Roxxett'den Seçmeler

Ana Sütü

Öğretmen, öğrenciye sormuş :
-Yeni doğan çocuklar için ana sütü niçin inek sütünden daha yararlıdır?
Öğrenci hiç duraksamadan cevabı yapıştırmış :
-Ana sütü bir kere çok daha lezzetlidir.
Ekşime mekşime yapmaz.
Kedi içmez.
Taşınması daha kolaydır.
Üstelik ambalajı da çok nefistir!


Nereden Bilsin

Genç bir taşralı öğrenci İstanbul’a hukuk öğrenimi için gelmişti. Fakat büyük şehrin kızları aklını başından alınca, bu güzel kızlar üzerinde ihtisas yapmayı tercih etti.
Öğretim yılının sonuna doğru babası oğlunu ziyarete geldi ve bu arada beraberce şehri dolaşmaya çıktılar. Bir aralık Beyazıtta dolaşırken geniş bir bahçeye girdiler. Karşılarındaki büyük binayı gösteren baba, oğluna sordu:
-“Bu ne yavrum? Hastane mi?”
-“Ben de bilmiyorum,” diye cevap veren delikanlı, o sırada yanlarından geçen bir gence dönüp sordu:
-“Afedersiniz, bu ne binasıdır?”
-“Bu mu, Hukuk Fakültesi...”
 
Sizin Gibi Akıllı Eşek Nerede

Osmanlı döneminin eski paşalarından birinin;yolu bir bostana düşer. Paşa bostan dolabını çeviren eşeğin boynundaki çıngırağın; ne işe yaradığını merak eder ve sorar:
-Bostan sahibi :
“Eşek ;dolabı döndürdüğü sürece boynundaki çıngırağın sesi duyulur. çıngırak sesi kesilince;onun durduğunu anlar;harekete geçeriz diye cevap verir.
Paşa:
-Peki!.. Ya eşek yerinde dururda boynunun iki yana sallarsa ? diye ikinci bir soru sorunca
Bostan sahibi:
“Aman efendim sizin gibi akıllı eşek nerede? Diye yanıt verir.

Allahın Hikmeti

Nasrettin hoca bir gün köyden şehre giderken yorulmuş tarlanın kenarındaki Ceviz ağacının altında dinleneyim demiş.Şöyle bir etrafına bakınıp ağacın altına uzanmış. Ve şöyle düşünmüş.Ey Allah ım gücüne sual olmaz amma,incecik kabak sapında kocaman kabak var, koskocaman ağaçta küçücük ceviz var, bu nasıl iş deyip uykuya dalmış.Ağaçtan bir ceviz hocanın kafasına düşüvermiş.Ve kafada ceviz büyüklüğünde bir şiş olmuş. Hoca hiddetle uyanmış ve Yarabbi sen en iyisini bilirsin demiş. Simdi o kabak ağaçta olsaydı benim halim ne olurdu.
 
Bomba


Bir tımarhanede deliler ayaklanır ve binanın orta bahçesini işgal ederler. Hiçbiri de dağılmaz. Bunun üzerine doktorlar toplanarak yönetmeliği açarlar ve aynısını uygulamaya karar verirler. Yönetmeliğe göre bir doktoru çırılçıplak soyar delilerin içine atarlar. Doktor içeri girince * BOMBAAA * diye bağırır. Bunu gören deliler doktoru tuttukları gibi camdan dışarı atarlar. Bunun üzerine doktorlar tekrar toplanır ve konuşurlar. Bu işte bir yanlışlık vardır. Delilerin hepsinin dağılması gerekmektedir. Yeniden denerler. Bir doktoru daha soyup içeri atarlar ve oda * BOMBAAA * diye bağırır. Deliler onu da tuttukları gibi camdan dışarı atarlar. Başhekim en sonunda bir de ben deniyeyim der ve soyunup delilerin arasına girer ve * BOMBAAA * diye bağırır. Bunun üzerine bütün deliler kaçışır ve binayı ve orta bahçeyi terk ederler. Doktorlar merak eder ve biraz akıllı olanlarından toplayarak bu durumu sorarlar. Niçin siz ilk iki doktor girdiğinde binayı boşaltmadınız da son başhekim girdiğinde boşalttınız? derler. Delilerde "İlk giren iki bombanın fitili uzundu ama son giren bombanın fitili kısaydı zamanımız yoktu içerde patlamasın diye böyle yaptık" derler.
 
