Artık musluğunuzdan akan suyun sağlıklı olup olmadığını bilmeniz; lezzetinden, temizliğinden ve tazeliğinden emin olmanız, ayrıca kolay ulaşmanız ve sürekli elinizin altında olması mümkün!
A.O Smith olarak farklı ihtiyaçlar için en doğru seçeneği evinize getirebilmek için sürekli çalışarak kendi geliştirdiğimiz teknolojiyi ile ihtiyaç duyduğunuz pratik çözümleri en uygun fiyatla sunuyoruz. İleri teknoloji laboratuvarlarda NSF International (Uluslararası Sağlık Kuruluşu) standartlarıyla test edilen tüm A.O Smith cihazları, herkesin temiz, sağlıklı, iyi suya eşit haklarda, kolaylıkla ve ekonomik olarak erişebilmesini sağlamak için üretilmektedir.
Siz konfor, sağlık ve şıklığı bir araya getirdiğimiz su arıtma cihazlarımızın avantajlarından yararlanırken biz yaygın satış ağı, müşteri hizmetlerimiz ve satış sonrası desteğimiz ile her zaman yanınızdayız. A.O Smith cihazlarının farkını yaşayıp avantajlarından yararlanmak için web sitemizi ziyaret etmeniz yeterli.
Çocukları enfeksiyondan koruma yolları arasında en çok bilinen ve mutlaka uygulanması geren yöntem çocuğun aşılanmasıdır. Bu hususta, sadece çocuğun aşılanması değil annenin de aşılanması gerekmektedir. Zamanında aşısı yapılmamış bir anne yüzünden de çocuk enfeksiyon kapabilir.
Genel anlamda çocukları enfeksiyondan koruma yolları aşağıda belirtilmiştir:
Çocuğunuz doğduğu andan itibaren gerekli tüm aşıları yaptırın.
Hem anne hem çocuk ellerini sık sık yıkamalıdır. Çocuğun enfeksiyon kapmasına, sebep olan nedenlerden biri de annenin elini yıkamamasıdır. Bu konuda anneler dikkatli olmalıdır.
Çocuğun üşümemesini sağlayın, gerekirse kalın giydirin.
çocukları enfeksiyondan koruyan besinler
Çocukları Enfeksiyondan Koruyan Besinler Nelerdir?
Özellikle, havaların soğuması çocukların enfeksiyon kapma ihtimalini arttırıyor. Sadece havaların soğuması değil, salgın hastalıkların artması da enfeksiyon bulaşmasında önemli nedenlerdendir. Bilhassa, çocukların en fazla enfeksiyon aldığı yerler de okuldur.
Bu ve bunun gibi nedenlerden dolayı, çocuğu enfeksiyonlardan korumak için gereken besinler yedirilmelidir. Çocukları hastalıklardan koruyan besinler aşağıda verilmiştir;
Kuruyemişler ceviz, fındık, badem faydalı yağlar içeren bu kuruyemişlerin aynı zamanda çinko oranı da oldukça yüksektir. Her gün 1 avuç bu kuruyemişlerden verilmelidir.
C Vitamini çocukları hastalıklardan korur ve hasta olduktan sonraki süreçte de C vitamini oldukça önemlidir. Çocuğunuzun dinç kalmasını sağlar.
Probiyotik içeren besinler sıkça tüketilmelidir. Probiyotikler bağışıklık sisteminin gelişmesi açısından önemlidir. Önemli probiyotik kaynağı bazı besinler; yoğurt, kefir, turşu.
çocuklarda enfeksiyon
Çocuk Sık Sık Enfeksiyon Alıyorsa Bağışıklığı Zayıf mıdır?
Bu durumun bir doktora anlatılması, doktorun bakması gereklidir. Çocukların bağışıklık sistemi, güçsüz olduğundan bizden fazla sayıda enfeksiyon almaları normaldir. Çocuğunuzun sürekli enfeksiyon alması genetik bir sorundan da kaynaklanıyor olabilir. Kesin bir şey söylenmesi mümkün değildir. Çocuğun sık sık enfeksiyon kapması konusunda en doğru tanıyı doktorunuz koyacaktır.
Baklanın faydaları sağlığa yararı olarak kalp dostu olması gösterilebilir. Kendisine has bir tadı olan bakla sağlık açısından oldukça yararlıdır. Bakla Akdeniz bölgesinde yetiştirilse de yurdun dört bir tarafında sıklıkla tüketilir. Baklanın faydaları da bağışıklık sistemini güçlendirmesi, kolesterolü düşürmesi, Parkinson hastalığına iyi gelmesidir.
