Roxxett'den Seçmeler

170 - İşlem Tamam

Ormanda dolaşan 2 avcıdan biri birden bire yere düşer. Arkadaşı, düşen adamın
nefes almadığını ve gözlerinin ferinin söndüğünü görür.
Bunun üzerine telefonla acil yardımı arar. “Arkadaşım öldü, ne yapabilirim” diye
sorar.
Telefondaki ses yanıtlar: “Sakin olun. Size yardım edebilirim. Ama önce
arkadaşınızın ölüp ölmediğinden emin olalım.”
Telefonda bir süre sessizlik olur ve bir silah sesi işitilir.
Avcı telefonu tekrar eline alır ve şöyle der: “Evet, tamam. Şimdi ne
yapacağım?”


171 - 9 Ay

Afrika`da oturan bir Alman`ın yanında çalışan zenci uşak, efendisinden izin
istedi:
- Bana izin verecek, karım doğuracak çocuk.
Efendisi izin verdi. Zenci on gün sonra geri geldiği zaman efendisi sordu:
- Karın oğlan mı, kız mı doğurdu?
Zenci ağzı kulaklarına vararak güldü ve şu cevabı verdi:
- Bu belli olacak, dokuz ay sonra!..


172 - Taş Fırın Erkeği

Şehrinde çok kılıbık erkek bulunduğuna inanmayan Padişah bu konuya aydınlık
getirmek ister ve şehrin bütün erkeklerini toplatarak :
- Meydana iki çadır kurdurdum, biri siyah biri beyaz... Karısından korkan, dayak
yiyen, laf geçiremiyen beyaz çadıra. Karısından korkmayan hergün döven, yani
taş fırın erkekleri siyah çadıra...
Erkeklerin hepsi light çıkar ve beyaz çadıra girer. Sadece bir erkek siyah çadıra
girer. Padişah sevinir:
- Oh be, bir delikanlı çıktı... Hele getirin su taş fırın erkeğini de bi tebrik
edeyim...
Adam gelir, Padişah sorar:
- Helal sana, nasıl oldu da girebildin o çadıra?
- Padişahım, karım sıkı sıkı tembih etti. "Sakın kalabalığa girme" dedi...


173 - Topun Hacmi

Bir matematikçi, bir fizikçi ve bir mühendise bir kırmızı top verip bunun hacmini
nasıl bulacaklarını sormuşlar. Matematikçi, bir mezura ile etrafını ölçüp formülle
yarıçapını hesapladıktan sonra diğer bir formülle yarıçapından hacmini bulacağını
söylemiş. Fizikçi ise topu suya batırıp yer değiştiren suyun hacmini ölçerek
topun hacmini bulabileceğini söylemiş. Top son olarak mühendisin eline verilmiş,
mühendis topu şöyle biraz çevirip bakmış ve sonra:
- Bana kırmızı toplar kataloğunu bulun...


174 - Abluka

Amerika`da yaşayan ünlü bir mafya babasının karısı doğum yapacakmış.
Hastaneye kaldırmışlar. Doktorlar, hemşireler etrafında pervane. Kadını
doğumhaneye almışlar. Kadın ikiz doğuracakmış. İlk çocuk gelmeye başlamış,
çocuk kafasını çıkarınca etraftaki kalabalığı görür görmez hemen bağırmış:
- Hey Joe, önkapıyı tutmuşlar, arka kapıdan kaçalım...
 
175 - Manyak

Yolcu gemisi okyanusta ıssız bir adanın yanından geçerken yolcular uzun sakallı
üstü başı yırtık sıska bir adamı farketmişler. Adamcağız sahilde oradan oraya
koşuyor, çılgın gibi ellerini sallıyor, zıplıyor, bağırıp çağırıyormuş.
Yolculardan biri sormuş:
- Kim bu kaptan?
- Bilmem... Her sene buradan geçeriz, her seferinde de bu manyak böyle kafayı
üşütür...


176 - Yemek Kalmadı

Leyla, ağacın altına oturmuş resim yapıyordu. Babası kızın elindeki bomboş
kağıdı görünce sordu:
- Leyla, ne resmi yapıyorsun bakayım?
- Çimenlikte bir keçi resmi.
-Çimenler nerede?
- Keçi hepsini yedi.
- Ya keçi?
- Yiyecek bir şey kalmayınca o da gitti.


177 - Diz Bağı

Hoca camide vaaz verirken, "Karılarından korkanlar ayağa kalksın" der. Tüm
cemaat kalkar yalnız içlerinden biri kalkmaz. Hoca nedenini sorunca o da:
- Hocam karı lafı duyunca dizlerimin bağı çözüldü de ondan! der...


