Her türden çıngırak koleksiyonumuz var. Uzayıp titreyeni, içinde boncuk olup şıngırdayanı, gözleri dönüp halkaları çıngırayanı... Hiç pas vermiyor onlara. Büyük bez bebeğimiz var adı Limon Kız, arasıra yüzüne bakıyor, ipli saçlarını yoluyor o kadar. Tırtılımız var boyu kadar, ona da pek bakmıyor sadece kafasındaki antenleriyle dişini kaşıyor. Pepe'nin kırmızı tulumlu kardeşi var, sesini duyunca biraz ilgileniyor. Babasının zeka küpüyle biraz ilgileniyor. Çocuklar için olan pilates topunda yuvarlayınca hoşuna gidiyor. Bir tane hacı yatmazı var, yeşil renkli dinazor. Onu mıncıklamayı seviyor. Şarkı söyleyip kuyruğunu sallayan pembe büyük atı var, üstüne binmelik, o da hoşuna gidiyor. Orman hayvanlarını tanıtan eğitici oyun halısı var, dokununca hayvanların adını söylüyor, ondaki renkler biraz ilgisini çekiyor. En çok ilgilendiği ve sevdiği tavşan şeklinde piyanosu, üzerinde hayvan sesleri de var. En çok onunla oynuyor oyuncaklarından. Ama ama ama telefon ya da özellikle laptopumu görünce ağzı kocaman açılıyor. Dün z,x,c harflerini kopardı.

Ekranı klavyeyle düz hizaya getiriyor resmen, açtığı sayfaların kısayolu ben bilmiyorum daha, babası yazılımcı olduğu halde o bile bilmiyor düşünün yani.