Ayrıca depresyona bakla önerilen çözümlerden birisidir. Depresyon ile boğuşan insanlar bakla tüketmelidir. Baklanın içerisinde bulunan amino asit ve dopamin depresif halden kurtulmayı sağlar.
baklanın faydaları
Mineral Ve Vitamin Deposu Olarak Bakla
Bakla, içerisinde birçok vitamin ve mineral bulunduran bir besindir. Baklada bol miktarda C vitamini ve B1 vitamini vardır. Bunların yanı sıra magnezyum, potasyum, demir, bakır gibi besin kaynakları da baklada bulunur. Vitamin ve mineral bakımından bu kadar zengin olmasından dolayı bakla bağışıklık sistemini güçlendirir ve kemik sağlığını korur.
Fakat bakla zehirlenmesi ile de sıklıkla karşılaşılabilir. Bunun için bakla pişirildikten sonra kısa süre içerisinde tüketilmelidir. Dilerseniz Bakla Borani Tarifimize göz atabilirsiniz.
hamilelikte bakla yemek
Hamilelerin Bakla Tüketmesi
Baklanın içerisinde kalsiyum ve demir var. Bu da hamile kadınların ihtiyaç duydukları pek çok besinin karşılanması anlamına gelir. Hamilelikte bakla tüketimi bundan dolayı çok sık tavsiye edilir. Gebe ya da emziren kadınlar için bakla çok önemli bir besindir.
Ayrıca baklanın içerisinde bol miktarda lif de bulunuyor. Bu yüzden de hamilelik döneminde sıklıkla meydana gelen kabızlık sorununun giderilmesine de yardımcı oluyor. Daha önceki konumuz olan faydalı İç Baklalı Enginar Tarifine bakabilirsiniz.
Safra ağrısı sık karşılaşılan sağlık sorunlarındandır. Safra kesesi ağrısı nasıl geçer? makalemizde safra kesesi ağrısı bitkisel çözüm tariflerine yer verdik.
Safra Kesesi Taşı Belirtileri Nelerdir, Nasıl Anlaşılır?
Safra kesesi taşının varlığı sonucu, hastalığın belirtileri olarak adlandırılan bazı durumlar insanlarda görülmektedir. Safra kesesi, akciğerin alt kısmında yer alan armut şeklindeki minik keseciktir. Yapmakta olduğu görev; karaciğerde üretilmekte olan safrayı biriktirip, yoğunlaştırmak ve yemek yenmesinin ardından kasılarak, mevcut safrayı ince bağırsağa göndermektir.
Safra kesesi taşları, safranın içerisinde yer alan maddelerin ya da kanın içerisinde bulunan maddelerin, taşımsı sert yapıdaki cisimleri oluşturmasıyla meydana gelmektedir.
safra kesesi ağrısı
Safra Kesesi Taşı Belirtileri
Safra kesesi taşının bulgularının kişilerde meydana gelmesinin ardından yapılan gözlemler sonucu, hastalık teşhisi konulur. Hastalık teşhisinin konulmasının ardından, safra kesesi taşı tedavisine başlanması gerekmektedir. Dilerseniz Safra Kesesi İltihabı Belirtileri Nelerdir? yazımıza da göz atabilirsiniz. Safra kesesi taşı belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
Karın ağrısı
Sarılık
İdrar renginin kırmızı ya da kahverengi gelmesi
Mide bulantısı
Kusma
Ateş
safra kesesi taşları
Safra Kesesi Taşı Oluşturmada Risk Grubu
Safra taşı oluşturmada risk grubundaki kişiler, belli başlı ortak özelliklere sahip olmaktadır. Bu özelliklerden bir ya da birkaç tanesini bünyesinde barındıran kişilerin, diğer insanlara göre hastalığa yakalanma ihtimalleri daha yüksektir. Risk grubunda olan kimseler şu şekilde sıralanabilir:
Fazla kilo ya da obez
hastalığına sahip olmak
Diyabet hastaları
60 yaşın üzerine çıkan
kişiler
Östrojen içerikli ilaç
kullanan kişiler
Genetik kodlarda safra taşına
rastlantısına sahip olan kimseler
Kadınlar
Besin emiliminin tehdit eden
hastalıklardan herhangi birisine sahip olan kişiler
Siroz gibi karaciğer
hastalıklarına sahip olan kişiler
safra kesesi ağrısı nasıl geçer?
Safra Kesesi Ağrısı Nasıl Geçer?
Safra kesesi ağrısı ağrısı için sizlere doğal tarifler hazırladık. Safra kesesi taşı kürü şifa olması dileği ile… Safra kesesi nasıl geçer doğal tedavi yöntemleri nelerdir diye arıyorsanız; elma sirkesi, nane ve limon karbonat kürleri ile alternatif tıpa yönelebilirsiniz. Tabi bu doğal kürleri uygulamadan doktorunuza mutlaka danışmanızı öneririz.
Elma Sirkesi
Elma sirkesi, safra kesesi ağrısını gidermek için en iyi doğal ilaçlardan biridir. Safra kesesi ağrısı genelikle yemek yedikten sonra başlar ve bu durumda elma sirkesi imdadınıza yetişir.