178 - Amerika

New York`da küçük bir çocuğu azgın bir köpeğin dişlerinden kurtaran ve
hayvanı boğan iri yarı delikanlının yanına koşan gazete muhabiri sormuş:
- Kahraman Amerikalı çocuğun hayatını kurtardı, diye yazabilir miyim?
- Ben Amerikalı değil Pakistanlıyım, demiş adam.
Ertesi gün New York Times`da manşet:
"Köktendinci Müslüman, Central Park`ta bir köpeği boğdu. FBIolayın El Kaide
bağlantısını araştırıyor..."
 
179 - Kabahat

Padişah vezirini çağırmış, "Bana öyle bişey yap ki özrün kabahatinden büyük
olsun" demiş. Aradan bir kaç gün geçmiş vezir ile padişah merdivenlerden aşağı
iniyorlarmış. Vezirpadişaha parmak atmış ve Padişahın gözleri faltaşı gibi açılmış
hiddetle vezire dönmüş. Vezir:
- "Pardon padişahım sizi Valide Sultan sandım..." demiş.


180 - Napolyon

Napolyon düşman askerlerinden kaçarken, bir bakkal dükkanına girmiş. Bakkala
kendisini saklamasını emretmiş. Bakkal Napolyon`u saklamış ve gelen
düşmanları "Koşarak şu tarafa kaçtı." diye savuşturmuş.
Napolyon un muhafızları yetişmişler. Bakkal Napolyon`a:
- Çok merak ettim,ölümle bu denli burun buruna gelmek nasıl bir duygu?
Napolyon birden öfkelenmiş ve askerine adamı kurşuna dizmelerini emretmiş.
Askerler bakkalın gözünü bağlayıp, karşısına dizilmişler. Mermiler namlulara
sürülmüş, artık "ateş" emri verilecek. Adamcağız içinden "Ah, ne yaptın sen?
Şimdi ölüp gideceksin" diye düşünürken, arkadan bir çift el uzanmış, gözündeki
bağı açmış. Karşısında Napolyon varmış. "İşte böyle bir duygu!" demiş.

181 - Öpücük

Görünüşü ihtiyar ama kalbi kıpır kıpır olan ihtiyar manifaturacılık yapıyor, geçinip
gidiyormuş. Günlerden bir gün içeri bir afet girmiş. Ve sormuş:
- Kumaşın metresi kaça?
İhtiyar yaradana sığınmış:
- Metresi bir öpücüktür, dudaktan.
Kız kararsız:
- On metre alayım bari,
Ihtiyarın gözler fıldır fıldır.
On metreyi saniyede keser, kıza uzatır; hesabı ister.
Kız kapıya doğru seslenir:
- Büyükanne hesabı öder misin?
 
182 - İtiraf

Bir Fransız ölüm döşeğinde yatmakta,karısı başucunda gözyaşı dömektedir.
Adam zorlukla konuşur:
- Bak karıcığım ben ölmek üzereyim. Bir itirafta bulunacağım;seni aldattım.
Kadın cevap verir:
- Biliyorum... Yoksa seni niye zehirliyeyim ki?


183 - Şöför

Bir gün taksiye binen bir müşteri şöföre birşey sormak için hafifçe omuzuna
dokunur. Şöför bir çığlık aıip, direksiyonun kontrolunu kaybeder, bir otobüse
çarpmak üzereyken direksiyonu kırar, kaldırıma çıkıp, bir vitrinin önünde arabayı
durdurur ve arkaya dönüp müşteriye bağırır:
- Hayatta bir daha bunu yapmayın!
Müşteri ise sakinlikle bir ufacık dokunmanın onu bu kadar korkutup sıçratacağını
düşünemedigini söyler. Bu arada kendini toparlamış olan şöför, müsteriye
dönüp:
- Haklısınız, aslinda sizin kabahatiniz yok... Bugün benim ilk taksi söförlüğüm,
25 senedir cenaze arabası şöförüydüm...


184 - Kırkayak

Taksi şöförü adamın birisine çarpmış ve adamın ayağı kırılmış. Mahkeme taksi
şöförünü suçlu bulmuş ve yüklüce tazminat ödemeye mahkum etmiş.
Taksi şöförü adama dönerek:
- Sen beni Sabancı mı? zannettin be adam ben fakir bir şöförüm...
Ayağı kırılan şöföre:
- Sen beni ne yani KIRKAYAK mı zannetttin? Bende iki ayaklı bir insanım...
 
185 - Boşanma Sebebi

İki arkadaş oturmuş muhabbet ediyorlardı:
- Karın seni neden boşadı yahu?
- Bir gün çorapların ne kadar kırışmış dedim.
- Yok canım... Bunun için boşanmışolamaz bence...
- O gün çorap giymemiş de ondan...


186 - Kulube

Adam ormanda yolunu kaybetmiş. Saatler sonra içinde ışık yanan bir kulübeye
rastlamış. Kapısını çalmış.
- Kimse yok mu?
"Var" diye seslenmiş bir çocuk içeriden.
- Baban oradamı?
- Az önce çıktı.
- Annen?
- O da babamdan önce buradaydı.
- Peki birlikte oturmuyor musunuz?
- Evet ama burada değil, burası tuvalet!..