Perfornans
Adamin biri, seks hayatindaki sorununa çare bulmak için doktora gider ve sikayetlerini anlatir:
- Doktor bey, bana bir seyler oluyor. Sevisirken bir sicak basiyor, terliyorum, bir soguk basiyor, üsüyorum.
Yapilan tahlillerde hiçbir sey çikmamasi üzerine, doktor kütüphanesindeki tüm tip kitaplarina bakar ve benzer bir olguya rastlayamaz. Adama hitaben:
- Beyefendi, bir de esinizi çagirip onunla konusalim...
Ertesi gün, adamin esi gelince doktor durumu kadina anlatir:
- Sevisirken esiniz bir terliyormus, bir üsüyormus.
Kadin:
- Aman körolasica herif, bir Agustosta sevisir, bir de Ocakta!!!

Bulmaca
Temel uçaga binerken merdivende bir bakmis önünde Sharon Stone haltetmis bir dilber..
Muhtesem de bir mini..
Temel içini çekerken bir bakmis, yeri dilberin tam yani..
Oturmuslar.. Uçak havalanmis. Dilber çantasina uzanmis.
Içinden bir bulmaca dergisi, bir kursun kalem çikarmis.
Baslamis çapraz bulmacayi çözmeye..
Temel heveslenmis..
"Simdi bir yerde takilir, bana sorar, böylece muhabbete baslariz" diye..
Bes dakika geçmeden dilber Temel'e dönmüs, gerçekten..
Kisik, seksi bir sesle sormus: "Bes harfli bir kelime. Sonu arak..
Basina bir harf koyarsaniz kadinlarin en sevdigi alet olurmus, biliyor musunuz?" diye..
"Aman Tanrim" demis Temel, Amerikan filmlerindeki gibi..
"Aman Tanrim.. Bu güzel kadina o kelimeyi nasil söylerim ben..
Mutlak bir baska kelime olmali.." Baslamis düsünmeye..
Bes dakika sonra jeton "Dank" diye düsmüs.. Kadina dönmüs:
"Tarak olabilir mi, hanimefendi?..
Tarak!.." "Harikasiniz" demis dilber..
"Silginiz var mi acaba?
 
İki kadın dertleşiyormuş: - "Sorma hayatım" demiş biri, "başıma öyle bir felaket geldi ki, anlatılır gibi değil..." - "Hayrola, ne oldu?" - "Kocam yüzde 100 iktidar kaybına uğradı. Seks hayatım tamamen sona erdi." Lafı öteki kadın almış: - "Güzelim demiş, sen gene de haline şükret! Ya benim durumum? Benimki yüzde 300 iktidar kaybına uğradı!" Yüzde 300 lafını duyan birinci kadın itiraz etmiş: - "Hiç öyle şey olur mu ayol? Yüzde 100 kaybı anlarım da, yüzde 300 kayıp nasıl olur?" İkinci kadın anlatmış: - "Benimki geçen gün merdivenden iniyordu. Birden ayağo kaydı yere düştü. Hem parmağını kırdı, hem dilini ısırdı!"



Padişah bir gün vezirini çağırır ve der ki: - "Yeni bir kural çıkaralım, adı vergi olsun. Herkesten alınacak, bakalım halk ayaklanacak mı?" Halk toplanır vezir vergiyi sunar, halk dağılır. Bir hafta sonra padişah vezire sorar: - "Halk ayaklandı mı?" diye. Vezir "kimseden ses çıkmıyor" der. Padişah'ın aklına başka bir fikir gelir ve der ki; "vezir, köprüden her geçeni becerin". Bir hafta sonra padişah sorar, "nasıl halk ayaklandı mı?" Vezir de "kimseden ses çıkmıyor padişahım" der. Padişah "o zaman gideni de geleni de becerin" der ve iki hafta sonra sorar vezire: - "Halk ayaklandı mı?" - "Hayır..." Padişah sinirlenir bütün halkı meydana toplar ve der ki "ben vergi çıkardım kimse neden ayakl...?" O sırada halktan biri bağırır: - "Efendim sabahları köprünün başında adamlarınız bizi becerirken sıra oluyor, işimize geç kalıyoruz; acaba bir kaç adam daha koyabilir misiniz?"
 
