- Konu Sahibi lou salome
-
- #121
Of benim kuzenim böyle. 10 aylık bebeği var kendisini de etrafını da delirtecek yakında. Öyle böyle bir takıntı değil. Böyle yaparak çocuğu da strese sokuyor ve kendine bağımlı hale getiriyor farkında değil. Tatile gittiklerinde restoranda mutfağa girip blanderla çocuğuna özel yemek yaptırmış falan. Orada bile uğraştırmiş insanları. Ben hastalıklı buluyorum bu durumu. Bence arkadaşınız da normal değil. Sizlik bir şey yok bence, sizin ve ev sahibi arkadaşınızın tavırları gayet normal arkadaşınız biraz buldumcuk olmuş sadece
Çikolata değil benim bağımlılıktan kastım zaten kola. Kola denen şeyin ufacık çocuklara verilmesinden gerçekten nefret ediyorum.Bunlarda haklısınız tabii
Kendi doğumgünü pastasını yıllarca yemedi bir çatal sonrası bıraktı
Abur cubur kuru kayısı arası cevizdi
Dışarıda yemek yedik ama en gerçeğe yakın pişen nispeten kaliteli yerler
Neyse anaokulu da dikkat eden bir kurumdu şekerli şeyler yok doğumgünü vs yok
İlkokula başladı ve bomba patladı
Arkadaşları Mc Donalds anlatmış, siz beni hiç götürmediniz dedi ama öyle bir duyguyla anlatıyor ki dünyanın en üstün şeyinden mahrum kalmış gibi
Neyse götürdük bir şey yok hepsini giyemedi bile zira damak zevkine uygun değil oyuncakları vs de açmadı
Sonra o çok öven arkadaşlarına ben de gittim demiş aman sen yeme ondan ben bir kere yedim sonra kustum demiş vs
Mesela 10 yaşında hala kola içmez ama ice tea içer arada zira her ortamda ayran yok
Sınıfça yemeğe gidildiğinde 20 kişiden sadece biri ayran içmiş o da oğlum
Yani biraz da ilerleten yıllarda ortam etkisi artıyor
çikolata küçükken de yerdi ama delice değil hala da çekmecede durur ama kimse kalıp kalıp yemez
Yasak değil de sınırlı olmak daha iyi aslında
Kimse tanımadığı çocuğa yiyecek vermesin ama bahçede herkes bisküvi çikolata yerken sağlık çocuğu olmadığı halde çocuğa o yemez, yemesin de denmemeli
Bir parça çikolata ile bağımlı vs olmaz ama yoksunluk duygusu, bana yasak hissi ilerde daha doyumsuzluklara yol açar
Çikolata değil benim bağımlılıktan kastım zaten kola. Kola denen şeyin ufacık çocuklara verilmesinden gerçekten nefret ediyorum.
Kesinlikle.haklısınız
aslında çocuk onu sevmez de, yakıcı vs
ama büyükler ballandıra ballandıra içtiği için heves ediyorlar
artık yeni nesil çok fazla içmiyor ya da benim çevremdekiler diyeyim
geçen yıl bir kursa gittim, üniversite öğrencisi ve yeni mezun çoğunluğu olan
kimse kola içmiyordu nerede ise
hatta bir baktım kızlar sabah süt almışlar, poğaça almışlar, çay bile içmiyorlar kahvaltıda
2 yasina kadar ben de cok dikkat ettim kac yasinda cocugu bilmiyorum ama dikkat ettigi icin yargilamamak lazim.ama yemekli gidecegi yere cocugunun yiyebilecegi seyleri goturmesi gerekiyordu kesinlikle o konuda katiliyorum.Bir kaç yıllık arkadaş olan bir grup kadınız. Bu grupta iki tane kızkardeş var. Bunlardan birinin de dört yaşında bir oğlu.
Geçenlerde kızlardan biri bizi yemeğe davet etti. İçimizde maddi açıdan en dezavantajlı olan o. Eli çok lezzetlidir. Maddi imkanı elverdiğince elinden geleni yapar.
Ben biraz erken gittim yardım etmek için. Unuttuğu bir iki malzeme varmış, giderken onları da götürdüm. Yemekleri yaptık. Sofrayı kurduk. Diğer kızlar geldi. Erkek Çocuğu olan, çocuğunu da getirdi. Ki biz getireceğini biliyorduk.
Terbiyeli bir çorba yapmıştı arkadaşım. Fırında bezelyeli tavuk. Pilav. Ben de süt helvası yaptım, fırında. Tam sofraya otururken fırına attım ki yemek sonrası çayla sıcak sıcak yiyelim.
