sistem doğru ya da yanlış gibi bir çıkarım yapmadım " sistem bu "
çıkarımını yaptım ve konu sahibi yüksek lisans yaparken kendisini nelerin beklediğini anlamış olmalıydı. bu hiçbir üniversitede farklı değil, en azından benim bölümüm için.
yani kimse amerika'yı yeniden keşfetmiyor, bu kesinlikle memurluk gibi bir meslek değil. iş saatlerin belli değil ve iş yükünde belli değil. sevmiyorsan katlanamazsın. seviyorum ama şöyle şöyle olsun gibi bişeyde olamayacağına göre memurluk tavsiyesi veriyorum tabi ki iş yükün , iş tanımın ve iş saatlerin belli , hakların var vs vs.
akademisyenlik böyle bir şey değil, bu konuda her bölümün disiplini kendine göre değişir.
benim haftasonlarım bile işle geçiyor ve bu bana normal geliyor, çünkü işler başka türlü yürümüyor.
hocalarımın her türlü angarya işlerini yaptım ve yapıyorum ve bu ego tatmini değildir , bence işlerin yürümesi için gerekli olan hiyerarşi. haftanın sadece bir gününü mailsiz geçirmek bile hayal sadece bir günüm olsa ne güzel olurdu :))
aldığımız komik rakamlara değinmiyorum bile. özelde çalışsam bundan daha az yorulurum ve çok çok fazlasını kazanırım ama dediğim gibi tercih meselesi, bazıları acı severşartlar bu malesef...
Bu sistemi savunan biri kendi köleliği bittiğinde köle edinecek olanlardır. Başka açıklaması olamaz. Savunması olamaz bunun.
Her ozel ayni degil. Bazi ozellerde durum devletten daha yogun. Maaslar da oyle abarti degil prof degilse kisi veya ek proje ve girisimleri yoksa. Devletteki guvence de yok tabi. Ikisinin de kendine gore arti ve eksileri var ama bazi yonlerden ozel daha avantajli olabiliyor.
Bazi isini bilen akademisyen arkadaslar cok iyi is bitiriyorlar. Sirketini kuran da var firmalara danismanlik yapan da. Cok guzel para kazaniyorlar. Ozellikle docent olduktan sonra cok daha acik oluyor onleri. Oncesinde de basarabilen arkadaslar var ama onlar daha az genelde. Kendilerini asli islerinde kanitlamalari gerekiyor oncelikle. Hiyerarsinin de etkisiyle sorumluluklari fazla oluyor ve ozgurluk alanlari daha kisitli. Ama kesinlikle akademisyenlik zor. Bazilari cok kolay goruyor disaridan bakinca.özel derken özel üniversiteden bahsetmedim özel sektör demek istedim. örneğin ben şuan akademik danışmanlık verdiğim bir proje için özel sektörde 3 katını alabilirim fakat akademik kariyerimde bunun 3 misli aşağısını alıyorum. fakat bu beni rahatsız etmiyor. bu benim tercihim.
devlet üniversitelerinde akademisyen maaşları daha yüksek ve hakları daha fazla , ama özel ünilerde dediğinizgibi ek projelerle dengelenebilir veya fazlası da kazanılabilir. ayrca özel üniversitelerde gerçekten bir şey ortaya koymazsanız barınamazsınız (genelde).
Şartlar ayrı bir durum. Evet keşke daha insancıl olsa ama yapacak bir şey yok belki bu konuda.sistem doğru ya da yanlış gibi bir çıkarım yapmadım " sistem bu "
çıkarımını yaptım ve konu sahibi yüksek lisans yaparken kendisini nelerin beklediğini anlamış olmalıydı. bu hiçbir üniversitede farklı değil, en azından benim bölümüm için.
yani kimse amerika'yı yeniden keşfetmiyor, bu kesinlikle memurluk gibi bir meslek değil. iş saatlerin belli değil ve iş yükünde belli değil. sevmiyorsan katlanamazsın. seviyorum ama şöyle şöyle olsun gibi bişeyde olamayacağına göre memurluk tavsiyesi veriyorum tabi ki iş yükün , iş tanımın ve iş saatlerin belli , hakların var vs vs.
akademisyenlik böyle bir şey değil, bu konuda her bölümün disiplini kendine göre değişir.
benim haftasonlarım bile işle geçiyor ve bu bana normal geliyor, çünkü işler başka türlü yürümüyor.
hocalarımın her türlü angarya işlerini yaptım ve yapıyorum ve bu ego tatmini değildir , bence işlerin yürümesi için gerekli olan hiyerarşi. haftanın sadece bir gününü mailsiz geçirmek bile hayal sadece bir günüm olsa ne güzel olurdu :))
aldığımız komik rakamlara değinmiyorum bile. özelde çalışsam bundan daha az yorulurum ve çok çok fazlasını kazanırım ama dediğim gibi tercih meselesi, bazıları acı severşartlar bu malesef...