Bir kovboy arazide yürürken yol kenarında çırılçıplak uzanmış yatan bir Kızılderili görmüş: - "Senin işin gücün yok mu napıyosun burda böyle?" Kızılderili cevap vermiş: - "Kimin saati olmamak, saati bana sormak. Ben ona saati söylemek..." Kovboy şaşırmış: - "Allah allah... Peki bana soyle bakalım saat kaç?" Kızılderili bunun üzerine kafasını kaldırıp güneşe bakmis, sonra da "şeyinin" yerdeki gölgesine bakmış ve: - "Saat 2..." Kovboy kendi saatine bakmis ve saat gercekten 2... "İnanılmaz bişey" deyip yürümüş gitmiş. Yarım saat daha yürüdükten sonra yine çırılçıplak yatan bir Kızılderili görmüş: - "Yoksa sen de mi saati söylüyosun?" Kızılderili gülmüş: - "Evet senin saatin olmamak, saati bana sormak... Ben sana doğru saati söylemek." Kovboy bunu da bir denemek istemiş: - "Peki söyle o zaman saat kaç?" Kızılderili önce kafasını kaldırıp güneşe bakmış sonra da şeyinin yerdeki gölgesine bakmış ve: - "Saat 2 buçuk..." Kovboy yine saatine bakmış ki, evet saat 2 buçuk... "İşe bak..." demiş, yürümeye devam etmiş. Az sonra yine karşısında çırılçıplak yere uzanmış bir Kızılderili, fakat bu seferki yatmakla da kalmamış, o halde masturbasyon yapıyor... - "Sakın sen de saati söylüyorum deme!" Kızılderili cevap vermiş: - "Hayır, ben saati kurmak..."



İki i*nenin canı yatmak ister, ama bu işi yapacak mekan bulamazlar. Birinin aklına bu işi metronun son vagonunda yapmak gelir. Giderler metroya ama beklenen tren bir türlü gelmez. Sonra aralarında şu diyalog geçer: - "Oğlum gel burada istasyonda halledelim?" - "Oğlum nasıl olur?" - "Toplum hiçbir şeye tepki göstermez. Bak sana bunu bir örnekle göstereceğim. Şimdi şu "Sigara İçilmez" tabelasının altında bir sigara içeceğim ve kimse bir tepki göstermeyecek." Adam dediğini yapar ve kimse bir tepki göstermez. Sonra oracıkta birlikte olurlar ve mutlu bir şekilde oradan ayrılırlar. Bir başka gün başka iki kişi ormana mangal yapmaya gitmek için metroya giderler. Ama bekledikleri metro bir türlü gelmez. Adamlardan biri mangalı metroda yakalım der. Diğeri "olur mu ya metroda mangal yakılır mı?" der... Diğeri: - "Bu toplum hiçbir şeye tepki göstermez. Bak sana bunu bir örnekle kanıtlayacağım, şimdi gidip şu "Sigara İçilmez" tabelasının altında durup bir sigara yakacağım, ve kimse bir tepki göstermeyecek..." Diğeri panik bir şekilde atılır: - "Sen ne diyosun oğlum! Geçende birisi şu tabelanın altında bir sigara içmeye kalktı da oracıkta s..tiler adamı!"



Hocanın biri fıkra anlatmaya bayılırmış; özellikle de belden aşağı fıkralar ve espriler tabii ki... Bir gün kızlar bir karar alırlar ve hoca gene böyle espriler yaparsa sınıftan toplu halde çıkmaya karar verirler... Bu durum hocanın kulağına gider. Derse gelir ve Sicilyalı erkeklerin cinsel organının Türklerinkinden 10 cm. daha uzun olduğunu söyler... Kızlar birbirlerinin yüzlerine bakarak ayağa kalkarlar ve almış oldukları karardaki gibi sınıfı terketmek isterler, tam sınıftan toplu halde çıkarken, hoca kızlara seslenir: - "Ooo... Nereye kızlar? Sicilya'ya mı?"
 
SPERM TESTİ
Bir gün 75 yaşında bir ihtiyar sperm testi yaptırmak için doktora gider. Doktor adama bir kavanoz verir ve:
- "Bunu doldurup yarın bana getirin" der...
Ertesi gün ihtiyar kavanozu getirip doktora verir. Doktor kavanoza bakar ve boş olduğunu görür ve sebebini sorar. İhtiyar anlatmaya başlar:
- "Doktor bey, dün gece sağ elimle denedim olmadı, sol elimle denedim gene olmadı. Karımı çağırdım, o da sağ ve sol elleriyle denedi, ağzıyla denedi önce dişini çıkararak sonra dişini takarak denedi gene olmadı. Baktık olacak gibi değil komşunun karısını çağırdık o da iki elini ve ağzını denedi gene olmadı, deyince doktor kendini tutamamış:
- "Naaptınız, komşunun karısını da mı çağırdınız" diye sormuş.
İhtiyar yanıtlamış:
- "Napalım, açamadık şu lanet kavanozu bir türlü."

