Cuma Zayıflama Yarışması 13. Takım

Günaydın... :)
Kızlar şu yazma etkinliğine o kadar kaptırdım ki, kelime hedefimi tutturacağım diye gelemez oldum. Hep geç saate bırakıyorum, sonra da ucu ucuna yetişiyor, sonra gelemiyorum buraya... Ama bundan sonra geleceğim mutlaka... Kafamı oraya verdiğim için pek menülere de dikkat etmiyorum. Yani tabi bu ayı gibi yiyorum demek değil. Sadece aklımda kalmıyor ne yediğim.

Hedef konulmuş. Ben koysam yalan olur, şu 1,5 ay boyunca haftada yarım kilo bile versem yine iyidir benim için.

Öyle bilgisayar başından muhabbet yok demeyin valla, başlatın bir tane. Ben şu an düşünüyorum ortaya ne atsam diye, ama benim açtığım konular sizi pek sarmaz. O yüzden siz atın, ben size uyarım. :)

Ayı demişken de, İstanbul'da yaşayan herkesin iyi kötü bir köyü vardır, malum... Her ne kadar biz de burda yaşayan 3. nesil olsak da bizim atalarımızın da doğduğu başka bir yer var tabi ki... Orda da bir tanıdığımız var, arıcılık yapıyor, balı ondan alırız. Geçen bir haber aldık ki ayı dadanmış köye, peşpeşe 3 gecede 3 tane kovan yemiş.

"Bal bu, kalorisi yüksektir, ne kadar yiyecek ki bu hayvan?" dedim ama meğer ayılar kış uykusuna yatmadan önce 100 kilo yağ yapmaya bakıyorlarmış, kışın kaybedecek çünkü o kiloyu... :) Sonra ayının yakınında havaya ateş açmışlar, ayı da korkusundan bir daha gelmemiş. Ama gitti 3 kovan. Bir de 3 kovan sadece bizim aldığımız kişiden, ondan önce de başkasının kovanlarını yemiş.
 

Al benden de o kadar fatmacım..
 
Funda basladın demek yazmaya, kacıncı gundesin toplam kac kelime yazdın? Ayı uc kovanı nasıl yemişten cok ayı orda ne geziyormusa takıldım ben:) neresi orası ya? Ayılar mı varmış?

Ben de okuldaydım çıktım, simdi kayıt işlemleri filan var onlarla ugrasıyorum, cok acıktım
 

Asıl etkinlik kasımda başlıyor ama ben 50.000 le yetinmek istemediğim için erken başladım. Şimdi yazdıklarım etkinliğe dahil değil yani, ona sadece kasımda yazdıklarım dahil olacak. Şimdilik 10.100 kelime oldu. Başlayalı da bir hafta oldu.

Orası Kastamonu. Ayılarıyla meşhur ya... Arada sırada geliyorlar insanların yakın olduğu yere, genelde dağda yeterince yemek bulamadıkları zaman geliyorlar. Milletin evinin altındaki bostanındaki fasulyeleri devirmiş. O kadar yakın yani düşün. Balkonundan bir bakıyorsun ayı var. Domuz çakal çok gördüm duydum ama ilk defa bu kadar yakına gelen ayı duydum. Vurmak da yasak. Neyse ki sesi duyunca bir daha gelmeyecek kadar korkuyorlar.

Herhalde uyumuştur o artık.

Dışardan yesene bir şeyler... Esmer ekmeğe sandviç falan... Ya da ev yemeği yapan yer varsa oraya gir. Ya da benim gibi ucuz takılmak istiyorsan su ve kepekli kraker al.
 
Ayı olayını okurken gülümsedim, ama bilgisayarın başından okuyup gülümsemek kolay. Oradaki insanların yerinde olmak istemezdim, çok korkardım herhalde. İnsanlara da zarar verebilirdi. Gözü dönmüş zavallının, çok acıkmış demek ki. Aklıma hemen Karatay diyeti geldi, orda doğal baldan sınırsız yeyin diyordu sanki, bizim ayı da Karatay takılıyor demekki :):)

Sen tür olarak yazıyorsun bu arada? paylaşmak istersen okuyabilirim. iyi bir yazar değilim ama iyi okuyucuyumdur.

