benim eşim bana mutfakta yardım eder, evi süpürmek onun işidir
ütüsünü de kendi yapar, ben ellemem
kızın altını değiştirip mamasını da yedirir benim işim varsa
ama bütün bunlar onu benim gözümde kadınlaştırmıyor asla
hayatı paylaşmak olarak görüyorum ben
başka türlü olsaydı o zaman mutsuz depresif bir kadın olur öyle bir hayatı hazmedemezdim sanırım
zaten o tip bir erkekle de evlenmezdim
Nişanlım yalnız yaşadığından dolayı evin temizliğini zaten genelde kendi yapıyor, ben onun evine gittiğimde ortamın biraz temizliğe ihliyacı olduğunu düşünürsem ona hiç sormadan evi temizlerim, yani o esnada bana bazı durumlarda yardım eder, mutfağa girip yemekte yaparım. evlendiğimizde ben her temizlik yaptığımda bana yardım etmesini istemem şahsen, kendimi çok yorgun hissettiğim ya da zamanımın az olduğu durumlarda elbette yardım isterim, ben bir erkeğin devamlı temizliğe katılmasını,sıklıkla mutfağa girmesini asla istemem, bence mutfak kadının yeridir, ama elbette kimi zaman mutfağa girip ikimiz için yemek yapması beni mutlu eder, ama belirttiğim gibi sıklıkla değil.
ben yemeği yapıyorsam,salatayı illaki o hazırlayacak değil, yani oradaki amacın birlikte birşeyler yapmak ve paylaşmak olduğuna inanmıyorum, ne olacak yani salatayıda ben yapabilirim o esnada.
her konuda eşiyle uyum halinde olan, evde herşeyi ortaklaştıran evliliklerde kadınların bir yerden sonra sıkıldıklarını ve bu durumu benimsemediklerini görüyorum,ilk başlarda hoşumuza gidiyor bu durum, ama daha sonra sanki kadının gözünde erkeğin güç imajı sarsılıyor gibi, ben şahsen güce önem veririrm, bir erkek hem fiziksel olarak hemde manevi olarak güçlü görünmeli bana, hergün temizlik yapan,mutfağa giren bir erkek bana bu hissi vermez sanırım.
ben de eşiyle uyum içinde olan birçok kadın tanıyorum ve yıllardır evliler ve mutlular, sanırım size hep böyle çiftler denk geldiği için düşüncelerinz de o yönde şekillenmiş. bu durumda siz kendi tercih ettiğiniz hayatı yaşayacaksınız, biz de kendi seçtiğimizi. ayrıca demek istediğim şuydu, ben yemek yaparken eşim ille de salata yapmak zorunda değil elbette; ama o arada işi yoksa ve kolları sıvayıp salataya girişirse de erkekliğinden bir şey kaybetmez gözümde, üstelik beni de bir kadın olarak daha da yüceltir bu tavır, çünkü bana değer verdiğini görürüm. ya da şöyle söyleyeyim, ben mutfaktayken devamlı yan gelip yatan adam da, yemek bakımından bana bağımlı biri olarak benim gözümde öyle muhteşem ve güçlü bir erkektir diyemem doğrusu
şimdilik farklı olduğu için sana çekici geliyor
evliliğiinin 3.ayında buraya bir konu aç olurmu bebeğim
