• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Yıllar çare olmadı unutmaya...

hani dizilerde senaryo ilerlesin diye çiftleri bi ayırırlar bı barıştırılar ya en son adam başkasıyla evlenır kadında evlenır kavuşamazlar öyle biter bizde sinir oluruz bende sinir oldum yazdıklarınızı okurken, siz bide yaşamıssınız ciddi ciddi çok abartılı...
 
herkes kendi yaşadığını bilir... kimse kimseyi bu yüzden yargılayamaz... olmamış, yürümemiş, nedeni veya niçini önemli değil... sevmiş sevmemiş, öyle olmuş böyle bitmiş...

geçmiş, gitmiş işte...
 
ikisi olsa fazla mı olur :KK70::KK70:yok yok fazla gelir bu sefer de bunalıp eski sevgiliye kaçar mazallah
Yazım biraz uzun olucak, okumak için sabır gösterenlere şimdiden teşekkürler...

36 Yaşındayım, 6,5 yıllık evliyim ve şuan bir bebeğe aile olabilmek için başvurumuzu yapmış durumdayız... Eşimi çok seviyorum, mutluyuz, mutluyum... oturmuş bir ilişkimiz var, hayatta kurduğumuz hayalleri tek tek gerçekleştiriyoruz.

ama kimselere anlatamadığım çok eski bir yaram var. kapanmıyor.

henüz 18 yaşındaydım onunla tanıştığımızda. 6 sene boyunca oldukça inişli çıkışlı bir ilişki yaşadık. ne onunla kalmama izin verdi ne de ondan gitmeme. Herşeyi onunla yaşadım, aşkı, tutkuyu, kıskançlığı, cinselliği, arkadaşlığı, doatluğu, eğlenmeyi, üzülmeyi, yaşamayı, ölmeyi istemeyi, terkedilmeyi, tekrar kavuşmayı, tekrar ayrılmayı, güçlü olmayı, güçsüz kalmayı, direnmeyi... hani böyle kitaplarda okunan, filmlerde izlenen birşey gibiydi ilişkimiz, bazen masal, bazen kabus....

daha ilk başlarda bana demişti ki; hayat yarınlarla bize ne yaşatır bilinmez; beraber oluruz-ayrılırız, ayrı insanlarla beraber oluruz belki... belki yıllar olur, görüşemeyiz. ama şunun bil, elim her zaman arkanda olacak. ne zaman ihtiyacın olsa araman yeter...

sonraki yıllarda çok deneyimledim bunu. çok ayrıldık. çünkü başkası ile nişanlıydı, taa çocukluktan gelen bir söz nedeniyle. bir koptuk, bir kavuştuk bu yüzden. öyle zamanlar oldu ki, aylarca görüşmedik, ama ne zaman ona ihtiyacım olsa aradı beni, sadece iyi misin demek için ve ben iyi oldum.

onun hayatında olanlara hep saygı gösterdim, verdiği sözzlere, sorumluluklara. isyan etmedim hiç. sadece bir gün bana "başka biriyle evleneceğim, biliyorsun. beni bu kadar severken buna nasıl bu kadar uzak durabiliyorsun" dedi. ağladım bir süre, sonra dedim ki ona "Ne istiyorum biliyor musun? Evlendiğin gün gelip düğününde kendimi öldürmeyi... o gece ona neler yapacağını bilerek yaşamak sanki imkansız..."

herşeye yeniden başlayabileceği bir hayatı olsa yanındaki tek kişi ben olacaktım, yıllarca söyledi bunu bana. ama öyle anlar oldu ki, dayanamadım, kalamdım yanında, kaçtım ondan. her defasında buldu beni, toparlamaya çalıştığım kendimi gelişi ile hep bambaşka biri yaptı.

sonra evlendi... öldürmedim kendimi... ailem ilaçlarla uyuttu 1 hafta -10 gün boyunca, uyandığımda sersem gibiydim... ama yaşadım...

evlendiğinde de girmek istedi hayatıma, izin vermemek için direndikçe her yerde çıktı karşıma, planlı değil tesadüflerle buluştuk her seferinde. olmadık yerlerde bir bakışı yakaldı bazen beni...