BUZDOLABI
Temel bir gün kahvede otururken arkadaşlarından biri ona:
- "Ula temel senin hanım seni aldatıyo" demiş.
Bunu duyan temel hemen eve koşmuş, evi aramış taramış fakat kimseyi bulamayınca sevincinden oracıkta ölmüş. Öbür alemde dolaşırken bir anda arkadaşı Dursun'u karşısında görmüş ve şaşkınlıkla:
- Ula dursun ben seni daha dün gördüydüm nasıl olduda ölüp buraya geldin.
- Valla temel hiç sorma donarak öldüm, peki sen nası öldünde buraya geldin.
- Dün kahvedeydim biri geldi bana senin hanım seni aldatıyo dedi bende hemen eve gittim aradım taradım ama kimseyi bulamayınca orada yığıldım kaldım.
- Ula buzdolabına baksaydın ikimizde şimdi sağ olacaktık.
 
YANINA NE ALIRDIN?
Üç mahkum cezaevi yolundadır. Herbirine, hapiste gecirecekleri gunler icin yanlarında tek bir eşya getirmelerine izin verilmistir. Otobuste, biri digerine doner ve sorar:
Eeee sen ne getirdin ?
Diger mahkum bir boya kutusu cikarir ve bununla her şeyi boyayabilecegini soyler.
Ikinci mahkum bir deste iskambil kagidi cikarir Bunlarla poker oynayabilir, fal bakabilir veya herhangi bir kagit oyunu oynayabilirim.
Ucuncu mahkuma merakla sorarlar:
Sen ne getirdin ?
Adı Temel olan üçüncü mahkum bir kutu çıkarır ve gülerek :
Bu orkidleri getirdim. der.
Diger iki mahkumun kafasi karışır.
Merakla sorarlar :
Bunlarla ne yapabilirsin ki ?
Temel sırıtır ve elindeki kutuyu göstererek,
Kutuda yazdığına göre, bunlarla Ata binebilir, Yuzmeye gidebilir, hatta paten kayabilirmişim.
 
AVUKATIN SADAKASI
Avukatin biri ölür ve öte tarafa geçer. Cennetin kapisinda sorgu melegi avukatin günahlarini dinlemeye baslar :
1) Çevreyi kirleten büyük bir sirketi, suçlu olduklarini bildigim halde savundum ve beraat ettirdim.
2) Bir seri cinayet katilini, yüksek ücret ödedigi için savundum ve idamdan kurtardim.
3) Bir çok müsteriden fahis fiyat aldim.
4) Parasi olmayan kadinlari savunmak için onlara sex teklif ettim.
Ve liste uzadikça uzaar gider.
Melek " bitti mi? " diye sorunca da avukat telasla atilir.
"Evet ! yalniz bir dakika ! bu arada yaptigim iyilikler ne olacak?"
Bunun üzerine Melek bir süre düsünür, " himm..dur bakalim. Bir tarihte dilencinin birine yüzbinlira vermissin "
Avukat sevinir, " evet,evet
"himm..." der melek " Bir baska tarihte de boyaci cocuga ikiyüzbinlira bahsis vermissin..."
Avukat yüzünde büyük bir siritmayla cevap verir "evet ! tabii ki !
"Melek yaninda duran yardimcisina döner ve söyle söyler
"Bu Pezevenge üçyüzbin lirasini verin ve derhal cehenneme atin!..."
 
TANRI NEREDE
Mahallenin iki afacan kardesi tüm mahalleliyi biktirmis. Sürekli ana-babalarina sikayet geliyor mahalleliden. Kirilan camlarin, kuyruguna teneke baglanan kedilerin,lastigi indirilen arabalarin sorumlusu hep afacan kardesler.
Ana-babasi usanip bu durumdan kilisenin papazina anlatirlar durumu ve yardim isterler. Papaz "gönderin çocuklari konusayim" der.
Çocuklari gönderirler. Papaz önce büyük oglani çagirir. "Söyle bakiim evladim,Tanri nerede?". Çocuk susar. Papaz tekrar sorar:"evladim söylesene Tanrimiz nerede?". Çocuk susmaya devam eder. Papaz israrla sormaya devam eder, çocuk susmaya.. Sinirlenir Papaz,"konussana be çocuk nerde Tanri?".
Çocuk aniden firlar,kiliseden kosarak kaçiyorken seslenir kardesine "kaçalim çabuk!". Eve giderler,odalarina çikip kapiyi iyice kapatirlar,küçük oglan sorar büyügüne "neden kaçiyoruz?" Büyük yanitlar:
"iste simdi hapi yuttuk, Tanri kaybolmus bizden biliyorlar!!!"