87 - İstek

Baba, gelinlik çağına gelmiş kızını yanına çağırdı:
- Kızım müjde, geçen gün seni görmeye gelen genç seni benden istedi.
Kız yapmacık ağlamaya başladı.
- Ah babacığım, ben annemsiz ne yaparım?
Baba zevkle atıldı:
- Onu da götür kızım, onu da!..


188 - Rüya

- Her gece tüyler ürpertici bir rüya görüyorum.
- Ne görüyorsun anlatsana?
- Brigitte Bardot, odama giriyor.
- Kardesim bunun neresi korkunç?
- Sorma birader, kapıyı öyle bir kapatıyor ki odaya girdikten sonra, hemen
uyanıyorum!..
 
189 - Şapka

Adam şapka almak için bir dükkana girmişti. Satıcı en güzel şapkayı çıkarıp
gösterdi müşterisine. Müşteri fiyatını sordu:
- 400 Dolar efendim.
- Peki bu şapkanın delikleri nerede?
- Delikleri mi? Nasıl yani anlayamadım?
- Tabii kardeşim, bu şapkaya 400 Dolar verecek eşşek, kulaklarını nereden
çıkaracak?..


190 - Anlamak

- Kardeşim, şu kadınlara bir türlü aklım ermiyor.
- Neden?
- Yahu bu kadar parayı ne yaparlar bilmem. İçki içmezler, sigara kullanmazlar,
kadın dersen kendileri kadın...


191 - Kusur

- Ben ne içki içerim, ne kumar oynarım, ne sigara kullanırım, ne de kadınlarla
kızlarla düşüp kalkarım.
- Yahu senin hiç kusurun yok mu allahaşkına?
- Var tabii, biraz yalancıyım...


192 - Başlangıç

Kadın alışverişten dönmüştü. Hemen yeni aldığı elbiseyi giydi ve kocasının
karşısına geçti :
- Nasıl beğendin mi?
- Felaket, zaten sen nerede acayip birşey varsa onu bulursun.
Kadın gergin dudaklarının arasından tısladı :
- Evet haklısın, başlangıcı seninle yaptım!..
 
193 - Bir Umut

Adam kaynanası ile Avrupa turuna çıkacaktı. Arkadaşı buna çok şaşırdı :
- Hep kaynanandan yakınırdın, başımın etini yiyor, dünyayı zindan ediyor diye...
Şimdi birlikte Avrupa`ya gidiyorsunuz...
- Sık sık Avrupa`yı görmeden ölmem der. Benim ki bir umut işte...


194 - Opera

Adam karısının zoruyla operaya gitmişti. Oyun sırasında kadın koluyla adamı
dürtüp fısıldadı:
- Bak önümüzdeki kadın uyukluyor...
Adam tıslayarak cevapladı:
- Bunu söylemek için mi uyandırdın beni?


195 - Tren

Treni son anda kaçırmışlardı. Adam kaçan trenin arkasından bakıp karısına
söylenmeye başladı:
- Biraz elini çabuk tutup giyinseydin treni kaçırmayacaktık!..
Kadın son derece rahat cevap verdi:
- Sen de iki ayağımı bir pabuca sokmasaydın, bir sonraki tren için bu kadar çok
beklememiz gerekmeyecekti.


196 - Mutlu Etmek mi?

Komşusuna kocasını çekiştiriyordu:
- Artık ona tahammul edemiyorum. Beni deli ediyor.
Komşusu öneride bulundu:
- O zaman neden ondan ayrılmıyorsun?
- Delirdin sanırım, yirmi yıldansonra onu mutlu edemem!..


197 - Tarife

Tren bekleyen adam, gitgide sabırsızlanıyordu. Sonunda dayanamadı, istasyon
şefine sordu:
- Allahaşkına, tarife ne işe yarar?
Şef sırıtarak cevap verdi:
Beyim, tarife olmasaydı, trenin geciktiğini nasıl anlayacaktınız?
 
198 - Harçlık

Küçük çocuk, anne-babasının yatak odasına girdi, adam ve kadın yatakta
yatıyordu. Ufaklık hemen söze girdi:
- Baba, 5 milyon verir misin? Aaaa, sen Kaan amcasın! Bana 500 milyon
verebilir misin?

199 - Heyecan

Engin koşarak eve geldi, kapıyı açan karısına:
- Hemen perdeleri ve ışıkları kapa.
Karısı ışıkları ve perdeleri kapadı ve Engin`in onunla birlikte olmak istediğini
düşünerek aceleyle soyunarak yatağa girdi. Engin karanlıkta heyecanla
karısına kolunu uzattı:
- Bak, yeni saatimin fosforlu kadranı ne kadar güzel değil mi?


