2009 Aralık Anneleri

merhabalar kızlar son 4-5 gundur resmen bıther bana işkence cektırıyor
hıc kucak alısganlıgı olmamasına ragmen artık kucak harıcı hıc bır yerde durmuyor
donence oyuncaklar su bu yok allah yokkkk
bende 2 gundur emzık verme calısmalarına basladım yıne emzık verme calısmaları dıyorum cunku dogdugundan berı almıyor basına oturuyorum agu magu elımle tutup alıstırmaya calısıyorum umarım alır o almazsa ben aklımı aldırcammmmm sonundaaaaaaamafoldumben
cunku bende boyun duzlesmesı var kucagımda tasıdıkca daha fecı oluyor ondan sonrada agresıflesıyorum
 
HAYALLER GERÇEK OLMAZ!”

Elime alıp göğsüme yatırdığım şey, topu topu 51 santimetreydi. “ışte” dedim, kendi kendime “Hayal ettiğin şey bu”... Kafasını göğsüme yaslayıp, kımıl kımıl kımıldıyordu. O sırada başka bir faaliyet göstermemişti. Hatta bir süre sonra uyuyunca, kımıldanmaları da sona erdi. “Yaşıyor mu hala?” diye nefesini kontrol etme ihtiyacı duymuştum. Kızım ilk kez göğsümde uyuyordu. Uzun süredir baba olmayı hayal eden bir erkek olarak, hayallerimin gerçek olduğunu hissetmiştim, hatta emindim.


ıtiraf edeyim, sonraları zaman zaman “ben bunu mu hayal ettim be?” dediğim zamanlar da oldu. Örneğin, hayal ettiğim şeyin gazını çıkartması için benim yardımıma da ihtiyacı yoktu (hatta gazı bile yoktu) ... Günde 20 kere altının değişmesi de gerekmiyordu. Hayallerimde uykusuzluktan gözlerimin yanması, neden ağladığını bilmediğin bir yaratığın ciyak ciyak kulaklarımı parçalaması ve benim bu duruma çare bulamamam, gibi bir durum hayallerimin hiç bir köşesinde yer almıyordu.


Mendebur, karımı da elimden almıştı. Ne zaman kafamı çevirsem annesinin memesinde “Cokur cokur” emiyordu... Emmediği zamanlarda ise gazını çıkartmak veya altını değiştirtmek için benim kucağıma geliyordu. Benim görevlerim bittiğinde, tekrar annesinin kucağına geçip, emmeye kaldığı yerden devam ediyordu. Tam karımla baş başa kaldım dediğim anlarda içerden “Haydi hemşerim acıktım!” veya “Altıma yaptım, ilgilenen yok mu?” anlamına gelen ciyaklamalar geliyordu. Eşim de “Hooop!” yavrusunun yanına tabii ki...


Ben, güzel bir ilişki yaşayan karımı ve kızımı dışarıdan seyrediyordum sadece... Ha, bir de onların ayak işlerini görüyordum, biteviye...


Evet anlamıştım artık “yalnızdım”!.. Bu iki kadın birlik olmuş, bana hayatımın kaç bucak olduğunu mahalle mahalle gösteriyorlardı. Baba olmak ne zordu be... “Kurduğun hayale bak, manyak herif” demiştim bir keresinde kendi kendime.


Üstelik bu küçük düşman(!) için kaygılanıyordum da... Kaygılanmak da öyle böyle değildi. Günümün büyük zamanını, onun geleceğini düşünerek, büyüyünce karşılaşacağı badireleri atlatmasını kolaylaştırmak için, baba olarak neler yapmam gerektiğini düşünerek geçiyordu. Daha kızım 1 yaşında bile değildi ve benim onun geleceğine katkılar yapmam gerekiyordu.


Baba olmanın keyifli yanlarını keşfettiğimde daha da acıdım kendime ve tüm babalara... ılk söylediği kelimenin “Baba” olması şeklinde gereksiz zaferlerin keyifleri veya hayatta kimseye yapamayacağım on bin tane şebeklikten sonra aldığım zoraki bir gülümsemeyle duyulan haz mıydı babalığın keyifli yanları yoksa... Allahım!..


HAYALLERıM BU MUYDU YAHU?

