- 16 Nisan 2010
- 2.287
- 4.008
- 333
- Konu Sahibi dislektik_anne
-
- #81
Şu yeni nesil annelerden ben de illallah ediyorum. Ablamın çocuğuna mesela henuz besin alerjisi olup olmadığı denenmemişse (3 gün onu yesin,problem yoksa hep yiyebilir) yemek yerken domates bile veremezsin. Çocuk 16 aylık ama kıyameti koparır.
Bebekler için olmayan ıslak mendil ile elini sildim diye panik olmuştu (elini ağzına atıyor,bunlar zararlı şeyler) . Bir gün çikolata falan alsam çocuğa koşa koşa acile götürür midesini yikatir
Bilmiyorum ya...asla böyle bir anne olmak istemem.
Etrafımda ben de çok görüyorum, hatta kadınlar kulübünde de öyle. Cocugu ile yapışık insanlar, devamlı pohpohlanan çocuklar..
İyi de gerçek dünya bu değil ki.
Bizim mesela yegene 'kuserim ama' gibi cümleler kullanmamız bile yasak (çünkü bebegi rencide edebilirmiş). Böyle çocuklar gerçek dünyaya girince bir paşa-bir prenses olmadıklarını farkına varacaklar. O zaman onların hassas kalbi kırilmayacak mi? Kırılacak. Hem de kendini avutmayi bilmedigi için çok zorlanacak...
Benim de annemle aramda yakın bir ilişki yok. İster mıydim,isterdim tabii. Ama bazı insanlar var annesini bırakmamak için iki gün iş gezisine gidemeyen, annesinden onay almadan bir iş yapamayan, annesinin ağzının ta içine bakan,özgüvensiz ve sinik, evlenince evinde annemi özledim diye ağlayan....
Böylelerini görünce de öyle olmadığım için icin sukrediyorum.
Bence siz yeni nesil annelere çok aldanmayin, iç gudulerinize ve çocuğunuzun yonlendirmelerine güvenin
aynen ben de çocuk olmadan önce süper dadıyı izleyip oh ne güzel ben de böyle uyku eğitimi vercem diyordumBen deli anayım; bi de benim cinsi yazayım:
Çocuğum yokken, derdim ki "Bu anneler de nie böyle kendilerini ota mka paspas ediyorlar, benim çocuğum olsa mum gibi bebeklikten yetiştiririm, ağlasa her ağlamasına kendimi paralamam koşmam, çocuk öğrenir, uykusu düzenli olacak yatağını baştan ayırırım, bana göre yetişir, ben onun parmağına oyuncak olmam" falan filan...
Bebesi kolik doğar, doktor onaylar ki bu bebe hem gazlı hem kolik.
Uykular haram, "Çocuk uyusun da isterse tepemin üstünde uyusun" diye bi zombi hayat başlar, o sırada anne kafayı yer, kocasına da itina ile kafayı yedirtir. Sonrası curcuna, kakalar dert kabızdı, yediydi yemediydi; çocuk sürekli ağlar morarana kadar acillere uçur, doktorlarla kanka ol... Ayıpladığı, tuhaf gördüğü ne varsa yaşar, sonra göç yolda düzelir iyi olmaya başlarlar derken çocuk bu, huyu sürekli değişir, bi şeyden durduk yere ürker değişir, yürümeye başlar değişir, konuşur değişir, tableti eline asla vermem 3 yaştan önce derdim 1 buçuk yaşta filan aldı. Ama renkleri şekilleri filan öğrendi şimdi renkleri rakamları filan da bilir öyle bi faydası oldu tabletin. Vs. vs. Ben yedim ama kafayı o değişmedi. Şimdi de bağlantıları bi kontrol ettim, yılbaşı sonrası yaza doğru kendi işimi kurma girişimim olacak gibi, iş hayatına yeniden kaçacağım. Evde annelik bana göre değil bunu anladım sonunda. Silikon tabancasıyla aşk yaşamaya başladım, renkli tokalarım çoğaldı filan bu alametler hayra alamet değil.
