mutsuz olmak geçerli bir sebep değilmi?

bu beterin beteri var mantığıyla düşünmek aşırı toksik değil mi ya?
 
Yanlız ben 17 yaşında evlenmedim yazdıklarımı daha dikkatli okursanız görüebilirsiniz. 17 yaşında tanıştım yazdım nezaman evlendiğimi yazmadım yaklaşık 5 yıl sonra evlendim.
E tamam 17 yaşından beri bu adama bağlısın
30 yaşında adamın 17 lik kızla flörtleşmesi normal mi sence?
Şimdi bir kızın olsa o yaşta 30 yaşında adamla konuştuğunu görsen AAA ne güzel mi dersin
Hata üzerine hata yapmışsın.
Valla hayatım ben dikkatli okurum ok de.
Keşke sende biraz dikkatli yaşasaydın.
Amca seni sıkmış anlıyorum boğuluyorsun
 
şükretme diye de hayatında bir arpa boyu yol alamamak, hiçbir zaman alışılmışın dışında birşey yapmaya cesaret edememek bana toksik geliyor
Bu dedigin dogru.. yani insan konfor alanini birakmak istemez, ama en guzel seyler o alani terk edince baslar genelde.. ama terside var iste.. ki bu evlilik boru degil
 
Canım çok sorunlu evliliklerde bile boşanan kadınlar eger ki işi rahat degilse yine sosyalleşme konusunda kendini maalesef geliştirip değiştiremiyor.
Sürece adapte olmak çok zor.
Özel kurumlarda görev alan kişilerin işe giriş çıkış saatleri belli.
Kendi başına yaşayan çocuksuz bireylerin sosyalleşmesi ile çocuklu bireylerin sosyalleşirken alacakları haz bile çok farklı.
Kimisi istedigi filmi seyrederken çocugu olan çocugunun haz alacagı filimlere yöneliyor.
Parasız pulsuz olmak bir yana parayı da kazanırken sarfettigin efor ne kadar fazlaysa konfor alanın da o kadar eksiye düşüyor.
Az maaşla çok çalışıp bir de aldıgın parayla istedigin konforu da yakalamıyorsun.
Her şey ateş pahası.
Attıgın taş kuşu ürkütmüyorken, utopik hayalleri kuramıyorum ben.
Her şey bir yana işten eve dönünce, Yoruluyor ve dinlenmek istiyor insan.
Akşama kadar bedenen ya da beynen gösterdigin çabayı akşam eve gelince oh be mesaim bitti ayaklarımı uzatıp bir film keyfi yapayım diyerek ödüllendiremiyorsun.
Her an annneeeeeee diyen bir insan/insanlar oluyor evin içinde.
Evde de mesai bitmiyor yani.
Ciddi problemlerin oldugu evlilikten çıkan insanlar için yukarıda saydıgım durumlar bile veli nimet.
Çünkü ölümü görüp sıtmaya razı olma durumu bu.
Mecburi sebeblerden dolayı, içinde oldukları bu dar boğaz durum çok kötü giden evliliğin verdiği o kamburdan daha katlanılır hale gelebiliyor, gelir de zaten.
O sebeble önerim gerçekten çoook büyük sorunlar olmadıkça var olan evliliğin kurtarılması yönünde.
 
Sizin mutsuzluğunuzun sebebi sadece evlilik olmayabilir. Farklı alanlara, hobilere, nefes almaya ihtiyacınız var gibi geldi bana. Sanki anne evine gitseniz bir süre rahatlayacak ancak sonra yine farklı sebeplerden mutsuz olacakmışsınız gibi
 
Adamın iyi biri olması yeterli değil ki. Önemli olan anlaşabilmeniz, aranızda bir bağ olması. Gerçekten seviyorsanız sevgi zamanla evriliyor. İlk baştaki heyecan yerini huzura, dinginliğe bırakıyor. İlişkinizi tekrar değerlendirin, birbirinizi seviyor musunuz, üzüldüğünde üzülüyor, sevindiğinde seviniyor musunuz? Cevap evetse eşinizle oturup konuşun. Düzeltebilmek için çaba gösterin. Evliliğin yanı sıra hayatınızdaki monotonluktan da sıkılmış olabilirsiniz. Mutsuzluğunuzun nedeni evliliğiniz ise seçenekleri masaya yatırın. İki seçeneğin de artılarını eksilerini yazın. Hangisine tahammül edebileceğinizi düşünüyorsanız onu seçersiniz. Anlattığınıza göre iki seçenek de sizi tam anlamıyla mutlu edemeyecek. O nedenle bazı şeylere göz yummanız ve elinizden geldiğince durumu iyileştirmeye çalışmanız gerekiyor.
 
