- 21 Mart 2012
- 29.919
- 51.877
- 798
Hepimiz yazıyoruz canım bizlerde kendimizden birşeyler buluyoruz.kızlar ben 27 imde evlendim şuan 29 yaşındayım.. erken evlenmedim pişman değilim doğru insanı bulmak kolay değil bu devirde.. bir buçuk yıllık evliyim burda daha önce anlatmıştım eşimle iğneden ipliğe herşeyi ikimiz yaptık, isteme nişan kına düğün ev kurma eşyalar aklınıza gelecek herşeyi.. birikmişimiz eşimin bi uno çok eski bi aracıydı.. yani onun birikmişi, biraz biriktirip ve unoyu da iyi fiyata satıp dacia aldı o da eski modeldi sonra düğüne yakın ınu da sattı benim altınları aldı tabi bu sürecte ikimizde maaşlarımızla nişan ev esya almaya başladık. şuan geldiğimiz duruma bakıyorum da ne kadar şükretsem azdır. Allah ev kuranların yardımcısı olur derler ya somut örneği biziz:) düğünden sonra bileziklerimle ( ailemin takılarını harcamadan ) bi araç aldık fiesta otomatik.. aklımızda ev yoktu.. neyse düğün ve eşya borçlarımız bitti, bu sefer ailem ev alın oturduğunuz yerde evler çok düştü diye zorlamaya başladı ve aracımızı 38 bin e sattık ailemin bana taktıkları altınları da sattık üstüne babam borç verdi evin yarı parasını peşin verdik:) elimizde biraz para da bıraktık fiat manuel eski model araç aldık 17 bin e.. şuanki durumumuza binlerce şükrediyorum.. borçlar yavaş yavaş ödenir aileme ve ev kredisine.. bu kadar şeyi yapınca çok bunaldığım zamanlar da oldu tabi ama sıkıntısız olmaz ki rabbim sağlık versin gerisi geliyor..kendi evimize geçince daha rahat ödemeler yapılır.. Rabbim evi olmayan herkese nasip etsin.. hakkınızı helal edin baya uzatmışım ama şöyle bi hayatımdan özet geçmek istedim:)
Bence bu mutsuzluk (almaya bağlı) hissiyatı insanın yaşamındaki belli eksikliklerden kaynaklı oluyor.Peki sende mutsuzluk eksiklik olmuyor mu yada vardı şimdi geçti mi?
Yazınızı begendim.haklısınız şimdiki cocuklar çok doyumsuz çünkü herseyleri çok fazla olduğu için.ama ben de küçükken çok aşırı kisdigimizdan bu hale geldiğimi düşünüyorum.bunu aileler çok iyi ayarlaması lazım ne verip gözünü asiri doyuracak ne az verip ac gözlü yapacak .iste bunu biraz dengelemek zor oluyor.Bence bu mutsuzluk (almaya bağlı) hissiyatı insanın yaşamındaki belli eksikliklerden kaynaklı oluyor.
Bir yerde bir boşluk varsa alarak, tüketerek onu gidermeye çalışıyoruz...
Ben hiç sanmıyorum bir kıyafet alıp bir hafta sonra karşısına geçip 'iyi ki almışım resmen benim için yaratılmış bu elbise' diye hiçbir kimsenin söylediğini...
Biz toplum olarak buna itildik. Sürekli almaya, ihtiyacımız olmayanı da almaya, sürekli tüketmeye...
Küçücük çocukken başlıyor artık bu süreç. Gelirler arasında uçurumlar var ve herkes yüksek standartlarda yaşamak istiyor... Geliri iyi olan yaşıyor fakat olmayan da yaşamaya cabalayarak borçlar, krediler içinde yüzüyor...
Çok üzülüyorum...
Böyle bir zamanda yaşıyoruz üç aylık bir oğlum var ve çok tedirginim....
Bizim geçen yila kadar durumumuz çok iyiydi , şu an sıkıntı çekiyoruz ve birikimden yiyoruz... Bin şükür...
Hani şu 'herseyden kisarim boğazdan asla kısmam' mottosu var ya.... Öyle bir kısıyorsun ki... Gelirine göre gider... Her ay çeyrek , gram yaptığım , gezip tozdugum zamanlara selam olsun....
Geçici bir süreç ama bazen ruhen daraltiyor beni... Bu bilinçte olmama rağmen şu an bir açlık var bende de. İşe girer girmez ona buna saldiracagimin farkındayım . Umarım daha faydalı şeylere harcarım, sokak hayvanlarına mama gibi, ihtiyaç sahiplerine yardım gibi. Böyle gideririm su anki eksikliğimi...
Demem o ki ; Almanın sonu yok. Gelirine göre yaşam standartlarin belirleniyor. Ne kadar gelirse o kadar da gidiyor.
Birikim de denge işi bence... Hem hayatını yaşamalı insan hem birikim yapmalı...
Hem yardım Edip paylaşmalı....
