- 29 Ekim 2015
- 1.492
- 2.905
- 133
- Konu Sahibi andromeda-80
- #1
Kızlar konu baya uzun kusura bakmayın. Ama kısaltarak bile yazdığım halde toparlayamadım. Sadede geleyim.
Ben eşimle arkadaşlık yaparak evlendim. Daha çıkarken kredi kartı borcu için kefil olmamı istedi benden. Ailenin durumu kötü değil, neden onlardan istemiyorsun dedim. Bizde kimse kimseye karışmaz, söyledim ama veremeyiz dediler dedi. Kefil olamazdım ama çıkardım 2000 lira verdim, gitti borcunu kapattı. Sonra yine biz çıkarken arabası kaza yaptı, yine ailesi vermedi ben 1000 lira verdim.
Gel zaman git zaman nişanlandık,tüm eşyaların peşinatını ben verdim. Ama artık ailesinin bu beleşe oğul evlendirme cingözlükleri oğullarını da küçük düşürmeye başlamıştı. Ben ve ailem düğün için koşturdukça eşim mahcup olup duruyordu. Eşim gitmiş düğüne bir katkınız olmayacak mı demiş. Hep kız tarafı mı yapacak, benim ailem yok mu demiş. Babası buna sinirlenmiş demek ki, bizi dışarıda yemeğe davet edip restoranda o kadar insanın önünde önümüze köpeğin önüne kemik fırlatır gibi 5000 lira fırlattı alın size destek diye. Böylesi bir hakaret görmedim. Para görmemiş insan değilim, önüme küfür gibi fırlatılan paraya tenezzül edecek de değilim. Elimi bile sürmedim o paraya, oğlu aldı. Ayrıca da komik geldi, güya para veriyor ama ben o paranın 4-5 katını zaten çoktan harcamıştım bile düğün için. Üstelik bunun lafını da etmemiştim. Eşim mahcup olup istemese elalemin düğününe gelir gibi gelirlerdi, bir lira çıkmazdı ceplerinden. Neyin öfkesi bu? Oğlu evleniyor diye verdiği 5 bin lira için dolandırılmış gibi davranması çok saçmaydı.
Neyse düğün yaklaştı, ailem beyaz eşyaya yardım etti, bana bilezik falan aldı. Eşim ezikdikçe ezildi tabi bu durumda. Çünkü kendisi için birşey yapan yoktu. Gitmiş ailesine demiş ki onlar yapıyor, ben kendi imkanımla o kadarını yapamıyorum. Ayrıca da kimsesiz gibi kaldım onların içinde, iki bilezik alın bari demiş (Benimle bu konuyu hiç konuşmadı, ima bile etmedi). Kp ne dese beğenirsiniz. Ne altını, kızlarını mı satıyorlar demiş. Hadsiz adam, iki bilezikle satın alacakmış beni. Eğer harcanan parayla insan satın alınabilseydi ben o terbiyesizi 20 kere satın alırdım. Allahtan onun gibi çarpık düşüncelerim yok. Sonra güç bela aldılar iki bilezik. Çağırdılar, gel beğen diye. Banane dedim, ne taktıkları umrumda değil. Ne kalınlığına ne fiyatına karışmadım. Kendileri beğendi, aldı. Ama bozdururken annemin taktığı tek bilezik kadar ancak etti o iki bilezik öyle söyleyim. O kadar lafı ettiğine değecek birşey değildi yani. Eşim üzülmesin diye yaptıkları terbiyesizliğe ses etmedim, düğünde taktılar o bilezikleri.
