O zaman bir kısmınız fırın sahibi tanımamış, fırında ekmek ustası olmak başka bir şey, fırın sahibi olmak başka bir şey.Bu yazdıklarınız ön yargının sebebidir iştetoplumsal genel kabuller çerçevesinde aklımıza gelen ilk simge "ön yargı" olusturur. Bu illaki olumsuz olmak zorunda değildir esasen. Zamanla olumsuz anlam yüklenmiş. Hepimizin kafasında değişik kavramlar ile ilgili belirli bir şema var. Karşımıza çıkan kavramı bu şema doğrultusunda tanımlıyoruz. Bu şema ön yargılarımızı doğuruyor. Ama itiraf etmek gerekirse "fırıncı" deyince benim de aklımda aynı imge beliriyor. Sıcaktan kavrulmuş, isli beyaz atletiyle, kocaman küreğiyle ekmek pişiren adamlar
Bir dili o dili doğduğundan beri konuşandan daha iyi kimse öğretemez. Yabancı ülkelerde de aynı şey geçerli, kuzenim 5-6 sene önce amerikaya gitti kendi şirketi bünyesinde. Eşi iibf mezunu. Bir süre işsizdi nasıl bir yol izledi bilmiyorum ama şu an bir üniversitede Türk dili derslerine giriyor kadın. Kolejde yabancı dil dersine giren yabancı öğretmen de tercih sebebidir. Bu hayranlık değil dili doğru öğrenmek için gereklidir.
Şef olarak bahsettiğini bilmiyorum, tv ya da sosyal medya fenomeni takip etmiyorum. O yüzden nedir necidir, ne gibi yetkinliklere sahiptir yorum yapamam. Ne desem yanlış olur şu durumda.
Canım ablam Ahmet abinin yerinden bahsediyorsun değil mi??? Yani başka olamaz gibi gerçi abinin üç kızı da var amaO zaman bir kısmınız fırın sahibi tanımamış, fırında ekmek ustası olmak başka bir şey, fırın sahibi olmak başka bir şey.
Tanıdığım hiçbir fırın sahibini beyaz atletle görmedim, genelde orta yaşlıları kumaş pantolon gömlek giyer patron benim demek için ve zaman zaman kasayı kontrol etmek maksadıyla fırına şöyle bir gelir giderler, oğulları da tanıdığım fırıncıların çoğunun oğlu vardı, sabahtan akşama kadar arabayla fellik fellik gezer akşam üzeri babaları fırça atmasın diye fırında 1-2 saat kasada durur
Ahmet kim bilmiyorum, benim bahsettiğim de Karadenizli Rizeliydi kendisi, Allah rahmet eylesin, onun 2 kızı 5 oğlu vardı, babamın arkadaşıydı adamı evinde bile beyaz atletle görmedim sürekli pantolon gömlek giyerdi, nerede sabah orada akşam alemciydi deCanım ablam Ahmet abinin yerinden bahsediyorsun değil mi??? Yani başka olamaz gibi gerçi abinin üç kızı da var amaBirde Karadenizliler
Dil en iyi konuşarak öğrenilir ama. Ülkemizde nitelikli olarak gördüğümüz, diploması olan kaç ingilizce öğretmeni ingilizce konuşup öğretebiliyor? Ben %90’ının cümle formülü verip kelime ezberletmek dışında bir eğitim verebildiğini görmedim. Ne kendi eğitim hayatımda ne öğretmenlik hayatımda. Kendi çocuğuma yeğenime, sırf kendi ülke vatandaşım ve bilmemne üniversitesi İngiliz dili mezunu öğretmenin ingilizce (veya başka yabancı dil) öğretmesindense anadilini konuşarak öğreten bir yabancıyı tercih ederim. Bunun adı yabancı hayranlığı değil. Özellikle ilkokul seviyesinde konuşarak öğrenme çok işe yarar bir sistem. Tercihim yabancı bulunduran okul olur yakınlarım ya da çocuğum söz konusuysa.Yeterli niteliklere sahip olunmamasına rağmen verilen hatalı payelerden bahsediyorum.
