bugun sanirim fatma arkadasimizin verdigi bir link vardi bebek ihtiyaclari ile ilgili bir blog. o blogdaki diger yazilari okurken sizinlede su yaziyi paylasmak istedim. subat ve mart ayinda hamile kalmanin yararlarindan bahsediyordu arkadas. ne kadar sansliyiz hanimlar planlasak boyle olmaz.
Bu aylarda hamile kalındığında ve bunun farkına varıldığında kış çoktan bitmiş oluyor. Etrafta kar yok, don tehlikesi yok, kaydım düştüm üşüdüm şiştim mevzusu yok.. Sadece hamile olduğunu bilmenin verdiği o sarhoşluk hissiyle beraber güzel bir bahar başlangıcı var.
Havalar gayet serin. Güneş var ama yakmıyor. Rüzgar esiyor ama üşümüyorsun. Kat kat giyinmek zorunda değilsin. Toplu taşıma araçları henüz o bunaltıcı kokularına ve havasızlıklarına kavuşmamışlar. ( Özellikle bulantısı olan hamileler için )
İlk trimester bittiğinde yaz başlamış oluyor. İştahlar açılıyor, ama yaz olduğu için sıcaktan çok fazla yemek yemeyip kendini şişman bir hamile olmaktan alıkoyabiliyorsun.
Canım Türkiye’min çeşit çeşit meyve sebze stokları tezgahlara dökülüyor. Yazın çeşit bol. Yeterince iyi beslenebiliyor muyum endişesi taşımadan hepsinden misler gibi yiyebiliyorsun. Rengarenk pazarlar, buz gibi meyveler, yemyeşil salatalar, ohhhhhh…
Havaların sıcak zamanı hamileliğin balayı denilen bu ikinci trimestera denk geliyor. Çok şişko ve bezmiş olmadığın için rahat bir yaz geçiriyorsun.
Yaz ayları olduğu için harika bir son tatil yapma imkanı var. Henüz hantallaşmadığın için kocanla misler gibi tatilini yapıp hiçbir aktivitenden geri kalmıyorsun. ( Sıcak Bodrum gecelerinde içilemeyen kokteyller hariç)
Tatilde ya da oturduğun şehirde bol bol yüzebilme imkanı var. Saçım ıslak kaldı, belim üşüdü derdi olmadan doya doya kendini sulara atabiliyorsun. Hem bebeğe hem de kendine faydalı birşeyler yapmanın haklı sevinciyle dolabiliyorsun..
Doya doya gezip ihtiyaçları karşılayabilecek yeterli zamana sahip olabiliyorsun. Yazın alışveriş yapmanın keyfi bir başkadır.
Son trimestera girilip şişmeye başlandığında artık havalar da nispeten serinlemiş oluyor. Yağmurlar başlıyor. Şişko bir hamile olarak serin serin günlerin tadını çıkarabiliyorsun.
Doğum zamanı tam kışa denk gelmiyor. Sonbahar sonunda yine kar, don, kış olayları başlamadan doğurup kurtuluveriyorsun.
Bebeğin ilk ayları kışa denk geldiği için evden yaza nispeten daha az çıkıp minik bir bebekle sokaklarda olmanın zorluğunu çok sık yaşamak zorunda kalmıyorsun.
Bir sonraki yaza gelindiğinde bebek ele avuca gelir bir şekilde 6-7 aylık olduğundan rahatça gezmeye tozmaya, tatile denize, oraya buraya gidebiliyorsun. Yaz tatilinden geri kalmak zorunda kalmıyorsun.
Hamilelikte alınan kilolar kışın kalın kıyafetlerin arakasında saklana saklana yazlıklar ortaya çıkmadan yavaş yavaş atılıp, yazın yine fit incecik bir görünüme kavuşmuş olabiliyorsun. Doğum kilolarını vermek için altı ay yeterince makul bir süre…