Sonraki yıl babamın mirasıyla ev aldık, tadilat falan borca girdik.O arada, tam bizim tadilat için gırtlağa kadar borca battığımız dönemlerde eşimin askerlik parası varmış, onun dönemi gelmiş. Taksit usülüydü heralde, eşimin ailesi memlekete gittikçe ödüyormuş. Biz borca girince o askerlik parası üstlerine kalacak diye tutuştular, hemen para istediler. Demediler ki bu kadar borçları varken biz verelim, sonra durumları düzelince verirler. Gene gıkımı çıkarmadan benim mirasın içinden bir de 2000 lira askerlik parası verdim. Bu askerlik için son taksit diye biliyordum, ondan sonra gene en sıkışık zamanlarımızda 2 kere daha askerlik parası bitmedi diye para istediler verdik( Daha sonra verilenleri eşim kendisi ödedi)
Bir de başka bir konu daha oldu, konular bitmiyor zaten. Eşimin kendi ülkesinin pasaportu (Azeri) ailesinin evindeymiş. Birgün kp aradı, eşimin pasaportunu sordu, burda yok, sizdeydi dedik (Bu arada benim evimde bir iğne bile kaybolamaz, aşırı düzenliyimdir. Onların evinde ise kendilerinin nasıl kaybolmadığına şaşırıyorum, o kadar dağınıklar) Sonra kp hakaretlere başladı, ne eşşekliğimiz kaldı, ne bunaklığımız. Siz nasıl kaybedersiniz, ben size verdim diye ağzından köpükler saçıyor. Biz hiç almadık, o pasaport sizden hiç gelmedi desek de dinletemedik. Yeniden çıkarttırıcaz pasaportu dediler, memleketlerine pasaport çıkartmaya gittiler. Yeni pasaport çıkartılırken eski pasaport da onların burdaki evinden, kp in çorap çekmecesinden çıktı. Dedim söyleyin çıkarttırmasınlar, bulundu artık. Neyse artık oradalardı, başvuru yapılmıştı, yenilendi pasaport mecburen. Ama evlerinde olduğu halde bulamadıkları pasaport için hata kendilerinde olmasına rağmen bunlar o pasaportun parasını da bize ödettiler, 1500 de oraya gitti.
Neyse gel zaman git zaman bizim baya sıkışık zamanlarımızın birinde kp 3 aylığına borç istedi eşimden, bizim başka paramız olmamasına rağmen eşim de götürdü verdi. O para bir daha geri dönmedi. Eşim babasına sordu, ne zaman verebilirsiniz diye. Babandan para mı istiyorsun demiş(kendisi isterken çok rahat istenebiliyordu ama). Eşime bir sürü hakaret etmiş, muhtemelen bana da. Eşimle kavga etmişler. Eşim bana birşey söylemedi, kavganın içeriğini de. Ailesiyle 3 ay görüşmedi. Ama o dönem biz baya sefalet çektik. Eşim sonra barıştı onlarla, ben görüşmek istemedim. Allah biliyor ya bu kadar olay oldu, bir kere bile saygısızlık yapmamışımdır onlara karşı hiçbir zaman.Dedim ki bu saatten sonra saygıyı koruyamam, çirkeflik yapıp kendimi küçük düşürmek de istemem, seni zor durumda bırakmak da istemem. Ben artık görüşmeyeceğim dedim. Ama ne yaparlarsa yapsınlar onlar senin ailen, sana karışamam dedim. Şimdi kendisi görüşüyor, bazen çocuğu da alıp götürüyor, birkaç saat torunlarını görüyorlar.
Bu kadar olay oldu, onlar o kadar şey yaptılar, hiçbiri eşimin söylediği bir laf kadar canımı yakmadı. Ailesiyle barıştıktan sonra biz maddi açıdan çok sıkışıp çözüm bulamayınca ailenden iste, versinler borçlarını dedim. Ben bu kadar kavgadan sonra para falan istemem, almıycam o parayı dedi. E biz mi sürünelim dedim, benim de hakkım var bu konudaki kararlarda dedim. Ailemle aramdaki bir mevzu, sen karışamazsın dedi. Bunu söyleyince başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Bir sürü şey yaptım ya ben onun için. En zor zamanında ailesi yoktu ben vardım. Sen karışamazsın ne demek. Eşimin bu nankörlüğünden dolayı ondan inanılmaz soğudum. Sizce haksız mıyım?