Elma sirkesi besinlerin kolay sindirimi için yararlı enzimler ve asitler içerir. Elma sirkesinin safra kesesi ağrısını gidermekte çok etkili olmasının bir nedeni de bileşeninde bulunan pektindir. Pektin toksinleri emer ve organizmanın dışına atar.
Malzemeler:
1 yemek kaşığı elma sirkesi
1 su bardağı meyve suyu (elma, portakal, limon suyu vb)
Yapılışı:
1 bardak meyve suyuna 1 yemek kaşığı elma sirkesini ekleyip, iyice karıştırın.
20-30 dakika sonra ağrınız geçecektir.
safra kesesi bitkisel tedavisi
Limon Ve Karbonat
Safra kesesi ağrısının safra sistemindeki bozulma ile de ilgisi vardır. Safra alkali bir sıvıdır ve sindirim sisteminde asidik bir ortam olduğunda etkin biçimde çalışmayıp ağrıya yol açabilir. Bu durumda limon suyu ve karbonatla yapabileceğiniz alkalize çözeltiler derdinize deva olacaktır. Limon suyu karbonat karışımını içen birçok kişi sadece 10-15 dakika sonra ağrıdan kurtulduğunu bildiriyor
Malzemeler:
1 limon
Yarım kaşık yahut 1 tatlı kaşığı karbonat
Yapılışı:
Taze meyve suyu elde etmek için bir bardağa limonu sıkın.
Daha sonra karbonatı ekleyip karıştırın, suda kabarma meydana gelecektir.
Safra kesesi ağrısı nöbetleri ile sık karşılaşıyorsunuz sabah ve gece yatmadan önce olmak üzere günde 2 defa bu karışımı için.
Şayet bir kerelik bir ağrı ise, ağrı olduğunda 1 kez bu suyu içmeniz kafi gelecektir.
Nane
Nane mide, safra kesesi ve safra yollarındaki spazmı giderir. Sadece safra kesesi ağrısı için değil, aynı zamanda safra taşını eritmek için de iyi bir çaredir. Safra taşını eritmesi içeriğindeki terpen maddesinden kaynaklanmaktadır.
Malzemeler:
1 tatlı kaşığı kurutulmuş nane yaprağı
1-1,5 su bardağı su
1-2 tatlı kaşığı bal
Yapılışı:
Suyu kaynatın.
Kaynar suya nane yapraklarını ekleyin.
Ocağı kısın ve yaklaşık 10 dakika pişirin.
Süzüp içine bal ekleyin ve orta sıcaklıktayken için.
Yemekler arasında bu çayı içmek daha iyidir. Böylece çay sindirimi yardımcı olacaktır.
Karahindiba Bitkisi
Safra kesesi ağrısı için karahindiba bitkisel çözümdür Karahindiba genellikle karaciğer ve böbrekler için iyi yararlı bitkiler arasında yer alır. Bu bitki ile çay yapıldığında sarılık, safra taşları, kabızlık ve mide tedavisi potansiyeline sahiptir. Karahindibada karaciğerden, safra atılımına yardımcı olan taraxacin adında bir bileşik bulunmaktadır.
Malzemeler:
1 tatlı kaşığı karahindiba kökü (kurutulmuş)
1 su bardağı sıcak su
1 tatlı kaşığı bal
Yapılışı:
Sıcak suya karahindiba kökünü atın.
5-8 dakika demlemeye bırakın.
Süzün ve bal ekleyin.
Karahindiba çayından her gün 3-4 bardak için.
safra kesesi doğal tedavisi
Pancar
Pancar safra kesesi ve karaciğer sorunlarını iyileştirme özelliği ile bilinir. Safrayı inceltir. Safra kesesi ağrısını gidermek için, pancar yiyebilir, suyunu içebilirsiniz.
Malzemeler:
Pancar
Elma
Limon
Taze zencefil
Yapılışı:
Kırmızı pancaraı yıkayıp kabuğunu soyun.
Elma ve zencefili doğrayın.
Katı meyve sıkıcağına koyup, suyunu çıkarın.
İçine limon suyu ekleyip, için.
Safra kesesi ağrısı nöbetleriyle sık karşılaşıyorsanız, birkaç hafta boyunca bu sudan her gün bir bardak için.
Hayat çok pahalı, devir eski eşyaları değerlendirme, tasarruf devri. Eski çantaları değerlendirme örnekleri resim galerimizde atmaya kıyamadığınız çantaları tekrar kullanmanızı sağlayacak bazı önerilere yer verdik.
Eski çantanızı boyayabilir, üzerine çeşitli aksesuarlar yapıştırabilirsiniz. Bu resimler size fikir verecektir.