DEGMEZ!
Sehirli tavukla köylü tavuk gezerken, bir vitrinde iri ve beyaz yumurtalar gördüler.
Sehirli, gururla yanindakine döndü:
- "Görüyor musun; bunlari ben yumurtladim, tanesi otuz bin liraya satiliyor."
Az ilerdeki vitrinde daha büyük ve sari kabuklu yumurtalar görünce köylü tavuk arkadasini dürttü:
- "Bak bunlar da benim yumurtalarim; kirk bin liraya satiliyor!"
Sehirli tavuk altta kalmadi:
- "Valla sekerim istesem ben de böyle büyük yumurtlayabilirim ama bizim horoz bey, onbin lira için kıçını yirtmaya degmez diyor!"
 
SARHOŞ
Sarhosun biri üst bas daginik bir halde karakola gelir, araba
anahtarini göstererek komisere söyle der:
- Komiserim su elimde gördügünüz anahtar var ya, onun üstünde az önce
benim arabam vardi, simdi yok. Arabami çalmislar...
Komiser sarhosa söyle bir bakar,
- Sen önce kendine bir çeki düzen ver bakiyim su haline bak. Devletin
komiseri önünde böyle fermuari açik durmaya utanmiyor musun?
Sarhos pantolonunun önünde açik fermuara bakar, bakar ve söyle der:
- Aha, kariyi da çalmislar...


TERCÜMAN
Mafya babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikci buldu. Seçtiği adam sağır ve dilsizdi. Çünkü baba, bu tetikci yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz, diye düşünüyordu... Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına aldırttı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. tercüman işaretle sordu:
- Para nerde?
Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi:
- Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neyden bahsettiğinizi anlamıyorum.
Tercüman tercüme etti:
- Neyden bahsettiğinizi anlamıyormuş.
Baba 38'ligi koltuk altından çekip sağır dilsizin beynine dayadı:
- Simdi sor bakalım, para nerede.
Tercüman işaretle sordu:
- Para nerede?
Sağır-dilsiz kan ter içinde işaretle yanıt verdi:
- Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan 3. ağacın kovuğunda yüz bin dolar var.
- Ne dedi? dedi Baba.
Tercüman yanıtladı:
- Dedi ki, hala neyden bahsettiğinizi anlamıyormuş, ayrıca o tetiği çekmek de biraz sıkarmış


GÜVENCE
Temel'in on ikinci oğlunu askere çağırmışlar, ondan önceki on bir tanesi askerde olduğu için Temel itiraz etmiş,
- Söyleyin padişahınıza penum şeyime güvenip sağa sola savaş açmasun
 
KAÇ ETSİN
Bir matematikçi, bir muhasebeci ve bir ekonomist aynı işe baş vururlar.
Görüşmeci matematikçiye sorar:
- "iki kere iki kaç eder?".
Matematikçi cevap verir:"Dört!".
Görüşmeci sorar:
- "Kesin dört mü?
Matematikçi kendinden emin cevaplar:
- "Evet, kesin dört!"
Matematikçi çıkar ve ekonomist odaya girer. Bu sefer görüşmeci aynı soruyu ekonomiste yöneltir. Ekonomist yanıtlar:
- "Ortalama dört eder, yüzde 10 aşağya veya yukari oynayabilir, ama ortalama dört eder!".
Ekonomistte de çıkar, muhasebeci odaya girer, aynı soru ona da sorulur.
Muhasebeci ayağa kalkar, kapıyı kilitler, panjurları indirir ve görüşmeciye yaklaşarak sorar : "Kaç etsin istersiniz?
 