Bu arada burayı ve dolayısıyla diyetini ihmal etmemelisin.
 
selam arkadaşlar........
dünkü menümü vereyim.......
sabah 8.30
2 dilim ekmek arasına 2 kibrit kutusu peynir
çay
ara:
1 mandalina
öğle 12.00
birkaç çatal pırasa
1 kase yoğurt
1 kepçe çorba
ara:
1 elma
ara:
1 armut(yemek güzel olmayınca aç kaldım.mecbur 2 ara oldu)
akşam 6.00
1 tabak haşlama et
1 porsiyon pilav
1 kase yoğurt
 
Kızlar ben de üniversiteye gidiyorum şimdi. 3 -4 yıldır farklı bir bölümde yüksek lisans yapmak istiyordum ama bizim bölüm mezunlarını almıyorlardı o bölüme. Gidip yüzyüze görüşücem, bana şans dileyin, umarım olumlu geçer.
 
fatmacım biraz kendinden bahseder misin.sadece adının fatma olduğunu not almışım
 
menün güzel olmuş Gülnihal ama kilo vermek istiyorsak pilavdan uzak durmalıyız. hele de akşamsa, 1 porsiyonsa ve pirinçse. Bütün gün verdiğin emekler boşa gitmesin.
 

Valla dediğin gibi canım, orda olmayınca kolay geliyor. Benim anlamadığım şey de 3 kovan arı buna saldırmış da bu nasıl ölmemiş? Herhalde ezelden beri arılarla haşır neşir oldukları için onların zehrine dayanıklık geliştirmiş. Ben bir kere 20 metre öteden çakal sesi duymuştum, evlere yakın falan da değildim, tek başımaydım, eve gitmeme yürüyerek 10 dakikalık mesafe vardı ve yol yokuştu, kaçamazdım. İnsan çok korkuyor.

Hahaha, Karataycı ayı. O da bizden diyorsun...

Burayı ihmal edeceğim kadar ettim zaten. Girmezlik yapmayacağım artık. Sonuçta bir gün içinde her şeye vakit gidiyor, buraya da gitmesi lazım. Yoksa kelimeleri tutturayım derken 10 kilo alıveririm. Duygusal yiyicilerden olduğum için stresliyken atıştırma ihtiyacını çok hissediyorum. Ama yine de kötü bir şey yapmadım bugüne kadar. Unluları biraz fazla yedim sadece...

Aslında türlerle kalıplara şıkıştırmamak lazım hikayeyi... Ama benim aklımdakini şöyle anlatabilirim sana.

16'dan 30 yaşa kadar olan kesimi kapladığını düşünüyorum.
İlk bakışta fantastik macera ama içinde doğal olarak aşk da var çünkü insanları işliyorsun. Ama romantik roman da diyemem. Romantik sahneler yok pek, insanın doğasında aşk olduğu için mecburen karakterlerin arasından bir şeyler gelişmek zorunda. :) Ya da bilemiyorum. Aslında sürekli ayrı kalmak zorunda olan iki aşığımız var, belki de düşündüğümden daha romantiktir. Bitince göreceğiz orasını...

Bunları bir yana bırakırsak aslında asıl üstüne odaklandığım konu arkadaşlık. Bir grup arkadaşın iki farklı zamanda yaşadıklarını anlatıyorum. Tabi neler olduğunu öğrenmek için çooook okumak gerekiyor. :) Çünkü tüm bilgileri parça parça veriyorum. Başta kim kimin nesi anlaşılmasın diye. Yani biraz gizem de var, parçaları bir araya getirerek ilerliyorum.

Aslında epik fantezi desem daha doğru olur çünkü farklı bir dünyada geçiyor.

Şimdi daha taslak üzerinde çalıştığım için şu an okusan alman gereken keyfi almazsın. Ama nasılsa ikimiz de uzuuuuun aylar boyunca burdayız. Bittiği zaman ilk bölümleri atarım sana okumak istersen. :)
 
Son düzenleme:
fatmacım biraz kendinden bahseder misin.sadece adının fatma olduğunu not almışım
ben 34 yaşındayım. 9 yaşında 1 kızım var. Mühendisim, evden çalışıyorum. Eylül ayında 80 kg ın üstünde katıldım gruba. Şuanda 77 kg civarındayım.
Okumayı tabiki isterim, çok heyecanlandım. Belki de kitabın basılır Funda. Uzun aylar boyunca burda olalım ama kilo vermiş olarak yeni arkadaşlara koçluk yapmak amacıyla olsun lütfen.
 