Dili nasıl öğreteceğine dair hiçbir deneyimi ve eğitimi olmayan kişilerin, hiç bir eğitim ve denklik sorgulanmadan uzman ve nitelikli kadro olarak tanıtımı dahi yapıldı geçmişte.
Doğduğumuzdan beri hepimiz Türkçe konuşuyoruz diye, bu hepimizi dili ve dilbilgisini öğretecek kadar donanımlı ve yetkin kılmaz.
Farklı bölgelerde yetişmiş ve farklı şivelere sahip insanların konuşma şekillerini göstermek üzere konuşma sınıfina katılımcı olarak dahil edilmekle , öğretmenlik yapmak farklı.
Bizim de var ama Trabzonlu 3 kız 2 oğlan onlarda pastaneye döndü oradan cafe He birde üç tane fırın oldularAhmet kim bilmiyorum, benim bahsettiğim de Karadenizli Rizeliydi kendisi, Allah rahmet eylesin, onun 2 kızı 5 oğlu vardı, babamın arkadaşıydı adamı evinde bile beyaz atletle görmedim sürekli pantolon gömlek giyerdi, nerede sabah orada akşam alemciydi desonra annemden duydum ki İstanbul’un göbeğine plaza dikmiş, fırıncılıktan plaza sahibi holding işleten patrona dönmüş son zamanlarda Karadenizliler dışında da fırıncılık yapanlar var ama genelde evet Karadenizli oluyorlar.
Ama abla fırın sahibi olmak başka fırıncı olmak başkaO zaman bir kısmınız fırın sahibi tanımamış, fırında ekmek ustası olmak başka bir şey, fırın sahibi olmak başka bir şey.
Tanıdığım hiçbir fırın sahibini beyaz atletle görmedim, genelde orta yaşlıları kumaş pantolon gömlek giyer patron benim demek için ve zaman zaman kasayı kontrol etmek maksadıyla fırına şöyle bir gelir giderler, oğulları da tanıdığım fırıncıların çoğunun oğlu vardı, sabahtan akşama kadar arabayla fellik fellik gezer akşam üzeri babaları fırça atmasın diye fırında 1-2 saat kasada durur
Adam çalışkan işini büyütebilecek kapasiteye sahip biriyse fırıncılık ölmeyecek bir iş, iyi kazandırır vs ama bir yandan da kafa yapılarının, hayat görüşlerinin vs uyuşması denk olması da lazım.Bizim de var ama Trabzonlu 3 kız 2 oğlan onlarda pastaneye döndü oradan cafe He birde üç tane fırın oldular
O yüzden ben vizyonluysa evlenebilir diyorum, zamanla o pastaneye dönüşür neler neler olur
Hatta üni mezunu kadınla lise mezunu adam çok mutlu bla bla kesin söylenmiştir. Mutluluğun sırrı adamın lise mezunu olmasında halbuki. Biz düşünemedikOkumadım yorumları. Her eğitim denkliği konusunda olduğu gibi eğitimsizleri yüceltip eğitimin ne kadar yersiz ve gereksiz olduğunu yeterince söylemişsinizdir inşallah. Hele ki çok para kazanan ilkokul mezunu arkadaş/akraba örnekleri verilmediyse çok bozulurum yeminlen.