DÜRÜST TEMEL
Iki cift kagit oynuyorlarmis, Temel, Dursun ve karilari... Temel bir ara kagitlarini yere dusurmus, almak icin masanin altina egilince ne gorsun!
Dursun' un karisi Fadime eteginin altina hicbir sey giymemis. Tabii Temel ufak capli bir sok yasamis. Bir sure sonra Temel mutfaga gittigi sirada Fadime arkasindan gelmis ve masanin altinda hosuna gidecek bir seyler gordun mu? demis.
Temel, "Evet gordum!" "Eger istersen olur ama sana 50 milyona patlar." demis, Fadime ve eklemis, "Dursun cuma gunu evde yok, saat ikiden sonra gel!"
Temel cuma gunu olunca dogruca Dursun' un evine gitmis, 50 milyonu verip dogruca yatak odasina Bir kac saat sonra Temel gitmis.
Dursun eve saat alti gibi gelmis ve sormus, "Bugun ogleden sonra Temel buraya ugradi mi?" Fadime hafiften sesi titreyerek, "Evet bir kac dakikaligina ugradi." "Peki sana 50 milyon verdi mi?" Fadime, Dursun' un anladigini dusunerek basi onde, "Evet verdi" demis.
Dursun, "Cok iyi, cok iyi! Bu sabah bana ugradi da, acil bir isi icin 50 milyon lazimmis, ogleden sonra sizin oradan gecerken eve birakirim dedi, bak ne durust cocukmus gordun mu!"
 
BACAK
Biyoloji dersinden yapilacak sinav için siniftaki herkes acayip çalismis,
notlar, kopyaliklar havada uçusmus. Daha sonra sinavin yapilacagi gün
gitmisler bir de bakmislar, ortada kagit kalem yok sadece sira sira
mikroskoplar.
Hoca;
-Bu mikroskop lam'larinda bir böcegin bacagi var, sinaviniz bacagindan böcegi tanimak"
Tabi hemen itirazlar ama fayda etmemis, hoca dedigi dedik. Ögrenciler
mikroskoplarin basina geçmis ama taniyamiyorlar… En sonunda biri dayanamamis,
kapiyi çarpip
çikmis.
Hoca arkasindan seslenmis;
-Kimsin sen, kapiyi çarpip çikiyorsun?
Kapi hafifçe aralanmis ve bacagini uzatmis,
-Tanisana hadi tanisana kim oldugumu…
 
Relativite

Bir adam, tanrının doğasını anlamak istiyormuş ve ona sormuş;
"Tanrım, bir milyon yıl senin için ne kadar bir süredir?"
Tanrı şöyle cevaplamış;
"Bir milyon yıl, benim için 1 dakika kadardır." Adam sormaya devam etmiş;
"Peki tanrım, bir milyon dolar senin için ne kadardır?" Tanrı cevaplamış;
"Bir milyon dolar benim için bir pennydir"
Adam dayanamamış; "Tanrım bana bir penny verir misin? " demiş.
Tanrıdan şöyle bir cevap gelmiş;
"Bir dakika. "

Sana koysunlar!
Fahrettin Kerim Gökay, İstanbul Belediye Başkanlığı zamanında fırınları geziyormuş. Kendisine, ağzı oldukça bozuk bir fırıncı pasta ikram etmiş. Fahrettin Bey, şöyle bir tadına bakmış ve sormuş:
"Hımmm!... Çok güzelmiş, ne kattın buna?"
Fırıncı gülümseyerek yanıtlamış:
"Sana koydum efendim!"
Fahrettin Bey, bu söz üzerine pastadan bir lokma daha almış ve devam etmiş:
"Ben de bütün fırıncılara söyleyeyim de, hepsi Sana koysunlar!..."
 
Adam akşamleyin iş çıkışı eve geldiğinde evin bahçesinin karmakarışık olduğunu görmüş.
3 çocuk da bahçede çamurlar içinde oynuyormuş.Boş yemek kutuları ve içecekler etrafa saçılmış.
Karısının arabası garaj kapısının önünde, bir kapısı açık ve yamuk halde parkeder durumdaymış.

Evin içine girdiğinde durum daha vahim şekle dönüşmüş.Girişteki halının bir kenarı kıvrılmış, havaya kalkmış ve abajur sehpanın üzerine devrilmiş.Salondaki televizyonun sesi sonuna kadar açık halde çizgi film kanalındaymış, televizyonun üzerine bırakılan yarısı içilmiş meyve suyu ha döküldü ha dökülecek vaziyetteymiş.

Oturma odasında yerler oyuncaklar ve çocuk elbiseleriyle kaplıymış.Mutfağa girdiğinde lavabonun sabah kahvaltısı bulaşıklarıyla dolu olduğunu görmüş.Ayrıca kırılmış bir bardağın parçaları masanın altında duruyormuş.

