Herkese merabalar, bayadır yazamıyorum ve geçmişi okuyamadım. O yüzden ortaya böyle dalıyorum kusura bakmayın.
Bu gece moralim çok bozuk, buraya paylaşmak istedim. Hafta sonu eşimle 7. yıldönümüzdü. Bilen bilir biz farklı şehirlerde yaşıyoruz iş durumu yüzünden. Ben sürekli gidip geliyorum, o cmt çalıştığı için gelemiyo. Uçak biletlerimi temmuz ayında topluca aldım. Ta o kadar zaman önce, daha nişanlıyız temmuz ayında, ben yıldönümümüzün tarihinde onun yanında olacak şekilde bilet almıştım. Ben tam 5 ay önceden bunu düşünüyorum.
Sonuç ne olsa beğenirsiniz, eşim hatırlamadı. Üstelik bir hafta önce haftaya cmt yıldönümümüz dedim. Bişeyler yapmasını istiyordum. Pek oralı olmadı. kaç zamandır arkadaşlarımı davet etmek istiyordum. 2-3 kere sordum bu cmtsiye çağırayımmı, çağır dedi. Ben zaten anlamıştım umursamadığını. Bir süpriz beklemiyordum, ama en azından hatırlar, gelip öper demiştim. Misafirlerimiz gittikten sonra tvnin karşısında uyuklamaya başladı. Düşününki biz 15 günde 1 görüşüyoruz. Ondada cuma gece 1 de eve giriyorum, pazar akşam 8 de evden çıkıyorum. Yani adam gibi gecemiz cmt. Ama o cmt saat 23.30 da tvnin karşısında uyuklamayı tercih etti. Ondan hiç bu kadar uzak hissetmemiştim kendimi. Kendi kendime sordum, nerde beni dünyalar kadar seven adam. Beni canından çok sevdiğini söyleyen, benim için heryere gelip, herşeyi yapabileceğini söyleyen sevgilim. Beni bu kadarmı özlemiş, uykusuz olsada o gece uykusuz olmaya değmezmi. Üstelik yıldönümümüzde.
Neyse bi ara gözünü açtı,noldu niye suratın asık dedi. Çok harika bir yıldönümü geçiriyorum, iyiki bugün gelmişim, senin yanındayım dedim. Ben öyle deyince bir off çekti. Unuttum aşkım özür dilerim, yorgunum, dalgınım, bugunün tarihinin farkında değilim... Sonra yattığı yerden kollarını açıp, gel aşkım öpeyim dedi. Doğrulmaya bile tenezzül etmeden, beni yattığı yere çağırıyor. O an o kadar sinirlendimki, öpmene gerek yok, boşver önemli bişey değil, sen uyumana bak dedim. Bi 5 dk daha kalkmadı, konuşmaya çalıştı benle. Neyse sonra kalktı, 2 saat kadar oturduk muhabbet ettik hiçbirşey yokmuş gibi. Ama içime oturdu hala atamıyorum.
Pazar sabahı uyandı, ben kalkalı yarım saat olmuştu. Normalde onu uyandırmadan hayatta kalkmaz pazarları, ben hep kahvaltıyı hazırlar uyandırırdım. Ama bu pazar kalktım, garanti belgelerini falan ayırdım. Kendime iş uydurdum. Uyanmış gelmiş yanıma ben açım diyor, sonra gitti salona uzandı. Bekledi bir yarım saat daha, yani hazırlayıp çağırmam gerekiyordu değilmi? gittim kalk beraber hazırlayalım dedim. zahmet edip kalktı, birlikte hazırlayıp yedik. sonra toplamadan salona geçtik. Çay içerken bi yerlere gitmek için plan yaptık. bulaşık var dedim. Tamam sen onları hallet hazırlanıp çıkalım dedi. Benmi yapacağım dedim? yardımmı edeyim dedi, Hiçbirşey demeden uzandım ve tam 2 saat uyumuşum. Kalktığımda mutfağı toplamıştı. Sonra döndüm zaten.