ve bu arada eşimle tanıştım, beraberliğimiz başladı. onunla bunu konuşurken bana dedi ki "şimdi sana herşey toz pembe geliyordur. ama o seni benim kadar tanıyamaz, bilemez. o aldanıyor sadece, bilmiyor." döndüm arkamı çıktım...

yıllar geçti görüşmeden, telefonumu değiştirdim, evi taşıdık. iş değiştirdim. izlerimi sildim, izini de kaybettim. Yıllar sonra bir gün yolda karşılaştık. bir fincan kahve içtik. boşanmıştı, ama yeniden evlenme hazırlığındaydı. o an neler hissettim bilmiyorum... "bekliyor olsam bir şansım olur muydu" diye sordum. "Biliyorsun" dedi, olurdu...

son görüşmemiz bu oldu...

sonrasında ben de evlendim, hatta şehirden de taşındım. yepyeni bir hayata başladım.

hayat bana inat sanki karşıma onu çıkarmaya devam ediyor. mesela instagramda bir anneyi takip etmeye başladım. iki çocuğu vardı ve bebeklere yönelik bir ürün üretiyordu, bir yandan da çocuklarının neşeli resim ve fotolarını paylaşıyordu. aylarca takip ettim. birgün instagramı açtığımda bir aile tablosu vardı karşımda, iki çocuğu ile gülümseyen o anne ve yanında eşi, çocukların babası o... bu arada bu kişinin üçüncü eşi olduğunu da öğrendim...

kader diyorum bir yandan, ondan koparmıyor beni... ama kendime ait bir hayatım da var artık... yıllar geçti üstünden diyorum. mutluyum diyorum.

yine de an oluyor rüyalarımda görüyorum, bazen olmadık bir anda, ufacık birşeyle onu hatırlıyorum. ve bundan çok, gerçekten çok yoruldum. düşünmemek için elimden geleni yapıyorum, olmuyor... çıkamıyorum işin içinden. bazen onu rüyamda görmeyeyim diye uyumuyorum bile... geçmiyor ama işte...

bunu yaşayan ve atlatan var mı? ne olur yargılamadan sadece yardım edin...

ben bir kadın olarak sizin bu yazdıklarınızdan gerçekten utandım! sizi yargılamak deil niyetim herkesin yaşantısı ama böyle de olmaz ki kardeşm evliyim mutluyum kocamı seviyorum diyorsun bu nasıl sevgi ben anlamış değilim derdini anlattın paylaştın saygı duyuyorum ama bir kadın evliyken hemde mutluyum diyorken eski sevgili nasıl akla gelir bunun aşkla bi alakası yok kusura bakmayın yanınızda olan kocanızın nasıl gözlerine bakıyorsunuz yazıktır günahtır aynı şeyi eşiniz yapmış olsa ne kadar gururunuz kırılır incinirsiniz öyle değil mi sizin bu düşünceleriniz ilerde sizi başka hatalara da sürükleyebilir benim size tavsiyem silkinin ve kendinize gelin siz eşinizin nikahı altında bir kadınsınız ona göre davranın eğer bundan kurtulamıyosanız evliliğinizi bitirin başka sözüm yok teşekkürler...
 
Yazım biraz uzun olucak, okumak için sabır gösterenlere şimdiden teşekkürler...

36 Yaşındayım, 6,5 yıllık evliyim ve şuan bir bebeğe aile olabilmek için başvurumuzu yapmış durumdayız... Eşimi çok seviyorum, mutluyuz, mutluyum... oturmuş bir ilişkimiz var, hayatta kurduğumuz hayalleri tek tek gerçekleştiriyoruz.

ama kimselere anlatamadığım çok eski bir yaram var. kapanmıyor.

henüz 18 yaşındaydım onunla tanıştığımızda. 6 sene boyunca oldukça inişli çıkışlı bir ilişki yaşadık. ne onunla kalmama izin verdi ne de ondan gitmeme. Herşeyi onunla yaşadım, aşkı, tutkuyu, kıskançlığı, cinselliği, arkadaşlığı, doatluğu, eğlenmeyi, üzülmeyi, yaşamayı, ölmeyi istemeyi, terkedilmeyi, tekrar kavuşmayı, tekrar ayrılmayı, güçlü olmayı, güçsüz kalmayı, direnmeyi... hani böyle kitaplarda okunan, filmlerde izlenen birşey gibiydi ilişkimiz, bazen masal, bazen kabus....

