- 6 Ağustos 2015
- 7.208
- 19.829
- 348
En doğrusunu yapmışsınız bununla ilgilı öğrendiğim şeyler bu yönde. Cocuk ne kadar küçük olursa olsun cenaze törenine katılmalı böylece gidenin geri gelmeyeceğini daha kolay kabullenir. Sadece ağlayış bagirislarin içinde olmasın o kadarDedem Rahmetli olduğunda yeğenim 2,5 yaşındaydı. Dedemle aralarinda çok guzel ve sıkı bir ilişki vardı. Cenaze günü o ortama sokmadik fakat mevlüt zamani büyük dedesinin gittiğini söyledik. Her akşam duasina katıldi. Ablam mezarliga giderken onu da o dönem sürekli yaninda götürmüştu ve hiç olağandışı karşılamamıştı. Şuan 7 yasinda geçen gün mezarlığın yanından gecerken laf arası sordum büyük dedeni hatırlıyor musun diye ve birlikte dua etmistik. Yapısı ile mi alakalı yoksa bizim olumun hayatın içinde olduğunu hareketlerimiz ile normal gosterdigimiz için mi bilmiyorum ama hiç zorluk çekmedik.
Fakat şöyle bir durumda var arkadasimin kızı yeğenim den 1 ay küçük ve arkadasim kızı 4 yasinda iken babasini kaybetti ve çocuk maalesef bir sure olum korkusu yaşamaya basladi dedesinin arkasından. Konuşarak bu süreyi atlatmışlardi.
Başınız sağolsun.
Bu konuyu takipteyim. Benim de kızım son zamanlarda, o daha portakalda vitaminken kaybettiğim babam için “bu dede nerde” diye (fotoğrafını gösterip) sormadı başladı.
Konu hakkında hiçbir bilgi sahibi değilim. Hayalimde her zaman ölüm konusunu çocuğuma -onun anlayabileceği bir şekilde- ama dürüst şekilde açıklamak vardı. Ölüm doğmak kadar doğal, şimdi daha iyi bir yerde, gökyüzünde, seni hala çok seviyor, gibi gibi.. fakat bu düşüncelerim çevreden tepki alıyor. Yerde ölü sinek görüp “bu ne” diye sorduğunda ailem “sinek uyumuş” filan diyor. Bu da benim garibime gidiyor açıkcası.
Keşke bu işin uzmanı biri gelse de anlatsa doğrusunu. Yoksa hepimizin bir noktada bir uzmana danışması gerekecek.
Ekleme: dini inanç varsa, Allah yanına aldı, Allah onu çok seviyor, cennette.. gibi açıklamalar da bana mantıklı geliyor. Eğer aile çocuğu din bilgisi, Allah sevgisiyle büyütmeyi düşünüyorsa bu gibi durumlarda Allah’ın korumacılığı, onun yanında da mutlu olduğu şeklinde de açıklanabilir belki.
Dediğim gibi uzman filan değilim. Kendi fikirlerim sadece. Karşı çıkanlar olacaktır.
çocuk ne güzel en başta idrak etmiş öldüğünü
neden yalan söylediniz ki
büyük anneannenin çok yaşlandığını hastalandığını ve artık sizin yanınızda olmayacağını söylemelisiniz.
kızım bu yaşlarda iken dedemizi kaybetmiştik. Kızıma durumu şu şekilde açıkladım. Somut olarak anlaması için. 3 tane bizim gibi dünya var,Merhabalar herkese 3,5 yaşında bir kızım var annemlerle altlı üstlü oturuyoruz. Yaklaşık 2 yıldır annem hasta olan anneanneme ayın en az 20 günü baktı yani 2 yıldır anneannem sürekli annemlerdeydi diyebilirim. Anneannem kızımı kızım da anneannemi çok seviyordu. Maalesef anneannemi 22 gün önce kaybettik. Öldüğünde ben işteydim anneme haber geldiğinde annem çok ağladığı için çocuk çok korkmuş. İlk günler sürekli büyük anneanne öldü diyodu. Biz de hayır teyzeye gitti yakında gelecek dedik. Tabii gelen giden derken çocuğun kafası karıştı. Herkes geliyor b anneanne neden gelmiyor durumu oluştu. Şu an yaptığı herşeyde anne bak bunu büyük anneanne için yaptım çok beğenecek. Büyük anneanneyi özledim neden gelmiyo hadi gidip alalım diyip duruyo. Annem de o öyle söyleyince daha çok üzülüyor. Şimdi artık büyük anneannesinin gelemeyeceğini bi şekilde anlatmalımıyım yoksa daha çok küçük olduğu için gelecek diyip unutmasını mı beklemeliyim. Pedagok için randevu tarihini 2-3 ay sonraya veriyorlar. Aranızda böyle bir durum yaşayan oldu mu daha da içselleşmeden ne yapabiliriz? Sürekli ilgimiz üzerinde konuyu açmıyoruz hiç ama kendisi gece yaymadan bile fotoğraflarına bakmak istiyor.
