Nişanlım nişanı atmak istiyor

Köprüden önceki son çıkış bana göre fırsat varken kaçın bu bencil adamdan..Ne demek nişanı atıyorum diyip bir hafta aramamak..Siz nasıl güvenip evleneceksiniz bu saatten sonra.Ilginc kısmı da hasta insani Hatay a getirmis olması,acil durumda Adana'ya zor yetistirirler.Güclü durun karşısında kaybedecek olan o siz değilsiniz bu saatten sonra
 
Hanımefendi hastalık şeker hastalığı kayınvalde adayı yerlerde sürünmüyor. Yıkık dökük harabeye dönmüş bir şehirde tedavi ne kadar mantıklı, oradaki hastalar başka hastanelere sevk ediliyor. O kadar istiyorsa annesinin yanında olmak tayin isteyip gitseydi annesinin yaşadığı işe. Her yer deprem bölgesi diye direkt gömelim kendimizi o zaman.
 
Sadece Bi kaç parça eşya ile nasıl yaşanabilir Bi ev hazırlanıyor anlamadım. En azından yatağınız dolabınız koltuğunuz masanız beyaz eşyanız orda yaşadıklarına göre kabınız kacağınız muhakkak perdesi falan vardır evde. Zaten bizim evlerde de bunlar var yani en fazla ıvır zıvır alınmamıştır.
Bana da eşya istemedim demeniz, eşyaları tamamen nişanlınızın alması, onun seçmesi, onun yerleştirmesi falan garip geldi. Siz hiç kendi eviniz gibi davranmamışsınız ki karşı tarafta bunu benimsesin. Bekar evi gibi kendi kendine hazırlamış o yüzden de sadece kendi evi gibi görmüş evi. Belki size söylemedi ama belki de buna kızdı içten içe ondan değişti.
 
ite indirgemişsiniz.
Siz olayı çok basite indirgeyip eşyaya bağlamışsınız.Sizin geleceğinizi yapacağınız evliliği sorgulamanız gerekirken eşyanın kullanılmasına bağlanmış kalmışsınız.
Size yapılan çok mantıklı yorumları görmek istemiyor es geçiyor size uygun gelen yorumu alıntılıyorsunuz farkında mısınız.Çünkü ayrılma ile ilgili hiç bir şey duymak istemiyorsunuz.Barışmanın yollarını arıyorsunuz.
Öncelikle dik durun kendinizi ezdirmeyin olay 7 yıl meselesi değil ömür boyu sürecek bir konu.
Dünyanın en saçma şeyi Hatay gibi yerle bir olmuş şehre tedavi için gelecek olunması.Bu inandırıcı mı sizce.Hastaneye gidipte doktoları güldürmesinler .Anne genç bir annedir bence.Şeker hastalığı vahim bir şey mi.Takip edilecek bir şey.Bunun için sanki uzun soluklu bir hastalık gibi Hatay gibi şehirde oğlunun yanına gelmesi çok mantıksız.Konu hastalık değil çok belli.
Sizin asıl bunu sorgulamanız gerekiyor kalkıp eşya eşya diyorsunuz.
Bakın nişanlılık birbirini tanıma dönemi.İyi tanımaya çalışın.Yoksa yarın bu adamdan nasıl boşanırım diye konu açarsınız.
Sizin söyleminiz üzerine nişanı atmaya çalışan bir haftadır sizi aramayan nişanlısı ile sorununu konuşamayan bir insanı önce iyi değerlendirin.
 
Eşyayı geçtim ben sadece benide ilgilendiren bir durumu benden habersiz planlayıp hayata geçirmeleri zoruma gidiyor
Bu benimde zoruma giderdi ama sizin gibi onlar benim esyalarımda mı oturacak demezdim… bunu düşünmezdim bile. Zamanı geldiğinde de uyarırdım bana da keske bilgi verseydin diye. Ama dediğim gibi hastalık durumunda bu sekilde tepki gösterwn biri ile sizde yola cıkmayın o da sizle cıkmasın. Benim dayım kanser oldu biz isten gücten okuldan vazgectik , hem kanserli dayıma bakıp hem dersler calıstım. Siz belli ki biraz farklı bi aile yapısından geliyorsunuz onlarada saygım sonsuz ama 2 taraf icinde hayırlısı olur ins( dipnot; kayınvalidenizin hastalıgınu ilk yorumda yazmadıgınız icin bilmeden afaki konusuyorum )
 
Sen nişanı at asıl, böyle yaparak seni bastırmaya çalışıyor, ailesi için seni çok ezecek bu , amn ha sakın geri adım atma , bırak geleceği varsa sürüne sürüne kendisi gelsin kapına ama bana kalırsa bunla evlenme, sıkıntı çok büyük...
 
Hissettiklerimi çok güzel ifade etmişsiniz teşekkür ederim. Gerçekten derdim eşya değil. Tek sorun beni hiçe sayıp mantıksız olsada o istedikleri şeyi yapmaya çalışmaları
Hayatının kalanını o insanlarla böyle geçirmeye gönlün razı mı????
 