daha ilk başlarda bana demişti ki; hayat yarınlarla bize ne yaşatır bilinmez; beraber oluruz-ayrılırız, ayrı insanlarla beraber oluruz belki... belki yıllar olur, görüşemeyiz. ama şunun bil, elim her zaman arkanda olacak. ne zaman ihtiyacın olsa araman yeter...

sonraki yıllarda çok deneyimledim bunu. çok ayrıldık. çünkü başkası ile nişanlıydı, taa çocukluktan gelen bir söz nedeniyle. bir koptuk, bir kavuştuk bu yüzden. öyle zamanlar oldu ki, aylarca görüşmedik, ama ne zaman ona ihtiyacım olsa aradı beni, sadece iyi misin demek için ve ben iyi oldum.

onun hayatında olanlara hep saygı gösterdim, verdiği sözzlere, sorumluluklara. isyan etmedim hiç. sadece bir gün bana "başka biriyle evleneceğim, biliyorsun. beni bu kadar severken buna nasıl bu kadar uzak durabiliyorsun" dedi. ağladım bir süre, sonra dedim ki ona "Ne istiyorum biliyor musun? Evlendiğin gün gelip düğününde kendimi öldürmeyi... o gece ona neler yapacağını bilerek yaşamak sanki imkansız..."

herşeye yeniden başlayabileceği bir hayatı olsa yanındaki tek kişi ben olacaktım, yıllarca söyledi bunu bana. ama öyle anlar oldu ki, dayanamadım, kalamdım yanında, kaçtım ondan. her defasında buldu beni, toparlamaya çalıştığım kendimi gelişi ile hep bambaşka biri yaptı.

sonra evlendi... öldürmedim kendimi... ailem ilaçlarla uyuttu 1 hafta -10 gün boyunca, uyandığımda sersem gibiydim... ama yaşadım...

evlendiğinde de girmek istedi hayatıma, izin vermemek için direndikçe her yerde çıktı karşıma, planlı değil tesadüflerle buluştuk her seferinde. olmadık yerlerde bir bakışı yakaldı bazen beni...

ve bu arada eşimle tanıştım, beraberliğimiz başladı. onunla bunu konuşurken bana dedi ki "şimdi sana herşey toz pembe geliyordur. ama o seni benim kadar tanıyamaz, bilemez. o aldanıyor sadece, bilmiyor." döndüm arkamı çıktım...

yıllar geçti görüşmeden, telefonumu değiştirdim, evi taşıdık. iş değiştirdim. izlerimi sildim, izini de kaybettim. Yıllar sonra bir gün yolda karşılaştık. bir fincan kahve içtik. boşanmıştı, ama yeniden evlenme hazırlığındaydı. o an neler hissettim bilmiyorum... "bekliyor olsam bir şansım olur muydu" diye sordum. "Biliyorsun" dedi, olurdu...

son görüşmemiz bu oldu...

sonrasında ben de evlendim, hatta şehirden de taşındım. yepyeni bir hayata başladım.

hayat bana inat sanki karşıma onu çıkarmaya devam ediyor. mesela instagramda bir anneyi takip etmeye başladım. iki çocuğu vardı ve bebeklere yönelik bir ürün üretiyordu, bir yandan da çocuklarının neşeli resim ve fotolarını paylaşıyordu. aylarca takip ettim. birgün instagramı açtığımda bir aile tablosu vardı karşımda, iki çocuğu ile gülümseyen o anne ve yanında eşi, çocukların babası o... bu arada bu kişinin üçüncü eşi olduğunu da öğrendim...

kader diyorum bir yandan, ondan koparmıyor beni... ama kendime ait bir hayatım da var artık... yıllar geçti üstünden diyorum. mutluyum diyorum.

yine de an oluyor rüyalarımda görüyorum, bazen olmadık bir anda, ufacık birşeyle onu hatırlıyorum. ve bundan çok, gerçekten çok yoruldum. düşünmemek için elimden geleni yapıyorum, olmuyor... çıkamıyorum işin içinden. bazen onu rüyamda görmeyeyim diye uyumuyorum bile... geçmiyor ama işte...

bunu yaşayan ve atlatan var mı? ne olur yargılamadan sadece yardım edin...
Sizi "gerçekten" istese 1, 2 ya da en azından 3. eşi olurdunuz ki.. Bu adam sizi sizin onu sevdiğiniz kadar sevmemiş hiç .
 
peki beyfendinin eşi siz olsaydınız sonu siz olur muydunuz????
 