Kış aylarının gelmesiyle birlikte bağışıklık sistemini zayıflatan salgın hastalıklar giderek yayılmaya başladı. Bu aralar birçoğumuz halsizlik, öksürük ve burun akıntısından şikâyet ediyoruz. Peki, çocuğunuzun bu dönemi daha iyi geçirebilmesi için ne gibi önlemler alabilirsiniz? Tavsiyelerimiz yazımızın devamında saklı!
Kış
aylarında giyim konusu bir hayli zordur biliriz. Soğuk algınlığı
ihtimaline karşın; ev, okul servisi ve sınıf arasındaki sıcaklık
dengesini iyi ayarlamanız ve çocuğunuzu da bu konuda
bilinçlendirmeniz gerekir. İdeal olanı; çocuğunuzun bulunduğu
ortama uygun incelikte bir kıyafet ve tedbir amaçlı yanına bir
hırka alması şeklinde olmalıdır. Böylelikle çocuğunuz aşırı
terleyip ya da tam tersi aşırı üşüyüp hasta olma riskiyle
karşı karşıya kalmaz.
Uyku düzeni şart!
Büyümeye
yardımcı olan ve aynı zamanda bağışıklık sisteminin
güçlenmesini sağlayan melatonin hormonu, sadece uyku esnasında
salgılanır. Bu yüzden çocuğunuzun en az 8 saat uyumasını
sağlamanız oldukça önemlidir. Eğer çocuğunuz her gün düzenli
olarak yeteri kadar uyuyamazsa; vücut direnci düşer ve başta grip
olmak üzere birçok hastalığa açık hale gelir.
Egzersiz yapmasını sağlayın
Kış
aylarının gelmesiyle birlikte; açık alanlarda geçirilen süre
azalır, çocukların hareket alanları daralır ve vücut da giderek
bu durgunluğa alışarak direncini düşürür. Çocuğunuzun böyle
bir direnç kaybı yaşamaması için onu egzersize yönlendirmeniz
ve sıklıkla temiz havada birlikte zaman geçirmeniz bu anlamda
oldukça faydalı olur.
Ellerini yıkama alışkanlığı ihmale gelmez
Sıralardan
kapı kollarına, okul servisinden tuvaletlere… Kısacası toplu
yaşam alanları olarak adlandırdığımız her yer; mikropların
çoğalması için en elverişli yerlerdir. Dolayısıyla bu tip
ortamlarda bulunduktan sonra ellerin yıkanmasına özellikle dikkat
edilmelidir. Çocuğunuza bu alışkanlığı kazandırırken kuralcı
olmak yerine, ona nedenlerini anlayacağı şekilde anlatmanız
kolayca benimsemesini sağlar.
Bağışıklık destekleyen besinlerden destek alın
Sağlıklı
ve dengeli beslenme, söz konusu çocuklarsa sadece bir dönemi
kapsamamalıdır. Çünkü asıl o zaman güçlü bir bağışıklık
sisteminden ve tabii sağlıklı bir gelişimden bahsedilebilir. Bu
anlamda; çocuğunuzu kaliteli bir kahvaltı ile güne başlatmanız
ve geri kalan öğünlerinde de sağlıklı tercihler yapması
yönünde bilinçlendirmeniz önemlidir.
D vitamini ile bağışıklığı destekleyen Danino Destek ile Tanışın
İçeriğindeki D vitamini ile bağışıklığı destekleyen ‘Danino Destek’, bal & propolis; portakal & zencefil ve kara mürver & kuşburnu olmak üzere üç farkı lezzet ile desteğe hazır! Danino Destek, kış günlerinde içerisindeki D vitamini ile annelerin, bağışıklık sistemini desteklemek için gönül rahatlığıyla tercih edebileceği; çocukların ise severek tüketeceği, lezzetli bir ara öğün alternatifi.
İstemeden idrar sızdırma. İnkontinans sorunu bu şekilde özetlenebilir. Fakat farklı idrar kaçırma türlerinin yanı sıra bunun farklı nedenleri olduğunu da biliyor muydunuz?
Milyonlarca insan
istemeden idrar kaçırır. Ne var ki pek çok insan bundan
habersizdir. Bu maalesef talihsiz bir durumdur. İnkontinans
nedenlerini ve türlerini anlamak bu durumu ele almayı
kolaylaştırabilir ve hayatı aksamadan sürdürebilmenize yardımcı
olabilir.
Örneğin, stres
inkontinansı sorununuz olduğunun farkına varırsanız, düzenli
olarak “hızlı sıkıp bırakma” egzersizleri yapmanın çok
faydası olacaktır. Sıkışma inkontinansı sorununuz varsa,
mesanenin idrar tutma yetisini geliştirebilir, bu şekilde mesanenin
tutabileceği idrar miktarını artırabilir ve idrara çıkma
aralıklarını adım adım uzatabilirsiniz (idrar geciktirme).
Farklı inkontinans türleri
Deneyimlediğiniz
inkontinans türünün ne olduğunu belirlemek, bu sorunla daha iyi
başa çıkmanızı sağlar.