Bazı arkadaşlar 17 yasında tanıyıp sevmekle hatta evlenmekle (konu sahibi 17 yasında evlenmemiş ama hadi evlenmiş olsun farzederek yazıyorum) şimdiki yaşlarda evlenmeyi kategorize ederek haklı konumdalar.
Evet haklılar.
Ama bu tercihi dönüp değiştiremeyeceği için eşiyle gerçekten aynı hayatı paylaşmak istemedigine ne zaman net emin olursa o zaman adım atmalı diyenlerdenim.
Yazdıgı sebebler evet mutsuzluk için geçerli nedenler fakat ortada kurtarılamayacak bir durum söz konusu degil.
Tabi buna eşinin de yanaşması gerekiyor.
Hiç birimiz evli dahi olmasak küçük yaştaki aldığımız ve bu durum hasebiyle yaşadıklarımızın belki bir çocugu tasvip etmiyoruz çünkü toyluk zamanlarımız haliyle.
Şimdi ise daha çok yönlü düşünebiliyor, adım atabiliyor ve yaşayacaklarımızın sonuçlarına katlanırken mantık süzgecinden geçirebiliyoruz.
Hepimiz iyi şeyleri hakediyoruz eğer kötü insan vasıflarına tabi değilsek.
Kimimizin yaşam kriterleri ve sahip oldugu eş daha mükemmelken kimimizin ise daha ugraştırıcı ve zorlayıcı.
Ben anlattıkları sebebiyle bunları yazıyorum eger gerçekten çok kötü bir eşe sahip olmuş olsaydı direkt yazacagım şey ''BOŞAN'' olacaktı.
Eline kalem kagıt alıp sakin kafayla değerlendirme yapması gerekiyor.
 
Rahat batmıyor kesinlikle mutsuzluk en önemli kriterlerden biri o yüzden ilişkiyi bitirmek için sebep bana göre...
 
Benim durumum da konu sahibinin durumuna benzer eşim iyi biri fakat ilgisiz aynı evde hiç konuşmadan paylaşım yapmadan yaşayabiliyoruz maddi olarak hiç bi şeyden eksik değiliz ama babalık kocalık maddiyat sağlamak mı sadece severek evlendim seviyorum da halen sanırım kokusu dokunuşu gözleri gelir aklıma özlerim diye düşünüyorum beni negatif düşündüren bi diğer konu ise annesi gereksiz konuşması cahilce konuşması neyseki 6 ay memlekete gidiyorlar ve evlerimiz birbirine yakın değil mesafeli olarak durumu tolere edebiliyorum fakat sırf anasının yüzünü görmemek için boşanayım nasılsa adam da ilgisiz kendi dünyasında yaşıyor diyorum fakat cesaretim yok annemle de geçinemem evimi düzenimi bozamam
 
Her evliliğin dinamiği farklı.
İlgisiz bir eş evet çok büyük sorun terapi ile düzelme imkanı var ve eşte bunu istiyorsa devam edilebilir.
Ama gerçekten devam etmek istemiyorsa ayrılmakta bir çözüm.
Mutlu olacağına inanıyorsa çocuklarıyla neden olmasın ?
İşte her kişinin evliliğini devam ettirme nedenleri farklı olabiliyor.
Mutlu huzurlu bir yuva diliyorum sizin için de.
 
Cogu dedigine katiliyorum..

Bence insanin esi istikrarli bir sekilde karsidakini mutsuz ediyorsa ve gayreti yoksa konusmalar yaptiktan sonrada bosanmaktan baska care kalmiyor.

Bak gucu yetmez birseyleri degistirmeye eyvallah.. ama inadina yapar gibi yapiyorsa baska care kalmaz. Buarada bu sadece erkekler icin degil kadinlar icinde boyle.
 
Benim eşimin kişiliği bu adam rahat relax etliye sütlüye karışmaz kendi dünyasında yaşar inadına yapmıyor yani
 
Bunca yıllık alışkanlığın bir hakim kararı ile bırakılması daha da kötü etkiler bırakabilir.
 
Zamanla idare edilen şeyler vardır.
Zaman geçtikçe batmaya başlayabilir.
İnsan bir kaç kelime ile ozetlenecek varlık değil ki.
Idare edemeyeceği somut bi şey göremedim ben. Ben kahve içiyorum o çay içiyor. Benimle aynı kitabı okumuyor bunun hakkında konuşmuyor bunlar mi ? Mutlu olma kavramı konu sahibinin kendisiyle ilgili bence. Eşini sevmedigini de soylemiyor sadece mutlu olmakla ilgili sıkıntısı var bu da insanin icinde. O mutluluk bizim icimizde biz kadinlar istersek eşimizi de kendimizi de mutlu ederiz.bu güç var icimizde.sırf bunun gibi şeyler için 5 yaşında bi çocuğu düşünmemek bencillik gibi geliyor bana.kimse kusura bakmasın. Tabi sizin dediginiz gibi batan şeyler konu sahibinin anlattıklarından ibaretse.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…