Derken kızım iki yaşlarına geldi. Ben bir süredir, her akşam ona masal anlatıyordum. En sevdiği masallar da içinde prenses ve prens olan masallardı. Ve o daima prensesle özdeşleştiriyordu kendisini. Ve bir gün o prensin kim olacağına da karar verdi: Prens bendim...


Bir anda prens olmak insana “Ne oldum?” durumu yaşatıyordu. Kızım beni “Perens” diye çağırıyordu artık. “Baba” dediğinde garipsemeye başlamıştım. Bununla birlikte, o günlere kadar en büyük müttefiği olan eşim de bir anda “Kötü cadı” pozisyonuna geçiş yapmıştı bile... Eee, her masalda bir de kötü karakter olmalı değil mi?


“SENı SEVıYORUM BABACIĞIM!”

Vay be, baba olmak keyifli bir hal almaya başlıyordu galiba...


Birden, değişimler hızlanmaya başladı. Ufak ufak konuşmaların benim monoloğumdan çıkıp, sohbet haline gelmesi... Vizyona giren filmlere bakarken (isterse o hafta 8 Oscarlı bir film vizyona girmiş olsun) eğer bir çizgi film yoksa, canımın sıkılması... Uçurtma uçurmanın veya piknik yapmanın aslında çok da güzel aktiviteler olduğunun hatırlanması... Beraberce giyilecek kıyafetlere karar vermeler... Traş olurken kızımın “köpük operatörü” olarak bana yardım etmesi ve daha sonrasında öpücükleriyle kalite kontrolü yapıp, “Burada kalmış, burası batıyor” şeklinde rapor vermesi vs.vs.vs...

Bu yazı giderek kızımla ilgili yaşadığım güzelliklere doğru kayıyor galiba... Eyvah!.. Şimdi yer sınırlamasının ne kadar da can sıkıcı bir şey olduğunu anladım. Bu kadar kısa bir yerde ben nasıl baba olmanın ne kadar keyifli, ne kadar yeri doldurulamaz, ne kadar da “ne kadar bir şey” olduğunu anlatabilirim...

Kızım şu anda dört yaşında. En az 7-8 aydır haftasonu sabahları elinde çorabı ve hırkasıyla odama gelip, beni uyandırıyor (güne güzel bir başlangıç)... Anneyi uyandırmamaya çalışarak salona geçiyoruz (parmak ucu modu)... O günkü kahvaltıda krep mi omlet mi yemek istediğini söylüyor (lezzet)... O yumurtaları kırıyor ve karıştırma işlerini hallediyor, ben de ateş gereken yerleri hallediyorum. Sofranın hazırlanması tamamen ortak (işbirliği)... Anneyi kaldırıp, hep beraber kahvaltımızı yapıyoruz (iyi koca ve iyi evlat)... Annenin yoğun çalışması gereken bir haftasonu ise toplanması gereken masayı anneye bırakıp dışarı çıkıyoruz (uyanıklık)... Güzel bir tiyatro veya film bulup izliyoruz (sanatsal aktivite)... Karnımız acıkmışsa bir “bolkepçe aşevi” bulup, karnımızı doyuruyoruz (tutumluluk)... Gündüzü bir şekilde sonlandırıp evimize geri geliyoruz (kürkçü dükkanı)... Deliler gibi oyun oynuyoruz (dinlenme)... Annenin yaptığı süper leziz makarnalar eşliğinde, güzel bir çocuk filmi izleyip, koltukta uzanıyoruz (miskinlik)... Kızımın uyku saati geldiğinde odasına geçiyoruz ve ona bir hikaye kitabı okuyorum (edebiyat)... Uyku modundan çıkıp tekrar azma moduna geçme denemelerine, baba olarak karşı koymaya çalışıyorum (otorite denemesi)... En sonunda onu öpüp iyi geceler diliyorum. Ve beni yanaklarımdan öpüp üç kelime söylüyor: “Seni seviyorum babacığım”...