Üst rafa yöneldiğinde merdivenlerdeki elbiseleri fark etmiş. Telaşla karısının başına kötü birşey gelmiş olabileceğini ya da hastalandığını düşünerek hızla koşmaya başlamış.Misafir odasına girdiğinde karısını uzanmış halde kitap okurken bulmuş.Karısı kocasını görünce okuduğu kitaptan başını kaldırmış, hafifçe gülümsemiş ve gününün nasıl geçtiğini sormuş.

Adam cevaplamış:'Her zaman ki gibi! ' Ardından şaşkınlıkla sormuş:'

Ne oldu bugün böyle?'

Karısı tekrar gülümseyerek ' Sen hergün eve geldiğinde bütün gün ne yaptın ki demez miydin

'Evet'

'Güzel... Bugün her gün yaptıklarımı yapmadım.'
 
Nasreddin Hoca ve Balık


Hoca yolculuk sırasında mola verip bir hana gireer, bu sırada hana bir başka yolcu daha girer ve ikisi birden hancıdan yiyecek birşeyler isterler. Fakat hancı yiyecek olarak sadece bir balık olduğunu söyler ve bunu paylaşmalarını önerir. Bunun üzerine Hoca :
- Ben balığın sadece başını yiyeceğim der.
Hancı bunun nedenini sorar. Hoca da :
- Balık başı zekayı artırır, balık başı yiyen insan akıllı olur, der.
Bunun üzerine diğer yolcu hemen atılır ve Hoca'ya :
- Balık başını niye sen yiyeceksin, ben yemek istiyorum,der.
Hocada itiraz etmez. Balığın koca gövdesini Hoca yer ve bir güzel karnını doyurur. Diğer yolcu ise sadece balığın başını yer ve Hoca'ya seslenir :
- Sen koca gövdeyi yedin, karnını doyurdun ; ben sadece kafayı yedim, aç kaldım, der.Hoca da bunun üzerine şunu der :
- Bak nasıl akıllandın!
 
HOCANIN KARISI
Nasreddin Hoca' ya dert yaniyorlar:
-Yahu Hoca senin kari çok geziyor.
Hoca :
-Olur mu canim? O kadar gezse arada bir bizim eve de ugrar.

KARISTIRMADIN KI
Iki deli havuzun basinda oturuyorlarmis.Biri kalkip havuza seker atmis.Havuzdan bir
yudum almis ve tükürmüs.Arkadasina:
-Havuza seker attim ama tatli olmadi..
Arkadasi:
-Karistirmadinki salak!

PROVA
Iki deli birgün deliler hastanesinden kaçmislar.Kimse bu delileri bulamamislar.Doktorlar
ümitlerini kestikleri an deliler çika gelmis.Doktorlar hayretle niye geldiniz demis:
Deliler"Yarin kaçacagizda, onun provasini yaptik.

ARITMETIK DELI
Delinin biri yolun kenarindaki uçurumda durmus asagiya bakarak "13, 13, 13...."
diye soyleniyormus. Oradan gecen biri, delinin ne yaptigini merak etmis, yanasarak
" ne yapi...." diyemeden deli onu birden uçurumdan asagiya ativermis ve devam etmis
"14, 14, 14......"

DUYMAMIS
Delinin teki timarhanenin bahçesinde yürürken bakmis baska bir deli agacin altinda oturmus
kahkahalr atiyor...hemen yanina kosmus..ve sormus "hey sen neye gülüyorsum öyle?", öbür
deli "hiç ben hep kendi kendime fikra anlatirim ama bu seferki ni duymamistim"

BOGALARDAN HOSLANIYOR
Ögretmen sinifa geç gelen ögrenciye:-neden geç geldin oglum* der
-bizim inegi damizlik bogaya götürdüm hocam. der çocuk
-o isi baban yapamazmiy di? diye sorunca ögretmen, çocuk gülerek
-belki yapabilirdi hocam ama bizim inek bogalardan daha çok hoslaniyor..
 
DÖNMEYIZ
Temel ile Dursun bir aksam otobanda iki sarisini arabalarina almislar ve issiz, kuytu
bir yere gitmek için basmislar gaza...
Yarim saat sonra gidecekleri yere
yaklastiklarinda sarisinlardan biri der ki :
- Simdiden söyleyelim, biz dönmeyiz.
Temel kendinden emin bir sekilde cevap verir :
- Valla bu kadar geldikten sonra biz de dönmeyiz.

