Ne zaman kendin için bir şeyler yapacaksın?

ebushhh

Guru
Kayıtlı Üye
27 Ekim 2010
2.071
4
316
Rusya
Henuz 18 ini yeni bitirmiştin, enerji ve umutla dolu hayata başlamaya hazırdın… Ne oldu? İstemediğin bir okula girdin. İnsanları mutlu etmek, saygı kazanmak, sevilmek için… Sevmediğin bir bölümde senelerini harcadın…. Ayaklarını sürüye sürüye gittin derslere… Çalışmak istemedin ama yine de zorladın kendini… Güç bela bitirdin sonunda… Ne ailen, ne de arkadaşların görmedi yaptığın fedakarlığı… Alkışlamadılar seni, omuzlarının üzerine çıkarmadılar, madalya takmadılar… Enerjin çoktan tükenmeye başladı bile… Kimse bilmez nasıl kendini feda ettiğini… Ruhunu teslim ettiğini… Gençliğini tükettiğini…
Şimdi iş bulman gerek… Para kazanman, araba alman, ev alman gerek….. İstemediğin bir işe girdin… Böyle olması gerekiyor diye… Sırf çevrendekiler bekliyor diye… İnsanları mutlu etmek, saygı kazanmak, sevilmek için… Sabahın köründe gidiyorsun işe… Sevmediğin insanlar ile gününü harcıyorsun… Heyecan duymadığın işlerle zamanını geçiriyorsun… Yarının gelmesinden nefret ediyorsun… Sevildiğini hissettin mi peki? Ya saygı? Bitti mi insanların istekleri? Özgür müsün artık? Hayır hala özgür değilsin… Şimdi evlenmen gerek… Öyle ya yaşın geçiyor, evde mi kaldın ne? Arıyorsun etrafında uygun birisini, artık evlenmeliyim diyorsun… Acaba gerçekten istiyor musun? Sana uygun birisini buldun işte, boyu boyuna, mesleği mesleğine, parası parana göre… Peki ya kalbin? Düğününden bir gece önce sessizce itiraf ettin kendine, ya doğru kişi değilse? Belli ki hazır değildin bu evliliğe… Evlenmek için evlendin… İnsanları mutlu etmek, saygı kazanmak, sevilmek için… Mutlu oldun mu peki?kalbin heyecanla doldu mu? Akşam eve koşarak döndün mü? Sevildiğini hissettin mi? Seviştin mi tüm varlığınla? Daha evleneli bir sene dolmadı, insanlar çocuk demeye başladılar… İstedin mi gerçekten bir çocuk sahibi olmayı? Hazır mısın bir canlıyı yetiştirmeye? Söyle bana ne verebilirsin bu küçük insana? Hayatı kendi gözlerinle hiç yaşadın mı? Ne istediğini biliyor musun? Ya istemediğini? Hiç risk aldın mı? Sen hiç kendin için bir şey yaptın mı? Çocuğun bir gün sorarsa Özgürlük Nedir? Ne cevap vereceksin? Sen hiç özgürlüğü yaşadın mı?