Üç ana idrar tutamama türü
Hassas mesane, idrar sızdırma, mesane zayıflığı İdrar tutamamayı tarif etmenin pek çok yolu var. Bunların hepsi istemeden idrar sızdırmaya yol açsa da kadınların yaşayabileceği üç temel idrar tutamama türünü anlamanın faydalı olabilir: stres, sıkışma ve karma.
Kadınlarda sıkışma nedeniyle idrar tutamama
Kendinizi
gittiğiniz her yerde en yakın tuvaleti ararken mi buluyorsunuz?
Yeni tuvalete gitmiş olsanız da sürekli olarak idrara çıkma
ihtiyacı mı duyuyorsunuz? Her gece tuvalete gitmek için defalarca
uyanıyor musunuz?
Sık sık ve
bazen de aniden meydana gelen ve bazen istemeden idrar sızdırmaya
yol açan idrara çıkma isteğine sıkışma nedeniyle idrar
tutamama adı verilir. Bu durum, kazara sızdırmaların yaşandığı
aktif bir mesane sahibi olmak olarak da açıklanabilir. Bazı
durumlarda bu tür bir mesane zayıflığının ana nedeni
bilinemese de, bu duruma neden olan şeyin mesane kaslarındaki
reseptörlerin beyne yanlış sinyaller göndermesi olduğu tahmin
ediliyor.
Sıkışma
nedeniyle idrar tutamamayı etkileyebilecek pek çok etmen bulunur;
örneğin çok fazla veya çok az sıvı almak, idrar yolu
enfeksiyonu, kabızlık ve ilaç alımı vb.
Sıkışma
nedeniyle idrar tutamamayı kontrol altına almak için şunları
deneyebilirsiniz:
Normalde
olduğundan daha fazla veya daha az sıvı almak
Mesaneyi irite
edebilecek olan kahve, siyah çay ve enerji içecekleri gibi sıvıları
almaktan kaçınmak
Kadınlarda stres nedeniyle idrar tutamama
Beklenmedik bir
sızıntı nedeniyle gülmenizi yarıda kestiğiniz oldu mu?
Öksürürken, hapşırırken, zıplarken veya ağır bir şey
kaldırırken idrar kaçırma sorunu yaşıyor musunuz? Bu durum,
kadınlarda en sık görülen idrar tutamama sorunu olan stres
kökenli idrar tutamama yaşamakta olduğunuz anlamına gelir.
Kadınlarda stres
kökenli idrar tutamama, mesaneyi destekleyen pelvik taban
kaslarının zayıflaması durumunda ortaya çıkar. Güldüğümüzde,
zıpladığımızda, öksürdüğümüzde ya da ağır bir şey
kaldırdığımızda pelvik taban kaslarımızdaki baskı artarak
idrarın tamamını içinde tutacak kadara kasılamaz hale gelir.
Genellikle küçük miktarlarda idrar sızar.
Karma kökenli idrar tutamama
Karma kökenli
idrar tutamama, hem karın bölgesinde baskıyla idrar
sızdırmaya yol açan stres nedeniyle idrar tutamama, hem de
mesanenizin fazla aktif olduğu anlamına gelen sıkışma nedeniyle
idrar tutamama yaşamanız durumuna denir. Fakat büyük olasılıkla
bunlardan biri daha baskındır.
Herhangi bir
idrar tutamama türünün etkisini azaltmak için yapabileceğiniz en
iyi şey, pelvik tabanınızı güçlendirmektir. Günde beş dakika
gibi kısa bir zaman ayırmak bile, sızdırmaların meydana gelme
riskini azaltarak büyük bir fark yaratabilir.
Adet öncesi sendromu (Premenstrüel Sendrom) nedir, sorusunun yanıtı şudur; kadınlarda görülen adetten önce sinirlilik, gerginlik, gereksiz ağlama, depresyon, baş ağrısı, göğüs gerginliği, karında gaz şikayetleri ile görülen rahatsızlığa bu isim verilir. Kısaca PMS açılımı olarak ifade edilmekte ve adet öncesi gerilim sendromu olarak da bilinmektedir.
Premenstürial Sendrom Tanısı Nasıl Konur?
PMS tanısı doktorlar tarafından gerekli ölçümler yapıldıktan ve premensturual sendrom ölçeği uygulandıktan sonra konur. Tanının konabilmesi için adet dönemi öncesi görülen şikayetlerin normal yaşamı etkilemesi gereklidir. Şikayetler tipik olarak adet periyodunun lutuel faz denen döneminde başlar. Bu dönem, adetten yaklaşık 5-7 gün öncesine tekabül eder. Adeten hemen önce şiddetlenen şikayetler, adetle birlikte kaybolur. PMS tanısı koymak için aşağıdakilerin mutlaka var olması gerekir. O tanılar için Tıklayın!