200 - Denemek

Anne odaya girdi ve kızını erkek arkadaşıyla yatakta samimi bir pozisyonda
yakaladı ve:
- Şunu söylemeliyim, ben şimdiye kadar hiç...
Ufaklıklar kıkırdadı:
- En azından bir kez denemelisin!..


201 - Bekçi

Telefon uzun uzun çalmaya başlayınca bekçi baktı:
- Alo,buyrun!
- Hayrettin orada mı?
- Yok efendim!
- Ne zaman gelir acaba?
Bu soruyu bekçi gülerek yanıtladı:
- Allah bilir vallahi!
- Pekiorası neresi?
- Karacaahmet Mezarlığı...
 
202 - Deliller Nerede?

Birleşmiş Milletler Bush a sorar:
- Irak ın kitle imha silahları olduğuna dair deliliniz nedir?
Bush cevaplar:
- Faturalarını sakladık...


203 - Şaşı

- Kardeşim, şaşı bir kadın senin hoşuna gider mi?
- Ne münasebet!
- Peki ağzı kokan?
- Nefret ederim!
- Çarpık bacaklı?
- Tiksinirim!
- Göğüsleri dizine sarkan?
- Ayyyyy!
- Peki o halde karıma neden asılıyorsun?


204 - Karımı Kaybettim

Adam, tıklım tıklım dolu bir hipermarkette, alışveriş eden çok güzel bir kadına
yaklaştı:
- Benimle biraz konuşur musunuz? Karımı kaybettim. Onu bulmalıyım...
Güzelkadın şaşkın, sordu:
- Karınızı kaybetmenizle, benimle konuşmanız arasında ne ilişki var?
Adam izah etti:
- Ne zaman güzel bir kadınla konuşsam, mutlaka bir yerden çıkargelir benim
karım!..

205 - Dolmuş

Dolmuşun arka dörtlü koltuğunda oturan adam, solunda oturan genç kadından
kaçınmak için diğer yanındaki yolcuyu iyice sıkıştırmıştı. Yolcu daha fazla
dayanamadı:
- Beyefendi, yanınızdaki hanım karınız mı?
Adam şaşkınlık içerisinde yanıtladı:
- Hayır...
- Öyleyse ne kaçıp duruyorsun kardeşim? Üstüme üstüme gelme de rahatça
oturalım şurada!..


206 - Slip

Ebru iççamaşır satan bir mağazaya gitmiş. Satıcıya don almak istediğini
belirtmiş. Modellere bakmak istemiş. Satıcı sormuş:
- Slip mi giyersiniz?
Ebru cevap vermiş:
-Sanane kardeşim ister silip giyerim ister silmeden giyerim!.. Alla alla!..


207 - Siyaset

İki emekli parkta güvercinlere yem atıyorlardı. Birincisi:
- Şu güvercinlere ne zaman yem atsam siyaset adamlarımızı hatırlıyorum...
Diğeri:
- Neden?
- Yerde dolaşırlarken elimizden yiyorlar. Havalanınca kafamıza ediyorlar...


208 - 42 Yıl

İki adam yolun iki tarafından birbirlerine doğru yürüyolarmış. İkisi de diğerinin
sağ ayağını sürüyerek geldiğini farketmiş ve karşı karşıya geldiklerinde
birbirlerine bakmışlar... Önce biri sağ ayağını işaret ederek şöyle demiş:
- Vietnam, 42 yıl önce...
Bunun üzerine diğeri de kendi sağ ayağını işaret etmiş:
- At pisliği… 20 adım geride...
 
- Fare misin Yoksa Insan mi?

Adamin biri kendini fare zannettigi için akil hastenesine düsmüs. Tedavisi
bittikten sonra doktor sormus. Simdi sen bir fare misin yoksa insan mi?
Deli : Fare olur mu doktor bey ben bir insanim.
Doktor : O zaman artik gidebilirsin iyilestinartik demis. Deli kapidan çikmis
ve imdaaaaaat diye bagirarak tekrar içeri girmis doktor ne oldu demis...
Deli : Bir kedi gördüm de ondan korktum demis.
Doktor : Sen hani sen artik kendini bir fare zannetmiyordun demis.
Deli : Ben fareolmadigimi biliyorum da kedi nerden bilsin demis...


2 - Miyav Dedik ya

Iki deli, akil hastahanesinden kaçmaya karar vermisler. Gece vakti hizli bir
sekilde duvardan atlayarak bosluktaki tarlaya çikmislar. Tellerin arasindan
sürünerek ilerlerken bir bekçi bunlarin hisirtisini duymus. Hemen bagarmis :
- Kim varorada?
Delilerden biri hemen :
-Miyav, miyavvv...
Diye seslenmis. Hisirtiyi kedinin çikardigini sanan bekçi tam geri dönecekken
deliler yine sürünmeye ve hisirtilar çikartmaya baslamislar. Bekçi hemen
dönmüs ve bagarmis :
- Kim var orada?
Iyice sinirlenen deli :
-Miyav dedik ya len...