ütü yapan,devamlı elinde bir el bezi ile sağın solun tozunu alan, sık sık mutfağa girip yemek yapan..vs... bir erkek bana feminen geliyor,feminen görüntüsü ve tavırları olan erkekleri hep itici bulmuşumudr,belkide bu tavrımdan dolayı erkek ile kadın arasında olacak ilişkiye farklı bir gözle bakıyorum. erkek dünyasına baktığımda gaylik almış başını gidiyor,yakışıklı,işi gücü olan, boyu-posu yerinde birçok erkeğin gay olduğunu görüyorum, yani elbette buda bir seçim, ama bu seçimi benimsemelerinin nedeni ne? ben gayliğin doğumla birlikte başlayan bir olgu olduğunu düşünmüyorum,bence yaşanılan tecrubeler,gözlenenler,duyulanlar...vs... erkeklerde böyle bir seçime yolaçıyor, nasılki kadınlar erkekleştiğinde bunu doğumdan gelen bir olgu olarak değilde yaşadığımız dünya gerçeklerinin sonucunda ortaya çıkan bir durum olarak ele alıp bu şekilde değerlendiriyorsak ,bence erkeklerin gayleşmesinide böyle değerlendirmek gerekiyor. yani kadınlara olan güvensizlik, toplumda yaratılan kadın imajı, yok kadınlar için aslolan paradır,para yoksa sevgide olmaz mottosu..vs.. erkeklerin gözünde kadınları itici yapan detaylar diye düşünüyorum,birde bunların yanında erkekçe tavırlar sergileyen kadınlar, her konuda eşitlik talebi,erkeği doğası dışında şeylere yönlendirmeye çalışmak..vs.. bence erkeklerin gayleşmesindeki temel sebepler, yani sonuçta ben kadınım,erkeğimin karşısında erkekleşmiş bir yapıya bürünmek benim işim değilki, ben bakımlı olduktan sonra,giyimime kuşamıma özen gösterdikten,temiz olduktan sonra, güleryüzlü olduktan sonra,yani kısacası kadına yakışan şekilde davrandıktan sonra erkeğim beni zaten mutlu ederki,çünkü ben kadının yapması gereken şeyi yapıyorum, yani erkeğinle devamlı inatlaş, onun siyah dediğine beyaz de, devamlı böyle şekilde davran sonrada mutluluk iste, bence hayal... bir kadın yeri geldiğinde susmayı yeri geldiğinde konuşmayı bilecek... yani bir erkeğe nefes alıp verme şansıda tanımak gerekiyor, sonuçta erkek, sevdiğim erkeğin gönlünü hoş tutmak, ona destek olmak bana ne kaybettirecekki, aksine onun gözümde değerim artar. kıymetimi bilir,üztüme titrer. sevgi bence bunu gerektirir. evet,ben onun ayaklarını yıkadım, ama ben sevdiğim erkeğin,bana sahip çıkan, değer veren, üstüme titreyen adamın ayaklarını yıkadım, bu beni asla onursuz biri yapmaz. ayrıca eğitimli ya da eğitimsiz olmakla ilgilide değil bu durumn,evet üniversite mezunuyum ve bunu yaptım.
bence bir kadın kimi zaman erkeğinin kendini güçlü hissetmesini sağlamalı. ama şimdi dersenizki , bir erkek güçlüyse güçlüdür güçsüzce güçsüzdür, bir kadın bunu belirleyemez...hayır bence bu durum böyle değil, erkeğin haz duyacağı bazı şeyleri kimi zqaman ona yaşatmak onun lipidosunu harekete geçirir, bence bu yanlış bir tavır olmaz. ben yeri gelir onun kucağına otururum ve şımarıklıklar yaparım, onun hoşuna gidecek şeyler söylerim ve bu durum onu mutlu eder, zaten oda beni mutlu etmek için elinden geleni yapar,arada bir bende ona bunu yapmışım,bu yanlış değil bence.
gayliğin türleriyle ilgili olarak öne sürdüğünüz ikinci durum kimi bilim adamları tarafından benimsenmeyen bir görüş, bu konuda tam anlamıyla bir hemfikirlilik yok ya da ben yanlış okumalar yaptım. zira gayliği daha çok psikolojik bir olgu olarak değerlendiriyorlar.