Pms Durumunda Yapılması Gerekenler
Bu durumun nedeni tam olarak bilinmediğinden yapılması gerekenler önlemsel olarak belirlenmiştir. Şu an pms nasıl geçer sorusunun yanıtı tıp dilinde verilememektedir. Ancak bu dönemde görülen gerginlik hissi ve stres ile başa çıkmak için yapılması gerekenler şu şekilde sıralanabilir:
Az az ve sık sık yemek,
Adet öncesi şeker, kırmızı et, cips, alkol, kafein alımını azaltmak,
Yeşil sebze ve taze meyve tüketimini arttırmak,
Kalsiyumdan zengin süt ve süt ürünlerini ağırlıkta tutarak beslenmek
Bu dönemde görülen baş, boyun, bel ağrılarını azaltmak için naproksen gibi ağrı kesiciler kullanılmalıdır. Bunun yanında içinde salisilik asit içeren aspirin gibi ilaçların kullanımı adet kanamasını arttıracağından bu ilaçlar tercih edilmemelidir.
Kolon ve rektum diğer adı ile kalın bağırsak kanseri belirtileri genelde makat bölgesinden kan gelmesi ile ortaya çıkar. Bağırsak kanseri ölüm oranı dünya genelinde yılda ortalama 1 milyon kişidir.
Kolorektal kanserler de erken tanı ile tedavisi sonucunda ölüm oranlarını azaltmaktadır. Kolon kanseri tamamen iyileşir mi sorusuna verilecek cevap ise 1. evre ise iyileşme oranı çok yüksektir. 2. evre kolon kanseri iyileşmesi ise cerrahi süreçle tedavide iyileşme şansı yüksektir.
Kolon kanseri belirtileri ve bulgularının başında sürekli olarak yaşanan ishal ya da kabızlık problemi gelmektedir. Bu soruna ek bağırsak kanseri olup olmadığınızı anlayabileceğiniz belirtiler
Kalın bağırsak kanserinin belirtileri şunlardır:
Bağırsaklarının yeterince boşalamadığı hissinin meydana gelmesi
Dışkılama sırasında zorlanma yaşanması durumu
Dışkılama sırasında ağrı çekilmesi
Devamlı olarak ishal olunması veya devamlı olarak kabız olunması
Dışkının kalınlığının normalden daha ince olması
Anüsten kan gelmesi
Kişinin karın bölgesinde şişkinlik ve ağrı hissetmesi durumu
Kalın Bağırsak Kanseri Belirtileri
Kolon Kanserinin Risk Faktörleri
Kolon
kanserinin risk faktörlerinden
bazıları şunlardır:
Genellikle 50 yaşın üzerindeki kişilerde meydana gelen bir hastalıktır. 60 yaşındaki bir kişinin kalın bağırsak kanseri olması, 40 yaşındaki birinin olmasından 2 kat daha fazla ihtimal taşır.
Bağırsaklarında iltihap bulunan veya Crohn hastalığı olan kişilerin kolon kanserine yakalanma olasılığı çok daha fazladır.
Belirli bir beslenme düzeni olmayan ve fast food ağırlıklı beslenen, posasız gıda tüketen kişilerin kolon kanserine yakalanma olasılığı daha yüksektir.
Obezite sınırında olan kişilerin kolon kanseri olma olasılığı çok daha yüksektir.
Sigara tüketimi fazla olan kişiler kalın bağırsak kanserine yakalanma riski daha fazladır.
Ailesinde daha önce kalın bağırsak kanserine yakalanmış olan birinin olması durumunda kişinin de kalın bağırsak kanserine yakalanma olasılığı artar.
Polipleri olan kişilerin kalın bağırsak kanserine yakalanma riski fazladır.
kolon kanseri tedavisi
Kalın Bağırsak Kanserine Neden Olan Polipler
Kalın bağırsak kanserine neden olan polipler genetik olarak aktarılabilmektedir. Kendi kendine geçme gibi bir özellikleri yoktur. Bağırsak tıkanıklığı, ağrı ve kilo kaybı gibi etkileri vardır.
kalın bağırsak kanseri tedavisi
Kalın Bağırsak Kanseri Tedavisi
Kolon kanseri tedavisi yapılırken hastanın hangi evrede olduğu büyük önem arz eder. Eğer bu kanser erken teşhis edildiyse herhangi bir cerrahi müdahaleye gerek duyulmadan sadece ilaçlarla tedavisi mümkündür. Eğer kanser ileri seviyede ise cerrahi müdahale kaçınılmazdır.
Yapılan ameliyatla birlikte tümörlü bölge bir miktar sağlam doku ve lenf düğümüyle beraber çıkartılır. Bazı durumlarda ise artık kanser hastalığı için standartlaşan kemoterapi yöntemine de başvurulabilir.
Kolon tedavisi başarı oranı ise hastanın bulunduğu evreye göre farklılık göstermekle beraber diğer kanser hastalıklarına oranla başarı oranı yüksektir.