Evliliğinde problemler yaşıyorsun… Sevmediğin bir insanla cehennemi paylaşıyorsun… Boşanmak fikri kafana gelip gelip gidiyor… cesaret edemiyorsun… İnsanlar ne der diyorsun… Gene kendi duygularının üzerine bir duvar örüp başka insanlar için evliliğinde kalıyorsun…. Fedakarlığını gören biri var mı? Yaşadığın ızdırabı senin gibi yaşayan? Korkuların seni hapsetmiş, her geçen gün etrafına bir duvar daha örüyorsun. Sevilmeme korkusu, yalnız kalma korkusu, başarısız olma korkusu, saygınlığını yitirme korkusu ve daha neler neler… Hayatında hiç korkmadığın bir gün oldu mu? Cesaretle atıldın mı hiç, ya bilmediğin bir dünyaya girdin mi? Sevilmemeyi göze aldın mı hiç? Gülünç duruma düştün mü? Ağladın mı doyasıya, insanlara aldırmadan? Acı çektin mi hiç, hani öleceğini düşünecek kadar… Ve iyileşmeyi başarabildin mi hiç? Yaş erdi kemale diyorsun, bu saatten sonra benden ne köy olur ne kılavuz. Umutların tükenmiş, hayallerin yıkılmış… Koca bir ömür başka insanların kontrolü altında geçip gitmiş. Alışmışsın artık bu düzene, artık istesemde çıkamam diyorsun… Ve gene kendin için bir şeyler yapmaktan vazgeçiyorsun… Ne olurdu istediğin okula gitseydin… Kim ne derse desin, ressamolsaydın… Müzisyen, Arkeolog, Sanatçı, Sporcu olsaydın… Hayattaki büyük adımları ancak hazır olduğunda sen istediğin için atsaydın… Ne olurdu biraz risk alsaydın? Biraz kendine güvenseydin? Biraz kendine inansaydın? Ne olurdu seni çepeçevre saran zincileri kırıp, önünde ki duvarları aşıp, kendin olabilmeyi başarsaydın? Kim ne diyebilirdi sana? Gene kimse madalya takmazdı, gene kimse alkışlamazdı, gene kimse seni omuzlarının üzerine çıkarmazdı… Ama sen kendine saygı duyardın!
Haydi şu anda şu dakika bir daha bak hayatına… Bu sefer kendin için bir şeyler yap… Bırak insanlar sevmesin seni, bırak senin mutsuzluğundan mutlu olmayıversinler, bırak takdir etmesinler, onaylamasınlar, bırak dedikodunu yapsınlar, itiraz etsinler… Hayatında bir kere olsun bu riski al! İstediğin mesleği yap… Zevk al ürettiğin işten… Uçarak git işine… Keyif al birlikte çalıştığın insanlardan… Yaşamını kendin SEÇ ve MUTLU OL seçtiğin bu yaşamdan… İstediğin insan ile istediğin zamanda evlen… İster 20 inde ol, ister 50inde… Senden başka kim bilir doğru insanın kim olduğunu ve doğru zamanın ne zaman olduğunu? Dinleme başkalarını… Evlenmek için hiç bir zaman geç sayılmaz… Ve hatta istiyorsan asla evlenme… Bu yaşam senin, ve ızdırabını da, mutluluğunu da yaşayan tek sensin…. İstediğin zaman çocuk yap… Kendini hazır hissettiğinde, yaşama bir canlı getirmek istediğinde ve o çocuğa verecek bir şeylerin olduğunda… Ve hatta istemezsen hiç çocuk yapma… İstiyorsan başka bir şehre taşın, başka bir ülkeye, başka bir kıtaya… Mecbur değilsin bu şehire tıkılıp kalmaya… İstiyorsan yeniden okula başla, yeni bir meslek, yeni bir hayat, yeni ben diyerek kendin için yaşa… Şimdi soruyorum sana… Ne zaman kendin için bir şeyler yapacaksın?
CAN DÜNDAR
 