Evet sahiden de hayaller gerçek olmuyormuş. Çünkü, ben böyle güzel bir şeyi hayal etmeye bile cüret edemezdim...

sitede dolasırken buldum cok hosuma gıttı paylasayım dedım kızlar
 

çok güzelmiş sahi, ben bayıldım :)))
paylaşım için sağol canım
 

cok hosuma gıttı eşime okutuyum
 

ayyyyyyyyyyyyyyyyyyyyynı hislerdeyim dua etçek durum bile yok........
 


aynı şeyleri bende yaşıyorum.kucak alışkanlığı yoktu ama nerdeyse 1 haftadır sürekli kucakta yatırınca basıyor çığlığı.emzikte veriyorum ama nafile atıyor.
benimde kolumda ağrı var ve bazen kaldıramayacak kadar şiddetli ağrıyor.
dün gecede kabus gibiydi.öyle ağladı öyle ağladı ki acillik olacaktık nerdeyse.hiç istemediğim halde fitille sustu.
birde memeyi alır almaz başlıyor karnındaki sesler bir iki çekiyor sonra basıyor çığlığı gazını çıkarmaya uğraşıyorum kucaktada durmuyor yani ne yapacağımı şaşırdım.karnıda şiş gibi.acaba gaz biriktimi içeride..
gaz sancıları olurdu ama bu kadar şiddetli değildi.düzelmesi gerekirken zaman ilerledikçe daha zorlaşıyor herşeyi anlamadım gitti ya..
 
selam kızlar,
face açılıyo ama tuhaf bir şekilde sanırım yenileme falan yapıyolar....sebzelere bişi olmaz merak etmeyin
 
Eylül çok memnun görünüyor halinden. Ben de istiyorum yaa. Pembesinden alıp koysam oğlanı içine ne olur ki?

Fazla pembeli . Benim pembe mavi sorunum yok aslinda ama cidden pembe . Resim koydum bi bak istersen .

netten mi aldın bunu Burcu? birde kısa bir süre sonra bunlar oturmaya başlayacak, oturarakta kullanılabiliyor demi

Yok forum istanbulda joker magazindan aldim .

Ya ben bu arada Eylülün tirnaklarini kesmeyi beceremiyorum ya
 
Fazla pembeli . Benim pembe mavi sorunum yok aslinda ama cidden pembe . Resim koydum bi bak istersen .



Yok forum istanbulda joker magazindan aldim .

Ya ben bu arada Eylülün tirnaklarini kesmeyi beceremiyorum ya


burcu, ben manikürdeki et makasıyla kesiyorum annem öle öğretmişti...onun kıvrık olan tarafı tırnağına dönük olarak kesiyorum çok da rahat oluyo, ama tabii çok sıkı tutuyorum parmağını bu arada....
 
Fazla pembeli . Benim pembe mavi sorunum yok aslinda ama cidden pembe . Resim koydum bi bak istersen .



Yok forum istanbulda joker magazindan aldim .

Ya ben bu arada Eylülün tirnaklarini kesmeyi beceremiyorum ya

uyurken kolay kesiliyo bide öyle dene istersen
 
Ben eskiden uyurken kesiyodum dr aman etini sıkıstırırsan korkudan odu patlar dedi ki bi kere oldu oyle sakinlemedi

bizim tırnaklarımız çabuk uzuyo, yüzünü çizmesin diye 3 günde bir kesiyorum uyurken hiç öyle bişey olmadı
acaba çokmu derin kesiyosunda etini kapıyosun? yada tırnak makasınmı geniş ki
 
Fazla pembeli . Benim pembe mavi sorunum yok aslinda ama cidden pembe . Resim koydum bi bak istersen .



Yok forum istanbulda joker magazindan aldim .

Ya ben bu arada Eylülün tirnaklarini kesmeyi beceremiyorum ya

Baktım Burcu ondan diyorum ya keyfi yerinde görünüyor diye. Aman oyalansın kuzucukta sen de biraz nefes al. Çok pembe yaaa evet diğerini de bulamıyorum işte.

Ben Pelinin chiccosundan aldım onunla rahat kesiyorum artık.
 
Fazla pembeli . Benim pembe mavi sorunum yok aslinda ama cidden pembe . Resim koydum bi bak istersen .



Yok forum istanbulda joker magazindan aldim .

Ya ben bu arada Eylülün tirnaklarini kesmeyi beceremiyorum ya

fiyatı nedir peki birde markası tabiki????
 
arkadaş benim kuzu 3 günde 1 kakasını yapıyooor.nerdeyse 1 aydır böyleyiz.normal mi.siz kakalar sızdıyor deyince.dedim benimkinde mi bir sorun vaar

bende sorcaktım bizimde öyle bugün mesela 5.gün
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…