Okumayı tabiki isterim, çok heyecanlandım. Belki de kitabın basılır Funda. Uzun aylar boyunca burda olalım ama kilo vermiş olarak yeni arkadaşlara koçluk yapmak amacıyla olsun lütfen.

Hadi ya... O kadar basit halini okumak bile heyecanlandırıyor mu? Amatör editorlük yaparım diyorsan bir-iki kere gözden geçirdikten sonra da okutabilirim yani... Sen böyle deyince ben de gaza geldim. Ama "Yok ben profesyonel bir iş istiyorum." diyorsan bekleyeceksin.

Belki de... Çoğu kişi o hayalle yola çıkıyor. Ama beni şu an motive eden şey hikayenin tamamını öğrenmek. :) Her şeyi bilerek başlamıyorsun, yazdıkça da öğreniyorsun olayları... Dün gece öyle şeyler hissettim ki coştum. Hemen bitsin istiyorum.

Eeee, tabi ki... Niye uzun aylar dedim, çünkü sağlıklı kilo vereceğiz. Yani ayda 6 kilo versek bile en az 3 ay yapar. Uzun kalacağız ama mezun olmak üzere... Sonra da yeni gelenlere "Her şeyin başı istikrar." diyeceğiz.
 

sen nereye ne yazıyorsun ne etkinliği bu çok merak ettim bi ara bende yazıyordum sonra okul tüm heycanımı aldı gitti şimdi sen yazmak deyince içimde bişeyler alevlendi ( bende okumak isterim yazdıklarını
 
nolmuş buralara ya ben hastalıktan kurtulup gelemiyorum neler neler olmuştur diye geliyorum ama kimseler gelmemiş kış geldi herkes bi sıcak bi köşeye çekildi heralde
 
sen nereye ne yazıyorsun ne etkinliği bu çok merak ettim bi ara bende yazıyordum sonra okul tüm heycanımı aldı gitti şimdi sen yazmak deyince içimde bişeyler alevlendi ( bende okumak isterim yazdıklarını

Havvacım geçenlerde yazmıştım buraya, sanırım görmedin. :)
Nanowrimo diye bir etkinlik var. (National Novel Writing Month)
Yıllar önce Amerika'da başlamış ve şu an tüm dünyaya yayılmış durumda. Amaç Kasım ayı içinde 50.000 kelimelik bir roman yazmak. Ben ısınma turları olsun diye Kasımdan erken başladım.

Yazmak isteyip de yazamayanları harekete geçirmek için bir bahane aslında bu. Seninle beraber yüz binlerce kişinin o ay aynı hedefe koştuğunu biliyorsun ve havaya girip yazıyorsun. :) 30 günde 50.000 kelimeyi tamamlayan kazanmış sayılıyor.

Google'a yazarsan resmi sitesi çıkar. Tek yapman gereken şey oraya üye olmak ve Kasım ayı boyunca 50.000 kelime yazmaya çalışmak ve yazdığın kelimelere hesaplaması için siteye girmek. Ama kelime sayısı hesaplandığı gibi içerik siliniyor, kimse yazdıklarını görmüyor, sen istemediğin sürece hiçbir insan okumuyor yani... Üstelik defterde yazmayı tercih ediyorsan otomatik metin üreten siteler var. Kelime sayısını giriyorsun, sana o kadar kelimelik yazıyı üretiyor. Böylece deftere yazdıklarını bilgisayara girmek zorunda kalmıyorsun.

Türkçe yazabilirsin. Sadece sitede yolunu bulmak için biraz İngilizce bilgisine ihtiyacın olacak. Forumları da kullanabilirsin. Ayrıca sitede Türkiye bölgesi de mevcut. Yani Kasım geldiğinde oturduğun şehirlerden senin gibi nanocularla buluşup beraber yazma şansın da olacak. Büyükşehirler bu konuda daha şanslı tabi...

İstersen sen de dene benle beraber.
Bir şeyleri alevlendiriyorsa denemelisin bence. :)
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…