Aklına gelince bir La havle çek işine dön
Erişemediğin için takıntı yapmışsın
O da senin bu takıntını kullanmış
Adam karaktersiz, önemsedikçe aklında büyütüyorsun
Eşinle mutlusun ki bu çok büyük bir nimet
Kendi aklınla, kendi nimetlerinle oynama
 
bana konunuz saçma geldi, iki insan birbirini seviyorsa dağ olsa durmaz.. sizinle evliyken beraberdi bence bırakamadı karısını çocuğunu sizide oyaladı.. sonra boşandı başkasıyla evlendi sizin için hiç yer açmadı hayatında... yemekten sonraki tatlı oldunuz hep.. bu adamı bırak düşünmeyi anmam bile .. gerçekçi olsun oda sizi isteseydi dağ duramazdı önünüzde
 
farkında mısınız bilmiyorum ama şu sevgi duyduğunuz adam size yapılabilecek en büyük kötülüğü yapıyor, neden mi?
- en başta madem o kadar sevgi bağlılık vardı da niye evlendiği kişi siz değilsiniz
- ailesi ilk eşi için söz vermiş vs demişsiniz de evlilik için bu sözü tutan aile boşanmaya neden razı gelsin
- evliyken sizi araması zaten verdiği değeri gösterir. evli bir adam bekar bir kıza yanaştığında o kızın ne hale geleceğini bilir. seven adam sevdiği kadına bu sıfatı yakıştırmaz.
hadi seviyordu unutamadı vs diyelim
-peki boşandıktan sonra neden sizi aramadı neden engelim yok artık demedi, neden sizi değil de bir başkasını seçti

"ve bu arada eşimle tanıştım, beraberliğimiz başladı. onunla bunu konuşurken bana dedi ki "şimdi sana herşey toz pembe geliyordur. ama o seni benim kadar tanıyamaz, bilemez. o aldanıyor sadece, bilmiyor." döndüm arkamı çıktım..."

demişsiniz. sizi gerçekten seven ve gelecek veremeyen biri asla bu şekilde negatif bir tavır göstermez, mutluğunuzu diler ve yoldan çekilirdi.

bence hayatı kendinize haram etmeyin. ne güzel kurmuşsunuz yuvanızı. aşk meşk vs hepsi yanılsama ve elinize geçmediği için bu kadare kıymetli.
 
ya herkes kendince yargılamış, şöyle olsaymış falan demiş de,

olay bir kavuşamama veya özleme, görüşmek isteme olayı değil...

geçmişle ilgili yaşanılanları yazdım, çünkü bana acı vermişti herşey...

en ufak bir ah keşkem yok benim geçmişe dair...

ben sadece aklıma geliyor olmasından rahatsızım... beilmem belki bunu yaşamış ve psikoloğa giderek atlatmış biri vardır diye düşündüm...

ben ah vah yapmıyorum durumuma, rahatsızım ve çare arıyorum...

bakıyorum da eşimi aldatıyormuşum gibi yotum yapanlar olmuş... öyle birşey olsa zaten buralarda duyurmam değil mi? ben sadece çare arıyorum. belli ben inkar etsem de aklım biyerde takılmış, bilinç altı, rüya olarak çıkıyor karşıma... bunlar benim için rüya değil, kabus oluyor. beni rahatsız ediyor ve kurtulmak istiyorum....

okuduklarınızı başka şekilde yorumlayıp tepki vermek kolay değil mi?
 