Sofrada, erkek çocuğu olan arkadaşımız baktı baktı ve dedi ki, bu çorbanın terbiyesini nasıl bir yoğurtla yaptınız, hazır mı. Ev sahibi arkadaşım evet dedi, bir kaşık pınar yoğurt var içinde yani. Çocuğuna içirmedi. Bezelyeli tavuğun bezelyesi konserve diye çocuğa yedirmedi. Pilavın pirinci marketten alınan baldo pirinç diye yedirmedi, buranın açık yerel pirincinden olmalıymış. Haa biraz salata yedirdi çocuğa, onu unutmuşum.
En son süt helvasını fırına, hazır fırın kabında atmışız diye kendi bayıla bayıla yedi ama çocuğa yedirmedi yine. Çocuk ağlayınca bir lokma verdi. Çocuk da muhallebi gibi bir şey olduğunu görünce daha çok yemek istedi daha çok ağladı. Zaten aç. Suratlar asık, bütün tadımız kaçtı. Bir de ev sahibine akıl veriyor, ben şunu şurdan alıyorum, bunu burdan alıyorum diye. Herkes 7-8 yıldır birbirini tanıyor bu ortamda.
En son bu çocuğun teyzesi olan arkadaşımıza dedim ki, bir dahaki sefere çocuğun o aşırı organik yemeklerini bir kaba koyup yanında getirsin bari. Hem çocuğa eziyet olmaz, ağlayıp durdu çocuk annesi de biz de yerken, hem ev sahibine ayıp olmaz.
Haa çocuğun eline telefon veriyor bu arada annesi. Bir kaşık hazır yoğurda takıyor ama çocuk radyasyonla içiçe sürekli.
Biraz kabalığa varmıyor bu aşırı sağlıklı beslenme saplantısı. Annelik yarıştırılıyor resmen.
Kimi saçından tutup duvarlara...Varya o kadının saçından alıp duvara....
Bu ara böyle manyaklar türedi. O zaman gitmesin hiç bı yere. Çocuğu da eve hapsetsin. Çocuğu açken o nasıl yedi. Benim yanımda yapicak arkadaşım. Birde samimi arkadassa. Hadi ordan derim. Alırım çocuğu yanıma elimle doyururum. Manyak karı.
Erişkinler kola içmek isteyebilir. On tane erişkin, çocuk da ister diye kola yada ne bileyim her hangi bir içecekten vazgeçecek değil. Tadını bilmeyen çocuk neden istesin zaten.
Ve bir çocuk yüzünden on erişkinin yediğine içtiğine karar verilecekse bence çocuğunu evinden çıkarmadan büyütsün. Kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok
E aç bırakmış cocuğu bazısı problemli yaBir kaç yıllık arkadaş olan bir grup kadınız. Bu grupta iki tane kızkardeş var. Bunlardan birinin de dört yaşında bir oğlu.
Geçenlerde kızlardan biri bizi yemeğe davet etti. İçimizde maddi açıdan en dezavantajlı olan o. Eli çok lezzetlidir. Maddi imkanı elverdiğince elinden geleni yapar.
Ben biraz erken gittim yardım etmek için. Unuttuğu bir iki malzeme varmış, giderken onları da götürdüm. Yemekleri yaptık. Sofrayı kurduk. Diğer kızlar geldi. Erkek Çocuğu olan, çocuğunu da getirdi. Ki biz getireceğini biliyorduk.
Terbiyeli bir çorba yapmıştı arkadaşım. Fırında bezelyeli tavuk. Pilav. Ben de süt helvası yaptım, fırında. Tam sofraya otururken fırına attım ki yemek sonrası çayla sıcak sıcak yiyelim.
Sofrada, erkek çocuğu olan arkadaşımız baktı baktı ve dedi ki, bu çorbanın terbiyesini nasıl bir yoğurtla yaptınız, hazır mı. Ev sahibi arkadaşım evet dedi, bir kaşık pınar yoğurt var içinde yani. Çocuğuna içirmedi. Bezelyeli tavuğun bezelyesi konserve diye çocuğa yedirmedi. Pilavın pirinci marketten alınan baldo pirinç diye yedirmedi, buranın açık yerel pirincinden olmalıymış. Haa biraz salata yedirdi çocuğa, onu unutmuşum.
En son süt helvasını fırına, hazır fırın kabında atmışız diye kendi bayıla bayıla yedi ama çocuğa yedirmedi yine. Çocuk ağlayınca bir lokma verdi. Çocuk da muhallebi gibi bir şey olduğunu görünce daha çok yemek istedi daha çok ağladı. Zaten aç. Suratlar asık, bütün tadımız kaçtı. Bir de ev sahibine akıl veriyor, ben şunu şurdan alıyorum, bunu burdan alıyorum diye. Herkes 7-8 yıldır birbirini tanıyor bu ortamda.