3 - Saglik Bakani

Akil hastenesini gezen saglik bakani bir hastanin yanina yaklasmis. Hasta ona
bakmis,
- Yeni mi düstün?..
- Hayir, ben saglik bakaniyim. Buraya sizleri ziyaret etmek için geldim...
- Heh heh heh, saglik bakaniymis... Bende Napolyon Bonapart, memnun oldum.


4 - Çay Sekerleri

Deli , kahveye girdiginde soluk solugaydi. Bos bir masaya oturup ocaga
seslendi :
- Bana bir çay!..
çay geldi , sekerleri atip karistirdi. Garsonadan yine seker istedi. Onlari da atip
karistirdi, yeniden istedi. Garson :
- Sekiz seker koydun çaya, dedi saskin saskin,
- Koydum ama , iste görüyürsun, hepsi eriyor!..


5 - Hamamböcekleri

Akil hastanesinden iki deliyi salivereceklermis. Doktorlar kendi aralarinda
"Sunlara son bir test yapalim da görelim akillari baslarina gelmis mi."demisler.
Bunun üzerine iki deliyi bir masa basina çagirmislar. Masanin üzerine bir
kavanoz dolusu siyah zeytin, bir kavanoz dolusu da canli hamamböcegi
dökmüsler ve "Buyrun beyler, yiyiniz." demisler. Delirlerden bir tanesi hemen
zeytinlere saldirmis, ötekisi araya girmis, "Önce kaçanlari yiyelim, öburleri nasil
olsa duruyor!"
 
6 - Sayi

Akil hastanesini gezmekte olan gazeteci, bir kogusta rastladigi hastaya sordu:
- Burada kaç kisisiniz?
Karsisindaki, elini bos ver anlaminda salladiktan sonra:
- Asil, dedi, siz disarida kaç kisisiniz?


7 - Bamya Sever

Memduha hanim kocasinin israrlari üzerine bir psikologa gitti :
- Ben bamyayi çok seviyorum. Bu yüzden de kocam bana deli diyor.
- Laf, dedi doktor. Bende çok severim bamyayi.
- Öyle mi ? Öyleyse bir gün bize gelir ne olur. Bizim evde bütünçekmeceler,
dolaplar bamya dolu. Tazesi, kurusu, konservesi... Her türlüsü var !..


8 - Tatlanmamis

Akil hastanesinin bahçesinde geziyorlardi. Durdu, havuza egilip agzina biraz
su aldi, dogrulup püskürttü. Yanindaki arkadasi sordu :
- Ne oldu?
- Sabah iki seker attim, su hala tatlanmamis.
- Elbet tatsiz olacak. Karistirdin mi ki?


9 - Gökkusagi

Iki deli, yagmurdan sonra, kumasi yirtik, pasli bir semsiyeyi açmislar, yolda
gidiyorlardi. Birincisi, gökkusagini gösterdi :
- Bak bak...
Ikinci bakti ve birden sinirlendi :
- Hükümet böyle seyler için para harciyor da, bizim gibi deliler için dogru
dürüst bir hastane bile yaptirmiyor...


10 - Saati Kurmak

Delinin biri bir gün havuza bir saat atmis ve daha sonra beklemeye baslamis.
Bunu gören diger arkadasi yaklasarak :
- Ne yapiyorsun?
- Hiç. Havuza saat attim, yüzüyor mu diye bakiyordum.
- Peki, saati kurdun mu, diye sormus digeri de.
- Hayir!
- Be deli, kurmassan nasil yüzsün?..
 
11 - Sapan

Adamin biri aklini sapanla bozmus. Nerede bir karis lastik bulsa hemen sapan
yapip evlerin camina tas atiyormus. Sonunda akil hastanesine kapatmislar. Gel
zaman git zaman adam birgün bashekimin odasina gitmis
- Ben artik akillandim. Beni çikarin, demis. Bashekim :
- Peki seni çikarirsak ne yapacaksin?
- Evlenecegim.
- Evlenince ne yapacaksin?
- Gelini alip gerdek odasina getirecegim.
- Sonra?
- Önce duvagini sonra gelinligini çikaracagim.
Doktor heyecanlanmis :
- Sonra, sonra?
- Sonra sütyenini çikaracagim.
- Eee, sonra?
- Sonra kilotunu çikaracagim.
Doktor iyice heyecanlanis artik :
- Anlat, anlat sonra?
- Kilotunun lastigini çikarip sapan yapacagim...


12 - Sinema Bileti

Adamin biri sinemaya gitmis. Giseden bilet almis ve içeri girmis. Çikmis, tekrar
almis, içeri girmis, biraz sonra tekrar çikmis ve bilet almak giseye gelmis.
Gisedeki adam dayanamayip sonunda sormus :
- Bu kaçinci biletiniz beyefendi?
Adam cevap vermis :
- Içerde bir deli var biletimi durmadan yirtiyor!..