Bazi isini bilen akademisyen arkadaslar cok iyi is bitiriyorlar. Sirketini kuran da var firmalara danismanlik yapan da. Cok guzel para kazaniyorlar. Ozellikle docent olduktan sonra cok daha acik oluyor onleri. Oncesinde de basarabilen arkadaslar var ama onlar daha az genelde. Kendilerini asli islerinde kanitlamalari gerekiyor oncelikle. Hiyerarsinin de etkisiyle sorumluluklari fazla oluyor ve ozgurluk alanlari daha kisitli. Ama kesinlikle akademisyenlik zor. Bazilari cok kolay goruyor disaridan bakinca.
evet kesinlikle zor ve yorucu , ama bana gece 3 te mail gelince kullanılıyormuş , köle vb gibi düşünmüyorum sadece zor olduğunu düşünüyorum , çünkü biliyorum ki karşımdaki kişide çalışıyor emek veriyor.
bir sunum hazırlamak asistana yaptırılabilir bir şeydir. bir sunum hazırlamaktan gocunan akademisyen olamaz.
dediğim gibi bazen işler bu şekilde yürüyor, mutlaka yetişmesi gereken bir şey çıkıyor , en basit örneği TUBITAK aylık rapor istiyor artık mesela haftalık dökümlenmiş vs vs... e bir öğretim üyesi dönemde ortalama 2 ders verse , bu derslerin labıyla beraber + projelerle iş yükü çok fazla oluyor. hem ders verip hem akademik olarak bir şeyler ortaya koymak göründüğü gibi basit değil. üniversitenin hocaya verdiği sorumlulukta fazla makale yazmaları gerekiyor vs vs.
örneğin ben şuanda hamile kalmayı planlasam danışmanımı bilgilendirmek zorundayım. eğer koşullarını yerine getiremeyeceksem , işler aksayamayacağına göre , kendine uygun bir çözüm yaratmalı. çünkü ortaya konulması gereken şeyler var.
akademisyenlik evrak işi değil, bir şeyler ortaya çıkarılmalı ve zamanında tamamlanmalı.
bazı arkadaşların akademik ortamla uzaktan yakından alakaları yok belli ki söyleyecek bir şey bulamadım , yaşamak lazım :)
çalışma koşullarını ben belirlemiyorum biraz daha sakiinnn :)))
Ben de araştırma görevlisiyim. Sizinki gibi değil çok daha hafif mobbing sebebiyle hocamı değiştirdim. Benimki neyse ki ben değiştirmek istediğimi söyleyip önüne kağıdı misafirleri varken koyunca gurur yapıp imzaladı.
Yapman gereken şey kanuni olarak zorunlu olduğun minimum şeyi yapmak. Mesai saati bitince çık git. Seni okulda istiyorsa görevlendirme çıkaracak. Gece verdiği işleri hiç duymamış gibi yap. Telefonlarını açma gece aradığında. Verdiği işlerin yapabildiğin kadarını yap. Bağırıp çağıracak. Yapsın. Hiç yapmadığı şey değil.
Senin kendi yaptığın onun adını yazdığı her şey için dava açabilirsin. Bir bilgisayardan anlayan arkadaşınla konuş. Nasıl ispatlayabilirsin senin bilgisayarında hazırlandığını öğren. Bunları belge olarak çıkar. Masasına koy. İstediğim an sana intihal davası açabilirim de.
Benimki de evlenmemi istemiyordu. Düğünümde takı törenimde kocama laf söyledi. Bir çok gün eve geldiğimde kendimi yatağa atıp ağladım. Sonunda çareyi dediklerini yapmamakta buldum biraz. Yapabildiğim kadarını yapıyordum. Adam sadece benim değil, babamın da kendisi için çalıştığını düşünüyordu mesela. Babamın işi dolayısıyla ona lazım olan bazı şeylere erişimi vardı, sürekli ona iş veriyordu şunu bulsun bunu bulsun diye benim aracılığımla. En son babamla aram kötü söyleyemem dedim.
