Roxxett'den Seçmeler

Delinin biri sinemaya girip, filmi seyretmek istiyordu. Gişeden biletini aldı. Birkaç dakika sonra gelip bir tane daha aldı. Sonra bir bilet daha, bir daha... Gişedeki görevli dayanamadı; "Karaborsa yapıyorsun galiba. Bu kaçıncı bilet alışın?" Deli; "İçeride bir deli var." dedi.
"Tam kapıdan girince biletimi yırtıyor. Bende gelip yenisini almak zorunda kalıyorum!"
 
Nasıl yağmur nasıl fırtına, adam bir taksiye el kaldırır, taksi durur.. Adam gideceği yeri söyleyince, taksici kızarak "ohoo orası çok yakın alamam seni" der ve gazlar gider.. Adam çok bozulur ama sonra bir sekilde evine gitmeyi başarır.. Ertesi gün şans eseri bir bakar ki, dün geceki taksici, evinin önündeki taksi durağındadır ve üçüncü sıradadır.. Hemen plan yapar ve ilk taksi söförüne yanaşır: - Ataköye kaça götürürsün ?" - 5 milyon - Sana 20 milyon veririm ama bir kere verirsin. - Hadi be sapık mısın, defol.. Adam bu cevabı alınca ikinci sıradaki taksiye yanaşır - Ataköye kaça götürürsün ? - 5 milyon - Sana 20 milyon veririm ama bana bir kere verirsin - vay sapıkkk vayy defol sıra üçüncü taksiciye yani bizim taksiciye gelmistir.. Adam yanaşır: - Ataköye kaça götürürsün ? - 5 milyon - Peki sana 20 milyon veririm ama bir sartım var - Nedir ? - Giderken diğer taksicilere el sallıyacaksın - Ayıbettin abi tabii...
 
LEZZET TESTİ:
Adamın biri birgün ekmeğin arasına yay koymuş ve bir ısırık almış. Görenler ne yapıyorsun diye sormuşlar. Adam yayla lezzet testi yapıyorum demiş.


FARK:
Küçük John okuldan eve gelir ve üzgün bir sekilde, Matematik
dersinden 1 aldim der. Babasi hemen sorar, Neden ? Ögretmen 3x2 kaç eder? diye sordu, ben de 6 dedim. Babasi hemen oglunu tasdikler ve
Fakat bu dogru der. Ondan sonra da ögretmen 2x3 kaç eder? diye sordu.
Has ******, ne farki var ki ?
Ben de ögretmene aynisini söyledim..
 
Temel ormanda ağaç kesiyormuş, o sırada çevreciler de ormanda yürüyüşe çıkmışlar, Temel'i bu vaziyette görünce bir güzel pataklamışlar... Temel üstü başı perişan halde köye dönerken Dursun a rastlamış, Dursun;
-Ula Temel bu ne hal böyle? diye sormuş, Temel de anlatmış;
- Ormanda ağaç keseydum, birden kalabaluk pir grup Doğan'ın yengesini bozmişum diye dövdü peni, halbuki ne Doğan'ı taniyruuum, ne de yengesuni..
 
SEKS DERSİ
Oglan (O) : Baba sex neden zevklidir?
Baba (B) : Bak oglum sex burnunu karistirmaya benzer.Burun her zaman parmaktan daha cok zevk alir.
O : Neden kadinlar tecavuz edilmekten nefret
ederler?
B : Sen sokakta yururken biri gelip burnunu karistirsa hosuna gider miydi?
O : Baba neden bayanlar adet gunlerinde sex yapamazlar?
B : Burun kanasaydi karistirabilir miydin?
O : Erkekler neden prezervatifle sex yapmaktan hoslanmazlar?
B : Eldiven giyip burnunu karistirmazsin heralde.
O : Baba neden sex ozeldir?
B : Sinifin onunde burnunu karistirmazsin degilmi?
O : Baba sen supersin yaa!....