13 - Masraf Kapisi

Iki deli, yolda giderken bir direksiyon bulunca çok sevindiler. O sevinçle saatte
160 la uzunca bir süre yol aldiktan sonra benzicinin önünde durdular. Arabayi
süren :
- Yüz bin liralik, dedi. Süper olsun.
Benzinci ikisini de tepeden tirnaga süzdükten sonra :
- Gidin isinize be!.. diye bagidi. Sizin civatalariniz gevsek !..
Ikincisi , araba kullanana döndü :
- Gördün mü! Araba masraf kapisi açti bile!..


14 - Asansör

Kadin taninmis bir psikologa danismaya gitmis ve :
- Doktor Bey, kocam kendini asansör saniyor...
Doktor :
- Peki hanimefendi esiniz niye gelmedi sizinle?
Kadin :
- Getirecegim ama bir türlü bu katta durmuyor ki...


15 - Pilot

Uçak, Yesilköy den kalkmisti. Bakirköy Akil Hastanesinin üzerinden geçerken,
pilot birden gülmeye basladi. Hostes bu gülüsün sebebini sorunca su cevabi
verdi :
-Bashekim kaçtigimi ögrenince kimbilir nasil sasiracak!..
 
16 - Kurusun Diye

Jim ile Mary akil hastanesinde iki hastadir. Birgün hastanenin yüzme havuzunun
etrafinda dolasirken Jim aniden suya atlayip en dibe batar. Bunu gören Mary
hemen ardindan atlar ve dibe kadar yüzüp Jim i kurtarir. Tabii Mary nin bu
kahramancadavranisi hastanede olay olur. Bunu duyan bashekim de Mary nin
artik iyilestigini düsünüp, hastaneden derhal taburcu edilmesi emrini verir.
Islemler yapilir, belgeler çikartilir, Bashekim ayni gün Mary nin yanina gider :
- Mary, sana bir iyi bir de kötu haberim var. Iyi haberim, yaptigin kahramanca
davranistan ötürü anladik ki akli dengen tamamen yerinde ve boylece
hastanemizden taburcu oluyorsun. Kötü habere gelince, kurtardigin hasta, Jim,
intihar etmis. Az önce odasinin banyosunda kendisini asmis sekilde bulundu.
Mary gayet sakin yanit verir :
-O intihar falan etmedi ki. Ben onu astim kurusun diye...


17 - Prova

Iki deli akil hastanesinden kaçmis. Tüm aramalara karsi kimse bu delileri
bulamamis. Doktorlar ümitlerini kestikleri an deliler çika gelmis. Doktorlar
hayretle :
- Niye geldiniz, demis. Deliler :
- Yarin kaçacagizda, onun provasini yaptik, demisler...


18 - Delinin Mektubu

Akil hastanesinde koguslari gezen bashekim, bir delinin oturmus birseyler
yazdigini görünce yanina yaklasip :
- Kolay gelsin, ne yaziyorsun?
- Mektup yaziyorum efendim.
- Yaa... Kime yaziyorsun?
- Kendime...
- Peki ne yazilimektupta?
- Ilahi doktor bey ,deli misiniz? Mektubu daha almadim ki... Içinde ne yazdigini
nereden bilebilirim?

9 - Napolyon

Napolyon akil hastanesini ziyarete gider. Delinin biri yanina gelir :
- Babalik sende kimsin?
- Ben Napolyon Bonapart im tanimadin mi?
- Üzülme bendede böyle baslamisti...


20 - Otomatik Lamba

Adam geç saatte zil zurna sarhos eve geldi. Karisi uyuyordu. Tuvalet
ihtiyacini giderdikten sonra karisinin yanina geldi ve kadini uyandirdi.
- Karicigim,
- Ne var?
- Sen ne mükemmel bir kadinsin be, birtanesin.
- Ne oldu gene?
- Ne olacak tuvaletimize o otomatik lambayi ne zaman taktirdin? Harika olmus.
- Ne diyorsun sen ne lambasi ?
- Valla ne bileyim hayatim, tuvaletin kapisini açinca isik yaniyor kapatinca
sönüyor.
Bu duyan kadin öfkeyle yerinden firladi :
- Allah belani versin pis sarhos yinemi buzdolabina isedin !..
 
21 - Zürafalara Karsi

Yanindaki adam, otobüs hareket eder etmez elindeki kagitlari küçük küçük
parçalara ayirip atmaya basladi. Saatlerce bikmadan usanmadan, yirtip yirtip
atti... Bizimki sonunda dayanamadi :
- Affedersiniz, birsey soracagim : O kagitlari nedenkoparip koparip
atiyorsunuz?
- Zürafalari kaçiriyorum.
- Disarida zürafa felan yokki!
- Gördünüz iste yararini! Yaklasamiyorlar bile!