Emeğinize sağlık, bu becerinizi değerlendirin bence çok güzel bir paylaşım olmuş, çok teşekkürler.Teyzeye gittiğini söylememeniz gerektiğine katılıyorum. Ama çocuğun hayatından, sevdiği bir figürün tamamen ortadan kaybolması, aman ne var her canlı bir gün ölümü tadar hayatın gerçeği denecek birşey değil. Ben dedem öldüğünde 11 yaşındaydım. Çok yaşlı ve hastaydı öleceğini biliyordum. Yine de ölümü beni çok etkiledi. 1 yıl boyunca annem nereye giderse peşinde gittim. Yanından ayrılmayayım ya ben yokken ölürse diye.
O yaş çocuğuna her insan yaşlanınca ölür anneanne de yaşlı ve hastaydı öldü derseniz, başlangıçta tamam der geçer belki. Ama en iyi ihtimal sen ne zaman yaşlanacaksın? Tam olarak kaç yaşında? Dedem vs. Yaşlı mı? Dedem yaşlı ne zaman ölecek? Ne zaman öleceksin? Ben de hastalansam ölür müyüm? gibi bir ton soruyla karşılaşabilirsiniz. En kötü ihtimal soru sormaz içine atar ama yoğun bir kaybetme anksiyetesi yaşamaya başlar.
Bence bu yaş çocuğuna yapılması gereken açıklama; Anneannenin geri dönemeyeceği kadar uzak biryere gittiği, herkesin onu sevdiği ve özleyecekleri için üzgün olduğu. Sizin de anneanneyi özlediğinizi ve eskisi gibi yanınızda olmadığı için üzgün olduğunuzu ama birlikte geçirdiğiniz güzel anları düşünmenin sizi mutlu ettiğini söyleyip kızınızı anneanneyle geçirdiği keyifli anları anlatmaya teşvik edebilirsiniz.
Ekstra olarak şunu söyleyeyim ya 3 ya 4 yaşındayken yeğenimin pedagogu ablama ölüm kavramıyla çocuğu tanıştırmaya hayat döngüleri üzerinden başlamak gerek demişti. Mesela yapraklar filizlenir, büyür, sonbaharda sararır ve kışları kuruyup dökülürler bu doğanın bir parçasıdır vs.
Kızınıza ilkbaharda minnacık bir filiz olan bir yaprağın hikayesini anlatarak işe başlayabilirsiniz. Bu yaprak ilkbaharı büyüyüp yeni şeyler öğrenerek geçirir. Her gün biraz daha uzuyor ve bir yandan da rüzgarda hışırdamanın nasıl da eğlenceli olduğunu, güneşin onu beslediğini, ağacın yakınlarında gezen kuşu böceği filan keşfediyordur. Minik filiz meraklıdır ve hayat onun için çok şaşırtıcıdır. Yaz geldiğinde minik filiz büyüyüp kocaman güçlü bir yaprak olur. Artık büyüdüğü için sorumlulukları artmıştır. Güçlü olduğu için ağaca birsürü gün ışığı taşıyıp meyve yapmaya yardım ediyordur. Sonbahar geldiğinde yaprak artık eskisi kadar güçlü hissetmiyordur. Bu yüzden günışığı taşıma işini daha genç yapraklar yapmaya başlar. Ama hayat güçlü yaprak için hala çok güzeldir. Çevresindeki tüm canlılarla dost olmuştur. Günlerini ona danışan genç yapraklara filizlere tavsiyeler vererek geçirir. Belki minik filizlerle kızınızın anneannesiyle zaman geçirdiği gibi zaman geçiriyordur. Yaşam hakkında bir sürü deneyimi vardır o artık bilge yapraktır. Kış geldiğinde bilge yaprak artık çok yorgundur ve dinlenmesi gerekiyordur. Ne kadar güzel bir hayat yaşadığını, ne kadar çok dost edindiğini düşünür. Ağaçta çok mutlu günler geçirmiştir ama artık dinlenmek için ağaçtan kopup toprağa inme zamanıdır. Ağaçta kalan yaprak dostları onu özleyecektir ama kuruyup toprağa düşen bir yaprağı tekrar yeşertmenin yolu yoktur. Neyseki ağaç ahalisi onunla geçen mutlu günlerini ve tavsiyelerini hatırladıklarında bilge yaprak tekrar yanlarındaymış gibi hissedebileceklerini anlar, bu sırada bilge yaprak toprakta huzurla dinlenmektedir.