İşe alışmış kadın, iş hayatı olmadan yapamıyor ben denedim olmuyor yani. 2 buçuk senedir evdeyim, kurs vb. idare ettim kendimi dışarılara attım ama delirdim. İşe dönüp kafayı toplamayı planlıyorum ve vicdan da yapmıyorum. Çocuk da rahat edecek vallahi.
Yaaa bir başladım,bu kadar uzun olduğunu farkedememisim. Epey kirptim ama daha fazla kirpamiyorum kıyıp, kusura bakmayintaylor ve diğer okuyucular
Daha önce konusu açıldığında da hep demiştim, ben asla hiçbir anneye karışmam ,kimsenin annelik kurallarını da esnetmeye calismam. Bana ne kadar saçma gelse de o evin kuralı neyse uyarım. Çünkü ben de çocuk yetiştirirken asla (eşim dışında birinin) tavsiyesini dinlemek istemem. Herkesin çocuğu kendine...
Ama bence bir çocuğun böyle fanuslarda büyümesi gerçekten en çok çocuğa zararlı
Birincisi; çocuklar bu kadar steril ortamda /asla mikropla buluşmadan,yere düşen emziği ağzına atmadan büyürlerse bağışıklıkları güçlenemez ki. Herkes bilir ki bağışıklık gelişmesi için o mikroba maruz kalman gerekir. Aşida bile temel mantık budur: sana o virüsü verirler ki vücudun onunla savaşmayı öğrensin.
Ama çocuk hiçbir mikrop görmeden büyüyüp, kreşe başladığı anda binlerce yabanci virüsle karşılaşınca hastalıktan kurtulamıyor.
Az çok herkesin böyle bir gözlemi vardir,çevresinden.
Herkes havuza gider sadece vücudu mikroba en aç-titiz insanlar o havuzdan virüs kapar :) gibi...
Ayrıca çocukluk koşup oynayıp, düşüp kalkıp, kedi köpek öpüp, çamurda debelendiğin, camı kapıyı yaladiğin bir dönem değil midir :) bazı şeyler doğal akışında güzel.
Benim annem de yeni nesil anneler gibi 'proje cocuk' yetiştirme niyetindeydi biz küçükken. 90lar çocuğuyuz ama mahalleye salinmazdik, annem kitap seti alirdi tüm yaz tatili onu okurduk. TV de izleyemezdik (şimdi de izlemiyorum ama sevmediğim için. 9 yaşında bir çocuk için ve doksanlarda çok önemliydi TV) sonra ne olurdu? Okulda herkes rosalindanin son bölüm giydiği duvağı upuzun gelinliği konuşurdu, ben de once millete kulak kabartır sonra izlemişim gibi ben de anlatırdım , dişlanmamak icinne yani hiç TV izlemeyip Fernando José Altamirano del Castillo ile Rozalinda'nin opusmesini izlemeden büyüdüm de çok mu dogru bir çocuk oldum? :))
Tamam,çocuklari TV-tablet karşısına atip orada unutmayın ama sosyalleşme çağlarında çocuklar yanyana geldiğinde sizinkinin bütün saçma çocuk uygulamalarindan,bütün saçma oyunlardan uzak kaldığı icin sohbete katılamayıp dişlanmasi da hoş birşey değil. Herşeyin bir ölçüsü olması gerekir...
Ve diğer konu...
En basitinden ailesi tarafından devamlı pohpohlanan,her zaman bütün ilginin üstünde olduğu ve her yaptığı başarısı (en azından güzel sözle) ödüllendirilen biri çocuk düşünün. Aslında çok harika gibi geliyor. Herkes böyle bir aile ortamında olmak ister...
Ama bu çocuk 6 yaşında okula başlıyor ve burada her yaptığı başarı tebrikle karşılanmıyor. Hatta çoğu zaman yok sayılıyor. Çok güzel bir A ciziyor mesela, ama öğretmen onun defterine bakmıyor bile.