Şeker hastası ciddi bir hastalığı yok.
 
Orada yatan hastalar baska yerlere gönderiliyor yalnız ayakta tedavi devam ediyor. Seker hastalıgı göze vurup kör kalabilir ayağı bile kesilebilir hastalık boyutunu bilmiyoruz. Bu yüzden oglu her evladın yapması gerektiği gibi annesinin yanında olmak istemiş. Bir insan hastalık durumunu tolere edemiyorsa ona göre çöpsüz üzüm alacak. Bakın bu da bi tercih meselesi
 
Şeker hastası ciddi bir hastalığı yok.
Anladım gecmis olsun diyelim. Kendilerini ötekilestirmen onlar mı demen bir erkek olarak zoruna gitmistir haklıdır. Öyle kıcıma yer edem sana neler edem evde hep beraber yasayalım gibi bi durum olduğunu sanmıyorum. İnsanların afet bölgesinde psikolojileri bozuk ailesini yanında istemis olabilir bu hastalık eklenince
 
işsizken yanında olmuşsun belki para verdin ya da hesapları ödedin.evlenirken ne takı ne eşya hiçbir şey talep etmemişsin. küçücük ev tutmuş iki de çekyat almış onlara bile nasıl sevinmişsin. yerleştirmeye geleyim demişssin hayır gelme demiş. erkek kardeşin niye geliyor demişsin gelecek demiş. annen büyükşehir hastanesine gitsin demişsin hayır buraya gelecek demiş. adam sizden soğumuş. normalde kavga olur nişan zamanı ama o direkt nişan atmış. sizi sevmiyor. bir hafta olmuş belki siz yeni biriyle tanışacaktınız bu hafta, adam onu bile göze almış .sizi istemiyor. kimse için aşırı fedakarlık yapmayın. yapmasaydın olur. böyle sizi hiç saymayan dinlemeyen direkt nişan atan adamlarla evlilik sürmez.yılların hatrına işsiz güçsüzken yanında olduğunuz günler hatrına insan gelir ailenizle de görüşerek insan gibi bitirir.sonuçta adı üstünde nişan. telefonda bitirecek kadar size değer vermiyor. şimdi annesi arar ama o da nişan altınlarını istemek için. para için yani.
 

Türkiye'deki toplumsal yapının ve kadın-erkek ilişkilerine dair tabuların bir sonucu olarak birbirini seven veya sevdiğini zanneden çiftlerin evlilik öncesi ortak bir yaşamları olması ne yazık ki mümkün değil. Bu yüzden evlenip aynı çatı altına girene kadar geçen süre özellikle ilişkideki kadın tarafından geleceğe yönelik bir yatırımdan ibaret görülüyor. Evlenmeyi beklerken geçen süreleri bu sitede okuyorum da, dört sene, yedi sene biriyle evlenmeyi beklemek, ki çoğu zaman arada uzak mesafeler varken, kimseye garip gelmiyor.

Yurt dışında insanlar sonunda evlenmek mecburiyeti hissetmeden, birlikte geçirdikleri zamana kutsal ve kaçınılmaz bir misyon yüklemeden, sırf sevdikleri veya birlikte olmaktan zevk aldıkları için ilişkileri sürdürüyorlar. Bu süre zarfında hayatlarını askıya almıyorlar. Gezip tozuyorlar, aynı evde yaşıyorlar, sevişiyorlar. Birlikte geçen süre sonunda anlaşamamaları, birbirlerini tanıdıkça sevmekten vazgeçmeleri, hatta başka insanlara aşık olmaları halinde ise herkes kendi yoluna gidiyor. Yaşanan zaman yanlarına kar kalıyor. "Ben bu ilişkiye 7 yıl verdim, emeklerimi çöpe mi atayım" diye ne kadın ne de erkek kendini mutsuz bir evliliğe mahkum etmek zorunda hissediyor.

Nişanlınız ya değişmiş, ya da değişen şartlar sonucu size gerçek yüzünü yeni yeni göstermeye başlamış. Anlamakta zorlandığım kadar uzun bir süre tüm zorluklara rağmen kendi ailesi aldırmazken yanında olmanızı, sırf onunla mutlu olmak için taleplerinizden fedakarlık etmenizi hiçe saymış. Annesinin bir bahane olduğu bariz olan evlilik öncesi kendini evinize ve hayatınıza kalıcı olarak dahil etme tuzağına (bence gayet isteyerek ve farkında olarak) düşmüş. Sizden pek de kolay vazgeçmiş.

Şeker hastalığı kolayca idare edilebilen, evini barkını bırakıp ailecek deprem bölgesinde yaşayan oğlunun evlenip yaşamak üzere olduğu eve süresiz olarak taşınmayı gerektirmeyen bir hastalıktır. Nişanlınız ne kendini kandırsın, ne de sizi kandırdığını sansın. Evet, aile ve hastalık söz konusu olduğunda eşyaları kim önce kullanış önemli değildir, ama bu durumda ortada iyi niyetli bir yaklaşım yok. Siz üzülmekte ve geleceğe yönelik endişelenmekte çok haklısınız.