Sahibi değilse ekmek ustasıdır, ustalar atletli olabilir :))) ki burada sıcaklık 41-42 derece olmasına rağmen ustaları bile beyaz atletle görmüyorum, patron hepsine beyaz önlük giydirmiş adamlar sıcaktan çatlasa da o önlükler üstlerinde çünkü şeffaflık olsun diye imalathaneyle satış kısmı arasında hiçbir duvar, paravan vs yok, fırına girince direkt sıcaktan pişmiş ekmek ustalarını görüyoruz, ay yazık aklıma geldi şimdi zor iş valla.Ama abla fırın sahibi olmak başka fırıncı olmak başka
Tabi ki. Lise mezunu ama çok zengin adamlar tiyatroya konsere gidiyor ve sitede oturuyor diye övüldü dün gece çok şükürHatta üni mezunu kadınla lise mezunu adam çok mutlu bla bla kesin söylenmiştir. Mutluluğun sırrı adamın lise mezunu olmasında halbuki. Biz düşünemedik
Okumuş birinin kıymetsiz olduğu, eğitimsizin cahilin göklere çıkarıldığı başka bir ülke yoktur gerçektenTabi ki. Lise mezunu ama çok zengin adamlar tiyatroya konsere gidiyor ve sitede oturuyor diye övüldü dün gece çok şükür
Maalesef. Bizim milletin aklı fikri hatta tek kriteri para olmuş. Para kazanıyorsa tamamdır çok kazanıyorsa daha da tamamdır.Okumuş birinin kıymetsiz olduğu, eğitimsizin cahilin göklere çıkarıldığı başka bir ülke yoktur gerçekten
Bu devirde genç bir insanın okumamış olmasından daha vizyonsuz bir şey görmedim gerçekten. Adım başı üni var,sınırsız imkan var. Hala lise mezunu kalmak büyük bir başarı. Anca varsa yoksa para. Anamızı boyayıp babamıza satarız yeter ki işin ucunda para olsunMaalesef. Bizim milletin aklı fikri hatta tek kriteri para olmuş. Para kazanıyorsa tamamdır çok kazanıyorsa daha da tamamdır.
Ama abla ekmek ustasına kimse "ekmek ustası"demiyor ki onun adı halk nazarında "fırıncı"Sahibi değilse ekmek ustasıdır, ustalar atletli olabilir :))) ki burada sıcaklık 41-42 derece olmasına rağmen ustaları bile beyaz atletle görmüyorum, patron hepsine beyaz önlük giydirmiş adamlar sıcaktan çatlasa da o önlükler üstlerinde çünkü şeffaflık olsun diye imalathaneyle satış kısmı arasında hiçbir duvar, paravan vs yok, fırına girince direkt sıcaktan pişmiş ekmek ustalarını görüyoruz, ay yazık aklıma geldi şimdi zor iş valla.
Fırın sahiplerinin çalışma saati var bu arada, onlar patron ve eğer fırında bizimkiler gibi kalabalık bir ekip çalışıyorsa patronlar sadece arada gelip gidiyor, asıl ekmek ustasının çalışma saatleri fena, sabaha karşı hamur başında olmak zorundalar
Dil en iyi konuşarak öğrenilir ama. Ülkemizde nitelikli olarak gördüğümüz, diploması olan kaç ingilizce öğretmeni ingilizce konuşup öğretebiliyor? Ben %90’ının cümle formülü verip kelime ezberletmek dışında bir eğitim verebildiğini görmedim. Ne kendi eğitim hayatımda ne öğretmenlik hayatımda. Kendi çocuğuma yeğenime, sırf kendi ülke vatandaşım ve bilmemne üniversitesi İngiliz dili mezunu öğretmenin ingilizce (veya başka yabancı dil) öğretmesindense anadilini konuşarak öğreten bir yabancıyı tercih ederim. Bunun adı yabancı hayranlığı değil. Özellikle ilkokul seviyesinde konuşarak öğrenme çok işe yarar bir sistem. Tercihim yabancı bulunduran okul olur yakınlarım ya da çocuğum söz konusuysa.
Aksan öğrenmenin gerekli olduğunu düşünmüyorum. Türk aksanıyla yabancı dil konuşulabilir eğer uzun yıllar o ülkede yaşayıp o dile maruz kalınmadıysa. Bu aksan mevzusu sadece bizde önemseniyor. Yurt dışına çıkmış ya da farklı milletlerden insanlarla ortak bir dilde konuşmuş kişiler bilirler ki her millet kendine özgü aksanıyla konuşur yabancı dili.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?