Tahtaya çıkıp toplama işlemini yapıyor ama öğretmeni başarısını tebrik etmektense sıradaki diğer ogrenciyi çağırıyor... Bu çoğu öğrenci için normalken ilgisizliğe alışmış bir çocuk için gerçekten büyük bir üzüntü kaynağı olabilir, bu sebeple okuldan soğurabilir. Çünkü onaylanmaya alışmış. Diğer insanlardan bunu görme ihtiyacı hisseder. Hiç istemeden anne baba çocuğun okulda mutsuz olmasına yol açmis olur .
Ya da ilkokulda kötü bir arkadaşı var ve çocuğa kalbini kiracak bir laf söyledi. Saçların kirpi gibi dedi mesela, yanındakiler de 'kiiirpii kirrpii' diye güldüler. Çocuk ilk aşağılanmasıyla yapayalnız bir ortamda yaşadı. Bence bu çocuk için bir travmadir. Cunku cocuk hayatında böyle bir olayla hiç karşılaşmamış ve ne yapacağını bile bilmiyor,bir savunma mekanizması geliştirmemiş. Dünyada kötülük olduğunu bile bilmiyor çünkü annesi masallarda bile 'kurt bir lokmada kırmızı başlıklı kızı yemiş'i sansürleyip 'kurt bir lokmada kırmızı başlıklı kızı yok etmiş ' şeklinde okumuş,psikolojisi bozulmasın diye :)
Ama gercek dünyada maalesef kötüler de var kötülükler de var. Eğer anne baba çocuğunu tüm kötülüklerden korumaya çalışırsa çocuk kötü gerçeğini bilmeden büyür,haliyle onla nasıl mücadele edeceğini yaşam içinde minik minik deneyimlerle ogrenemez ve ileride kendi ayakları üstünde durduğunda çok bocalar.
"Ama onu bana vermedin Küstüm sana" meselesine gelirsek. Aslında bu da bir cesit hayata hazırlayan oyundur ,şöyle bir dusunursek... Mesela sen küstüm der ve yüzünü ekşitirsin ve çocuk sana o şeyi verir ve hemen barişirsin . Çocuk böylece bir insanın kalbini kirdiginda gönlünü almak gerektiğini. Okulda ayşecani küstürdüğünde bu duyguyu tanır ve ayşecanin gönlünü almaya çalışır.
Bence yaşanan iyi kötü her olay insana bir deneyim kazandırır. Onun kucumsenmesi-dalga geçilmesi - gerekirse kavga etmesi-hatalar yapmasi...hepsi bir deneyimdir. Kimse çocuğunun kalbi kırılsın istemez ama insan kalbi kırılmadan onu nasıl onaracagini bilemez. Kendi savunma mekanizmasını geliştiremez .
Ve son olarak
Ozguvensiz ve sinik insanları 'öyle annelerinin çocuğu işte büyüyünce böyle oluyor' demek için yazmadım.
Konu sahibi ''annesine bağımlı bir çocuk yetiştirmek isyemiyorum" dediği için yeni bir konuya geçip benim de annemle aramın çok iyi olmadığını ama annesiz adım atamayan ,onun onayı olmadan hareket etmeyen ozguvensiz ve sinik insanlardan olmadığım için kendimi şanslı hissettiğimi ve bağımsız bir çocuk yetiştirme isteğinde ve içgüdüsel anneliginde onu destekledigimi söyledim.
O ikisi farklı konu yani.