İstifa edip kendini yakma.
Ben doktoramın dördüncü yılındayım ama büyük ihtimal altıncı yılda verebileceğim ben de, hocanın değil okulun kendisinin zorlamasından dolayı. Çok kafana takma.
Doktoranın beşinci yılındasın en fazla bir sene daha onun elindesin demek bu. Altı yılda bitirmek lazım malum. Sabret hepsi geçecek.
Hiç katılmıyorum. Araştırma görevlisi olmak böyle bir şey olmamalı. Bilim ve sanata hayatını adama ego tatmini olmamalı. Ama oluyor mu, oluyor gercekten.O başka mesele. O geneli bu konularla ilgisiz olan bir toplumda, kendini bir şey sanan hindilerin densizligi bence.
Memur degilsiniz, katlanacaksiniz, ya da memuriyet gibi seyler öneriniz bence yanlış. Çünkü hoca bariz kompleksleri tatmin için kullanıyor yetkisini. Bu arkadaş zaten sevdiği için girmiş bu hayata ama yapılan şeyler bariz bossing.
Bunların hepsi kompleks emin olun, ne bilim, ne adanmıslık.
Dolu dolu profesörlerle tanıştım, aşkla yaptıkları için islerini bizi de heveslendiriyorlardi devamli. Ki benim alanimda taninan isimler. Keşke o dönemde, ünide kalma şansım olsaydı da calisabilseydim onlarla.
Sistem yanlışlarını, o işin olması gerekeni gibi görmeyin.bazen sistem, en çok işini en iyi yapmak isteyenler cezalandırır. Paraya iter, araştırmak isteyene ceza gibi kurallar sunar.
Bunlar maharet değil, eksiklik.
canım arkadaş muhtemelen öyplilere sinir olan karşıt grup bir akademisyen
çünkü var öyle gruplaşmalar
öyplilerin sahip olduğu hakları çekemediklerinden sırf
konuya yorumuma gelirsem
arkadaşım sen bu kişinin yakın çevresinden birisine ulaşacaksın başka çare yok
rica minnet ancak öyle çözersin bu işi
ya da bir arkadaş iyi fikir vermiş üniversitenden talep göndertip konunu değiştirt ve konum değişti mazeretiyle danışman değişiminde ısrar et ..
Zaten akademik arastirma dunyasi hep boyle konformistler yuzunden bu hale geldi.
Evet arastirma gorevlisi profesorun kolesidir ama konu sahibine direkt taciz var, medeni haliyle ilgili kararlardan tutun ne zaman doguracagina, annelik izninden tut ne zaman uyuyacagina kadar her konuda taciz var.
Uff kime anlatiyorum ki suradaki duvar daha anlayislidir herhalde
Bu sistemi savunan biri kendi köleliği bittiğinde köle edinecek olanlardır. Başka açıklaması olamaz. Savunması olamaz bunun.
Yurtdisinda da zor aslinda akademik hayat. Gerci bolumden bolume, ulkeden ulkeye gore degisiklikler oluyordur ama arastirmalar icin belli bir butce ayrildigi icin calismadaki bir ogrencinin sebep olacagi aksaklik projedeki diger uyeler icin de projenin basindaki hoca icin de problem oluyor. Cunku o da bir baskasina hesap veriyor isin akisinda olusabilecek puruzlerden dolayi ve tercih ettigi eleman yuzunden zor durumda kalabiliyor. Sonucta isin ucunda para var. Yaptiklari yatimin mukafatini almak istiyorlar. Proje gecikince baska bir ekip öne geciyor vs. Konu sahibinin danismani ekstra tuhaf gerci. Hamilelik veya hamilelikten bagimsiz olarak ogrencisinin calismalarini begenmiyorsa akademik olarak yaptirimi neyse onu uygulamali psikolojik baski yapmasi kotu olmus. Bence bir sekilde mezun edecek doktoradan ama acisini cikartiyor.