En son bu çocuğun teyzesi olan arkadaşımıza dedim ki, bir dahaki sefere çocuğun o aşırı organik yemeklerini bir kaba koyup yanında getirsin bari. Hem çocuğa eziyet olmaz, ağlayıp durdu çocuk annesi de biz de yerken, hem ev sahibine ayıp olmaz.
Haa çocuğun eline telefon veriyor bu arada annesi. Bir kaşık hazır yoğurda takıyor ama çocuk radyasyonla içiçe sürekli.
Biraz kabalığa varmıyor bu aşırı sağlıklı beslenme saplantısı. Annelik yarıştırılıyor resmen.
Sizinki yine çocuk içinmiş. Ben öyle insanlar tanıdım ki misafirliğe gittikleri evde kendileri bir şey yemiyor. Yok un şuradan olmalıymış, yağ buradan olmalıymış, et şöyle olmalıymış ağızlarına bir şey sürmediler bulunduğumuz evde. Ev sahibine acıdım.
İçimden de madem bi halt yemiyorsunuz biptirin gidin evinizde oturun ruh hastaları dedim. Bu sağlıklı beslenme işini takıntıya çeviren çok insan var maalesef.
10 aylık bebek için durum farklıdır ama. 1 yaşa kadar yasak olan bir çok sey var. Herkes bebeğine kuzeninizin yaptığını yapıyor. Otel çalışanlarının garipsediğini veya zahmete girdiğini düşünmeyin. Hatta şaşıracaksınız belki ama bebek öğünü çıkaran oteller var.Of benim kuzenim böyle. 10 aylık bebeği var kendisini de etrafını da delirtecek yakında. Öyle böyle bir takıntı değil. Böyle yaparak çocuğu da strese sokuyor ve kendine bağımlı hale getiriyor farkında değil. Tatile gittiklerinde restoranda mutfağa girip blanderla çocuğuna özel yemek yaptırmış falan. Orada bile uğraştırmiş insanları. Ben hastalıklı buluyorum bu durumu. Bence arkadaşınız da normal değil. Sizlik bir şey yok bence, sizin ve ev sahibi arkadaşınızın tavırları gayet normal arkadaşınız biraz buldumcuk olmuş sadece
Bide o kadar yemek yaparsın özenir uğraşırsın eş beğenmez, çocuk yemez, misafir yemez, biri çıkar doğal değil der diğeri sevmiyorum der, öbürü içine şunu koymasaydın der... herkes illa kendine göre bir kulp bulur biz zavallı kadınlar da organik arayıp bulalım diye über uğraşırız. Hep çile hep çile valla. Bu dünyaya yemek yapmak için gelmişiz. Bırakın kim beğenmiyorsa gitsin istediğini yesin hayat böyle geçer mi. Ha tabi insan çocuğuna asla kıyamaz o apayrı fakat bu kadar da kasmamalı bence bir üyenin dediği gibi gerçek organik gıda bulmak artık hayal gibi bir şey... ha bende şu anneanne babaanne evinde verilen abur cuburlara katılmıyorum evet keşke her şeyi kararında yapabilsek zaten.
Keşke organik ürünlere sizin kadar inanabilsem.Pirinç ve açık gıda kısmında size katılıyorum.
Ama organik sertifikası kasabınızın dediği gibi kolay alınmıyor. Yani üstünde organik damgası olan bir tavuğa verilen yem de hormon antibiyotik ve zararlı içerik olamaz. Sık denetlenir ve kaybedilir. Benim doktorum bebeğim ekgıdaya geçtiğinde sadece organik yumurta demişti. Hatta pirinci dahi alacaksaknız organik alın zira içinde asbestli diğerleri.
saplantidan ziyade cok acimasiz bir anne gibi geldi bana. kendisi löp löp goturuyor yemekleri ama cocuk gozunun onunde aç.Allah merhamet versin. herkes bu kadar dikkat etmeyebiliyor o yuzden organik yogurdunu organik pilavini vs getirseymis yaninda nasil bir mantik anlamadim. eline telefon vermesine diyecek bir sey bulamiyorum zaten.Bir kaç yıllık arkadaş olan bir grup kadınız. Bu grupta iki tane kızkardeş var. Bunlardan birinin de dört yaşında bir oğlu.
Geçenlerde kızlardan biri bizi yemeğe davet etti. İçimizde maddi açıdan en dezavantajlı olan o. Eli çok lezzetlidir. Maddi imkanı elverdiğince elinden geleni yapar.
Ben biraz erken gittim yardım etmek için. Unuttuğu bir iki malzeme varmış, giderken onları da götürdüm. Yemekleri yaptık. Sofrayı kurduk. Diğer kızlar geldi. Erkek Çocuğu olan, çocuğunu da getirdi. Ki biz getireceğini biliyorduk.
Terbiyeli bir çorba yapmıştı arkadaşım. Fırında bezelyeli tavuk. Pilav. Ben de süt helvası yaptım, fırında. Tam sofraya otururken fırına attım ki yemek sonrası çayla sıcak sıcak yiyelim.