Eşime bi kere sordum ; hiç unutmadigin biri oldu mu.. unutmayacak kadar çok sevdiğin biri diye..
Cevabı şu oldu :
" o kadar çok sevmiş olsaydim , alır evlenirdim. ...... "
 
ya herkes kendince yargılamış, şöyle olsaymış falan demiş de,

olay bir kavuşamama veya özleme, görüşmek isteme olayı değil...

geçmişle ilgili yaşanılanları yazdım, çünkü bana acı vermişti herşey...

en ufak bir ah keşkem yok benim geçmişe dair...

ben sadece aklıma geliyor olmasından rahatsızım... beilmem belki bunu yaşamış ve psikoloğa giderek atlatmış biri vardır diye düşündüm...

ben ah vah yapmıyorum durumuma, rahatsızım ve çare arıyorum...

bakıyorum da eşimi aldatıyormuşum gibi yotum yapanlar olmuş... öyle birşey olsa zaten buralarda duyurmam değil mi? ben sadece çare arıyorum. belli ben inkar etsem de aklım biyerde takılmış, bilinç altı, rüya olarak çıkıyor karşıma... bunlar benim için rüya değil, kabus oluyor. beni rahatsız ediyor ve kurtulmak istiyorum....

okuduklarınızı başka şekilde yorumlayıp tepki vermek kolay değil mi?
sizinki gibi bi ask herkesin yaşayacağı turden bişey değil. saplantılı. ve malesef sonunda kavuşma olmayan aşklar ilerde böyle sizinki gibi unutamama sürekli hatırlama şeklinde seyrediyor.
belki fazla ütopik bir düşünce gibi gelecek ama, hani birbiri için yaratılmak deyimi var ya, milyarlarca insan arasından sadece bir kişi senin için, (belki aynı çamurdan bilemiyorum) yaratılmıştır. ve çok az insan yaşarken o kişiyle karşılasır. bu kadar vazgeçilmez, acılı, unutulmaz olmasının sebebi budur. ama kesinlikle kader olayı değil. o bambaşka bir kavram. işte sizin hikayeniz de böyle. malesef siz onu ölene kadar unutamayacaksınız.
ama şöyle de bişey var. siz ne kadar düşünürseniz o kadar batarsınız. aklınıza gelse bile hemen unutup kafanızı başka seylere yönlendirmesini bileceksiniz. malesef onca yaşanmışlıktan sonra hiç aklınıza gelmewmesı imkansız zaten. illaki gelecek. ama siz onu geldiği gibi kovacaksınız aklınızdan.
eşinizle de herşeyin sorunsuz mükemmel oldugunu sanmıyorum. sizin göremediğiniz ve ya görmek istemediğiniz sorunlarınız var bence. aksi takdirde bu kadar çok aklınıza gelmezdi. yıllar ectikce aklınıza gelme sayısı azalacagı yerde artıyorsa, evliliğinizde de ters giden birşeyler vardır. onda bulup eşinizde bulamadıgınız, eksik kalan şeyler var ki, sürekli aklınıza geliyor. bence yapmanız gereken evliliğinizi gözden geçirmek. eksikleri bulun ve kapatın. emin olun cok daha az aklınıza gelecektir o zaman. zaten tamamen unutup aklınıza hiç elmemesi diye bir sey olamaz. öyle bir beklenti içerisine girmeyin. anca hafızanızı kaybedesiniz. başka yolu yok.
zaman zaman herkesin istemese de bi şekilde geçmişte hayatındaki insanlar aklına gelebilir (bu kaçınılmaz) ama işte o an, aklınıza geldiği an, dönüp eşinize bakın. gözlerine bakın. ben bu adamla daha mutluyum ve ömrümü bu adamla geçirmek istiyorum, gülüşlerini görmek istediğim adam bu. diyebiliyorsanız ne mutlu size. zaten siz başarmışsınızdır zor olanı.
 
Madem sizi seviyor, bosandiginda ilk size gelirdi. Kendi padisahinin oglu mu ki, o evlenicek edecek siz de kosede onu bekleyeceksiniz ? Sonra da bosaninca kuyruga gireceksiniz, olmadi yarisin bir de.

Bakin, bekleseydin seninle evlenirdim diye bir sey yok, tekrar soyluyorum. Sevseydi, evlenmek isteseydi arar bulurdu sizi.
 
Yazım biraz uzun olucak, okumak için sabır gösterenlere şimdiden teşekkürler...