10 kişiyi öldürmekten ömür boyu hapis mahkumu olan adam hapisten kaçar. Kaçarken önüne çıkan bir eve girer ve yataklarında uyumakta olan bir çifti esir alır. Adamı bir sandalyeye, kadını da yatağa bağlar. Bir an etrafına bakınıp kadının üstüne atlar ve boynunu öpmeye başlar. Aradan bir dakika bile geçmez, mahkum yeniden ayağa fırlar ve odayı terkeder. Bunun üzerine adam karısıyla konuşmaya başlar;
- "Sevgilim, bu adam yıllardır kadın görmemiş. Boynunu nasıl öptüğünü gördüm. Sanırım geri gelince seninle birlikte olmak isteyecektir. Aman ne derse yap, onu sinirlendirme, sadece memnun olmasını sağla'ki burdan sağ çıkabilelim. Unutma hayatımız buna bağlı. Dayanıklı ol ve unutma, seni seviyorum!".
Kadın bu sözler üzerine gülümser ve sakince konuşur;
- "Haklısın sevgilim bu adam yıllardır kadın görmemiş ama o sırada benim boynumu öpmüyor, kulağıma senin çok yakışıklı olduğunu, seni çok beğendiğini söylüyordu. Hemen ardından'da bana vazelinin banyoda olup olmadığını sordu. Dayanıklı ol ve unutma, bende seni seviyorum!"...


Bir gün,nasrettin hoca,konya'ya gitmiş.
Camide vaaz verirken:
-ey müslümanlar demiş,sizin kentinizin havasıyla bizim akşehir'in havası birdir.
Vaazı dinleyenlerden biri:
-nereden biliyorsun hoca'm?diye sormuş.
Nasrettin hoca:
-akşehir'de ne kadar yıldız varsa,konya' da da o kadar var, yanıtını vermiş.

TESBIH
Bir gun Hoca, yol ustu bir hana inmis. Nuh Nebi'den mi kalmis, Kaalubela'dan mi? Her ne ise.. Her tarafi delik desik olmus; adeta cokmeye bir basi kalmis. Hoca'nin yuregine bir korkudur dusmus ama, ne desin? Nihayet bir soz arasinda:
"Yahu, bu senin tavan da ne kadar gicirdiyor be, besik mi mubarek!" diyecek olmus ama, hanci baba hic orali olmamis; sozu sakaya bogarak;
"Agzini hayra ac Hoca, bu gicirti besik gicirtisi degil; tavan tahtalari Hak'ka tesbih cekiyor!" demis.
Hoca'nin kozu kullenirmi? Gozlerini hancinin gozune dikerek;
"Peki ama, demis; ya bu tavan boyle tesbih ceke ceke aska gelip de secdeye kapanirsa, bizim halimiz nice olacak!"

ISIKSIZ KALIRIZ
Akıl hastanesinde bir gün delilerden biri koşarak doktorun yanına gelmiş:
"Doktor bey çabuk bizim koğuşa gelin", demiş.
Doktor gitmiş, delilerden bir tanesi kendini ayaklarından tavana asmış öylece duruyor.
Doktor, "ne bu" diye sormuş.
Doktoru çağırmaya giden deli cevaplamış:
"Doktor bey bu zır deli kendisini ampul sanıyor".
Doktor kızmış:
"Olur mu öyle şey hemen indirin onu aşağıya".
Yine aynı deli:
"Doktor bey o zaman da biz ışıksız kalırız".
 
polisin biri çocuk parkından geçerken kumda oynayan çocuğun başını okşar napıyosun bakiyim sen öyle diyede bir soru sorar, çocukta polis yapıyorum polis amca der. nasıl yapıyorsun peki diye sorunca çocukta kuma su katıyorum çamur oluyo b.k katıyorum polis oluyo der. polis kızar ama bişey diyemez sonuçta küçük çocuk, ertesi gün polisle çocuk arasında yine aynı konuşma polis yine bozulur yine bişey diyemez,ertesi günçocuk yine parkta polis yine ordan geçerken çocuğa aynı soruyu sorar çocuk bu sefer asker yapıyorum polis amca der tabi polis rahat bi nefes alır söyle bakalım nasıl asker yapıyorsun der çocukta kuma su katıyorum çamur oluyor şekil veriyorum asker oluyor der, polis e hani b.k katmıyormusun diye sorunca çocukta şöyle cevap verir yok amca b.k katınca polis oluyor.
 
