Hatta şöyle söyleyeyim, benim 2 kardeşim var, özellikle erkek kardeşim gözümün önünde büyüdü, bizi de annem anlatırdı hiç birimiz oğlum gibi değildik. Hiç oturmaz henüz 18 aylık balkondan camdan kolunu uzatır mandal, emzik eline geçirirse aşağıya, tv sehpasının çekmecesini açar önce bir güzel boşaltır sonra içine basıp tv sehpasının üstüne çıkar. Sandalyeyi çeker üstüne basar masaya çıkar. Ve oğlum çok huysuz bir çocuktu, sürekli ağlardı.
Bazen insanlar zannediyor ki, aileler bir şey öğretmiyor, yüz veriyor falan filan.. Ama yok öyle bir şey.
Komşum ben kızım da hiç bir şeyi yerinden kaldırmadım, hiçte ellemedi demişti. Hani el sürmenin ortadan kaldırarak merak uyandıracağını söylemek istedi sanırım ki, bende hiç kaldırmadım zaten ta ki, mumları kemirdiğini görene kadar..
Görümcemin eşi oğlum sofradan bardakları, tabakları almak istiyor diye ''hayırı'' öğretin ama demişti, ha yok biz hep yap oğlum, evet oğlum diyoruz demiştim. Biz de hayır diyoruz, anlatıyoruz ama inadına yapıyor gözümüzün içine baka baka.. Benim çocuğum da böyle yapacak bir şey yok. Benimkini hiç görmesin o zaman sizinkiler..