Kalın bağırsak kanseri tedavisi için poliplerin kansere dönüşme olasığı var ise kolonoskopi yöntemi ile alınmasıdır. Eğer ileri seviye ise cerrahi tedavi ile yapılması gerekir. Tümörlü olan bölge alınır. Eğer yayılmış ise kemoterapiye başvurulmaktadır. Metastaz var ise yaşam süresi uzatılmaya ve yaşam kalitesi arttırılmaya çalışılır.
Erken tanı olursa ameliyata gerek kalmaz ve kolonoskopi ile alınır ve takibi sağlanır. Bu nedenle Kırkbeş yaşından sonra kadın ve erkeklerin dışkıda gizli kan taraması yaptırmalıdır. Aile bireylerinde kanser var ise daha erken yaşlarda tarama testi yaptırmayı ihmal etmemelidir.
Kolon Kanseri Belirtileri Ne Kadar Sürer?
Kalın bağırsak kanseri bulgularının bir hastada fark edilmesi sonucu, acil olarak hastaneye başvurmak gerekmektedir. Erken teşhis edilen kalın bağırsak kanseri tedavi edilerek kontrol altına alınabilir.
Kolon kanseri belirtileri süresi ile ilgili olarak kesin bir süre ibaresi bulunmamakla beraber uzun süren ishal veya uzun süren kabızlık şikayetleri hastalığın en önemli belirtileri arasındadır. En sık görülen kanser türleri arasında yer alan kolon kanseri genellikle 50 yaş ve üzeri kişilerde görülüyor.
Kolon Kanseri Genel Belirtileri
Bağırsak
kanseri olarak bilinen bu kanserde hangi evrede olunduğuna göre
yaşanan belirtiler ve bu belirtilerin şiddeti değişmekle birlikte
genel olarak bakıldığında kolon
kanseri belirtileri şu şekilde
sıralanabilir;
Dışkıda kan görme
Sürekli ishal ya da sürekli kabızlık şikayeti
Normalden daha ince büyük abdest
Sebepsiz ani kilo kaybı
Bulantı ve kusma hissi
Sürekli yorgun hissetme
Dışkılama esnasında bağırsakların tam boşalmama hissi
Bağırsak Kanseri Evreleri
Kolon kanseri evreleri diğer kanserlerde de olduğu gibi 4 evreden oluşmaktadır.
1. Evre
Kanserin birinci evresinde kanser hücreleri bağırsağın iç ve orta tabakalarında bulunup en erken hastalık evresidir.
2. Evre
İkinci evre kanser hücreleri bağırsağın tüm katlarına yayılmıştır.
3. Evre
Üçüncü evrede komşu lenf düğümlerine doğru kanser yayılmaya başlar.
4. Evre
Son evrede ise kanserli hücreler komşu organlara sıçar.
Kolon Kanseri Hastaları Ne Kadar Yaşar?
Kolon
kanseri yaşam süreleri
belirlenirken 5 yıllık süreç içerisinde hastaların hangi evrede
hangi oranda sağ kaldıkları istatistiksel verilerle açıklanmıştır.
Buna göre;
1. Evrede sağ kalım oranı %90’dan fazladır.
2. Evrede sağ kalım oranı %90 civarıdır.
3. Evrede sağ kalım oranı %45 ile %65 aralığındadır.
Son olarak kolon kanseri 4 evre kurtulma şansı ise %5’in altındadır.
Kalın Bağırsak Kanserine Yakalanma Riski
Kolon kanserinin anlaşılması hastalık sebebiyle vücutta meydana gelen bulguların tespit edilmesi sayesinde gerçekleşmektedir. Dünyada en fazla görülen kanser türü olarak kayıtlara geçen kalın bağırsak kanserinin evreleri bulunmaktadır. Erken teşhis sayesinde kurtulma olasılığı bulunan kalın bağırsak kanseri, hastalığın ilerleyen zamanlarında teşhis edildiğinde ne yazık ki olumlu sonuçlar vermemektedir.
Özellikle 50 yaşından sonra ortaya çıkan kalın bağırsak kanseri, bakanlığın açıklamış bulunduğu verilere göre, ilk 5 kanser türü içerisinde yer almaktadır.
Kalın bağırsak kanserine yakalanma riski oluşturan durumlara sahip olan kişiler, risk grubu içerisine dahil edilmektedir. Yapılan araştırmalara göre; gelişmiş ülkelerde rastlanılan kalın bağırsak kanseri oranı, gelişmekte olan ülkelere kıyasla 4 ila 10 kat daha fazladır. Kolon kanserine yakalanma nedenlerinin arasında; yaşam tarzı, çevresel faktörlerde meydana gelen değişimler ve aileden gelen kalıtsal özelliklerin bulunduğu tespit edilmiştir.