Nişanlınızla evlenmeyi beklerken hayatınızı askıya aldığınızın ve geçen yılları aslında gönlünüzce yaşamadığınızın farkındayım. Ama giden yıllarınız ziyan olmuş olmasın diye evlenip gelecek yıllarınızı da ziyan etmeyin. Düğünden sonraki ilk haftanızı hayal edin. Ama "hayal" değil de gerçekçi olarak düşünmenizi rica ediyorum. Balayınız nasıl geçiyor? Balayına çıkabildiniz mi? Kayınvalide ve görümce kendi evlerine kalıcı olarak döndüler mi? Eşiniz gösterdiğiniz anlayış için ellerinizi öpüyor ve size minnet duyuyor mu? Benim gözümde aslında bunların tam tersi bir senaryo canlanıyor ama belki ben kötü niyetliyimdir.

Size bir ablanız olarak tavsiyem geçen zamanı ziyan olmuş olarak değil de bir okul olarak görüp bir an önce mezun olmanız. Colin Hay'in çok sevdiğim şarkısında söylediği gibi gerçek hayatınızın başlamasını beklemeyi bırakın. Sizi hak etmeyen bir adamı ve yanında eşantiyon olarak gelecek bencil ailesini üzerinize hızla yaklaşan bir lokomotifi bekler gibi beklemekten vazgeçin. Lütfen raylardan çekilin. Bari hayatınızın geri kalan yıllarını ziyan etmeyin.

Çok uzun yazdım kusuruma bakmayın. Sanırım nezdinizde bu sitede "nişanı atardım da emeklerime acıyorum" diye mutsuz evliliklere razı olan tüm kadınları uyarmak ve dürtmek istedim. Umarım hayatınızın geri kalanında çok ama çok mutlu olursunuz.
 
Şimdiden ailesini bu tarz hastalık konuları ile bu zavallı kıza yapıştıracak, bu kadar büyük tepki verme sebebi de ailesi ile yaşamak istemeyeceğini biliyor olması, güya nişanla tehtit edip kızı bastıracak, bu erkekler var ya çok kurnazlar , konu sahibi yerinde olsam dik durur gel yüzüğünü al derim , şimdiden ailesini yanına alma çabaları bunlar ...
 
Son düzenleme:
Ben de onu demek istedim aslında. Hiçbir şey alınmasa da bir l koltuk bir yatak bir dolap ve beyaz eşya alınmıştır. Perde halı alınmıştır. İyi kötü birkaç nevresim yorgan yastık havlu tencere çatal kaşık vs. Hepsini kendi seçmiş yerleştirmiş. Kurduğu düzeni benimsemiş. Ben burada eski nişanlı haklı demiyorum ama en fazla bir ay sonra olacak düğün için ortada konu sahibinin attığı bir adım ve birliktelik hissi yok diye düşünüyorum. Bu his insanı soğutur. Bu soğumayla birlikte çeşitli bahaneler başlamış diye düşündüm.
 
Sizin mantığınızla gidersek herkes nişanı atsın, eşini boşasın anasının babasının yanına gitsin. Annesinin gerçekten ihtiyacı olsa ki bir tane daha bekar çocuğu varmış, nişanlı olan çocuğuna sen buraya tayin iste gel, deprem nedeni ile tayin hakkı da verildi demesi lazım. Amaç üzüm yemek değil amaç bağcıyı dövmek.
 
Kv eşi ölmüşse senle yaşamanın yollarını arıyor şuan, seni mecbur bırakacaklar, sana tavsiyem evlenme ...
 
Öylemi dersiniz bilmiyorum aklım çok karışıkyani yaşadığı şehirde imkanlar daha iyi deprem bölgesine gelmesi zaten imkanlar kısıtlı ne bileyim çok tuhafıma gidiyor
Kaynana senle yasayacak anlamıyor musun güzelim
 
İsteseydin senden kıymetlisi olmazdı. Eşyaları ben seçeceğim diye tuttursaydın dünya kadar borca soksaydın inan daha kıymetliydin.
 
Duygularınızın devam etmesi, kafanızın karışması çok normal değil mi? Kendinizi lütfen baskılamayın.

Hissettiğiniz şeyler sizin ezik ya da yetersiz olduğunuz anlamına gelmiyor. Burada olumlu yorumlara bir sempati beslemeniz de çok normal. Sonuçta duygularınız var bu insana karşı. Hayalleriniz vardı. Bir anda bitti ve daha 1 hafta geçti üzerinden. Kabullenmek elbette zor olacak. Acımasızca yazılmış yorumlara takılmayın bence. Ne eziksiniz ne de yapışkan. Sadece sevmiş ve hayal kırıklığı yaşamış bir kadınsınız.

Gerçekleri aklınızdan çıkarmayın sadece. Ne kadar severseniz sevin bu adam sizin 7 yıllık bağlılığınızı bir anda bitirebildi. Ailesini sizden daha üste koydu. Alttan alırsanız bu artarak devam edecek. Kendinizi kandırıp felakete sürüklemeyin. Acınızı çekin, kendinizi düşünün.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…