Sofrada, erkek çocuğu olan arkadaşımız baktı baktı ve dedi ki, bu çorbanın terbiyesini nasıl bir yoğurtla yaptınız, hazır mı. Ev sahibi arkadaşım evet dedi, bir kaşık pınar yoğurt var içinde yani. Çocuğuna içirmedi. Bezelyeli tavuğun bezelyesi konserve diye çocuğa yedirmedi. Pilavın pirinci marketten alınan baldo pirinç diye yedirmedi, buranın açık yerel pirincinden olmalıymış. Haa biraz salata yedirdi çocuğa, onu unutmuşum.
En son süt helvasını fırına, hazır fırın kabında atmışız diye kendi bayıla bayıla yedi ama çocuğa yedirmedi yine. Çocuk ağlayınca bir lokma verdi. Çocuk da muhallebi gibi bir şey olduğunu görünce daha çok yemek istedi daha çok ağladı. Zaten aç. Suratlar asık, bütün tadımız kaçtı. Bir de ev sahibine akıl veriyor, ben şunu şurdan alıyorum, bunu burdan alıyorum diye. Herkes 7-8 yıldır birbirini tanıyor bu ortamda.
En son bu çocuğun teyzesi olan arkadaşımıza dedim ki, bir dahaki sefere çocuğun o aşırı organik yemeklerini bir kaba koyup yanında getirsin bari. Hem çocuğa eziyet olmaz, ağlayıp durdu çocuk annesi de biz de yerken, hem ev sahibine ayıp olmaz.
Haa çocuğun eline telefon veriyor bu arada annesi. Bir kaşık hazır yoğurda takıyor ama çocuk radyasyonla içiçe sürekli.
Biraz kabalığa varmıyor bu aşırı sağlıklı beslenme saplantısı. Annelik yarıştırılıyor resmen.
Keşke organik ürünlere sizin kadar inanabilsem.
Organik ve iyi tarım uygulamaları sertifikaları dediğiniz gibi pek çok konuda caydırıcı. Sertifikasyon firması sahibi bir arkadaşım var, belgelerini sertifikalarını vs devlet desteği ile aldık, zor ve pahalı bir süreçten sonra buna hak kazandı, sonra onlarca ziraat mühendisini işe aldı, benim de iki arkadaşım hala onunla çalışıyor. Türkiyedeki ilk 20 sertifikasyon firmasındna biri. Kendim de organik tarım üretimi ve iyi tarım uygulamaları ile ilgili 1 ay boyunca 19 köyde "tarımsal pazarlama" semineri verdim. Emin olun bilmediğim bir konu değil. Ayrıca iç denetçi sertifikam da var. Genel olarak marketten alışveriş yaptığımı ve semt pazarlarına hiç güvenmediğimi de ekleyeyim. Marketler bana göre kötünün iyisi.
Buradaki sorun şu. Organik üretim için başvuru yaptığınızda bir sertifikasyon firmasıyla anlaşırsınız ve onlar size önce eğitim verirler. ardından çok katı bazı kurallar koyup giderler ve genelde en erken 15 gün sonra denetime gelirler, üretim başladıktan sonra denetimler seyrekleşir. Burada üreticinin bazı inisiyatifleri kullanması durumu var. Denetim olmayan zamanlarda da kurallara sıkı sıkı bağlı kaldıysa eyvallah, ki böyle titiz üreticiler var. Ancak örneğin tavuk için kan tahlilinde çıkmayan maddeler eklenebilir, meyve sebzelerde de aynı şekilde, rasgele denetimlerde tespit edilmeyecek ama meyveyi güçlendirecek maddeler eklenebilir. Üretici de insan sonuçta, üretim sırasında ciddi hatalar yapabilir ama sertifikası yanmasın diye saklayabilir. Yani o bahsettiğiniz sıkı denetimler var ama hiçbir sertifikasyon firması 7/24 üreticinin başına adam dikemez. İnşallah siz haklısınızdır diyeyim konuyu kapatayım
bunlar sertifikalı olanlar
bir de aman bu organik diye merdiven altından alışveriş yapan çok
marketten aldığım organik yumurtaya burun kıvıran tanıdığım bizim burada sözde gezen tavuk yetiştiren bir adamdan yumurta alıyor organikmiş
neyse oğlum küçüktü adam gezdiriyordu, oğluma da tavuklara versin diye mısır getirdi
oğlum verirken ben de gayriihtiyari tavukların kabına baktım ve tavuklara balık yemi gibi yemler verdiğini gördüm
neyse sonra bunu anlattım ayyy dedi o mısırlar ya gdo luysa dedi ama balık yemi gibi olan yemi dikkate almadı bile
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?