... Bunca okuyan oldu mu acaba ya? Hakkınızı helal edin,ne diyim :)
Bir annenin görevi aslında onu hayata hazırlamaktır prenses muamelesi yapıp hiç bir iş gördürmeyip öğretmeyince kızı evlendiğinde ondan bundan iş bekliyor ve bütün hayatı bu şekilde başkalarına bağımlı geçiyor düşünün yetmiş yaşına gelmiş yemek yapmasını bilmiyor temizlik yapmıyor (çünkü hep annesi yaptı ve kardeşi yaptı) inanın böyle insan tanıyorum ve siz diyorsunızki keşke bu kadın zamanında annesinden temiz bir dayak yeseydi( şiddete karşıyım ama o an için gerçekten hak ettiği düşünüyorsunuz)belki böyle olmazdı diyorsunuz ben anne değilim ama çevrende anne olan arkadaşlarım var arkadasım kızını kesinlikle şımartmıyor iş gördürüyor ve görünüşte oğluna göre daha az seviyor oğlunu da şımartıyor daha çok seviyor neden böyle yaptığı sordum kız el kapısına gidince beni çok aramasın yoksa ben onu çok severim ama göstermem oğlumda el içine çıkacak çalışacak erkeklerin içinde olacak pasif sinik olmasın dedi bence çok haklı yeni nesil annelik bende beğenmiyorum çocuğa annecim yada babaysa babacım teyzeyse teyzecim diye hitap etmek bile doğru değil uzman açıkladı ismiyle hitap edin diye çünkü bireyselleştiriyor diğerleri sanki çocuk senin bir uzvunmuş gibi çocuk sana bapımlı oluyor öyle bir algı oluşturuyor düşünün hitapta bile böyleyse gerisini hesap edin
Şu yeni nesil annelerden ben de illallah ediyorum. Ablamın çocuğuna mesela henuz besin alerjisi olup olmadığı denenmemişse (3 gün onu yesin,problem yoksa hep yiyebilir) yemek yerken domates bile veremezsin. Çocuk 16 aylık ama kıyameti koparır.
Bebekler için olmayan ıslak mendil ile elini sildim diye panik olmuştu (elini ağzına atıyor,bunlar zararlı şeyler) . Bir gün çikolata falan alsam çocuğa koşa koşa acile götürür midesini yikatir
Bilmiyorum ya...asla böyle bir anne olmak istemem.
Etrafımda ben de çok görüyorum, hatta kadınlar kulübünde de öyle. Cocugu ile yapışık insanlar, devamlı pohpohlanan çocuklar..
İyi de gerçek dünya bu değil ki.
Bizim mesela yegene 'kuserim ama' gibi cümleler kullanmamız bile yasak (çünkü bebegi rencide edebilirmiş). Böyle çocuklar gerçek dünyaya girince bir paşa-bir prenses olmadıklarını farkına varacaklar. O zaman onların hassas kalbi kırilmayacak mi? Kırılacak. Hem de kendini avutmayi bilmedigi için çok zorlanacak...
Benim de annemle aramda yakın bir ilişki yok. İster mıydim,isterdim tabii. Ama bazı insanlar var annesini bırakmamak için iki gün iş gezisine gidemeyen, annesinden onay almadan bir iş yapamayan, annesinin ağzının ta içine bakan,özgüvensiz ve sinik, evlenince evinde annemi özledim diye ağlayan....
Böylelerini görünce de öyle olmadığım için icin sukrediyorum.
Bence siz yeni nesil annelere çok aldanmayin, iç gudulerinize ve çocuğunuzun yonlendirmelerine güvenin
Bende öyle düşünüyorum dalga geçiyor olmalı70 yasina kadar nasil idare ettyse gene eder elbet.. hem is bilmeyende yaslaniyo is bilende. Bizlerin 70 yasina kadar yasarsak elimizin ayagimizin saglam olacagini garantisi var mi? Yok
Bu arkadas bizle kafa buluyo sanki
Bir annenin görevi aslında onu hayata hazırlamaktır prenses muamelesi yapıp hiç bir iş gördürmeyip öğretmeyince kızı evlendiğinde ondan bundan iş bekliyor ve bütün hayatı bu şekilde başkalarına bağımlı geçiyor düşünün yetmiş yaşına gelmiş yemek yapmasını bilmiyor temizlik yapmıyor (çünkü hep annesi yaptı ve kardeşi yaptı) inanın böyle insan tanıyorum ve siz diyorsunızki keşke bu kadın zamanında annesinden temiz bir dayak yeseydi( şiddete karşıyım ama o an için gerçekten hak ettiği düşünüyorsunuz)belki böyle olmazdı diyorsunuz ben anne değilim ama çevrende anne olan arkadaşlarım var arkadasım kızını kesinlikle şımartmıyor iş gördürüyor ve görünüşte oğluna göre daha az seviyor oğlunu da şımartıyor daha çok seviyor neden böyle yaptığı sordum kız el kapısına gidince beni çok aramasın yoksa ben onu çok severim ama göstermem oğlumda el içine çıkacak çalışacak erkeklerin içinde olacak pasif sinik olmasın dedi bence çok haklı yeni nesil annelik bende beğenmiyorum çocuğa annecim yada babaysa babacım teyzeyse teyzecim diye hitap etmek bile doğru değil uzman açıkladı ismiyle hitap edin diye çünkü bireyselleştiriyor diğerleri sanki çocuk senin bir uzvunmuş gibi çocuk sana bapımlı oluyor öyle bir algı oluşturuyor düşünün hitapta bile böyleyse gerisini hesap edin
El benim kapıma gelsinKiz el kapısına mi gidecekmiş , biz bu kafa yapısından ne zaman kurtulucaz acaba??