22 - Yutturmak

Ipe bagli dis firçasina "köpegim" diyor, ardi sira sürükleyip duruyordu. Artik
doktor bile "köpegin nasil" diye sormaya baslamisti. Bir gün doktor ayni
soruyu yöneltince :
- Köpek degil o doktor bey, dedi. Görüyorsunuz iste, dis firçasi!
Doktor kendi kendine "iyilesiyor" diye giderken, arkasini döndü :
- Yutturduk be!..


23 - Yirmi Üç Oldu

Deli duvara oturmus. Elindeki oltanin ucu sokaga sarkmis...
Yoldan geçen soruyor :
- Orada balik mi tutuyorsun sen?
- Hayir, alik tutuyorum.
- Tutabildin mi bari?
- Çook... Seninle yirmi üç oldu!..
 
24 - Hasta Koca

Kadin, doktorun muayinehanesine köpegi ile geldi. Doktor :
- Sikayetiniz nedir?
Kadin basiyla köpegini isaret ederek :
- Doktor Bey, kocam birkaç aydir kendisini köpek saniyor...

25 - Duvar

Deliler hastaneden kaçacakmis. Plan yapmislar, hastanenin duvari kisa ise
üstünden atlanacak, uzunsa alti kazilip geçilecekmis. Bir deliyi duvara uzun mu
kisa mi diye bakmasi için göndermisler. Deli üzülerek gelmis :
- Arkadaslar kaçamayacagiz, duvar yok...


26 - Peygamber

Delinin biri diğer deliler arasında üstünlük kurmak için peygamber olduğunu
söyleyip diğerlerini etrafına toplamış. Fakat bir tanesi onlara yanaşmamış.
Doktorlar sormuş:
- Bak peygambervaaz veriyor, sen neden ilgilenmiyosun?
Deli şöyle cevap vermiş:
- Ben yeryüzüne öyle bir peygamber göndermedim...
 
1 - Nasil Vazgeçerim

Genç kadin doktora sikayetlerini anlatiyordu :
- Birincide yoruluyorum. Ikincide gögsümde ve bacaklarimda agrilar basliyor,
üçüncüsünde bayilacak gibi oluyorum, kalp çarpintilarim ve
nefes almam fazlalasiyor.
Doktor sordu :
- Neden birincisinden sonra vazgeçmiyorsunuz?
Genç kadın :
-Nasil vazgeçerim doktor bey, apartmanin dördüncü katinda oturuyorum...


2 - 24 Saat

Doktor hastasina o güne degin yapilan tahlillerin sonuçlarini açiklamaktadir;
-Size bir kötü, bir de daha kötü haberim var... Önce kötü haberi vereyim. Test
sonuçlarina göre 24 saatlik ömrünüz kalmis.
Adam yikilir ve doktora dönüp :
"Hayir olamaz. Buna inanamiyorum. Fakat, fakat bundan daha kötü bir haber
olamaz ki?
Doktorun yaniti kisa olur :
-Dünden beri size ulasmaya çalisiyorum...


3 - Yanlis Bacak

Doktorun biri hastasinin yanina gelir ve konusmaya baslar :
- Size bir iyi, bir de kötü haberim var. Önce kötü haberi soyleyeyim
isterseniz... Himm, maalesef yanlis bacaginizi kesmisiz... Çok üzgünüz... Ama
iyi habere sevineceksiniz!.. Öteki bacaginiz iyilesiyor...
 
4 - Dilinizi Çikartin

Hekim sikayeti dinledikten sonra kiza dönmüs, "Soyunun" demis...
"Fakat doktor" demis kiz "hasta olan ben degilim, annem..."
Doktor anneye donmus,"Dilinizi çikarin bakayim hanimefendi...".


5 - Morg

- Doktor beni morga mi goturuyorsunuz?..
- Evet.
- Ama ben daha olmedim ki...
- Olsun biz de daha gelmedik zaten....


6 - Ne Zamandan Beri

Adam ruh doktoruna gitmis,
- Bende unutkanlik basladi doktor bey, demis
- Ne zamandan beri, diye sormus, doktor,
- Ne, ne zamandan beri, doktor bey?

7 - Kahve Fali

Adamin basuru varmis. Kahve telvesi tavsiye etmisler, sürmüs ama basur
iyice azmis. Doktora gitmis, Doktor:
- Egil bakayim evladim, demis, bakmis, bakmis, sana bir kismet görünüyor,
5 vakte kadar sana bir kismet görünüyor...
 
8 - Kullanilmayan Kalp

Kati yürekliligiyle ünlü sadrazam pasadan söz ediliyordu. Pasa hastalanmis,
o sirada yanlarinda bulunan ünlü bir doktor kendisini tedavi etmisti.
Içlerinden biri doktora sordu :
- Simdi nasil?
- Iyilesiyor. Masallah, kalbi, yirmi yasinda bir gencin kalbi gibi.
Konusmalari dinleyen Tevfik Fikret kis kis güldü :
- Elbette öyle olacak. O kadar az kullanildi ki...


