- 11 Eylül 2014
- 702
- 428
- 78
Hakaret yok, saygisizlik yok, sevgi var. kisilik catismasi var. Gercekten tek derdiniz bu mu ?
bnce turku bar dinlemesi senin clup dinlemen sorun edilecek şeyler degil herkesin kişilgi farklıdır drgiştrmeye çalişmak istemeyin oldugu gibi kabullenseniz sonuçta siz bu adamla herseyini oldugu gbi kabul ederek evlenmedinizmiO türkü bar sever mesela, ben club. Birkaç konuda karar verileceği zaman uyumsuzluklar yaşıyoruz çok fazla. Çok disiplinli ve ciddi bir adam. Bunlar beni epey yoran şeyler.
Canim simdi gordum yaz mutlaka bekliyorumCanım özelden yazabilir miyim sana?
Saygi ve sevgi varsa karsilikli bu kadar dert edilmemeli. Sonucta birini degistirmek isteyi o kisiye saygisizlik oluyorÖyle ve çok bunaltıcı noktalarda olabiliyor.
Of ne kadar güzel özetlenmiş resmen.
Cinsellik konusuna taşınır mı bilmiyorum, ama bu dertten mustaribim kadınlar. Her şeyin saçma bir yolda ilerlediği, bariz bir şekilde uyumsuzluk olan bir evlilikte, her şeyi ayakta tutan cinsellik olabilir mi?
O güzel sürdüğü sürece bazı şeylere katlanılabilir mi?
Hakaret yok, saygısızlık yok, kişilik çatışması yıpratıcı noktalarda ama cinsel hayat 10 üzerinden 10. Yürür mü? Çocukla beraber her şey yoluna girer mi?
Ek: Çok teşekkürler yorumlar için. Ama çocuk sorunları çözmek vesaire değil de, biraz olsun başbaşa kalınca yaşanan uyumsuzlukları ortadan kaldırabilme adına düşünülür mü? Adamın hal ve hareketlerine takmak yerine çocuğumuzla ilgilenmek bizi olumlu etkiler mi?
Yani düşününce çocuk bir nevi bizi ikinci plana atacak ve göz bebeğimiz olacak. Güçlendirmez mi?
O türkü bar sever mesela, ben club. Birkaç konuda karar verileceği zaman uyumsuzluklar yaşıyoruz çok fazla. Çok disiplinli ve ciddi bir adam. Bunlar beni epey yoran şeyler.
Aynı durumları birebir yaşadım. Birbirimizi tamamlarız dediğim şeyler batmaya başlamıştı bana iyice. Tabii bunda bizim cinsel hayatımızın olmayışı, onun bu konuda çözümsel yaklaşmayışı da etkiliydi. Beni kendinden uzaklaştırdığı için batıyordu belki de, bilemiyorum. Ama cinsel hayatımız yolunda olsaydı da bu konularda çatışırdık sanki. Çünkü o çok fazla disiplinli ve kurallarla yaşıyordu. Ben zaten evhamlı bir tipim, daha da evhamlı olmaya başladım. Rahatsız etti beni. Aynı şeylerden zevk alamama konusunu çok iyi düşünmek lazım evlenmeden önce. Aynı müzik tarzını dinlemiyor olabilirsiniz. Bu bir şekilde aşılabilir. Ama zevkler ortak olmalı. Mesela saatlerce sohbet edebilmek önemli benim için. Sosyal olması önemli eşimin. Eski eşim tam bir asosyaldi ve ben çok sosyalim. Çok arkadaşım var. Yeni insanlarla sohbet etmeyi de severim. Benim eski eş "senin sosyal tarafın çok hoşuma gidiyor. ben de böyle olmak istiyorum. seninle ben de sosyalleşirim" dedi ama bunu başaramadık beraber. Aksine gittiğim yerlerde ben tedirgin olmaya başlamıştım. Yanımda hiçbir muhabbete girmeyen, insanları inceleyen, eve gittiğimde bana şundan bundan rahatsız oldum diye liste çıkartacak bir insan vardı. Girdiğimiz ortamdaki insanları da geriyordu onun sohbete dahil olmayışı. İnsanlar onu katmaya çalışıyorlardı ama bir şekilde kesiliyordu konu.
Keşke bunları evlenmeden önce iyice düşünseymişim. Beraber keyifli vakit geçirecek, tam aynı olmasa da yakın şeylerden keyif alabilecek, dert ortağı olacak bir insanla evlenmek lazım kesinlikle.
aşik olabilecegin adamin alninda yazmiyorki cengiz kurtoglu dinledigi :)Ben Türkiye'deki evliliklerin çoğunun cinsellik uğruna yapıldığını düşünüyorum. Ama cinsellik 24 saat sürmüyor. Evlilik bence çiftler ortak noktada buluşabiliyorsa çekilir olabilir. Ben Michael Jackson dinlerken adam Cengiz Kurtoğlu dinlerse o adamla hayatta sevişemem ben. Afedersiniz kendi işimi kendim görürüm ama libidomun beni ele geçirmesine izin vermem, uyumsuzlukların üstünü de çocuk yaparak örtmeye kalkmam..
Sizin durumunuzda insanlar da , cinsel hayatı mükemmel olmayan ama diğer konularda tam anlaşan insanlar da evliliği yürütebiliyor. Çünkü sorun evliliğin yürüyüp yürümemesi değil, sizin mutlu olup olmamanızla ilgili.
Ama sorunuza şöyle bir cevap vereyim siz ona göre değerlendirirsiniz, cinsel hayatınız mükemmel olmasın, diğer her şey masallardaki gibi olsun, o durumda mutlu olamazsınız.
Cinsellik bu kadar baskı, önyargı, beğenilmeme korkusu içinde insanların kendini kaybedebildiği tek alan. O durumda sevdiğiniz, çekici bulduğunuz, zevk aldığınız biriyle diğer durumlarda rahatsız olma ihtimaliniz daha düşük. Ya da özlemini çekme açısından en kuvvetli alan cinsellik. İnsanlar aksi durumda da evliliğini sürdürse de bir birliktelikten ne kadar söz edilebilir, tartışılır.
Kişilik tartışması kısmına gelince, ben bu tarz çatışmaları isteyen bir insanım. Ben club'a gitmek istiyorum, o gitmek istiyor, arkadaşlarımız gitmek istiyor, herkes gitmek istiyor. Peki ben bu ilişkiden ne öğrendim? Ne kadar kendimi geliştirdim? Farklı bir şeyden zevk almayı öğrendim mi? Türkülerin sevdiğim müziklerle yakınlığını keşfettim mi, yoksa kendimi mi tekrarladım?
Kısacası kendimi kopyalamak istesem, yine kendimle evlenirdim.
Ama tüm yorumum kişilik çatışmasının alttan alta da olsa aşağılama, garipseme, kınama içermediği durumlar için geçerli.
Tüm kastettiğinizin bu olduğuna emin misiniz? Çocuğunuzu yetiştirme konusunda ayrılıkların sizi yıpratacağını düşünüyorsanız, çocuk yapmayın. Bunun dışında evlilik kurtarmak için de çocuk yapmayın.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?