İnsan ne kadar doyuma ulaşırsa o kadar azalıyor bu alma isteği....
Çok karmaşık yazdım, ben de karmasıgim...
Siz de bir tuhaflık yok. Ama almamaya alisabilirsiniz....
Sürekli okuyorum sizleri kızlar, hepinizin tasarruf ve birikimlerini alkışlıyorum...
Kumbara candır bu arada... Buyuk birikimler yapamiyorsaniz kumbara yapın... Ben çok ekmeğini yedim kumbaranin...
Hepinize sevgiler....
ne kadar da doğru tespitler..Bence bu mutsuzluk (almaya bağlı) hissiyatı insanın yaşamındaki belli eksikliklerden kaynaklı oluyor.
Bir yerde bir boşluk varsa alarak, tüketerek onu gidermeye çalışıyoruz...
Ben hiç sanmıyorum bir kıyafet alıp bir hafta sonra karşısına geçip 'iyi ki almışım resmen benim için yaratılmış bu elbise' diye hiçbir kimsenin söylediğini...
Biz toplum olarak buna itildik. Sürekli almaya, ihtiyacımız olmayanı da almaya, sürekli tüketmeye...
Küçücük çocukken başlıyor artık bu süreç. Gelirler arasında uçurumlar var ve herkes yüksek standartlarda yaşamak istiyor... Geliri iyi olan yaşıyor fakat olmayan da yaşamaya cabalayarak borçlar, krediler içinde yüzüyor...
Çok üzülüyorum...
Böyle bir zamanda yaşıyoruz üç aylık bir oğlum var ve çok tedirginim....
Bizim geçen yila kadar durumumuz çok iyiydi , şu an sıkıntı çekiyoruz ve birikimden yiyoruz... Bin şükür...
Hani şu 'herseyden kisarim boğazdan asla kısmam' mottosu var ya.... Öyle bir kısıyorsun ki... Gelirine göre gider... Her ay çeyrek , gram yaptığım , gezip tozdugum zamanlara selam olsun....
Geçici bir süreç ama bazen ruhen daraltiyor beni... Bu bilinçte olmama rağmen şu an bir açlık var bende de. İşe girer girmez ona buna saldiracagimin farkındayım . Umarım daha faydalı şeylere harcarım, sokak hayvanlarına mama gibi, ihtiyaç sahiplerine yardım gibi. Böyle gideririm su anki eksikliğimi...
Demem o ki ; Almanın sonu yok. Gelirine göre yaşam standartlarin belirleniyor. Ne kadar gelirse o kadar da gidiyor.
Birikim de denge işi bence... Hem hayatını yaşamalı insan hem birikim yapmalı...
Hem yardım Edip paylaşmalı....
İnsan ne kadar doyuma ulaşırsa o kadar azalıyor bu alma isteği....
Çok karmaşık yazdım, ben de karmasıgim...
Siz de bir tuhaflık yok. Ama almamaya alisabilirsiniz....
Sürekli okuyorum sizleri kızlar, hepinizin tasarruf ve birikimlerini alkışlıyorum...
Kumbara candır bu arada... Buyuk birikimler yapamiyorsaniz kumbara yapın... Ben çok ekmeğini yedim kumbaranin...
Hepinize sevgiler....
Bizde de makarna ayran turşuakşam menüde makarna var :) sizde??
Kucak dolusu sevgilerBence bu mutsuzluk (almaya bağlı) hissiyatı insanın yaşamındaki belli eksikliklerden kaynaklı oluyor.
Bir yerde bir boşluk varsa alarak, tüketerek onu gidermeye çalışıyoruz...
Ben hiç sanmıyorum bir kıyafet alıp bir hafta sonra karşısına geçip 'iyi ki almışım resmen benim için yaratılmış bu elbise' diye hiçbir kimsenin söylediğini...
Biz toplum olarak buna itildik. Sürekli almaya, ihtiyacımız olmayanı da almaya, sürekli tüketmeye...
Küçücük çocukken başlıyor artık bu süreç. Gelirler arasında uçurumlar var ve herkes yüksek standartlarda yaşamak istiyor... Geliri iyi olan yaşıyor fakat olmayan da yaşamaya cabalayarak borçlar, krediler içinde yüzüyor...
Çok üzülüyorum...
Böyle bir zamanda yaşıyoruz üç aylık bir oğlum var ve çok tedirginim....
Bizim geçen yila kadar durumumuz çok iyiydi , şu an sıkıntı çekiyoruz ve birikimden yiyoruz... Bin şükür...
Hani şu 'herseyden kisarim boğazdan asla kısmam' mottosu var ya.... Öyle bir kısıyorsun ki... Gelirine göre gider... Her ay çeyrek , gram yaptığım , gezip tozdugum zamanlara selam olsun....
