2 günlük geçmişi yeni okudum, desteğiniz için gerçekten çok teşekkür ederim. Çok kötü bir geceydi o gece benim için, babamın durumu iyi şükürler olsun önemli bir problem yok. Ben yanında olamadığım için çok üzüldüm, çok ağladım o gece. Birde annem refakatçıydı, annemde 3 sene önce çok ciddi bi rahatsızlık geçirmişti. O sebeple o gece ikisi içinde endişe ettim. Ama taburcu oldular, evdeler çok şükür. Bu gece uyuyamıyorum heyecandan, yarın akşam Ankaraya gideceğim için. Üst kattaki aile gece 1 olmasına rağmen tadilat yapıyolar, müzikte son ses, uyumam mümkün değil ztn. Yukarı çıkıp uyaramıyorumda. Gecenin bu saatinde karşıma kimin çıkacağını bilmediğim için. Normalde yalnız yaşamaktan korkmuyorum. Ama o gece fırtına yağmur vardı, gece bi ara tam uykuya daldım, balkon kapısına biri vuruyor sanarak uyandım. Evim yüksek giriş, ama bi çocuğun bile tırmanabileceği rahatlıkta. Çok korktum, kalkıp perdeyi açtım rüzgar ve yağmur vuruyormuş. sanırım bunların hepsi bana bir sınav. Yıllarca herşeyden şikayetçi yaşadım durdum ben, ilahi adalette al sana bide böyle yaşa gör dedi heralde.
Doğu karadenizde gerçekten ilginç bir yer, ilk zamanlar deniz ve dağ arasında yaşamak çok ilginç gelmişti. Şimdi dağa bakıncada denize bakıncada tüylerim diken diken oluyor. Burası benim için tam bir yarı açık cezaevi, akşam 6 dan sonra evden çıkmıyorum, öyleki ekmeğim yoksa ekmek almaya dahi gitmiyorum. Büfenin yanında bir kahve var, bi tomar erkek hepsi yamyam gibi bakıyolar rahatsız oluyorum. Zaten ne hikmetse akşam hava kararmaya yakın bayan kalmıyor şehirde.
10 gün önce gece ankaradan döndüğümde havaştan indim merkezde, benim sürekli bindiğm bi taksicim var. Ben ona arayıp saat veriyorum gelip alıyor beni. Tanımadığım taksiler gecenin 2 sinde tedirgin ediyor beni çünkü. Uçak saati malesef biraz ters, gece 2 de burda oluyorum. 10 gün öncesine kadar hiçbir sorun yaşamamıştım. Ama 10 gün önce havaş normal saatinden 10 dk önce geldi, indim taksiyi beklerken sokak bomboştu ama bangır bangır bi yerden müzik sesi geliyordu. Sonra beyaz bi araba durdu, içinde 3 kişi bana baktı. Valizimi kaptığım gibi ordan uzaklaştım. Hemen taksiciyi aradım acele edin ben erken indim dedim. 4 dk içinde geldi ama o 4 dk kalbim o kadar hızlı çarptıki, burda bişey olsa kime sesimi duyururum ben dedim. Sonradan taksicimden öğrendimki ben pavyonun kapısının önünde bekliyormuşum. Nasıl bir pavyonsa tabele yok, giriş yok. Ankarada pavyon olduğu 100 metre geriden belli olur. Bu olayıda hiçkimseye anlatmadım. Ne eşime ne aileme. Daha çok gidip geleceğim o saatte, korkarlar iyice. ama tecrübelendim, havaşta uyumak yerine yolu takip edeceğim, 10 dk kala taksicimi arayacağım bundan sonra.
Herkes eşiyle tartışmlarından bahsetmiş. Ben pek vakit geçiremesemde eşimle, balayından sonra evimizde geçirdiğimiz 4 gün içinde 1 kere kavga ettim. Eskiden kavga edince basar giderdim evime, çok sinirliysem tlfnlarınıda açmazdım, afra tafram ertesi güne kadar sürerdi. Ama şimdi tıpış tıpış eve döndüm, gece bide küs küs aynı yatağa yattık. Çok zormuş gerçekten. Ağladım o da şaşırdı kaldı, normalde kavga edince hayatta ağlamam ben, aksine sinirlenirim, kavga ederim. Ama ağlayıncada barışması zevkli oluyomuş onuda keşfettim. Haklıda olsam haksızda ağlayınca barışmak için herşeyi yapıyomuş:) Bianda siniri geçti özür falan dilemeye başladı. Neye kavga ettiiğimizide hatırlamıyorum. Birde ben kavga etmeye başlayınca kavganın ortalarında ne için kavga ettiğimi unutuyorum. ama her kavganın sonunda barışmak zevkli oluyo bu yönden bakmak gerek. Tabi büyük kırgınlıklar olmadığı sürece.
Çok uzun yazdım kusuruma bakmayın, malum tam 8 saattir evde yalnızım kendi kendime konuşuyorum.
Herkese iyi geceler dilerim