köyden geçmekte olan bir doktor köyde bir cenaze olduğunu öğrenir.
köy meydanındakilere sorduğunda,dul fatma adında geç bir köylü kadının
öldüğünü söylerler.cenaze muhtarlıktadır doktor muhtarın odasına
gider.köyün imamı ve muhtar odadadır doktor dul fatmaya ne olduğunu nezaman öldüğünü sorar muhtarla imama.dul fatmanın yeni ölmüş olduğunu
ve içerdeki odada yattığını söylerler.doktor"durun birde ben bakayım
der ve odaya girer odanın kapısını kapatır,muhtarla imam da dışarda
kalır ama anahtar deliğinden içerye bakarlar.doktor içerde dul fatmanın
yatakta yattığını üzerinede beyaz bir çarşaf örtüldüğünü görür.doktor
çarşafı kaldırır nabzını kontrol eder. nabız atıyordur dul fatma ölmemiş bayılmıştır. üzerindeki örtüyü tamamen kaldırır ve dul fatmanın güzel vücudundan çok etkilenir. orda fatmayla ilişkiye girer.sarsıntıdan fatma ayılır ve
birlikte odadan çıkarlar.içerde olanları imam ve muhtar anahtar
deliğinden seyretmiştir.fatmanın ölmemiş olmasına sevinirler ve doktor köyden
ayrılır Aradan bir kaç ay geçtikten sonra doktor yine aynı köyden
geçmektedir.köy meydanına geldiğinde köyün imamının öldüğünü öğrenir,hemen
muhtarın odasına gider muhtar çok üzgündür.imam içerde odada boylu boyunca
uzanmaktadır.doktor içeri girip imamı görmek isteyince muhtar bitkin üzgün bir sesle doktora seslenir..
-Aman aman doktor bey eyer imamıda dul fatmayı dirilttiğiniz gibi diriltecekseniz
hiç boşuna uğraşmayın biz bütün köyün gençleriyle birlikte bir haftadır
uğraşıyoruz diriltemedik.......
 
Temel makinist olmuş. birgün rayda giderken tren yolu üzerine bir çocuk çıkar. temel düdüğe olanca gücüyle asılır ama çocuk kılını bile kıpırdatmaz.
Tren çocuğa gittikçe yaklaşır. temel kendi kendine düşünür :
- acaba çocuğu mu öldürsem, yoksa treni raydan çıkartıp 400 yolcuyu mu öldürsem.
Bu sorunun içinden çıkamaz. ve yolculara sormak üzere arkaya doğru gider.
Yolculara sorar. tabi ki yolcular canlarının kıymetini bilmektedir ve
Temel'in çocuğu öldürmesini isterler. olanlar olur. ertesi gün gazetelerde :
- tren kazasında 401 ölü ! şans eseri temel kurtulmuştur.
Ve temel'i mahkemeye çıkarırlar. hakim sorar :
- temel olay nasıl oldu, anlat !
Temel başı önde cevap verir :
- hakim bey, herşey çocuğun tarlaya doğru kaçmasıyla başladı.
 
Bir gün temel,italyan ve fransız fren testi yapıyorlarmış.italyan ferrari ile duvara 1cm kala durmuş. italyan: benim arabamda abs var demiş.

Fransız audi ile duvara 1mm kala durmuş. fransız:benim arabamda asr var demiş.

Sonra temel doğan ile duvara geçirmiş.temeli kan revan içinde arabadan çıkarmışlar. italyan ve fransız:senin arabanda hangi fren sistemi var demişler.