Ben eşimle arkadaşlık yaparak evlendim. Daha çıkarken kredi kartı borcu için kefil olmamı istedi benden. Ailenin durumu kötü değil, neden onlardan istemiyorsun dedim. Bizde kimse kimseye karışmaz, söyledim ama veremeyiz dediler dedi. Kefil olamazdım ama çıkardım 2000 lira verdim, gitti borcunu kapattı. Sonra yine biz çıkarken arabası kaza yaptı, yine ailesi vermedi ben 1000 lira verdim.
Gel zaman git zaman nişanlandık,tüm eşyaların peşinatını ben verdim. Ama artık ailesinin bu beleşe oğul evlendirme cingözlükleri oğullarını da küçük düşürmeye başlamıştı. Ben ve ailem düğün için koşturdukça eşim mahcup olup duruyordu. Eşim gitmiş düğüne bir katkınız olmayacak mı demiş. Hep kız tarafı mı yapacak, benim ailem yok mu demiş. Babası buna sinirlenmiş demek ki, bizi dışarıda yemeğe davet edip restoranda o kadar insanın önünde önümüze köpeğin önüne kemik fırlatır gibi 5000 lira fırlattı alın size destek diye. Böylesi bir hakaret görmedim. Para görmemiş insan değilim, önüme küfür gibi fırlatılan paraya tenezzül edecek de değilim. Elimi bile sürmedim o paraya, oğlu aldı. Ayrıca da komik geldi, güya para veriyor ama ben o paranın 4-5 katını zaten çoktan harcamıştım bile düğün için. Üstelik bunun lafını da etmemiştim. Eşim mahcup olup istemese elalemin düğününe gelir gibi gelirlerdi, bir lira çıkmazdı ceplerinden. Neyin öfkesi bu? Oğlu evleniyor diye verdiği 5 bin lira için dolandırılmış gibi davranması çok saçmaydı.
Neyse düğün yaklaştı, ailem beyaz eşyaya yardım etti, bana bilezik falan aldı. Eşim ezikdikçe ezildi tabi bu durumda. Çünkü kendisi için birşey yapan yoktu. Gitmiş ailesine demiş ki onlar yapıyor, ben kendi imkanımla o kadarını yapamıyorum. Ayrıca da kimsesiz gibi kaldım onların içinde, iki bilezik alın bari demiş (Benimle bu konuyu hiç konuşmadı, ima bile etmedi). Kp ne dese beğenirsiniz. Ne altını, kızlarını mı satıyorlar demiş. Hadsiz adam, iki bilezikle satın alacakmış beni. Eğer harcanan parayla insan satın alınabilseydi ben o terbiyesizi 20 kere satın alırdım. Allahtan onun gibi çarpık düşüncelerim yok. Sonra güç bela aldılar iki bilezik. Çağırdılar, gel beğen diye. Banane dedim, ne taktıkları umrumda değil. Ne kalınlığına ne fiyatına karışmadım. Kendileri beğendi, aldı. Ama bozdururken annemin taktığı tek bilezik kadar ancak etti o iki bilezik öyle söyleyim. O kadar lafı ettiğine değecek birşey değildi yani. Eşim üzülmesin diye yaptıkları terbiyesizliğe ses etmedim, düğünde taktılar o bilezikleri.