Ben gerçekten şaşkınlık içindeyim, sevgiliyken yada nişanlıyken önüme yemekler hazırlayan, dağınıklığımı toplayan, kahvemizi yapıp getiren adam, şimdi utanmasa suyunu bile benden isteyecek. Cmt misafirlere yemek yapacağım, temizliğe vaktim olmayacak sen yapsan dedim. Sonuçta ben şehir dışından geliyorum, bi gün önce yapabilsem ondan istemem. Gittimki ev leş içinde, en son annemle benim temizlediğim haliyle duruyor. Ben bütün gün temizlik yaptım, yemekleri ablamla misafirliğe gelen arkadaşlarım yaptı.
Çok büyük hayal kırıklığı yaşıyorum. Hafta sonu çok mutsuz oldum, gittiğime pişman oldum. Biz daha 3 aylık evliyiz, üstelik beraber bile yaşamıyoruz. Ama ne zaman gitsem alıyor laptopunu oyun oynuyor, tv izliyor, facebooktaki videoları izliyoor. Tvnin kumandasıda, laptopta onda olduğu için ben dekorasyon gibi oturuyorum sıkıldım diyene kadar. Bir rahatsızlık belirtisi gösterince gel fiilm izleyelim, gel şunu yapalımı anca o zmn diyor. Hep yorgun, hep halsiz, hep şikayetçi. Ben mesaiden çıkıp gidiyorum, dönüşte uçaktan inip mesaiyiye gidiyorum. Onun 10 da 1 i kadar şikayet etmiyorum.
Ama bu hafta sonu patlama noktam oldu benim. Bugün akşam eve geldim, tlfnda bütün içimi döktüm. Kendini savunmaya çalıştı, işinde çok mutsuzmuş, ondan böyleymiş falan. Yanında ben yokmuşum, Ankaraya benim için gelmiş ben gitmişim. Çok yalnızmış, evlenmiş ama yine yalnızmış. sanki ben burda yalnız değilim, ben ondan daha yalnızım. Onun orda tanıdığı var, benim annem babamda orda. Benim kimim var, bir tane dertleşeceğim arkadaşım bile yok burda. O kadar doldumki, böyle devam edeceksen ben istemiyorum. Ben mutsuzum böyle istemiyorum. sanmaki evlendik diye artık böyle devam edeecek. Eski haline dönmen için çaba göstermelisin, tabi beni bahsettiğin kadar seviyosan dedim. Sevgi günde 3 kere öpüp, tüm gün kanepede yatmakla olmuyo! Bunalımdaymış benim kocam, ben ondan daha bunalımdayım. Hayatım tepetaklak oldu, düdük kadar şehire geldim kaldım bi başıma. Sigarayı bırakalım borcumuz çok diye hergün konuşup duruyodu, ben bıraktım o hala pöfür pöfür içiyo. Sigara bırakma merkezzinden randevu almayı bekliyo, randevusunu değil, randevu almayı bekliyo! Neyi bekliyoo bende tam anlayamadım. İşte bu gece koptum, bi dahaki sefer uçak biletlerimi yakacağımı, artık çok yorulduğumu, ve ne için geldiğimi sorgulamaya başladığımı söyledim. 15 günde 1 olan uçuşlarımın yarısını iptal edip, ayda 1 geleceğim bundan sonra dedim. Beni çok özlersen sen gel, cmt gece binersin, pzr gece dönersin, önemli olan görüşmek değilmi, kaç gün görüşeceğimizin ne önemiı varki dedim..
Benim 3 aylık evliyken yıldönümünü sallamayan, nişanlıyken geçirdiğimiz ilk doğum günümde lcwdan kareli gömlek alan, aklına özel bir şey isteyebileceğim gelmeyen, memurluğa atanıp buraya geldiğim ve hayatımda yalnız geçirdiğim ilk doğum günümde kız arkadaşlarımın çiçek göndereceğini bildiği halde kendi göndermeyi unutan, ben küstüm diye doum günümden sonra gönderip benden çiçeğe sevinmemi bekleyen, ben işten 5 te çıkıp 11 e kadar o havaş senin bu dolmuş benim o uçak benim o metro benim diye koştururken, evde 4 saat dinlendiği halde beni almaya geldiğinde çok yorgun olduğunu söyleyen bir kocam var... Üstelik bu bahsettiğim koca 7 yıllık sevgililik hayatımızda benimle buluşmak için kış ayazında 1 saat bekleyen, penceremin altında beni bekleyen, benim bütün saçma kaprislerimi çeken, benim için elinde bir valiz memleketini ve arkasındaki herşeyi bırakıp gelen kişi. Evet aynı kişi..