Diyorum ki bi insan yaşıyor. İyi has güzel. Aaa neden evlenmiyorum ki ben.

Şeklinde mi istemeye başlıyor? Yoo. Ki böyle olsa amenna aklına düşmüş canı çekmiş eyvallah. Ama bizim toplumuzda evlenmek bir gereklilik, kesinlikle herkesin başına gelmesi gereken bir şey gibi görülüyor ya. Hatta seramoniler, çeyizler, nişanlar, düğünler, kutlamalar, fotoğraf çekimleri, düşman çatlatmalar, dillere destan olmalar, kırk gün kırk geceler temelinden gelme ya bu evlilikler. Her ne kadar sadeleşse de gereklilikler bütünü ya hani. Öylece yaşayıp giderken e zamanı geldi artık evlen sen de denir ya hani. Heeeep bunun gibi şeyleri gördük ve bizde bunlar yaşanmayınca birileri üzülüp olur ya gelir zamanı elbet diye teselli eder ya bizi. Tüüm bunlar burda konu sahibine biret olmanın temel ögesinin evlilik olduğunu düşündürdüğünden evlilik istediğini düşünüyorum. Yani zorunluluk hissettiğini düşünüyorum. Yalnız yaşlanmak istenmemesi bile istenmemesi gerektiğinin toplumdan öğrenilerek oluştuğunu düşünüyorum.
Evlilik bence biri vardır zaten. Konuda komşuda işte okulda köşeki her gün uğranan bakkalda şurda burda. Bi etkileşim olur elektrk filan artık her neyse. Sonra samimiyet arttırılır. Gönül ilişkisine dönüşürse dönüşür. Aa baktık her şey iyi gidiyor. Birlikte yaşamak daha çok vakit geçirilmek isteniyor. Napalım denilir. Evlilik çözümüne gidilir evlenilir. İyi aile olunacağından emin olunduğunda da çocuk yapılmalı. Yalnız ölmemek için değil. Belki on çocuklu analar babalar yalnız ölecek bunu bilemeyiz.
Bunun harici evlilik istenmesi, gönül ilişkisine ya da evliliğe yönelik tanıştırılmalar filan benim mantığım almıyor.
Teşekkürler.