Temel:benim arabada asd (anasını satsan durmaz)sistemi var demiş
 
İddia
51. piyade alayında yüzbaşı jack diye bir subay varmış. Bu alayda bütün herkes bu yzb'dan illallah demiş. Çünkü her girdiği iddiayı kazanıyormuş. Alay komutanı sonunda dayanamayıp yzb. jackin tayinini çıkarmayı başarmış. Ve bizim yzb. 61. piyade alayına tayini çıkmış. 51. piyade alay komutanı, 61. piyade alay komutanına telefon ederek yüzbaşı için 'aman bu adama dikkat edin sakın kimseyle iddiaya girmesin. Aka kara der iddiayı yinede kazanır' diye uyarıda bulunmuş.
61. piyade alay komutanı olur mu canım öyle şey diyip telefonu kapatmış. Neyse bizim yzb. 61. piyade alayına gelmiş ve alay komutanın karşına geçerek komutanım ben geldim' demiş. Alay komutanı:
- Sen misin şu meşhur yzb. jack derken, yzb. alay komutanına
- a a komutanım beni hatırladınız mı, demiş
- hayır hatırlamadım
- olur mu komutanım vietnam savaşında beraber mevzide idik siz o zaman yarbaydınız bende daha teğmendim.
- yok canım ben o savaşa katılmadım
- aa komutanım ben adım gibi hatırlıyorum sizin kıçınıza şaraplen parçası gelmişti. Kesin onun yara izi de kalmıştır.
- olur mu canım sen manyak mısın ben ne o savaşa katıldım ne de kıçımda şaraplen yarası var.
- komutanım 100$ iddiasına girerim ki sizin kıçınızda şaraplen yarası var demiş ve 100$ iddiasına girilmiş. Alay komutanı indirmiş pantalonu ve yaranın olmadığını göstermiş. yzb:
- ah komutanım çok özür dilerim. yanılmışım buyurun 100$ ınızı demiş ve 100$ i vermiş.
61. piyade alay komutanı sevine sevine 51. piyade alay komutanını telefonla arayarak
- he he bu muydu her iddiayı kazanan adam.
- ne oldu ki
- iddiaya girdim ve kazandım
- sakin ona kıçımı gösterdim deme!
- nereden anladın kıçımı gösterdiğimi
- ulan senin Allah belanı versin Allah seni kahretsin o adam senin kıçını görmek için bütün alayla iddiaya girmişti.
 
İmamların maçı
Trabzonlu imamlar kendi aralarında maç yaparlarmış ama ne hikmetse hep merkez imamlarının takımı maçı kaybedermiş. Bir gün merkezin hocalardan biri demiş ki: -Böyle olmayacak. En iyisi biz Trabzonspor'lu Hami'ye rica edelim gelsin takımda oynasın.Soran olursa merkez camii imamı Hami Hoca deriz demiş. Hami'den rica etmişler. Hami de kabul etmiş. Maç oynanmış ama merkezin imamları yine mağlup olmuşlar. Maç dönüşü merkez imamlarının arkadaşlarından biri sormuş:
-Hoca bu hafta kazandık değil mi?
-Maalesef 2-1 yenildik
-Yapma ya nasıl olur Hami oynamadı mı?
-Oynadı ve bizim golümüzü de o attı
-Peki onların gollerini kim attı?
-Roberto Carlos Hocayla, Ronaldo Hoca
 
Posta
Bir fakir Kırşehirli paraya çok sıkışmış. Her türlü çareye başvurmuş, yardım eden olmamış.
Son çare olarak, 'Allah, sıkışan kuluna yardım eder' inancından hareketle, Allah'a mektup yazmaya karar vermiş. 'Cenab-ı Allah Yüksek Katına' diye başlamış ve 'Allah'ım ne olur bana bir yüz milyon lira gönder' diye bitirmiş. Zarfın üzerine de 'Esirgeyip bağışlayan Yüce Allah' diye yazıp postaya vermiş.
Postacılar mektupları ayırırken, gitmesi mümkün olmayan adresi görünce açmışlar. Mektup sahibine acımışlar ve aralarında para toplayıp yardım etmeye karar vermişler. Ama, ancak 80 milyon lira toplayabilip, göndermişler. Parayı alan Kırşehirli, hemen Allah'a bir mektup daha yazmış.
Postacılar, 'Allah' adresli ikinci mektubu açmışlar. Kırşehirli şöyle yazıyormuş:
'Allah'ım gönderdiğin parayı aldım, teşekkür ederim. Ama, bundan sonra para gönderirken, Meleklerinle gönder, hırsız postacılar gönderdiğiniz paranın 20 milyon lirasını çalmışlar.'