Can Dündar'ın yazılarını hep sevdim, hep seveceğim...

Fakat bu yazısı bana biraz ağır geldi doğrusu...
Hayat bu kadarda karamsar değil.

İstemediğimiz şeyleri her daim hayatlarımızda yaşayacağız.
Çünkü bazen insanı ihtiyaçlar bu yönlere itiyor.
Fakat "kimse kıymetini bilemedi işte, ben yine mutsuzum" diyerek de yaşanmaz.
Biraz pozitif bakmak lazım... Yarının daha iyi olacağını bilmek lazım, istemek lazım...
Nacizane fikrim...
 
Biraz uzun bir yazi.
Ama herkes mutlaka bir satir bulacaktir kendinden.
Lutfen bikmadan sonuna kadar okuyun.
Belkide bu gun hayatinizda onemli adimlar atmaya cesaret bulacaksiniz
 
Son düzenleme:
Okurken kendimden geçtim..Sanki hayatımı gördüm başlangıcım böyle inşallah sonum böyle gitmez benimde bir yerden U dönüşü yapmam gerek..
 
Can dündarı severim ve zevkle okurum yazdıklarını..başta karamsar bir yazı gibi görünse de sonlara doğru verdiği msj güzel alsında..

ve sadece şu kısımda kendimi buldum;Sevmediğin bir bölümde senelerini harcadın…. Ayaklarını sürüye sürüye gittin derslere… Çalışmak istemedin ama yine de zorladın kendini…

insanın istemdği bir işi ömür boyunca yapacak olması çok kötü...üstelik hala hayalini başka bir meslek süslerken..
 

Bende ayni yerde bi "ahh" cektim. Ben arkeolog olmak istiyordum. Annem kesinlikle lafini bile ettirmiyordu. Ustelik oyle hirslanmiski bolumu arastirmis bana zorluklarini anlatiyordu. Sirf bunun icin tercihlerimi meslek lisesi yaptilar. Lisedede yilmadim bir gun ogretmenim benimle dalga gecti. Katsayi teroru yuzunden mecbur ayni bolumu okumak zorunda kaldim.
aslinda meslegimi seviyorum. Ama en azindan okumak isterdim icimde bir ukde kaldi. Bir gun olurda borcum harcim biterse,arkeoloji okuyacagim.
 

şaka gibi :) çünkü ben de arkeoloji istiyordum..annem asla olmaz dedi babam olay çıkardı..hatta öğretmenlerim bile karşı çıktı..garanti mesleğin olsun puanın yüksek daha iyi yerleri yaz dediler..

şimdiki mesleğimi de seviyorum ama içim de hep bir keşke var..

kardeşime bana yaptıklarını yapamadılar..ona da tıp diye ısrar ettiler ama o mühendis olmak istiyordu ve asla tıp yazmadı..
 

Demekki cogu ailenin arkeolojiye bakis acisi ayni.
Benim anneminki akillara zarardi. Birgun "koca koca adamlarla ayni cadirda kalmana izin verecegimimi zannediyorsun" dedi
 
Çok şükür bu zamana kadar istediklerimi yapmaya çalıştım.Belki tam anlamıyla yapamamış olsam bile hiç bir zaman insanların ne dedikleri umrumda olmadı.
Sadece annemi babamı dinlemeye özen gösterdim.Çünkü onlar da beni dinlediler.
İstediklerimi yapmam için bana güvendiler.
Yapmak istediklerime saygı duydular hep yanımda olduklarını hissettirmekle kalmayıp her fırsatta bunu dile getirdiler.
Ölümlü dünya her zaman yanınızda olamayabiliriz tek başına kaldığınızda doğruyu bulmak için mutlu olmak için kendinize güvenmeniz gerek demeyi bildi annem babam.
Her zaman senin yerine en doğrusunu düşünecek annen baban yanında olmayabilir.
İnsanız hata yapmaz mıyız yaparız tabiki.Yaptığım her hatada ders alan sadece ben değildim.
Annem babam da benim hatalarımdan kendilerine ders çıkardılar.
Hiç bir zaman bizi gizli gizli sevmediler.Açıktan söylediler sevdiklerini.
Kaç yaşıma geldim babama saçlarımı tarar mısın diyebiliyorum.Bayramlarda biz onun elini öpmeden o bizim elimizi öper.
Ailemi seviyorum.Çünkü bu mutluluğumu kendime olan bu güvenimi aileme borçluyum ve hiçbir zaman ne annemin ne babamın hakkını ödeyemem.
 
