şu cümleye kadar içim acıyarak okudum, çaresizliğinize üzüldüm, çocuğunuzun korkusu geldi gözümün önüne içim acıdı.
ama ne zamanki bunu okudum bu duygularımın hepsi geçti yerini sinire bıraktı.
dayak yiyen, hakaretler işiten, bu yüzden insan içine çıkacak yüzü kalmadığını söyleyen, kızının bu davranışlardan muhtemelen psikolojisi bozulan bir anne; bunların sebebi olan kişiye sadece geçmişi olduğu için nasıl sevgi besleyebilir?
birlikte geçirilen yıllar illa sevgi mi barındırmalı; bu eziyet nefreti haketmiyor mu?
hiç kusura bakmayın ama bunun adı sevgi değildir; bu hastalıklı bir duygu.
sevgi bu kadar şiddet içeren cümlelerin içinde bile eğreti duruyor.
eşiniz sizi o kadar sindirmişki, kendinizi ona o kadar muhtaç hissediyorsunuz ki nefret dahi etmeye korkuyorsunuz bence.
siz herşeyden önce annesiniz. kendinizi düşünme lüksünüz yok sizin artık.
2,5 yaşındaki bir kız çocuğunun önündeki örnek aile yaşantısına dönüp bakın.
o hakediyor mu anneyi babadan dayak yiyen kişi olarak görmeyi.
ilerde yuva kurduğu zaman bu geçmişndeki sahneler yüzünden huzursuz bir hayatı olursa vicdanınız sizi rahat bırakır mı..
sizin ihtiyacınız olan şey sadece azıcık özgüven.
elinizde web tasarım gibi çok güzel para kazandırabilecek bir mesleğiniz varken bu eziyete mecbur değilsiniz.
hee pardon ama seviyorsanız o ayrı..
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?