36 Yaşındayım, 6,5 yıllık evliyim ve şuan bir bebeğe aile olabilmek için başvurumuzu yapmış durumdayız... Eşimi çok seviyorum, mutluyuz, mutluyum... oturmuş bir ilişkimiz var, hayatta kurduğumuz hayalleri tek tek gerçekleştiriyoruz.

ama kimselere anlatamadığım çok eski bir yaram var. kapanmıyor.

henüz 18 yaşındaydım onunla tanıştığımızda. 6 sene boyunca oldukça inişli çıkışlı bir ilişki yaşadık. ne onunla kalmama izin verdi ne de ondan gitmeme. Herşeyi onunla yaşadım, aşkı, tutkuyu, kıskançlığı, cinselliği, arkadaşlığı, doatluğu, eğlenmeyi, üzülmeyi, yaşamayı, ölmeyi istemeyi, terkedilmeyi, tekrar kavuşmayı, tekrar ayrılmayı, güçlü olmayı, güçsüz kalmayı, direnmeyi... hani böyle kitaplarda okunan, filmlerde izlenen birşey gibiydi ilişkimiz, bazen masal, bazen kabus....

daha ilk başlarda bana demişti ki; hayat yarınlarla bize ne yaşatır bilinmez; beraber oluruz-ayrılırız, ayrı insanlarla beraber oluruz belki... belki yıllar olur, görüşemeyiz. ama şunun bil, elim her zaman arkanda olacak. ne zaman ihtiyacın olsa araman yeter...

sonraki yıllarda çok deneyimledim bunu. çok ayrıldık. çünkü başkası ile nişanlıydı, taa çocukluktan gelen bir söz nedeniyle. bir koptuk, bir kavuştuk bu yüzden. öyle zamanlar oldu ki, aylarca görüşmedik, ama ne zaman ona ihtiyacım olsa aradı beni, sadece iyi misin demek için ve ben iyi oldum.

onun hayatında olanlara hep saygı gösterdim, verdiği sözzlere, sorumluluklara. isyan etmedim hiç. sadece bir gün bana "başka biriyle evleneceğim, biliyorsun. beni bu kadar severken buna nasıl bu kadar uzak durabiliyorsun" dedi. ağladım bir süre, sonra dedim ki ona "Ne istiyorum biliyor musun? Evlendiğin gün gelip düğününde kendimi öldürmeyi... o gece ona neler yapacağını bilerek yaşamak sanki imkansız..."

herşeye yeniden başlayabileceği bir hayatı olsa yanındaki tek kişi ben olacaktım, yıllarca söyledi bunu bana. ama öyle anlar oldu ki, dayanamadım, kalamdım yanında, kaçtım ondan. her defasında buldu beni, toparlamaya çalıştığım kendimi gelişi ile hep bambaşka biri yaptı.

sonra evlendi... öldürmedim kendimi... ailem ilaçlarla uyuttu 1 hafta -10 gün boyunca, uyandığımda sersem gibiydim... ama yaşadım...

evlendiğinde de girmek istedi hayatıma, izin vermemek için direndikçe her yerde çıktı karşıma, planlı değil tesadüflerle buluştuk her seferinde. olmadık yerlerde bir bakışı yakaldı bazen beni...

ve bu arada eşimle tanıştım, beraberliğimiz başladı. onunla bunu konuşurken bana dedi ki "şimdi sana herşey toz pembe geliyordur. ama o seni benim kadar tanıyamaz, bilemez. o aldanıyor sadece, bilmiyor." döndüm arkamı çıktım...

yıllar geçti görüşmeden, telefonumu değiştirdim, evi taşıdık. iş değiştirdim. izlerimi sildim, izini de kaybettim. Yıllar sonra bir gün yolda karşılaştık. bir fincan kahve içtik. boşanmıştı, ama yeniden evlenme hazırlığındaydı. o an neler hissettim bilmiyorum... "bekliyor olsam bir şansım olur muydu" diye sordum. "Biliyorsun" dedi, olurdu...

son görüşmemiz bu oldu...

sonrasında ben de evlendim, hatta şehirden de taşındım. yepyeni bir hayata başladım.