9 - Yaka

Hemsire, doktora hastayi gönderdi :
- Kalbini dinlemek için ne zaman egilsem, kalp atislari hizlaniyor. Ne yapsak?
- Önlügünü ilikle !..


10 - Saplak

Ilk dogumunu yaptiran stajyer doktor, yaninda kendisini izleyen hocasina
sordu :
- Nasil buldunuz hocam?
Profesör :
- Iyi, iyi... dedi. Yalniz, dogumdan sonra annenin poposuna degil, bebegin
poposuna saplak vurulur !..


11 - Korkutma Bedeli

Dis Hekimi, disçi koltugunda oturan müsterisine :
- Bu dis çekimi için sizden iki misli ücret almak zorundayim hanimefendi.
- Neden, Doktor bey?
- O kadar yaygara yaptiniz ki, bekleme odasinda müsterilerimden ikisi
çigliklarinizi duyunca hemen kalkip gittiler.
 
12 - Latince Ad

Hasta, doktora derdini anlatti :
- Sabahlari bir türlü yataktan kalkamiyorum. Canim hiç çalismak istemiyor.
- Sikayetiniz bunlar mi?
- Evet.
- Bunun adi, tembellik.
- Biliyorum, doktor. Ama patronuma hastayim demek için bunun Latince
bir adi yok mu?



13 - Terlemek Için

Tip Fakültesi nde okumakta olan ögrenciye sinavda söyle bir soru geldi :
- Hastayi hangi yöntemlerle terletirsin?
Ögrenci bildiklerini söyledi.
- Baska?
Bellegini yokladi, animsadigi baska yöntemleri de anlatti.
- Baska?
Teriçinde kalan ögrenci :
- Bütün bu yöntemlerden sonuç alinmazsa, dedi, buraya getirir, huzurunuzda
sinava sokarim...


14 - Meslek

Doktor, yanlarindan geçerken göz kirpan sarisin bombaya selam verdi. Karisi
suratini asarak dürttü :
- Nereden taniyorsun o kadini?
- Meslekten...
- Kimin meslegi? Senin meslegiden mi, onunkinden mi?..


15 - Kapi

Adam psikiyatriste giderek derdini anlatiyordu :
- Hep ayni rüyayi görüyorum : Bir kapi var, üzerinde bir yazi... Kapiyi itiyorum,
itiyorum bir türlü açilmiyor. Ter içinde uyaniyorum.
- Kapinin üzerinde ne yazili ?
- Çekiniz yazili.
- Anlasildi... Siz kapiyi çekmiyor itiyorsunuz... Çekin de açilsin...
 
16 - Teskilat

Amerika da bir asker, arkadasi ile yolda giderken elindeki çakisi ile parmagini
kesti. Biraz ötede bir dispanser vardi. Asker :
- Ben surada pansuman yaptirayim, dedi.
Içeri girince karsisina iki kapi çikti. Birinde -Hastaliklar-, ötekinde-Yaralar-
yazili idi. -Yaralar- kapisindan girdi. Yine önünde iki kapi. Birinde -Et-, ötekinde
-Kemik- yaziyordu. -Et- kapisindan girdi. Yine iki kapi. Birinde -Önemli-,
ötekinde -Önemsiz- yazilari vardi. -Önemsiz- kapisindan girince kendini
sokakta buldu. Arkadasi sordu :
- Nasil iyi baktilar mi?
- Hayir; ama teskilat dehset!..


17 - Dalgin Doktor

Hemsire hastalarin muayine edildigi kanepede uyuyor, doktor masasinda bir
tip kitabini okuyordu.
Doktorun karisi sessizce içeri girdi, kocasina arkadan yaklasti, siki siki sarilip
öptü. Doktor kadinin elinden kurtulmaya çalisarak :
- Görüyorsun ki çalisiyorum sevgilim, dedi. Daha yarim saat önce çilginca
sevistik. Simdi biraz da çalismama izin ver...


18 - Plajin Yararlari

Adam, aile doktorlarina telefon etti :
- Doktor bey, karima pilaj tavsiye etmistiniz. Hem sagligi açisindan yararli,
hem de çocugunun olmasi için demistiniz. Bütün bir yazi plajda geçirip döndük,
ikimiz de hiç yararini görmedik.
Doktor:
- Göremezsiniz elbet, dedi. Ben plaja birlikte gidin demedim ki. Karinizin plaja
yalniz gitmesini tavsiye ettim...


19 - En Çok Bekleyen

Doktor, mauyenehanesine geldi, çantasini birakip önlügünü giydi, bekleme
odasinin kapisindan basini uzatip seslendi :
- En çok kim beklediyse sira onun, gelsin.
Bekleyenlerden biri ayaga kalkti :
- Öyleyse sira benim, doktor bey. Altiay önce aldiginiz televizyonun taksiti
için gelmistim!..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…