Paraşütçü
Kırşehirli iki arkadaş askere gitmişler ikisi de paraşütçü olmuş. Belli bir eğitim gördükten sonra paraşütle deneme yapıyorlarmış. İkisi de uçaktan atlamışlar. Ellerinde yüksekliği gösteren bir alet varmış. Arkadaşlardan birisi alete bakarak sayıyormuş.'250,200,150,100,90,80,70,60,50,40,30,2 0 açmasak da olur. Geldik'
 
İlk deneyim
Bir gün iki erkek kedi iki dişi kediden konuşuyorlarmış. Erkek kediler, dişi kedilere
-Akşam 11 de buluşup sevişelim demişler, dişi kediler de kabul etmişler. Bunu duyan bir yavru kedi de
- Abilerim beni de götürün; sevişmek konusunda hala hiçbir şey bilmiyorum demiş. Erkek kedilerde tamam gel demiş demişler ve buluşma yerine gitmişler, dişi kedileri beklemeye başlamışlar ama saat 11 olmuş yoklar, 12 olmuş dişi kediler ortada yok, 1 olmuş hala yoklar.. Sonunda yavru kedi dayanamamış ve
- Abi demiş ben biraz daha sevişirsem soğuktan ölecem demiş
 
Not
Arabasını park edip lokantaya giren adam, çıktığında arabasını akordeona dönmüş bir halde bulur.Cam sileceğinin altında bir kağıt vardır. Kağıdı açtığında, şu satırlarla karşılaşır :
-Ön vitesle geri vitesi karıştırıp arabanıza sert bir şekilde çarptım. Arabanızda gördü?ünüz gibi çok büyük hasar var. Olayı gören kimseler de şu an, ben bu satırları yazarken çevremde toplanmış bulunuyorlar ve bu kağıda adımı ve adresimi yazdığımı sanıyorlar.Ne halin varsa gör, o kadar enayi değilim!

Kuaför
Adam, lüks erkek kuaföründe oturmuş bir yandan sakal tıraşı yapılırken bir yandan da elleri manikürlenmektedir.
Manikürü yapan sarışın fıstık adamın ilgisini çekmekte gecikmez, "Güzelim, bu gece benimle çıkmaya ne dersin??"
Kız gülümser, "Özür dilerim ama ben evliyim."
"Boş versene" der adam, "Seninkine telefon et bu gece işin çıktığını eve gelemeyeceğini söyle!"
"İstersen sen söyle, şu anda seni tıraş ediyor..."

Golf
Bir cumartesi sabahı.. İki genç kadın golf oynuyorlar.
Sarisin olanı topu dikmiş.. Sopayı öyle bir savurmuş ki.. Top havada kursun gibi uçmuş, obur delikte golf oynayan bir erkege o hizla carpmis..
Kadınlar dehşet içinde, erkeğin iki elini bacaklarının arasında kelepçeleyip iki büklüm kaldığını görmüşler.
Sarisin hızla oraya koşmuş ve özür dilemeye başlamış..
"Lütfen izin verin size yardim edeyim.. Ben bir fizik tedavi uzmanıyım ve eğer izin verirseniz çektiğiniz acıyı azaltabileceğimi biliyorum."
"Yooo.. Yooo.. Gerek yok" diye inler gibi konuşmuş adam, elleri hala bacaklarının arasında kelepçeli..
"Önemli değil.. Birkaç dakika içinde düzelirim merak etmeyin.." Sarisin ısrar etmiş.. Öyle ısrar etmiş ki adam "Peki" demiş sonunda.. Kadın çok yumuşak hareketlerle adamın ellerini birbirinden ayırıp iki yana sarkıtmış önce. Sonra adamı cimlere uzatmış. Pantolonun kemerini gevşetmiş.. Elini içeri sokmuş ve masaj yapmaya başlamış..
Biraz sonra sormuş..
"Simdi nasıl hissediyorsunuz kendinizi.."
"Harika" demiş adam.. "Harika hissediyorum..
Ama bas parmağım hala fena halde zonkluyor!.."
 