kendıme daır ısteklerım planlarım on plana cıkamadı kı hıc zaten babaannem tarafından kalabalık bır evde ıtıs kakıs buyutuldum hep ezılerek horlanarak benlıgım yoktu bırısı bana canım dese tuhafıma gıderdı evlendım ınanamadım esım ve aılesı bana deger verdıkce yerın dıbıne battım ıyı ve guzel olan hıcbırsey benı bulmadı layık degılım dıye dusundum hep ama sonra hamdolsun dunyalar guzelı ıkı evladım oldu senam ve beyzam sımdı ben bıraz sena bıraz beyzayım yıne ben yokum ama sıkayetcı degılım cunku ben onlarım aslında onların gulmesı benım gulmem mutlulugu benım mutlulugum hıc sıkayetcı degılım bu arada ucuncu prensesde yolda kısacası kendım ıcın bırsey yapmadım yapmayacagım gerek yok ben evlatlarım ıcın yasayarak mutluyum zaten hamdolsun
 
sen yazdın sandım bende. kafamda ay nelerr yaşamış diye canlandırdım, üzüldüm. sona geldim püffff Can Dündar'mış :)

neyseki burada yazanların sadece sonu bana uyuyor. istemediğim bölümdü ilk başta okulum ama şimdi severek yapıyorum işimi. daha okurken çok sevmiştim aslında tam benlik bi işmiş diye düşünmüştüm öyleymiş gerçekten. hayallerimi yalıyorum çok şükür. işsizlik diye bir risk yok. her yerde iş var. anaokulu öğretmeni olmak istemiştim ben ilk başta olsaymışım iyi olurmuş ama ablam istemedi, stilist likte istemedi okulun yeride adıda iyi değil notun iyi, iyi bi okula git dedi. şimdi çok çok severek yaptığım bir işim var. keşke demiyorum çünkü tegv'e giderek kendimi tatmin ediyorum. şu anki işimi çook seviyorum. biri istedi diye evlenmedim. hatta onlar istemedi ben istediğim için evlendim. sonra onlar boşanmamı istemiyor diye kocama bağımlı yaşamıyorum. boşanıyorum evet. dedikodumu yapacklar? açsınlar kendilerine yapsınlar ben kendi hayatımı yaşıyorum. vız gelir, tırısss gider. yalnız yaşayacak cesaretimde var, işsiz kalsam sürünecek cesaretimde. ama ayakalarımın üstünde duruyorum. dizlerimin üzerinde yaşamaktansa ayaklarımın üzerinde ölürüm ben.

buda benim işteee. kuyruğum dik, isteyen istediğini söylesin, babamda çok söyleniyor bazen çok çatışıyoruz ama ben buyum. onun kızıyım diye onun hayatını yaşayamam, onun seçimlerini yapamam. kızıyım onun ama ben önce kendimim, sonra onun kızıyım.
uzun oldu ama

hür doğdum hür yaşarım
kime ne, kime ne
kölemiyim sana ben
sana been sana beennn
 

Ne güzel ailene hayran kaldım.
Hiç bir anne baba evladının kötülüğünü istemez. Tabi bazen aşırı korumacı olmaları çocuklarını mutsuz edebiliyor.
Allah'ım izin verirse bende evladım için en iyisini yapmaya çalışacağım.
 
İnsanları her alanda her zaman kendileri için bir şey yapabileceklerini ya da yapmaları gerektiğini düşünmüyorum ama ;

Bizler dengeleri değiştirdik biraz sanki.Kendi hayallerimiz ,fikirlerimiz doğrultusunda yaşarken ; arada sevdiklerimize ,tanıdıklarımıza ya da tanımadıklarımıza bir şeyler yapıp mutlu etmeyi , ara sıra eşimizin gönlünü almak için onun suyuna gitmeyi ; anne-babamıza ara ara '' tamam sizin dediğiniz olsun '' diyebilmeyi bıraktık ...Bıraktık derken ; tam aksine yöneldik...Hep başkalarına endeksli yaşarken arada , kendimiz aklımıza düşer oldu da , '' ya sen ne isterdin '' diye sormayı akıl edebilir olduk .

Evet ; hayat paylaşımlarla güzel ama ... Yolumuzu çizerken kendi sesimizi dinlemezsek ; istemediğimiz yol arkadaşları ile istemediğimiz bir yolculuk halinde buluruz kendimizi.