Yalnız o cocuk değil bebek. Bunu bilir buna göre davranırsanız eleştirinin dozunu biraz düşürebilirsiniz.Şu yeni nesil annelerden ben de illallah ediyorum. Ablamın çocuğuna mesela henuz besin alerjisi olup olmadığı denenmemişse (3 gün onu yesin,problem yoksa hep yiyebilir) yemek yerken domates bile veremezsin. Çocuk 16 aylık ama kıyameti koparır.
Bebekler için olmayan ıslak mendil ile elini sildim diye panik olmuştu (elini ağzına atıyor,bunlar zararlı şeyler) . Bir gün çikolata falan alsam çocuğa koşa koşa acile götürür midesini yikatir
Bilmiyorum ya...asla böyle bir anne olmak istemem.
Etrafımda ben de çok görüyorum, hatta kadınlar kulübünde de öyle. Cocugu ile yapışık insanlar, devamlı pohpohlanan çocuklar..
İyi de gerçek dünya bu değil ki.
Bizim mesela yegene 'kuserim ama' gibi cümleler kullanmamız bile yasak (çünkü bebegi rencide edebilirmiş). Böyle çocuklar gerçek dünyaya girince bir paşa-bir prenses olmadıklarını farkına varacaklar. O zaman onların hassas kalbi kırilmayacak mi? Kırılacak. Hem de kendini avutmayi bilmedigi için çok zorlanacak...
Benim de annemle aramda yakın bir ilişki yok. İster mıydim,isterdim tabii. Ama bazı insanlar var annesini bırakmamak için iki gün iş gezisine gidemeyen, annesinden onay almadan bir iş yapamayan, annesinin ağzının ta içine bakan,özgüvensiz ve sinik, evlenince evinde annemi özledim diye ağlayan....
Böylelerini görünce de öyle olmadığım için icin sukrediyorum.
Bence siz yeni nesil annelere çok aldanmayin, iç gudulerinize ve çocuğunuzun yonlendirmelerine güvenin
Cok güzel anlatmışsınızŞu yeni nesil annelerden ben de illallah ediyorum. Ablamın çocuğuna mesela henuz besin alerjisi olup olmadığı denenmemişse (3 gün onu yesin,problem yoksa hep yiyebilir) yemek yerken domates bile veremezsin. Çocuk 16 aylık ama kıyameti koparır.
Bebekler için olmayan ıslak mendil ile elini sildim diye panik olmuştu (elini ağzına atıyor,bunlar zararlı şeyler) . Bir gün çikolata falan alsam çocuğa koşa koşa acile götürür midesini yikatir
Bilmiyorum ya...asla böyle bir anne olmak istemem.
Etrafımda ben de çok görüyorum, hatta kadınlar kulübünde de öyle. Cocugu ile yapışık insanlar, devamlı pohpohlanan çocuklar..
İyi de gerçek dünya bu değil ki.
Bizim mesela yegene 'kuserim ama' gibi cümleler kullanmamız bile yasak (çünkü bebegi rencide edebilirmiş). Böyle çocuklar gerçek dünyaya girince bir paşa-bir prenses olmadıklarını farkına varacaklar. O zaman onların hassas kalbi kırilmayacak mi? Kırılacak. Hem de kendini avutmayi bilmedigi için çok zorlanacak...