Sadece Yağmur Yağdığında

Kadın kocası isteyken sevgilisini eve çağırıyor, ikisi yatakta zevk dolu saatler geçirirken birden kapı çalıyor bir de bakıyorlar KOCASI EVE ERKEN GELMIIIIIS!!!... Kadın panik içinde: "Allah ım bu nerden çıktı simdi!!!Çabuk al topla kıyafetlerini, camdan atla kaybol!!"
Adam pencereden aşağı bir bakıyor: "Hayır atlayamam deli misin nasıl yağmur yağıyor görmüyor musun!!!"
Kadın deli gibi koşturuyor: "Kocam bizi burada yakalarsa ikimizi de öldürür atlamak zorundasın hadi çabuk çabuk!!!!"
Böylece adam çaresiz,kıyafetlerini kaptığı gibi camdan atlıyor.. ayağa kalkıp bir de etrafa bakıyor ki bir maratonun tam ortasına dalmış....bozuntuya vermeden yarışçılarla koşmaya başlamış.....tabi çırılçıplak ve pantolonu gömleği elinde koşan bitek kendisi olduğu için dikkat çekiyor ...
Koşuculardan biri soruyor kendisine: "Siz hep çıplak mi koşarsınız?"
"Ah evet evet ...rüzgarın çıplak tenime değmesi kadar güzel bir duygu yok"
"Ama çıplak koşarken de hep kıyafetlerinizi elinizde mi taşırsınız?"
"Yaaa öyle...koşu bitince arabama biner giyinir eve giderim diye"
"Gerçekten çok ilginç....peki koçarken hep prezervatif de takar misiniz?"
"Aaa..seyy.. sadece yağmur yağdığı zaman..."

Eleman Aranıyor

Bir şietin kapısında bir ilan asılmış şöyle yazıyor:
"Dakikada 70 kelime yazabilen, Bilgisayar bilen, Yabancı dili olan eleman aranıyor"
Bir köpek ordan geçerken bu ilanı görüyor..bir süre bakiyor; bakıyor,derken ağzıyla kağıdı yerinden söküp ofise giriyor, doğru müdürün odasina...Ve müdürün karşısına geçip ağzında kağıtla ona öylece bakıyor... Adam bunu görünce kahkahayi basiyor....
- "Hahahahahahaaa ama ben bir köpeği işe alamam ki??"
- Ama köpek ısrarla kağıdı adama uzatıyor...Ve müdür sonunda diyor ki
- "peki o zaman sana bi mektup vericem bunu yaz bakalım"
Köpek kağıdı alıyor,bilgisayarın başına geçiyor, gayet güzel tıkır tıkır mektubu yazıp bitiriyor...Müdür şok oluyor,ama bozuntuya vermeden bu sefer diyor ki:
- "Bak şöyle şöyle bir uygulamaya ihtiyacımız var, buna bir program yaz çalıştır bakalım.."
15 dakika sonra köpek bilgisayarda o problemi çözecek süper hızlı bir uygulama yaziyor, adam inceliyor ve dumur oluyor....Artık söyleyeceği tek sey kalıyor:
-"Sen inanılmaz birşeysin!!! Ama yine de seni ise alamam...Ne yazik ki senin herşeyin mükemmel ama yabancı dilin yok" Ve köpek cevabi yapistiriyor:
-"Miaaooooowwwwww"
 
Başkasının Pantolonu

Öğretmen çocuğa sormuş,
'Oğlum elini pantalonun sağ cebine attın ve bir 10 milyon lira çıkarttın, sol cebinden de 5 milyon lira çıktı. Senin şimdi neyin var?
Öğretmen çocuğun '15 milyon liram var' cevabını vermesini beklerken Çocuk cevap vermiş
'Her halde üzerimde başka birinin pantalonu var!'