Geçici bir süreç ama bazen ruhen daraltiyor beni... Bu bilinçte olmama rağmen şu an bir açlık var bende de. İşe girer girmez ona buna saldiracagimin farkındayım . Umarım daha faydalı şeylere harcarım, sokak hayvanlarına mama gibi, ihtiyaç sahiplerine yardım gibi. Böyle gideririm su anki eksikliğimi...
Demem o ki ; Almanın sonu yok. Gelirine göre yaşam standartlarin belirleniyor. Ne kadar gelirse o kadar da gidiyor.
Birikim de denge işi bence... Hem hayatını yaşamalı insan hem birikim yapmalı...
Hem yardım Edip paylaşmalı....
İnsan ne kadar doyuma ulaşırsa o kadar azalıyor bu alma isteği....
Çok karmaşık yazdım, ben de karmasıgim...
Siz de bir tuhaflık yok. Ama almamaya alisabilirsiniz....
Sürekli okuyorum sizleri kızlar, hepinizin tasarruf ve birikimlerini alkışlıyorum...
Kumbara candır bu arada... Buyuk birikimler yapamiyorsaniz kumbara yapın... Ben çok ekmeğini yedim kumbaranin...
Hepinize sevgiler....
Köfte patates kızartması kuru biber kavurmaakşam menüde makarna var :) sizde??
Senin uzun ve akici yazilarini okumayi cok seviyorum.Bence bu mutsuzluk (almaya bağlı) hissiyatı insanın yaşamındaki belli eksikliklerden kaynaklı oluyor.
Bir yerde bir boşluk varsa alarak, tüketerek onu gidermeye çalışıyoruz...
Ben hiç sanmıyorum bir kıyafet alıp bir hafta sonra karşısına geçip 'iyi ki almışım resmen benim için yaratılmış bu elbise' diye hiçbir kimsenin söylediğini...
Biz toplum olarak buna itildik. Sürekli almaya, ihtiyacımız olmayanı da almaya, sürekli tüketmeye...
Küçücük çocukken başlıyor artık bu süreç. Gelirler arasında uçurumlar var ve herkes yüksek standartlarda yaşamak istiyor... Geliri iyi olan yaşıyor fakat olmayan da yaşamaya cabalayarak borçlar, krediler içinde yüzüyor...
Çok üzülüyorum...
Böyle bir zamanda yaşıyoruz üç aylık bir oğlum var ve çok tedirginim....
Bizim geçen yila kadar durumumuz çok iyiydi , şu an sıkıntı çekiyoruz ve birikimden yiyoruz... Bin şükür...
Hani şu 'herseyden kisarim boğazdan asla kısmam' mottosu var ya.... Öyle bir kısıyorsun ki... Gelirine göre gider... Her ay çeyrek , gram yaptığım , gezip tozdugum zamanlara selam olsun....
Geçici bir süreç ama bazen ruhen daraltiyor beni... Bu bilinçte olmama rağmen şu an bir açlık var bende de. İşe girer girmez ona buna saldiracagimin farkındayım . Umarım daha faydalı şeylere harcarım, sokak hayvanlarına mama gibi, ihtiyaç sahiplerine yardım gibi. Böyle gideririm su anki eksikliğimi...
Demem o ki ; Almanın sonu yok. Gelirine göre yaşam standartlarin belirleniyor. Ne kadar gelirse o kadar da gidiyor.
Birikim de denge işi bence... Hem hayatını yaşamalı insan hem birikim yapmalı...
Hem yardım Edip paylaşmalı....
İnsan ne kadar doyuma ulaşırsa o kadar azalıyor bu alma isteği....
Çok karmaşık yazdım, ben de karmasıgim...
Siz de bir tuhaflık yok. Ama almamaya alisabilirsiniz....
Sürekli okuyorum sizleri kızlar, hepinizin tasarruf ve birikimlerini alkışlıyorum...
Kumbara candır bu arada... Buyuk birikimler yapamiyorsaniz kumbara yapın... Ben çok ekmeğini yedim kumbaranin...
Hepinize sevgiler....
Çok teşekkür ederim...
Kizlar kumbarayi yaptim.içine parada koydum.ama harcamayinca mutsuzum.nasıl asacagim.yine gozum morhipoda trendyol da kiyafet arıyor.almıyorum ama sanki bişey eksik.yogurtsuz mantı gibi .yada şekersiz çay gibi anlayabilmeniz için yazdım bu ornekleri
Sen gene epey sabırlıymışsın. Ben olsam çoktan çıngar çıkarmıştım. Kendini fazla yorma bence. Buldukları yere otursunlar, bulduklarını yesinler.
Böyle iyi niyetli olunca da görevin gibi oluyor zaten, bir kere yapmasan yapmadı oluyor.
Selam kızlar
hawar geçmiş olsun ve pes diyorum evde koltuk yok her hafta misafir ağırladığımı düşünemiyorum
Bizde şehir dışına çıkacağız eşimin arkadaşlarında bile kalmak istemedim bir otelde rahatça kalırım bu devirde herkes çalışıyor kimseye yük olmak istemiyorum
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?