Benim de annemle aramda yakın bir ilişki yok. İster mıydim,isterdim tabii. Ama bazı insanlar var annesini bırakmamak için iki gün iş gezisine gidemeyen, annesinden onay almadan bir iş yapamayan, annesinin ağzının ta içine bakan,özgüvensiz ve sinik, evlenince evinde annemi özledim diye ağlayan....
Böylelerini görünce de öyle olmadığım için icin sukrediyorum.
Bence siz yeni nesil annelere çok aldanmayin, iç gudulerinize ve çocuğunuzun yonlendirmelerine güvenin
Cocuk odaklı yaşıyorum gideceğim yeri dahi cocuga göre belirliyorum, ne bu beni buldumcuk anne yapar nede sizi ilgisiz lütfen size benzemeyen anneler ile kendinizi karşılaştırıp eleştirel yaklaşmaya çalışırken karşı tarafı yermeyiniz. Zira o zaman yanlış yere odaklanırsınız.Hayattaki tek çocuk sahibi insan ben degilim mantigindayim anneliği yaşarken kendinden fazlasıyla ödün vermek yüzde yüz çocuk odaklı yaşamak aman mikrop kapar endişesinde olmamak aman çocuğumda çocuğum diye yaşayan bir anne olmadım görmemişin çocuğu olmuş gbi davranmadım anlatabildim mi :)
Bu çocuğuyla gerçekten ilgilenen annelere üstten bakmak ne ara moda oldu?
Çocuğum 2 yaşına girecek bu ay, hala kimse çikolata vs almaz. Alışkın değil. 1 yaşını geçince bir iki alan oldu, ben yedim. Şimdi kilo kilo muz, salatalık alıyorlar. Hala domates alerjisi var, bilmeyen biri neyse de bilen biri "ver canım alışır" dese fena üzerim.
Arada tv izliyor, yalan yok. Sevdiği çizgi film var, aşırı da keko bir şey. Keşke onu da yapmasam diye kendimi suçluyorum yeri geliyor. Millet reklamla yemek yedirmekle övünüyor.
Çocuğum dışarıdan eve geldiğinde üstü komple değişir. Mikropla tanışması mikrop içinde yaşaması demek değil. Millet bakıyorum aynı kıyafeti ertesi gün bile giydiriyor.
Konuyla alakasız ama iştahımla çevremde acayip ünlüyümdür. Baştan beri blw uyguladık. Yani çocuğuma hiç yemek yedirmedim, hep kendi yedi. Geçen biri bana "rahat yemek yemek için mi böyle alıştırdın?" dedihani bir anneyi eleştirmek istediğinizde milyonlarca şey bulursunuz. Ama gözünüzü seveyim gerçekten ilgili annelere b.k atmayın. İlgilenmeyenlere de atmayın. Size ne?
Bu çocuğuyla gerçekten ilgilenen annelere üstten bakmak ne ara moda oldu?
Çocuğum 2 yaşına girecek bu ay, hala kimse çikolata vs almaz. Alışkın değil. 1 yaşını geçince bir iki alan oldu, ben yedim. Şimdi kilo kilo muz, salatalık alıyorlar. Hala domates alerjisi var, bilmeyen biri neyse de bilen biri "ver canım alışır" dese fena üzerim.
Arada tv izliyor, yalan yok. Sevdiği çizgi film var, aşırı da keko bir şey. Keşke onu da yapmasam diye kendimi suçluyorum yeri geliyor. Millet reklamla yemek yedirmekle övünüyor.
Çocuğum dışarıdan eve geldiğinde üstü komple değişir. Mikropla tanışması mikrop içinde yaşaması demek değil. Millet bakıyorum aynı kıyafeti ertesi gün bile giydiriyor.
Konuyla alakasız ama iştahımla çevremde acayip ünlüyümdür. Baştan beri blw uyguladık. Yani çocuğuma hiç yemek yedirmedim, hep kendi yedi. Geçen biri bana "rahat yemek yemek için mi böyle alıştırdın?" dedihani bir anneyi eleştirmek istediğinizde milyonlarca şey bulursunuz. Ama gözünüzü seveyim gerçekten ilgili annelere b.k atmayın. İlgilenmeyenlere de atmayın. Size ne?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?