Kırık Anten

Kaynana geline devamlı söylenirmiş babanın evinden ne getirdin diye.
Gelin sonunda dayanamamış "daha ne getireyim"
göğüslerini göstermiş "kristal avize" demiş,
göbeğini göstermiş "6 metrekare Bünyan halı" demiş
ekmek teknesini gösterip "renkli televizyon" demiş
sonra kaynanaya sormuş :
"Oğlun ne getirdi, kırık bir anten, o da oynamazsan göstermez

Hakan Şükür

Bir gün Fatih Terim Rıdvan Dilmen'i Florya tesislerine cağırır ve :
-Benim oyuncularım seninkilerden akıllı, der. Bunun uzerine Rıdvan :
-Göster hadi, der.
Fatih :
-Hakan gel oğum, der. Hakan :
-Buyur hocam, der.
-Senin babanın oğlu olupta senin kardeşin olmayan kimdir?
-Tabiki benimdir hocam, der.
-Afferim doğru söylüyormuşsun, der Rıdvan. Fenerbahçe tesislerinde : -Boliç gel evladım.
-Buyur hocam.
-Senin babanın oğlu olupta senin kardeşin olmayan kimdir?
-Valla bilmem kimdir hocam?
-Bak birde bana soruyor git iki kat antreman yap!!!
Boliç düşünür :
-Ulan hocayı kızdırdık bari Rüştü'den öğreniyim.
-Rüştü.
-Ne var.
-Senin babanın oğlu olupta senin kardeşin olmayan kimdir?
-Tabiki benim.
-Sağol.
Boliç koşarak Rıdvan'ın yanına gelir.
-Hocam hocam cevabı buldum.
-Nedir?
-Tabii ki Rüştü'dür hocam.
-Salak herif cevap Rüştü olur mu?
-E peki o zaman nedir?
-Tabiki Hakan Şükür'dür.
 
Güle Güle

Adam bakmış, küçük oğlu Hz. İsa'nın resmi önünde dua ediyor.
-Tanrımın anneme, babama, büyük babama uzun ömür ver.Güle güle anneanne...
Bir anlam verememiº bu duaya...Ancak ertesi gün acı haber gelmiş.Anneanne sizlere ömür...
Ertesi hafta adam bakmış çocuk yine duada :
-Tanrım anneme babama uzun ömür ver. Gülegüle büyük baba...
Ertesi gün büyük baba mefta...
Bir hafta sonra adam bakmış küçük çocuk yine duada :
-Tanrım anneme uzun ömür ver. Güle güle baba...
Adam ertesi sabah bir hastaneye gitmip yatmış.Tetkikler, tahliller, kalp elektrosu, röntgen çekimleri...Sapasağlam.
Bakmış karısı iki gözü iki çeşme ağlıyor. -Ne oldu hanım.
-Bizim postacı, demiş hanım. Ne iyi adamdı. Bugün haber aldım. Ölmüº!!!!

Reha Muhtar'ın konuğu

Reha Muhtar türkiyenin en yaşlı adamını stüdyosunda anahaber bültenine çağırır.
Reha- Efendim bize başınızdan geçen güzel bir anınızı anlatırmısınız.
Adam- Bir gün köyde komşumuzun eşeği kayboldu. köyün gençleri olarak onu aramaya gittik. Geri dönerken akşam olmuştu. Eşek gözümüze güzel göründü...
(Reha Muhtar hemen keser)
Reha- öhö öhö burda olmaz efendim. Siz en iyisi bize başka bir anınızı anlatın.
Adam- Bir gün muhtarın kızı kayboldu. köyün gençleri olarak onu aramaya gittik. Geri dönerken akşam olmuştu. Kız gözümüze güzel göründü...
(Reha Muhtar hemen keser)
Reha- öhö öhö ayıp oluyor efendim. siz en iyisi güzel anılarınızı boşverin başınızdan geçen kötü bir olayı anlatın bize.
Adam-BİR GÜN BEN KAYBOLDUM!

Temel'in Ataları

Temel bilim adamıdır ve bir arkeoloijk uluslararası toplantıya katılır. jopon bilim adamı kürsüye çıvar ve:
-Biz yaptığımız kazılarda 50 m ye kadarindik ve telefon tellerine rastladık demekki bizim atalarımız telefon kullanıyorlarmış temel:
-Bizde yaptığımız çalışmalarda 100 m ye kadar indik ve hiç bir şey bulamadık demekki bizim atalarımız da telsiz tefon kullanıyorlarmış.