Senden daha mı değerli bırak dicem de işte bu tazminat işi bozuyor... Onun yüzüne sen ne biçim insansın sendeki nasıl bir vicdan diye biraz ılımlı konuşsan ne olur? Ayrıca esin falan sana yardım etmiyor mu? Eşinin fikri ne bu bırakıp bırakmamak konusunda?Derdini çıkıp rektöre diğer hocalara anlatsan ne olur? Hiç mi sana yardım eden olmaz? İlla ki sana yardım edebilecek biri vardır iyi düşün... Dava açmayı falan denesen nasıl olur? Ayrıca onun hakaretlerinden sonra hiç mi cevap hakkı sana doğmuyor? Bence bırak cunku bu zamanların geriye gelmicem ama yine de sen bilirsin.Allah hakkında ne hayırlısıyla onu nasip etsin...Herkese merhaba bütün vücudum sinirden tir tir titreyerek yazıyorum bunları iş yerinde. ÖYPliyim bir üniversitede araştırma görevlisiyim. Doktoramın 5.senesindeyim, öncesinde yüksek lisansımı da aynı üniversitede yaptım. Ortalama olarak 4-4.5 senedir danışman hocamdan ciddi manada mobbing görüyorum. Artık ruh sağlığımı kaybetmek üzereyim. Zaten antidepresan ve terapiye devam ediyorum ama terapistim bile artık fiziksel olarak çok etkilendiğimi ve tazminata bir çözüm bulabilirsem bırakmam gerektiğini söylüyor. Beni bağlayan artık eğitim hayatım falan değil zaten ÖYP' yi bilenler vardır çok ciddi bir miktarın altına imza attım ve ödeyemem bıraktırdığım takdirde. Nereden başlayacağımı bilemiyorum ama sorunlar ben evlendikten sonra başladı. Danışmanım evlenmemi istemediği için bana tepki gösterdi, doktorayı bitirmem gerektiğini söyledi. Bölümüm itibariyle minimum 6 senede bitireceğimi biliyordum ve o kadar beklemek istemedim. Yavaş yavaş gereksiz eleştirilere, iş yükümü arttırmaya başladı. O zaman tepkimi veremedim çünkü bu kadar büyüyeceğini bilmiyordum olayın. Zaten çok mükemmelliyetçi bir insan ve örneğin kendisinin dersine sunum hazırladığımda bir cümle bile eksik yazsam 'Nereden aldım seni doktoraya, seninle iş yapılmaz' diye hakaretler saydırmaya başladı.
Doktoramın 3.senesinde hamile kaldım. Hamile kalmış olmama çok ciddi bir tepki gösterdi ve doğum iznime çıkmaya izin vermeyeceğini söyledi. Ben de danışman değiştirmek istediğimi söyledim. Danışman değiştirme kağıdımı imzalamadı, bırakmak zorunda kal da tazminat öde aklın başına gelsin dedi. Ben de başka bir hocayla anlaşıp onun imzası olmadan enstitüye götürdüm ama danışmanım siyasi açıdan kuvvetli durumda ve rektöre çok yakın ne yapıp ne edip kabul ettirmedi, kendi imzası olmadığı için ben kusurlu durumdaydım zaten. O günden itibaren de benim hayatımı zehir etmeye son hız devam ediyor. Diğer asistanı, öğrencileri olduğu halde bütün ders sunumlarını & kongre sunumlarını bana hazırlatıyor çünkü tek dediği : Olmamış beceremiyorsun sadece bunu demek için. Bir gün inat edip 3 farklı şekilde hazırladım aynı sunumu, hiçbirini beğenmedim dedi. O zaman beraber değiştirelim ben de öğreneyim dedim inanır mısınız hiçbir şey diyemedi. Sonra birini sundu derste.
Mesela gece 3' te sunum atıyor bana düzenle diye, sabah 8.30' da arıyor hani hazır değil mi diye. Senin tek işin burası gece bile bakacaksın, eşin var çocuğun var beni ilgilendirmez diyor. 17.00' de hiçbir zaman mesai bitişi yapamadım, en erken 19.00' da çıkabiliyorum 18.55' te çıkmış olsam ortalığı yıkıyor arayıp. Senin tek işin burası başka yerde olamazsın zaten hiç çalışmıyorsun diyor. Benim yaptığım projeyle bir ödül, bir teşvik aldı hala daha hiçbir şey yapmıyorsun, beceriksizsin diyor. Hamileyken 37. haftaya kadar çalıştım yasal iznim geldiğinde doğum yaptım yoksa 39. haftaya kadar çalışırsın diyordu. Doğumdan 30 gün sonra aramaya başladı hadi gel artık böyle doğum iznimi olur sen benim işlerimi aksatıyorsun diye. Öyle ya da böyle, tartışmayla yasal iznimi tamamladığım günün sabahı aradı geliyorsun dimi yoksa şikayet edeceğim seni diye.
İşe döndükten sonra süt iznimi bile kullandırtmadı. Mobbing davası açtım ama kimse şahit olmadı çünkü siyasi gücü sebebiyle korkuyorlar. Zaten hiçbir sonuç çıkmaz diyor kendisi de. Çocuğum okulda büyümek zorunda kalıyor çünkü gerçekten çıkamıyorum buradan. Haftasonları dahil sürekli arayıp bir şeyler yapmamı istiyor inanın artık telefon çalınca, whatsapp mesajı gelince nefesim hızlanıyor yine ne olacak diye. Şu anda da tezimi kontrol etmiyor uzatabileceğim maksimum seviyeye kadar uzatacağım tezini diyor. En son yine bir süredir kendi yapması gereken bir işi bana yaptırıyor ve her şeyin tam olduğuna emin olduğum halde az önce arayıp bağırdı çağırdı. Sinirden çenem uyuşuyor artık, sütüm zaten erkenden kesildi, saçlarım dökülüyor avuç avuç. Hem ruh sağlığımı kaybettim hem hasta oldum. Tazminatı ödeme gücüm hiçbir şekilde yok, çok ciddi ücretlerden bahsediyorum. Bu kadar dayandım biraz daha dayanacağım demek istiyorum ama mezun etmeyip, yine de o tazminatı bana yıkarsa eğer, o zaman gerçekten ne hale gelirim tahmin edemiyorum.
Bu arada şu ana kadar bütün öğrencileri antidepresanlarla mezun olmuş, yarıda bırakmış olan da çok öğrencisi var.
Oypli araştırma görevlisi arkadaşım istifa etti. Senetler iptal edilmis zaten. Hic beklemeden araştırınHerkese merhaba bütün vücudum sinirden tir tir titreyerek yazıyorum bunları iş yerinde. ÖYPliyim bir üniversitede araştırma görevlisiyim. Doktoramın 5.senesindeyim, öncesinde yüksek lisansımı da aynı üniversitede yaptım. Ortalama olarak 4-4.5 senedir danışman hocamdan ciddi manada mobbing görüyorum. Artık ruh sağlığımı kaybetmek üzereyim. Zaten antidepresan ve terapiye devam ediyorum ama terapistim bile artık fiziksel olarak çok etkilendiğimi ve tazminata bir çözüm bulabilirsem bırakmam gerektiğini söylüyor. Beni bağlayan artık eğitim hayatım falan değil zaten ÖYP' yi bilenler vardır çok ciddi bir miktarın altına imza attım ve ödeyemem bıraktırdığım takdirde. Nereden başlayacağımı bilemiyorum ama sorunlar ben evlendikten sonra başladı. Danışmanım evlenmemi istemediği için bana tepki gösterdi, doktorayı bitirmem gerektiğini söyledi. Bölümüm itibariyle minimum 6 senede bitireceğimi biliyordum ve o kadar beklemek istemedim. Yavaş yavaş gereksiz eleştirilere, iş yükümü arttırmaya başladı. O zaman tepkimi veremedim çünkü bu kadar büyüyeceğini bilmiyordum olayın. Zaten çok mükemmelliyetçi bir insan ve örneğin kendisinin dersine sunum hazırladığımda bir cümle bile eksik yazsam 'Nereden aldım seni doktoraya, seninle iş yapılmaz' diye hakaretler saydırmaya başladı.
Doktoramın 3.senesinde hamile kaldım. Hamile kalmış olmama çok ciddi bir tepki gösterdi ve doğum iznime çıkmaya izin vermeyeceğini söyledi. Ben de danışman değiştirmek istediğimi söyledim. Danışman değiştirme kağıdımı imzalamadı, bırakmak zorunda kal da tazminat öde aklın başına gelsin dedi. Ben de başka bir hocayla anlaşıp onun imzası olmadan enstitüye götürdüm ama danışmanım siyasi açıdan kuvvetli durumda ve rektöre çok yakın ne yapıp ne edip kabul ettirmedi, kendi imzası olmadığı için ben kusurlu durumdaydım zaten. O günden itibaren de benim hayatımı zehir etmeye son hız devam ediyor. Diğer asistanı, öğrencileri olduğu halde bütün ders sunumlarını & kongre sunumlarını bana hazırlatıyor çünkü tek dediği : Olmamış beceremiyorsun sadece bunu demek için. Bir gün inat edip 3 farklı şekilde hazırladım aynı sunumu, hiçbirini beğenmedim dedi. O zaman beraber değiştirelim ben de öğreneyim dedim inanır mısınız hiçbir şey diyemedi. Sonra birini sundu derste.
Mesela gece 3' te sunum atıyor bana düzenle diye, sabah 8.30' da arıyor hani hazır değil mi diye. Senin tek işin burası gece bile bakacaksın, eşin var çocuğun var beni ilgilendirmez diyor. 17.00' de hiçbir zaman mesai bitişi yapamadım, en erken 19.00' da çıkabiliyorum 18.55' te çıkmış olsam ortalığı yıkıyor arayıp. Senin tek işin burası başka yerde olamazsın zaten hiç çalışmıyorsun diyor. Benim yaptığım projeyle bir ödül, bir teşvik aldı hala daha hiçbir şey yapmıyorsun, beceriksizsin diyor. Hamileyken 37. haftaya kadar çalıştım yasal iznim geldiğinde doğum yaptım yoksa 39. haftaya kadar çalışırsın diyordu. Doğumdan 30 gün sonra aramaya başladı hadi gel artık böyle doğum iznimi olur sen benim işlerimi aksatıyorsun diye. Öyle ya da böyle, tartışmayla yasal iznimi tamamladığım günün sabahı aradı geliyorsun dimi yoksa şikayet edeceğim seni diye.
İşe döndükten sonra süt iznimi bile kullandırtmadı. Mobbing davası açtım ama kimse şahit olmadı çünkü siyasi gücü sebebiyle korkuyorlar. Zaten hiçbir sonuç çıkmaz diyor kendisi de. Çocuğum okulda büyümek zorunda kalıyor çünkü gerçekten çıkamıyorum buradan. Haftasonları dahil sürekli arayıp bir şeyler yapmamı istiyor inanın artık telefon çalınca, whatsapp mesajı gelince nefesim hızlanıyor yine ne olacak diye. Şu anda da tezimi kontrol etmiyor uzatabileceğim maksimum seviyeye kadar uzatacağım tezini diyor. En son yine bir süredir kendi yapması gereken bir işi bana yaptırıyor ve her şeyin tam olduğuna emin olduğum halde az önce arayıp bağırdı çağırdı. Sinirden çenem uyuşuyor artık, sütüm zaten erkenden kesildi, saçlarım dökülüyor avuç avuç. Hem ruh sağlığımı kaybettim hem hasta oldum. Tazminatı ödeme gücüm hiçbir şekilde yok, çok ciddi ücretlerden bahsediyorum. Bu kadar dayandım biraz daha dayanacağım demek istiyorum ama mezun etmeyip, yine de o tazminatı bana yıkarsa eğer, o zaman gerçekten ne hale gelirim tahmin edemiyorum.
Bu arada şu ana kadar bütün öğrencileri antidepresanlarla mezun olmuş, yarıda bırakmış olan da çok öğrencisi var.
2010 ve öncesi iseniz durum farklı olabilir son aciklamalardan sonra fakat 2013 senesinde giren arkadasim 2017 de bıraktı senet ve zorunlu hizmet cikaramadilar 50 d muhabbetinden. Öğesen baskanina yazın. Vahdet bey e. Facebooktan ulasabilirsiniz. Dernekten avukat yönlendirilmesini rica edin. Bir sonuc çıkar muhakkakOypli araştırma görevlisi arkadaşım istifa etti. Senetler iptal edilmis zaten. Hic beklemeden araştırın
Sizi atmasi diye birsey olamaz ki. O almadı sizi merkezi atama ile gittiginizden atamıyor diger turlu olsa okuduklarımıza göre muhakkak bunu da yapardıBeğenmediği çalışmalarımla bir ödül, bir teşvik aldı.
'Güya' beğenmiyor yani... Gerçekten sorun görseydi çoktan atardı beni zaten, amacı eziyet etmek, laf söylemek sadece. İlk başta beğenmemek odaklı yaklaşıp, sonra koşa koşa gidip kullanıyor sunumu/çalışmayı.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?