BOZULDU
Temel' e ikramiyeden büyük miktarda para çikar ve imajini degistirmek ister.
Ilk önce gözlük
almaya karar verir.Gözlükçüden kaliteli bir gözlük ister,gözlügü takar ve fiatini
sorar 10 Milyon cevabini alinca bu gözlük yakismadi diyerek baska gözlük dener fiati
sorar 100 Milyon lafina da karsilik yakismadigini soyler.Gözlükçü çelik kasa da sakli
dünyada benzeri olmadigini söyledigi gözlügü çikarir. Temel gözlügü takar hosuna gider.
Çünkü gözlükçü karsisinda çiplak durmaktadir.Etrafina bakar tüm insanlar çiplak
gözükmektedir.Gözlügü 100 Milyar'a satin alir evin yolunu tutar Fadimeye hava atacaktir.
Eve girince köyden hemserisi Dursun misafir gelmistir fakat Fadime ile Dursun'u çiplak
görmektedir.gözlügü çikarir yine çiplak görmektedir.Gözlügü takar çiplak,çikarir çiplak
sinirlenip gözlügü ayaklarinin altina alir kodumun gözlügü ne çabuk bozuldu der.

BAK AKILLANDIN
hoca yolculuk sirasinda mola verip bir hana girer, bu sirada hana bir baska yolcu
daha girer ve ikisi birden hancidan yiyecek birseyler isterler. Fakat hanci yiyecek
olarak sadece bir balik oldugunu söyler ve bunu paylasmalarini önerir. Bunun üzerine
hoca 'ben baligin sadece basini yiyecem' der. Hanci bunun nedenini sorar, hocada
'balik basi zekayi arttirir,balik basi yiyen insan akilli olur' der. Bunun üzerine
diger yolcu hemen atilir ve hocaya 'balik basini niye sen yiyeceksin, ben yemek
istiyorum' der. Hoca da itiraz etmez ve baligin koca gövdesini hoca yer ve bir güzel
karnini doyurur, diger yolcu ise sadece baligin basini yer ve sonra hocaya seslenir
'sen koca gövdeyi yedin karnini doyurdun ben sadece kafayi yedim aç kaldim ' der Hoca
da bunun üzerine sunu der 'Bak nasil akillandin'
 
Akrobat Temel
Temel marangoz ama ne marangoz mesleginin zirvesinde derken trabzona dünyanin en büyük sirki geliyor çadir diregini dikmek içinde usta bir marangoza ihtiyaç var arayip sorusturuyorlar en iyi usta olarak temeli tavsiye ediyorlar temel sirke gelip ne is yapilacagina bakip takimlarini alip geliyor ve diregin üstüne çikip basliyor diregi yere çakmaya bu sirada sirkin patronu asagidan temeli seyrediyor derken temel birden havada iki parande üç salto atarak yere iki ayaginin üstüne ve ellerini bacaginin yanlarina vurarak saglam bir sekilde düsüyor bunu gören patron içtigi puroyu yutuyor ve kosarak temelin yanina gelip ayni hareketi yapmasini ve bunun karsiliginda ise çok büyük para kazanacagini anlatiyor temel ise kesinlikle olmaz diyor patron gene ayni hareket için para ve 20 senelik ip canbazlarinin bile bu hareketi yapamadigini anlatiyor adam israr ediyor temel kabul etmiyor adam gene israr temel en sonunda adamin kulagina egilip ula hemserim benim her sefer ayni hareketi yapmam için diregin tepesinde aletin basina mi vurmam lazim.

Deneme Atlayisi
Temel ile tursin askerde egitimlerini parasütçülük üzerine yapiyorlardi.
Komutan: Bu bir deneme atlayisidir, simdi herkes sirayla atlayacaktir sonra asagida bulusma yerine gidip digerlerini bekleyecektir, eger parasüt açilmazsa fazla telas yapmayin ikinci parasütü deneyin der ve herkesi teker teker atlatir. Temel birinci parasütü çeker açilmaz o anda ordan geçen Dursuna bagirir:
- Ula Tursun parasüt açilmiy der.
Dursun soguk bir kanlilikla yedegi çek der. Temel onuda dener oda açilmaz. Temel Dursuna yine bagirir:
- Ula yedegide çektum oda açilmiy, galiba yere çakilip ölecegum Dursun der. Dursun Temeli söyle bir süzer ver derki:
- Ula Temel hiç korkma haçen bu sadece denemedur.

Rezil Çirak
Temel bir gün yolda yürürken Dursunla karsilasmis. Dursun 'ooo temel dükkan açik çirakta disari çikmis' demis. Temel de 'dün aksam o beni rezil etti, bu günde ben onu rezil ediyorum' demis.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…