hayat bana inat sanki karşıma onu çıkarmaya devam ediyor. mesela instagramda bir anneyi takip etmeye başladım. iki çocuğu vardı ve bebeklere yönelik bir ürün üretiyordu, bir yandan da çocuklarının neşeli resim ve fotolarını paylaşıyordu. aylarca takip ettim. birgün instagramı açtığımda bir aile tablosu vardı karşımda, iki çocuğu ile gülümseyen o anne ve yanında eşi, çocukların babası o... bu arada bu kişinin üçüncü eşi olduğunu da öğrendim...

kader diyorum bir yandan, ondan koparmıyor beni... ama kendime ait bir hayatım da var artık... yıllar geçti üstünden diyorum. mutluyum diyorum.

yine de an oluyor rüyalarımda görüyorum, bazen olmadık bir anda, ufacık birşeyle onu hatırlıyorum. ve bundan çok, gerçekten çok yoruldum. düşünmemek için elimden geleni yapıyorum, olmuyor... çıkamıyorum işin içinden. bazen onu rüyamda görmeyeyim diye uyumuyorum bile... geçmiyor ama işte...

bunu yaşayan ve atlatan var mı? ne olur yargılamadan sadece yardım edin...

3 evlilik yapmış belki de geçimsiz biridir evlilik hayatında, ben olsam çok şükür iyiki olmaış derdim, tabi Allah bilir evliliklerinin bitmesinde belki suçu yoktur, ama belkide siz onunla evli olsaydınız sizde boşanırdınız,belkide karşınıza şükretmeniz için Allah çıkarıyordur,kim bilir....
 
Yazım biraz uzun olucak, okumak için sabır gösterenlere şimdiden teşekkürler...

36 Yaşındayım, 6,5 yıllık evliyim ve şuan bir bebeğe aile olabilmek için başvurumuzu yapmış durumdayız... Eşimi çok seviyorum, mutluyuz, mutluyum... oturmuş bir ilişkimiz var, hayatta kurduğumuz hayalleri tek tek gerçekleştiriyoruz.

ama kimselere anlatamadığım çok eski bir yaram var. kapanmıyor.

henüz 18 yaşındaydım onunla tanıştığımızda. 6 sene boyunca oldukça inişli çıkışlı bir ilişki yaşadık. ne onunla kalmama izin verdi ne de ondan gitmeme. Herşeyi onunla yaşadım, aşkı, tutkuyu, kıskançlığı, cinselliği, arkadaşlığı, doatluğu, eğlenmeyi, üzülmeyi, yaşamayı, ölmeyi istemeyi, terkedilmeyi, tekrar kavuşmayı, tekrar ayrılmayı, güçlü olmayı, güçsüz kalmayı, direnmeyi... hani böyle kitaplarda okunan, filmlerde izlenen birşey gibiydi ilişkimiz, bazen masal, bazen kabus....

daha ilk başlarda bana demişti ki; hayat yarınlarla bize ne yaşatır bilinmez; beraber oluruz-ayrılırız, ayrı insanlarla beraber oluruz belki... belki yıllar olur, görüşemeyiz. ama şunun bil, elim her zaman arkanda olacak. ne zaman ihtiyacın olsa araman yeter...

sonraki yıllarda çok deneyimledim bunu. çok ayrıldık. çünkü başkası ile nişanlıydı, taa çocukluktan gelen bir söz nedeniyle. bir koptuk, bir kavuştuk bu yüzden. öyle zamanlar oldu ki, aylarca görüşmedik, ama ne zaman ona ihtiyacım olsa aradı beni, sadece iyi misin demek için ve ben iyi oldum.

onun hayatında olanlara hep saygı gösterdim, verdiği sözzlere, sorumluluklara. isyan etmedim hiç. sadece bir gün bana "başka biriyle evleneceğim, biliyorsun. beni bu kadar severken buna nasıl bu kadar uzak durabiliyorsun" dedi. ağladım bir süre, sonra dedim ki ona "Ne istiyorum biliyor musun? Evlendiğin gün gelip düğününde kendimi öldürmeyi... o gece ona neler yapacağını bilerek yaşamak sanki imkansız..."

herşeye yeniden başlayabileceği bir hayatı olsa yanındaki tek kişi ben olacaktım, yıllarca söyledi bunu bana. ama öyle anlar oldu ki, dayanamadım, kalamdım yanında, kaçtım ondan. her defasında buldu beni, toparlamaya çalıştığım kendimi gelişi ile hep bambaşka biri yaptı.

