Ben çok gamsızım o konuda. Babamdan alışkınım çünkü. Bi bakıyorum hop, kavgadayız. Hiç endişelenmiyorum. Çünkü biliyorum, babam kendini savunabilir. Benim bu şekilde düşünmem de hep birilerinin hakkını savunmak zorunda kalmamdan geliyor. Bıktım artık... Ailemizden birinin başkasıyla sorunu olur, ceyda git hallet. Bir mal alırlar ayıplı çıkar, mağdur olurlar, Ceyda hallet. Babam davalık olur, arar, Ceyda dava dilekçesini yaz. Bıktım artık... Insanların avukatı gibi hissediyorum kendimi. Ben tüketici hakları temsilcisi ya da aile avukatı mıyım? Bana ne, herkes kendi işini kendi halletsin. Ya da ailenin bodyguard ı mıyım? Kimin ne sorunu olsa bana koşuyor. Herkesin sorununu hallettim. Kendimin de. Bir bu komşu meselesini halledemedim. Aslında onu da hallederim de, bıktım artık. Insanlarla yüz göz olmaktan, erkeğin yapması gerekeni yapmaktan bıktım. Babam bile herşeyi bilen biridir. Sırf usendiginden resmi işlerini bana yaptırıyor. Vergi Mahkemesiyle benim ne isim olur, ben kaç sene dolandırıcılık, zimmet, tazminat davalarıyla ilgilenmisim. Adamlar bana milletin boşanma davası dilekçesini, vergi mahkemesine açılacak dava dilekçesini yazdırıyor. Eşim de böyle. Bir erkeğin yapması gereken ne varsa benden bekliyor. Olmaz ki bu böyle, ben de insanım. Annem bir akrabasına misafirliğe gidecek misal, onun için bile Ceyda sen arayıp söyler misin diyor. Babaanneme bir şey diyecek, ceyda sen söylesene diyor. Bıktım insanların her işini bana yaptırmasına...
O da erkek canım. Arada höt demesini bilsin yani ...