sosyolojik argümanlara gelince, bir erkek figürünün olmaması ya da feminen tavırların ağırlıklı olduğu bir ailede yetişmesi gayliği tetikleyici bir unsur olarak kabul edilebilir, fakat şu unutulmamalıki bu iki durum dışında kalan kimse gay olmaz diye bir nitelendirme yapılamaz. sert ve despot bir baba figürünün etkisi altında kalıp,bu etkiye tepki olarak gayliği benimsemiş kişiler olduğuda unutulmamalı, çok daha uç bir örnek vermek gerekirse amaçsız benimseyişler vardır, yani amacın kendisi kendini mutlu etmek ya da acı çekmek olmayan, sadece baba ya da annede bir küçük düşme hissi yaratmak adına gayliği benimsemiş kişiler olduğunada eminim. ayrıca kimsenin erkeğini gaylikle itham ettiğim yok, çok sert bir mizaca sahip olup,çoluk cocuk sahibi erkeklerinde gizli gay oldukları malumunzudur,yani bunu tavırlarına yansıtmak yerine, gizli kapaklı bir şekilde devam ettiren erkekler.
bir kadının dış görünüşü elbette önemlidir, bunu haftanın 7 günü bir süreklilik haline getirmesini beklemek elbette haksızlık olur, ama kendine çeki düzen vermiş bir şekilde kocasının yanında bulunması olması gereken durum diye düşünüyorum. ayrıca bir erkeğin sadece iç güzeliğe bağımlı kalması bana pek olası gelmiyor, evet mutlaka her güzel kadın bir çöküş dönemi yaşayacaktır, ama önemli olan bu çöküş dönemi karşısında kendinize nasıl baktığınızıdr, 70 yaşına gelipte hala her erkeğin yüreğini hoplatan birçok kadın var,anımsayın lütfen... bu anlamda bir kadın sadece erkeği için değil,aynaya baktığında sırf kendi haz ve mutluluğu için bile olsa kendine özen göstermeli diye düşünüyorum,yani ben evlendim diyelim,evliliğim esnasında kendime çok iyi baktım,hep bakımlı oldum,hoş göründüm....ve sonra boşandık diyelim, ne olacak yani kocam yok diye kendime bakmayı bırakacak mıyım,elbette hayır, kendi mutluluğum ve huzurum için bunu devam ettiririm. iç güzeliğe gelince,erkekler genelde iç güzelliğe önem veripte biriyle evlenmiyorlar, iç güzellik elbette önemli,ama bir kişinin iç güzelliğini öğrenebilmek için,kişi o kişiyle birlikte olmak istemeli,hoşlanmalı ve beğenmeliki onunla zaman geçirip,onu tanımak istesin, güzel olmayan bir bayanın iç güzeliliğini keşfetmek istemek erkeklerde ne kadar etkin bir durum bunu bilemiyorum, ama güzelliğin erkekler için çok önemli olduğunu biliyorum. yani kocanın yanındayken devamlı paspal olup,ama bak benim içim çok güzel bununla yetin,değerimi bil demek o erkeği çok fazla cezbetmez diye düşünüyorum, kadın en asgari seviyede olsada bakımlı olmalı.
lipido konsuuna gelince,elbette erkekte bunu yapmalı ve benim nişanlım bunu yapıyor,bende ona yapıyorum. bu bir jest değil bence, sadece olması gereken.
arkadaşlar kimi hizmet etmekten hoşlanır, kimi hizmet ettirmekten.. kimi eşitliği savunur, kimi farklılığı kabullenir.. kimi kadın sevdiğinin ayağını yıkar, kimi erkek sevdiği kadının ayaklarını öper.. herkesin görüşü ve yaşantısı farklı.. yani bunda 'ıy'lık 'vıy'lık ne var anlamyorum.. herkes kendi fikrini belirtebilir de, görüş konusunda üstünlük kurma, aşağı görme gibi gereksiz duygu öbekleri niçin onu anlamıyorum..
ayak yıkamak bana göre de değil mesela.. ama arkadaşıma saygı duyuyorum.. belki de içinde ki sevgisini, değeri böyle kanıtlamak göstermek istemiş.. insan aşıkken sınırları görmüyor.. gerçekten kör ediyor gözleri.. bu benmiyim derdirtebiliyor..
sevgi mantıkla yürür ama aşkta mantık aranmamalı bence..
ben herşeyin zaman ve ilişkinde ki tecrüberin ile daha düzene gireceğine inanıyorum..
sevgiler,
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?