Kansızlık tıbbi tanımıyla“anemi” kırmızı kan hücre (alyuvarların) sayısının beraber veya ayrı olarak o yaşa uygun normal değerlerin altına düşmesi sonucu oluşan bir rahatsızlıktır.
Ülkemizde 0-1 yaş arası çocukların neredeyse yarısında kansızlık sorunu görülür. Çocuklarda kansızlığa ne iyi gelir? makalemizde çocuklarında anemi sorunu yaşayan ebeveynlere önerilerde bulunduk.
Çocuklarda
görülen demir eksikliğinin belirtilerinden bazıları şunlardır:
Cildin beyaz sarı arası bir renk alması ve ciltte solgunluk görülmesi
Kişinin vücudunu güçsüz hissetmesi
Yorgunluk ve halsizlik durumu
Konsantrasyonunu sağlamada problem yaşama
Ellerde ve ayaklarda sık sık uyuşma görülmesi
Çok çabuk sinirlenme ve sürekli bir sinirlilik hali içerisinde olma
Kulaklarda uğuldama meydana gelmesi
Dudaklarda çatlakların oluşması ve ağız kenarında yaraların meydana gelmesi
Tırnakların çok çabuk kırılması
Saçların dökülmeye başlaması
İleri derece demir eksikliği olması durumunda çarpıntı, huzursuz bacak sendromu, tiroid fonksiyonlarında yavaşlama gibi durumlar gözlenebilir.
Çoçuklarda Kansızlığa Ne İyi Gelir?
Çocuğunuza hergün biraz bal verin. Sıcak suyun içine biraz bal koyup çocuğunuza içirin. Bal kırmızı kan hücresini artıran gıdalardandır. Fakat 1 yaşın altındaki çocuklara asla verilmemelidir. Dilerseniz forum konumuz olan Bebek ve Çocuklarda Kansızlık Hakkında Herşey İçin Tıklayınız
Çocuklara ilk 6 ay sadece anne sütü verilir. Eğer mümkün olamıyorsa demir içeren mamalar ile beslenme sağlanmalıdır. 6. aydan sonra ek gıdalara başlanır. Yaş ilerledikçe yeşil yapraklı sebze, baklagil, kırmızı ve beyaz et, karaciğer gibi demirden zengin besinler bulunmalıdır. Demir emilimini artıran portakal, domates, limon gibi C vitamini içeren gıdalar unutulmamalıdır. Bebeğiniz 1 yaşını doldurana kadar ona inek sütü vermeyin. İnek sütü, bebeklerde görülen demir eksikliğinin yaygın nedenlerindendir. İnek sütü demir emilimini azaltır.
1-5 yaş arasındaki çocuğunuzu doktora götürüp demir ve folik asit tableti veya şurubu talep edin.
Çocuğunuzu demir İçeren Besinlerle Besleyin Sebze ve et ürünleri demir için çok iyi kaynaklardır. Kırmızı et, tavuk karaciğer, sığır karaciğeri, kahvaltılık tahıllar, fasulye ve mercimek, kabak çekirdeği, pekmez, koyu yeşil yapraklı sebzeler demiri bolca içeren gıdalardır. Dilerseniz Kan Yapıcı Besinler İçin Tıklayınız
Çocuklarda Kansızlığın Nedenleri
Çocuklarda kansızlığın nedenleri; demir eksikliği, kansızlık, folik asit eksikliği, B12 vitamini eksikliği gibi nedenlerdendir. Aynı zamanda çocuğun yanlış bir diyet programı uygulaması sonucu, vücudunun ihtiyacı olan besinleri düzenli olarak almaması halinde; demir eksikliği kaynaklı kansızlık görülebilir. Genelde; hamilelik dönemindeki kadınlarda, emziren annelerde, büyüme çağındaki çocuklarda, erken doğan bebeklerde daha sık görülen bir durumdur.
Çocukların anne sütünden erken kesilip, çocuklara mama verilmeye başlanması durumunda da çocuklarda demir eksikliği kaynaklı olarak kansızlık görülebilir.
Demir Eksikliğinin Tedavisi
Tedavi konusunda aneminin türü büyük önem kazanır. Kemik iliği nakli ve kan verme gibi tedavi yöntemleri vardır. Ayrıca ülser kaynaklı anemisi olan birinin kan değerlerini yükseltebilmek için önce ülser rahatsızlığına müdahale edilir. Adet döneminde olan kadınlar için ise hormonal takviyeler tavsiye edilir.
Aynı zamanda kanda eksik olan minerallerin ve diğer maddelerin takviyesi de yapılabilir. Bunun için bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullanılabilir. Çok ileri derecedeki bir demir eksikliğinin tedavisinde kan nakli de bir seçenek olabilmektedir. Bir önceki konumuz olan Bebeklerde Demir Eksikliği Kansızlık Hakkında Herşey göz atabilirsiniz.