Teşekkürler paylaşım için...Belki bugün birimiz biraz daha '' ben ne istiyorum acaba? '' der....
 
Çok tatlısın İnşallah hep böyle mutlu olursun.
Aileler bazen yaş sayısının tecrübeye eşit olduğunu sanıyorlar. Her şeyin en doğrusunu onların bileceğini düşünüyorlar. Şüphesiz bizden tecrübeliler fakat yıllar geçtikçe devrinde değiştiğinin farkında değiller. İnsan doğruyu öğrenmes için hata yapması gerekir. Tabi bu sonunun kötü olduğu aşikar olduğu halde müdale etmemek demek değildir.
 
Söylemesi kolay Can'cığım, parasızlığın gözü kör olsun. Nereye gidiyorsun öyle başını alıp? Beş kuruş kazanamayacağını bile bile nasıl yapıyorsun sevdiğin şeyi? Mutlu olacağım diye aileni masraf altına sokabiliyor musun? Kimse arkamdan dedikudumu yapar diye değil, şartlar böyle gerektirdiği için oluyor bütün bunlar. Yoksa ben de bilirim bunları yazmayı.
 
Annem yüzünden sanırım, hayatta en korktuğum şey, hayatımı başkalarına ve ne söyleyebileceklerine endeksli yaşamak, kendimce fedakarlıklar yapıp takdir görmeyince kızıp, küsmek. Elalem ne der endişesiyle hayatımı güzel bir ambalaj yaratmaya adamak. Ayıp olmasın diye 10 dakkalığına uğrayacak tesisatçı için bile temizlik yapmak. Konu komşuya sürekli senin açığını aramaya çalışan akbabalarmış gibi yaklaşmak, birinin seni ayıplamasını başa gelebilecek en büyük felaket gibi görmek. Ay yazarken bile içim daraldı çok dertliyim bu konuda
 
Bir hayranı da benim..çok güzel bir kalemi var.. aile hayatını da beğeniyorum kendisinin..
 
Yazmak kolay, yazılanlar da doğru

Ancak hayat öyle değil, bir insan ayaklarının üzerine basabilmişse, iş güç sahibi olup yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayabiliyorsa, etrafında sevdikleri varsa,sağlıklıysa hayat güzeldir.

Ne iş yaparsan yap sıkıntısını çekeceksin, çok sevdiğin mesleğin bile bir gün seni yıldırabilir. Çünkü insanlar içinde yaşıyoruz yalnız değiliz.

Gerçekten istediklerimizi yapmıyor muyuz, sadece ailemiz için mi yaşıyoruz ben buna inanmıyorum, belki 20 li yaşlarda etkili aile ama sonra biz de onlar gibi düşünüyoruz, verdiğimiz kararlar toplum doğrultusunda ve onları biz yaşıyoruz.

Bu kadar karamsar değil de biraz şükürlü olmakta fayda var, yoksa yaşayamaz insan. Düşünmek lazım ; bir lokma ekmeği kazanamayan insanlar var, ağrı sızısından nefes alamayan hastalar var, canlarını kaybedenler var, dünyada ne acılar var. Bu kadar gereksiz hayıflanmak şükürsüzlük naçizane benim görüşüm böyle
 
Ah içimdeki ukde...
Çok başarılı bir öğrenciydim, parmakla gösterilirdim...
Sınava girdim ve puanım çok iyi geldi.
Öğretmenlik hayalim vardı, annem onca puana öğretmen mi olacaksın yazık günah kızım dedi.
Yazmadım... Mühendis oldum. Mutlu muyum evet rahat mıyım evet ama içimde bir yer hep matematik öğretmeni diye kalp çarptı durdu... :26:
 
Başkalarının ne düşündüğünü ne istediğini önemsememeye üniversite sonrasında başlayabildim...Şu an daha mutluyum şükürler olsun...
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…