Sonraki yıl babamın mirasıyla ev aldık, tadilat falan borca girdik.O arada, tam bizim tadilat için gırtlağa kadar borca battığımız dönemlerde eşimin askerlik parası varmış, onun dönemi gelmiş. Taksit usülüydü heralde, eşimin ailesi memlekete gittikçe ödüyormuş. Biz borca girince o askerlik parası üstlerine kalacak diye tutuştular, hemen para istediler. Demediler ki bu kadar borçları varken biz verelim, sonra durumları düzelince verirler. Gene gıkımı çıkarmadan benim mirasın içinden bir de 2000 lira askerlik parası verdim. Bu askerlik için son taksit diye biliyordum, ondan sonra gene en sıkışık zamanlarımızda 2 kere daha askerlik parası bitmedi diye para istediler verdik( Daha sonra verilenleri eşim kendisi ödedi)
Bir de başka bir konu daha oldu, konular bitmiyor zaten. Eşimin kendi ülkesinin pasaportu (Azeri) ailesinin evindeymiş. Birgün kp aradı, eşimin pasaportunu sordu, burda yok, sizdeydi dedik (Bu arada benim evimde bir iğne bile kaybolamaz, aşırı düzenliyimdir. Onların evinde ise kendilerinin nasıl kaybolmadığına şaşırıyorum, o kadar dağınıklar) Sonra kp hakaretlere başladı, ne eşşekliğimiz kaldı, ne bunaklığımız. Siz nasıl kaybedersiniz, ben size verdim diye ağzından köpükler saçıyor. Biz hiç almadık, o pasaport sizden hiç gelmedi desek de dinletemedik. Yeniden çıkarttırıcaz pasaportu dediler, memleketlerine pasaport çıkartmaya gittiler. Yeni pasaport çıkartılırken eski pasaport da onların burdaki evinden, kp in çorap çekmecesinden çıktı. Dedim söyleyin çıkarttırmasınlar, bulundu artık. Neyse artık oradalardı, başvuru yapılmıştı, yenilendi pasaport mecburen. Ama evlerinde olduğu halde bulamadıkları pasaport için hata kendilerinde olmasına rağmen bunlar o pasaportun parasını da bize ödettiler, 1500 de oraya gitti.
Neyse gel zaman git zaman bizim baya sıkışık zamanlarımızın birinde kp 3 aylığına borç istedi eşimden, bizim başka paramız olmamasına rağmen eşim de götürdü verdi. O para bir daha geri dönmedi. Eşim babasına sordu, ne zaman verebilirsiniz diye. Babandan para mı istiyorsun demiş(kendisi isterken çok rahat istenebiliyordu ama). Eşime bir sürü hakaret etmiş, muhtemelen bana da. Eşimle kavga etmişler. Eşim bana birşey söylemedi, kavganın içeriğini de. Ailesiyle 3 ay görüşmedi. Ama o dönem biz baya sefalet çektik. Eşim sonra barıştı onlarla, ben görüşmek istemedim. Allah biliyor ya bu kadar olay oldu, bir kere bile saygısızlık yapmamışımdır onlara karşı hiçbir zaman.Dedim ki bu saatten sonra saygıyı koruyamam, çirkeflik yapıp kendimi küçük düşürmek de istemem, seni zor durumda bırakmak da istemem. Ben artık görüşmeyeceğim dedim. Ama ne yaparlarsa yapsınlar onlar senin ailen, sana karışamam dedim. Şimdi kendisi görüşüyor, bazen çocuğu da alıp götürüyor, birkaç saat torunlarını görüyorlar.
Bu kadar olay oldu, onlar o kadar şey yaptılar, hiçbiri eşimin söylediği bir laf kadar canımı yakmadı. Ailesiyle barıştıktan sonra biz maddi açıdan çok sıkışıp çözüm bulamayınca ailenden iste, versinler borçlarını dedim. Ben bu kadar kavgadan sonra para falan istemem, almıycam o parayı dedi. E biz mi sürünelim dedim, benim de hakkım var bu konudaki kararlarda dedim. Ailemle aramdaki bir mevzu, sen karışamazsın dedi. Bunu söyleyince başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Bir sürü şey yaptım ya ben onun için. En zor zamanında ailesi yoktu ben vardım. Sen karışamazsın ne demek. Eşimin bu nankörlüğünden dolayı ondan inanılmaz soğudum. Sizce haksız mıyım?
Son düzenleme: