- 21 Aralık 2009
- 33.534
- 18.232
- 498
- Konu Sahibi kupakizi79
- #41
Ya da bir kpeder.. kel olanından..evet konu sahibine bir elti lazım![]()

Aşağıdaki videoyu izleyerek sitemizi ana ekranınıza web uygulaması olarak nasıl kuracağınızı öğrenebilirsiniz.
Not: Bu özellik bazı tarayıcılarda mevcut olmayabilir.
Ya da bir kpeder.. kel olanından..evet konu sahibine bir elti lazım![]()
Gidip hormonlarima baktirmaliyimtebrik ediyorum sizi maşallah :)
Ya da bir kpeder.. kel olanından..
![]()
ikisi olsa fazla mı oluryok yok fazla gelir bu sefer de bunalıp eski sevgiliye kaçar mazallah
Yazım biraz uzun olucak, okumak için sabır gösterenlere şimdiden teşekkürler...
36 Yaşındayım, 6,5 yıllık evliyim ve şuan bir bebeğe aile olabilmek için başvurumuzu yapmış durumdayız... Eşimi çok seviyorum, mutluyuz, mutluyum... oturmuş bir ilişkimiz var, hayatta kurduğumuz hayalleri tek tek gerçekleştiriyoruz.
ama kimselere anlatamadığım çok eski bir yaram var. kapanmıyor.
henüz 18 yaşındaydım onunla tanıştığımızda. 6 sene boyunca oldukça inişli çıkışlı bir ilişki yaşadık. ne onunla kalmama izin verdi ne de ondan gitmeme. Herşeyi onunla yaşadım, aşkı, tutkuyu, kıskançlığı, cinselliği, arkadaşlığı, doatluğu, eğlenmeyi, üzülmeyi, yaşamayı, ölmeyi istemeyi, terkedilmeyi, tekrar kavuşmayı, tekrar ayrılmayı, güçlü olmayı, güçsüz kalmayı, direnmeyi... hani böyle kitaplarda okunan, filmlerde izlenen birşey gibiydi ilişkimiz, bazen masal, bazen kabus....
daha ilk başlarda bana demişti ki; hayat yarınlarla bize ne yaşatır bilinmez; beraber oluruz-ayrılırız, ayrı insanlarla beraber oluruz belki... belki yıllar olur, görüşemeyiz. ama şunun bil, elim her zaman arkanda olacak. ne zaman ihtiyacın olsa araman yeter...
sonraki yıllarda çok deneyimledim bunu. çok ayrıldık. çünkü başkası ile nişanlıydı, taa çocukluktan gelen bir söz nedeniyle. bir koptuk, bir kavuştuk bu yüzden. öyle zamanlar oldu ki, aylarca görüşmedik, ama ne zaman ona ihtiyacım olsa aradı beni, sadece iyi misin demek için ve ben iyi oldum.
onun hayatında olanlara hep saygı gösterdim, verdiği sözzlere, sorumluluklara. isyan etmedim hiç. sadece bir gün bana "başka biriyle evleneceğim, biliyorsun. beni bu kadar severken buna nasıl bu kadar uzak durabiliyorsun" dedi. ağladım bir süre, sonra dedim ki ona "Ne istiyorum biliyor musun? Evlendiğin gün gelip düğününde kendimi öldürmeyi... o gece ona neler yapacağını bilerek yaşamak sanki imkansız..."
herşeye yeniden başlayabileceği bir hayatı olsa yanındaki tek kişi ben olacaktım, yıllarca söyledi bunu bana. ama öyle anlar oldu ki, dayanamadım, kalamdım yanında, kaçtım ondan. her defasında buldu beni, toparlamaya çalıştığım kendimi gelişi ile hep bambaşka biri yaptı.
sonra evlendi... öldürmedim kendimi... ailem ilaçlarla uyuttu 1 hafta -10 gün boyunca, uyandığımda sersem gibiydim... ama yaşadım...
evlendiğinde de girmek istedi hayatıma, izin vermemek için direndikçe her yerde çıktı karşıma, planlı değil tesadüflerle buluştuk her seferinde. olmadık yerlerde bir bakışı yakaldı bazen beni...
ve bu arada eşimle tanıştım, beraberliğimiz başladı. onunla bunu konuşurken bana dedi ki "şimdi sana herşey toz pembe geliyordur. ama o seni benim kadar tanıyamaz, bilemez. o aldanıyor sadece, bilmiyor." döndüm arkamı çıktım...
yıllar geçti görüşmeden, telefonumu değiştirdim, evi taşıdık. iş değiştirdim. izlerimi sildim, izini de kaybettim. Yıllar sonra bir gün yolda karşılaştık. bir fincan kahve içtik. boşanmıştı, ama yeniden evlenme hazırlığındaydı. o an neler hissettim bilmiyorum... "bekliyor olsam bir şansım olur muydu" diye sordum. "Biliyorsun" dedi, olurdu...
son görüşmemiz bu oldu...
sonrasında ben de evlendim, hatta şehirden de taşındım. yepyeni bir hayata başladım.
hayat bana inat sanki karşıma onu çıkarmaya devam ediyor. mesela instagramda bir anneyi takip etmeye başladım. iki çocuğu vardı ve bebeklere yönelik bir ürün üretiyordu, bir yandan da çocuklarının neşeli resim ve fotolarını paylaşıyordu. aylarca takip ettim. birgün instagramı açtığımda bir aile tablosu vardı karşımda, iki çocuğu ile gülümseyen o anne ve yanında eşi, çocukların babası o... bu arada bu kişinin üçüncü eşi olduğunu da öğrendim...
kader diyorum bir yandan, ondan koparmıyor beni... ama kendime ait bir hayatım da var artık... yıllar geçti üstünden diyorum. mutluyum diyorum.
yine de an oluyor rüyalarımda görüyorum, bazen olmadık bir anda, ufacık birşeyle onu hatırlıyorum. ve bundan çok, gerçekten çok yoruldum. düşünmemek için elimden geleni yapıyorum, olmuyor... çıkamıyorum işin içinden. bazen onu rüyamda görmeyeyim diye uyumuyorum bile... geçmiyor ama işte...
bunu yaşayan ve atlatan var mı? ne olur yargılamadan sadece yardım edin...
Sizi "gerçekten" istese 1, 2 ya da en azından 3. eşi olurdunuz ki.. Bu adam sizi sizin onu sevdiğiniz kadar sevmemiş hiç .Yazım biraz uzun olucak, okumak için sabır gösterenlere şimdiden teşekkürler...
36 Yaşındayım, 6,5 yıllık evliyim ve şuan bir bebeğe aile olabilmek için başvurumuzu yapmış durumdayız... Eşimi çok seviyorum, mutluyuz, mutluyum... oturmuş bir ilişkimiz var, hayatta kurduğumuz hayalleri tek tek gerçekleştiriyoruz.
ama kimselere anlatamadığım çok eski bir yaram var. kapanmıyor.
henüz 18 yaşındaydım onunla tanıştığımızda. 6 sene boyunca oldukça inişli çıkışlı bir ilişki yaşadık. ne onunla kalmama izin verdi ne de ondan gitmeme. Herşeyi onunla yaşadım, aşkı, tutkuyu, kıskançlığı, cinselliği, arkadaşlığı, doatluğu, eğlenmeyi, üzülmeyi, yaşamayı, ölmeyi istemeyi, terkedilmeyi, tekrar kavuşmayı, tekrar ayrılmayı, güçlü olmayı, güçsüz kalmayı, direnmeyi... hani böyle kitaplarda okunan, filmlerde izlenen birşey gibiydi ilişkimiz, bazen masal, bazen kabus....
daha ilk başlarda bana demişti ki; hayat yarınlarla bize ne yaşatır bilinmez; beraber oluruz-ayrılırız, ayrı insanlarla beraber oluruz belki... belki yıllar olur, görüşemeyiz. ama şunun bil, elim her zaman arkanda olacak. ne zaman ihtiyacın olsa araman yeter...
sonraki yıllarda çok deneyimledim bunu. çok ayrıldık. çünkü başkası ile nişanlıydı, taa çocukluktan gelen bir söz nedeniyle. bir koptuk, bir kavuştuk bu yüzden. öyle zamanlar oldu ki, aylarca görüşmedik, ama ne zaman ona ihtiyacım olsa aradı beni, sadece iyi misin demek için ve ben iyi oldum.
onun hayatında olanlara hep saygı gösterdim, verdiği sözzlere, sorumluluklara. isyan etmedim hiç. sadece bir gün bana "başka biriyle evleneceğim, biliyorsun. beni bu kadar severken buna nasıl bu kadar uzak durabiliyorsun" dedi. ağladım bir süre, sonra dedim ki ona "Ne istiyorum biliyor musun? Evlendiğin gün gelip düğününde kendimi öldürmeyi... o gece ona neler yapacağını bilerek yaşamak sanki imkansız..."
herşeye yeniden başlayabileceği bir hayatı olsa yanındaki tek kişi ben olacaktım, yıllarca söyledi bunu bana. ama öyle anlar oldu ki, dayanamadım, kalamdım yanında, kaçtım ondan. her defasında buldu beni, toparlamaya çalıştığım kendimi gelişi ile hep bambaşka biri yaptı.
sonra evlendi... öldürmedim kendimi... ailem ilaçlarla uyuttu 1 hafta -10 gün boyunca, uyandığımda sersem gibiydim... ama yaşadım...
evlendiğinde de girmek istedi hayatıma, izin vermemek için direndikçe her yerde çıktı karşıma, planlı değil tesadüflerle buluştuk her seferinde. olmadık yerlerde bir bakışı yakaldı bazen beni...
ve bu arada eşimle tanıştım, beraberliğimiz başladı. onunla bunu konuşurken bana dedi ki "şimdi sana herşey toz pembe geliyordur. ama o seni benim kadar tanıyamaz, bilemez. o aldanıyor sadece, bilmiyor." döndüm arkamı çıktım...
yıllar geçti görüşmeden, telefonumu değiştirdim, evi taşıdık. iş değiştirdim. izlerimi sildim, izini de kaybettim. Yıllar sonra bir gün yolda karşılaştık. bir fincan kahve içtik. boşanmıştı, ama yeniden evlenme hazırlığındaydı. o an neler hissettim bilmiyorum... "bekliyor olsam bir şansım olur muydu" diye sordum. "Biliyorsun" dedi, olurdu...
son görüşmemiz bu oldu...
sonrasında ben de evlendim, hatta şehirden de taşındım. yepyeni bir hayata başladım.
hayat bana inat sanki karşıma onu çıkarmaya devam ediyor. mesela instagramda bir anneyi takip etmeye başladım. iki çocuğu vardı ve bebeklere yönelik bir ürün üretiyordu, bir yandan da çocuklarının neşeli resim ve fotolarını paylaşıyordu. aylarca takip ettim. birgün instagramı açtığımda bir aile tablosu vardı karşımda, iki çocuğu ile gülümseyen o anne ve yanında eşi, çocukların babası o... bu arada bu kişinin üçüncü eşi olduğunu da öğrendim...
kader diyorum bir yandan, ondan koparmıyor beni... ama kendime ait bir hayatım da var artık... yıllar geçti üstünden diyorum. mutluyum diyorum.
yine de an oluyor rüyalarımda görüyorum, bazen olmadık bir anda, ufacık birşeyle onu hatırlıyorum. ve bundan çok, gerçekten çok yoruldum. düşünmemek için elimden geleni yapıyorum, olmuyor... çıkamıyorum işin içinden. bazen onu rüyamda görmeyeyim diye uyumuyorum bile... geçmiyor ama işte...
bunu yaşayan ve atlatan var mı? ne olur yargılamadan sadece yardım edin...
sizinki gibi bi ask herkesin yaşayacağı turden bişey değil. saplantılı. ve malesef sonunda kavuşma olmayan aşklar ilerde böyle sizinki gibi unutamama sürekli hatırlama şeklinde seyrediyor.ya herkes kendince yargılamış, şöyle olsaymış falan demiş de,
olay bir kavuşamama veya özleme, görüşmek isteme olayı değil...
geçmişle ilgili yaşanılanları yazdım, çünkü bana acı vermişti herşey...
en ufak bir ah keşkem yok benim geçmişe dair...
ben sadece aklıma geliyor olmasından rahatsızım... beilmem belki bunu yaşamış ve psikoloğa giderek atlatmış biri vardır diye düşündüm...
ben ah vah yapmıyorum durumuma, rahatsızım ve çare arıyorum...
bakıyorum da eşimi aldatıyormuşum gibi yotum yapanlar olmuş... öyle birşey olsa zaten buralarda duyurmam değil mi? ben sadece çare arıyorum. belli ben inkar etsem de aklım biyerde takılmış, bilinç altı, rüya olarak çıkıyor karşıma... bunlar benim için rüya değil, kabus oluyor. beni rahatsız ediyor ve kurtulmak istiyorum....
okuduklarınızı başka şekilde yorumlayıp tepki vermek kolay değil mi?
Yazım biraz uzun olucak, okumak için sabır gösterenlere şimdiden teşekkürler...
36 Yaşındayım, 6,5 yıllık evliyim ve şuan bir bebeğe aile olabilmek için başvurumuzu yapmış durumdayız... Eşimi çok seviyorum, mutluyuz, mutluyum... oturmuş bir ilişkimiz var, hayatta kurduğumuz hayalleri tek tek gerçekleştiriyoruz.
ama kimselere anlatamadığım çok eski bir yaram var. kapanmıyor.
henüz 18 yaşındaydım onunla tanıştığımızda. 6 sene boyunca oldukça inişli çıkışlı bir ilişki yaşadık. ne onunla kalmama izin verdi ne de ondan gitmeme. Herşeyi onunla yaşadım, aşkı, tutkuyu, kıskançlığı, cinselliği, arkadaşlığı, doatluğu, eğlenmeyi, üzülmeyi, yaşamayı, ölmeyi istemeyi, terkedilmeyi, tekrar kavuşmayı, tekrar ayrılmayı, güçlü olmayı, güçsüz kalmayı, direnmeyi... hani böyle kitaplarda okunan, filmlerde izlenen birşey gibiydi ilişkimiz, bazen masal, bazen kabus....
daha ilk başlarda bana demişti ki; hayat yarınlarla bize ne yaşatır bilinmez; beraber oluruz-ayrılırız, ayrı insanlarla beraber oluruz belki... belki yıllar olur, görüşemeyiz. ama şunun bil, elim her zaman arkanda olacak. ne zaman ihtiyacın olsa araman yeter...
sonraki yıllarda çok deneyimledim bunu. çok ayrıldık. çünkü başkası ile nişanlıydı, taa çocukluktan gelen bir söz nedeniyle. bir koptuk, bir kavuştuk bu yüzden. öyle zamanlar oldu ki, aylarca görüşmedik, ama ne zaman ona ihtiyacım olsa aradı beni, sadece iyi misin demek için ve ben iyi oldum.
onun hayatında olanlara hep saygı gösterdim, verdiği sözzlere, sorumluluklara. isyan etmedim hiç. sadece bir gün bana "başka biriyle evleneceğim, biliyorsun. beni bu kadar severken buna nasıl bu kadar uzak durabiliyorsun" dedi. ağladım bir süre, sonra dedim ki ona "Ne istiyorum biliyor musun? Evlendiğin gün gelip düğününde kendimi öldürmeyi... o gece ona neler yapacağını bilerek yaşamak sanki imkansız..."
herşeye yeniden başlayabileceği bir hayatı olsa yanındaki tek kişi ben olacaktım, yıllarca söyledi bunu bana. ama öyle anlar oldu ki, dayanamadım, kalamdım yanında, kaçtım ondan. her defasında buldu beni, toparlamaya çalıştığım kendimi gelişi ile hep bambaşka biri yaptı.
sonra evlendi... öldürmedim kendimi... ailem ilaçlarla uyuttu 1 hafta -10 gün boyunca, uyandığımda sersem gibiydim... ama yaşadım...
evlendiğinde de girmek istedi hayatıma, izin vermemek için direndikçe her yerde çıktı karşıma, planlı değil tesadüflerle buluştuk her seferinde. olmadık yerlerde bir bakışı yakaldı bazen beni...
ve bu arada eşimle tanıştım, beraberliğimiz başladı. onunla bunu konuşurken bana dedi ki "şimdi sana herşey toz pembe geliyordur. ama o seni benim kadar tanıyamaz, bilemez. o aldanıyor sadece, bilmiyor." döndüm arkamı çıktım...
yıllar geçti görüşmeden, telefonumu değiştirdim, evi taşıdık. iş değiştirdim. izlerimi sildim, izini de kaybettim. Yıllar sonra bir gün yolda karşılaştık. bir fincan kahve içtik. boşanmıştı, ama yeniden evlenme hazırlığındaydı. o an neler hissettim bilmiyorum... "bekliyor olsam bir şansım olur muydu" diye sordum. "Biliyorsun" dedi, olurdu...
son görüşmemiz bu oldu...
sonrasında ben de evlendim, hatta şehirden de taşındım. yepyeni bir hayata başladım.
hayat bana inat sanki karşıma onu çıkarmaya devam ediyor. mesela instagramda bir anneyi takip etmeye başladım. iki çocuğu vardı ve bebeklere yönelik bir ürün üretiyordu, bir yandan da çocuklarının neşeli resim ve fotolarını paylaşıyordu. aylarca takip ettim. birgün instagramı açtığımda bir aile tablosu vardı karşımda, iki çocuğu ile gülümseyen o anne ve yanında eşi, çocukların babası o... bu arada bu kişinin üçüncü eşi olduğunu da öğrendim...
kader diyorum bir yandan, ondan koparmıyor beni... ama kendime ait bir hayatım da var artık... yıllar geçti üstünden diyorum. mutluyum diyorum.
yine de an oluyor rüyalarımda görüyorum, bazen olmadık bir anda, ufacık birşeyle onu hatırlıyorum. ve bundan çok, gerçekten çok yoruldum. düşünmemek için elimden geleni yapıyorum, olmuyor... çıkamıyorum işin içinden. bazen onu rüyamda görmeyeyim diye uyumuyorum bile... geçmiyor ama işte...
bunu yaşayan ve atlatan var mı? ne olur yargılamadan sadece yardım edin...
Yazım biraz uzun olucak, okumak için sabır gösterenlere şimdiden teşekkürler...
36 Yaşındayım, 6,5 yıllık evliyim ve şuan bir bebeğe aile olabilmek için başvurumuzu yapmış durumdayız... Eşimi çok seviyorum, mutluyuz, mutluyum... oturmuş bir ilişkimiz var, hayatta kurduğumuz hayalleri tek tek gerçekleştiriyoruz.
ama kimselere anlatamadığım çok eski bir yaram var. kapanmıyor.
henüz 18 yaşındaydım onunla tanıştığımızda. 6 sene boyunca oldukça inişli çıkışlı bir ilişki yaşadık. ne onunla kalmama izin verdi ne de ondan gitmeme. Herşeyi onunla yaşadım, aşkı, tutkuyu, kıskançlığı, cinselliği, arkadaşlığı, doatluğu, eğlenmeyi, üzülmeyi, yaşamayı, ölmeyi istemeyi, terkedilmeyi, tekrar kavuşmayı, tekrar ayrılmayı, güçlü olmayı, güçsüz kalmayı, direnmeyi... hani böyle kitaplarda okunan, filmlerde izlenen birşey gibiydi ilişkimiz, bazen masal, bazen kabus....
daha ilk başlarda bana demişti ki; hayat yarınlarla bize ne yaşatır bilinmez; beraber oluruz-ayrılırız, ayrı insanlarla beraber oluruz belki... belki yıllar olur, görüşemeyiz. ama şunun bil, elim her zaman arkanda olacak. ne zaman ihtiyacın olsa araman yeter...
sonraki yıllarda çok deneyimledim bunu. çok ayrıldık. çünkü başkası ile nişanlıydı, taa çocukluktan gelen bir söz nedeniyle. bir koptuk, bir kavuştuk bu yüzden. öyle zamanlar oldu ki, aylarca görüşmedik, ama ne zaman ona ihtiyacım olsa aradı beni, sadece iyi misin demek için ve ben iyi oldum.
onun hayatında olanlara hep saygı gösterdim, verdiği sözzlere, sorumluluklara. isyan etmedim hiç. sadece bir gün bana "başka biriyle evleneceğim, biliyorsun. beni bu kadar severken buna nasıl bu kadar uzak durabiliyorsun" dedi. ağladım bir süre, sonra dedim ki ona "Ne istiyorum biliyor musun? Evlendiğin gün gelip düğününde kendimi öldürmeyi... o gece ona neler yapacağını bilerek yaşamak sanki imkansız..."
herşeye yeniden başlayabileceği bir hayatı olsa yanındaki tek kişi ben olacaktım, yıllarca söyledi bunu bana. ama öyle anlar oldu ki, dayanamadım, kalamdım yanında, kaçtım ondan. her defasında buldu beni, toparlamaya çalıştığım kendimi gelişi ile hep bambaşka biri yaptı.
sonra evlendi... öldürmedim kendimi... ailem ilaçlarla uyuttu 1 hafta -10 gün boyunca, uyandığımda sersem gibiydim... ama yaşadım...
evlendiğinde de girmek istedi hayatıma, izin vermemek için direndikçe her yerde çıktı karşıma, planlı değil tesadüflerle buluştuk her seferinde. olmadık yerlerde bir bakışı yakaldı bazen beni...
ve bu arada eşimle tanıştım, beraberliğimiz başladı. onunla bunu konuşurken bana dedi ki "şimdi sana herşey toz pembe geliyordur. ama o seni benim kadar tanıyamaz, bilemez. o aldanıyor sadece, bilmiyor." döndüm arkamı çıktım...
yıllar geçti görüşmeden, telefonumu değiştirdim, evi taşıdık. iş değiştirdim. izlerimi sildim, izini de kaybettim. Yıllar sonra bir gün yolda karşılaştık. bir fincan kahve içtik. boşanmıştı, ama yeniden evlenme hazırlığındaydı. o an neler hissettim bilmiyorum... "bekliyor olsam bir şansım olur muydu" diye sordum. "Biliyorsun" dedi, olurdu...
son görüşmemiz bu oldu...
sonrasında ben de evlendim, hatta şehirden de taşındım. yepyeni bir hayata başladım.
hayat bana inat sanki karşıma onu çıkarmaya devam ediyor. mesela instagramda bir anneyi takip etmeye başladım. iki çocuğu vardı ve bebeklere yönelik bir ürün üretiyordu, bir yandan da çocuklarının neşeli resim ve fotolarını paylaşıyordu. aylarca takip ettim. birgün instagramı açtığımda bir aile tablosu vardı karşımda, iki çocuğu ile gülümseyen o anne ve yanında eşi, çocukların babası o... bu arada bu kişinin üçüncü eşi olduğunu da öğrendim...
kader diyorum bir yandan, ondan koparmıyor beni... ama kendime ait bir hayatım da var artık... yıllar geçti üstünden diyorum. mutluyum diyorum.
yine de an oluyor rüyalarımda görüyorum, bazen olmadık bir anda, ufacık birşeyle onu hatırlıyorum. ve bundan çok, gerçekten çok yoruldum. düşünmemek için elimden geleni yapıyorum, olmuyor... çıkamıyorum işin içinden. bazen onu rüyamda görmeyeyim diye uyumuyorum bile... geçmiyor ama işte...
bunu yaşayan ve atlatan var mı? ne olur yargılamadan sadece yardım edin...