Not: Hikayeyi şuan iki dkda uydurdum tam pedagog tavsiyesi sayılmaz o yüzden. Ama yaşam döngüsü ve ölüme huzurlu, açıklanması zor kafa karıştırıcı kavramlardan uzak, temiz bir giriş oldu bence. Düzenleyip çizimlendirip bastırmayı denesem mi acaba diyecek kadar içime sindi benim. O yüzden şu destan niteliğindeki yazımı okumaya üşenmediyseniz ve hikayeyle ilgili tereddütleriniz, eleştirileriniz vs. Varsa lütfen geribildirimde bulunun.
Merhabalar herkese 3,5 yaşında bir kızım var annemlerle altlı üstlü oturuyoruz. Yaklaşık 2 yıldır annem hasta olan anneanneme ayın en az 20 günü baktı yani 2 yıldır anneannem sürekli annemlerdeydi diyebilirim. Anneannem kızımı kızım da anneannemi çok seviyordu. Maalesef anneannemi 22 gün önce kaybettik. Öldüğünde ben işteydim anneme haber geldiğinde annem çok ağladığı için çocuk çok korkmuş. İlk günler sürekli büyük anneanne öldü diyodu. Biz de hayır teyzeye gitti yakında gelecek dedik. Tabii gelen giden derken çocuğun kafası karıştı. Herkes geliyor b anneanne neden gelmiyor durumu oluştu. Şu an yaptığı herşeyde anne bak bunu büyük anneanne için yaptım çok beğenecek. Büyük anneanneyi özledim neden gelmiyo hadi gidip alalım diyip duruyo. Annem de o öyle söyleyince daha çok üzülüyor. Şimdi artık büyük anneannesinin gelemeyeceğini bi şekilde anlatmalımıyım yoksa daha çok küçük olduğu için gelecek diyip unutmasını mı beklemeliyim. Pedagok için randevu tarihini 2-3 ay sonraya veriyorlar. Aranızda böyle bir durum yaşayan oldu mu daha da içselleşmeden ne yapabiliriz? Sürekli ilgimiz üzerinde konuyu açmıyoruz hiç ama kendisi gece yaymadan bile fotoğraflarına bakmak istiyor.
ya o kadar haklısınız ki.bazıları ne abartıyor diyorum şu sitede bazen okuyunca.el kadar çocuğun bir şeyden haberi yok kişileri oyuncak bebek sanacak kadar küçük ama neler neler yok bebeğimin psikolojisi bozuldu bilmem ne.yahu kendi psikolojik çöküntülerini sanki çocuk da yaşıyormuş gibi zorla çocuğun kafasına bir şey işlemeye çalışıyorlar resmen.kimse de demiyor yahu sen ne diyorsun el kadarcık çocuk ne anlar bundan diye.ölüm herkes için soyut bir kavram sadece çocuğa değil.canlılar ölür , gitti gelmiycek bu kadar.o kadarcık çocuk insanlara da oyuncak bebeğine de aynı bağlanıyor bi abartmayın ya.kendiniz gidin bir psikolojik destek alın lütfen.Yanlış anlamayın da herkes neden bu kadar drama quenn meraklısı. Çocuk bu ağlar üzülür sonra ilk o unutur. Neden bu kadar saksıda yetiştirme meraklısısınız? Siz küçük prensler prensesler yetistiricez aman travması olmasin diye pamuklara sararak onları gerçeklikten uzak bir hayata hazırlıyorsunuz. Sonra büyüyünce az acı görsün sarılıyor psikolojik desteklere. Yapmayın bu kadar hassas degil hicbir canlı pat pat yüzüne haykırın acı çeksin demiyorum ama acının varlığından da haberdar olsun çocuk
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?