginden. Benim oglum 5 yasindayken bir konsumuz olmustu. Yalan soylemedim ona.. bir daha gelmiceni ve herkesin bir gun oraya gidecegini soyledik. Ilk basta surekli olum olum diyolar cunku hayatlarindaki bi varlik yok oluyo birden bire.. 3 yasindaki cocugada suraYa buraya gitti diyebilirsin sorun yok ama bi daha gelmiceni anlatmak lazim. Oturup beklemesin
 
ya o kadar haklısınız ki.bazıları ne abartıyor diyorum şu sitede bazen okuyunca.el kadar çocuğun bir şeyden haberi yok kişileri oyuncak bebek sanacak kadar küçük ama neler neler yok bebeğimin psikolojisi bozuldu bilmem ne.yahu kendi psikolojik çöküntülerini sanki çocuk da yaşıyormuş gibi zorla çocuğun kafasına bir şey işlemeye çalışıyorlar resmen.kimse de demiyor yahu sen ne diyorsun el kadarcık çocuk ne anlar bundan diye.ölüm herkes için soyut bir kavram sadece çocuğa değil.canlılar ölür , gitti gelmiycek bu kadar.o kadarcık çocuk insanlara da oyuncak bebeğine de aynı bağlanıyor bi abartmayın ya.kendiniz gidin bir psikolojik destek alın lütfen.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…