sonra evlendi... öldürmedim kendimi... ailem ilaçlarla uyuttu 1 hafta -10 gün boyunca, uyandığımda sersem gibiydim... ama yaşadım...

evlendiğinde de girmek istedi hayatıma, izin vermemek için direndikçe her yerde çıktı karşıma, planlı değil tesadüflerle buluştuk her seferinde. olmadık yerlerde bir bakışı yakaldı bazen beni...

ve bu arada eşimle tanıştım, beraberliğimiz başladı. onunla bunu konuşurken bana dedi ki "şimdi sana herşey toz pembe geliyordur. ama o seni benim kadar tanıyamaz, bilemez. o aldanıyor sadece, bilmiyor." döndüm arkamı çıktım...

yıllar geçti görüşmeden, telefonumu değiştirdim, evi taşıdık. iş değiştirdim. izlerimi sildim, izini de kaybettim. Yıllar sonra bir gün yolda karşılaştık. bir fincan kahve içtik. boşanmıştı, ama yeniden evlenme hazırlığındaydı. o an neler hissettim bilmiyorum... "bekliyor olsam bir şansım olur muydu" diye sordum. "Biliyorsun" dedi, olurdu...

son görüşmemiz bu oldu...

sonrasında ben de evlendim, hatta şehirden de taşındım. yepyeni bir hayata başladım.

hayat bana inat sanki karşıma onu çıkarmaya devam ediyor. mesela instagramda bir anneyi takip etmeye başladım. iki çocuğu vardı ve bebeklere yönelik bir ürün üretiyordu, bir yandan da çocuklarının neşeli resim ve fotolarını paylaşıyordu. aylarca takip ettim. birgün instagramı açtığımda bir aile tablosu vardı karşımda, iki çocuğu ile gülümseyen o anne ve yanında eşi, çocukların babası o... bu arada bu kişinin üçüncü eşi olduğunu da öğrendim...

kader diyorum bir yandan, ondan koparmıyor beni... ama kendime ait bir hayatım da var artık... yıllar geçti üstünden diyorum. mutluyum diyorum.

yine de an oluyor rüyalarımda görüyorum, bazen olmadık bir anda, ufacık birşeyle onu hatırlıyorum. ve bundan çok, gerçekten çok yoruldum. düşünmemek için elimden geleni yapıyorum, olmuyor... çıkamıyorum işin içinden. bazen onu rüyamda görmeyeyim diye uyumuyorum bile... geçmiyor ama işte...

bunu yaşayan ve atlatan var mı? ne olur yargılamadan sadece yardım edin...


bazı yaraların küllenmediğine şahit oldum
ama bunun nedeni
ZAMANIN İLAÇ OLAMAMASI DEĞİL
ilaç alıp iyileşmek istememek

hayatımızda bazı insanları bazı yerlere koyarız
ve ne depremler yaşarsak yaşayalım
o yerin ona ait kalmasını isteriz

senin durumunda bu

insan ancak YARIM KALMIŞLIKLARINA YAŞANMAMIŞLIKLARINA BU DENLİ BAĞLANABİLİR

çünki:
o anılara herşeyi yükleriz
onun gibi bakan onun gibi gülen onun kadar mükemmel kimse yok deriz
halbuki
hayalimizdeki mükemmeli işlemişizdir
yaşanmayanlarımıza


DAVAULUN SESİ misali
bu denli uzak bu denli imkansız olduğu için
bu kadar hoş görünür

ama emin ol
yaşamış olsaydın
şuan tüm mükemmel özellikleri sığdırdığın o insanın
aslında sıradan olduğunu anlardın


şimde sana ne söylense boş
çünki sen SÜPERMAN inin pelerinini çıkartmasına hiçbirzaman müsade etmeyeceksin

elinden gelen tek bir şey var
o da bu düşüncelerini evliliğine yansıtma


kimbilir
belki senin eşin de
birilerinin
SÜPERMAN İ olmuştur

kavuşalamayan işte böyle birşeydir


KAÇAN BALIKTIR HERZAMAN GÖZE BÜYÜK GÖRÜNEN
 
Back
X