Dilinizi Çıkarın

Doktor şikayetirıi dinledikten sonra kıza dönmüş: "Soyunun!" demiş. "Fakat doktor..." demiş kız, "Hasta olan ben değilim, annem..."
"Doktor anneye dönmüş: "Dilinizi çıkarın bakayım hanımefendi..."".

Melez

Bir gün bir tavşan ormanda neşeyle yürüyormuş.
Derken karşısına tanımadığı bir hayvan çıkmış. "Nesin sen?" diye sormuş tavşan. .
"Ben katırım. Annem eşşek, babam ise bir attır." demiş. Tavşan "Hmm... hayli enteresan." diyerek yoluna devam etmiş. .
Derken yine tanımadığı bir hayvana rastlamış. .
"Peki sen nesin?" .
"Ben bir kurt köpeğiyim. Annem köpek, babam ise kurttur." Tavşan yine "Enteresan..." diyerek ilerlemiş. .
Ancak bu sefer karşısına ne idüğü belirsiz bir hayvan daha çıkmış. .
"Sen de kimsin?" "Ben bir devekuşuyum." "Hassittir len..."
 
Savunma

Bir çift, göl kıyısına tatile gider...
Gölün bazı bölgelerinde balık avlamak yasaktır. Koca, yasak olmayan bölümlerde avlanarak, kadın da kitap okuyarak günlerini geçirmektedirler.
Bir gün adam balık avlamaktan gelir ve öğleden sonra kestirmek üzere odasına çekilir. Kadının canı sıkılır ve botla gölde bir gezinti yapmaya karar verir. Bu gezinti umduğu gibi gitmez ve botun hakimiyetini yitirir.
Bot, göl üzerinde serbestçe dolaşmaya başlar. Kadın da yapacak bir şey olmadığı icin çıkarıp kitabını okumaya başlar.
Derken devriyeye çıkmış olan deniz polisi kadını görür ve yanına yanaşır.
"Hanımefendi burada ne yapıyorsunuz?"
"Görmüyor musunuz, kitap okuyorum!"
"Ama bu bölgede balık avlamak yasaktır!"
"Zaten ben de balık avlamıyorum!"
"Ama gerekli bütün ekipmana sahipsiniz, sanırım sizi karakola götürüp ceza kesmem gerekiyor!"
"Eğer böyle bir şey yaparsanız, ben de sizin bana tecavüz ettiğinizi söylerim!"
"Size dokunmadım bile!.."
"Ama gerekli tüm ekipmana sahipsiniz, değil mi?"
 
Demi Moore'ın cezası
Masal bu ya, Demirel ölmüş, öbür dünyaya gidince kendisine ceza olarak çok çok çirkin bir kadın vermişler ve bu dünyada hayatını bununla geçireceksin demişler. O da kaderine boyun eğmiş. Ama birde gezerken ne görsün, karşıda Ecevit yanında Demi Moore'la beraber değil mi?. Çok sinirlenmiş ve Şeytana çıkıp bunun bir haksızlık olduğunu söylemiş. Şeytanda ' Eh ! ne yapalım senin cezan böyle, Ecevit'e gelince o da Demi Moore'ın cezası

Başım belada
Siyasal gerginliğin dşında iki toplumun insanlarının arasındaki sosyo-kültürel farklılığın da büyük boyutlara ulastığı bir dönem de, bir Türk gurbetçisinin evi: Küçük oğlan, akşam üstü okuldan gelmiş... Kapıdan girer girmez:
'Anne!' diye seslenmiş, 'ben Alman oldum!'
Annesi:'O nasil söz? Sakın bir daha tekrarlama...'
'Anne ben Alman oldum. Bugün sınıfta karar verdik. Ben Almanım artık...
'Annesi 'sus' bakayım diye tiz perdeden bağırırken,babası da içerden duyup kosmuş. Bir tokat, bir tokat daha... Çocuk bir yandan yediği dayaktan korunmaya çalışırken, bir yandan da konuşmasını sürdürüyormuş:
'Şu dünyanin işine bakın! Alman oldum. Yarım saat sonra Türklerle başım derde girdi!...
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…