2016 Ocak Anneleri Paylaşım Alanı

Küçük mü geliyor acaba yaa. Bende aktif bebeğe başladım. Başta bişey yoktu bi kaç gndur lastik yerleri hep kızarttı çocuğu. Sıcaktanmi bilemedim. Yapsa baştan yapmaz mıydı ?

Bilemedim ki 4 numara kullanıyorum oğluşun kilosuna göre. Çok sıkı sarsam bacaklarına oturuyo çok fena e azcık gevşetsem her yerimiz pok içinde. Babası da bezimiz bitiyo diye dün yine 4 almış. Ben yarın çıkıp başka bezle değiştirmeyi düşündüm ama alternatif bulamıyorum. Acaba 4+ ile mi değiştirsem ?
 
Ramazan hediyesi
Lâ tahzen! (Üzülme!) Bir şey olmuyorsa: Ya daha iyisi olacağı için, Ya da gerçekten olmaması gerektiği için olmuyordur. Şu uçan kuşlara bak! Ne ekerler, ne biçerler… Onların rızkına kefil olan Allah; seni mi ihmal edecek sanırsın! Yeter ki sen istemeyi bil.. Lâ tahzen! (Üzülme!) İnsanlar senin kalbini kırmışsa üzülme! Rahman: (cellecelaluhu), “Ben kırık kalplerdeyim” buyurmadı mı? O halde ne diye üzülürsün ey can? Gündüz gibi ışıyıp durmak istiyorsan; Gece gibi kapkaranlık nefsini yak !.. “Derdim var” diyorsun; Dert insanı Hak’ka götüren Burak’tır; sen bunu bilmiyorsun. Sanma ki dert sadece sende var. Şunu bil ki; Sendeki derdi nimet sayanlar da var. Umudunu yıkma; Yusuf’u hatırla. Dert nerede ise deva oraya gider. Yoksulluk nerede ise nimet oraya gider. Soru nerede ise cevap oraya verilir. Gemi nerede ise su oradadır. Suyu ara, susuzluğu elde et de sular alttan da yerden de fışkırmaya başlasın. Dünya malı Allah’ın tebessümüdür: ona bak! Ama sarhoş olma… Lâ tahzen! (Üzülme!) Irmağa deniz, denize okyanus sığmaz. . “Aşık” olmayana anlatsan da “Ben” “Sen” anlamaz. Hakka ulaşmak için yoldur desen kimse inanmaz… Gönlünde zerre-i miskal şems olmayan; Yanmaz, yanamaz… Ayağın kırıldı diye üzülme! Allah senden aldığı ayak yerine belki sana kanat verecek. Kuyu dibinde kaldın diye üzülme! Yusuf kuyudan çıktı da Mısır’a sultan oldu, unutma! İstediğin Bir şey; Olursa Bir Hayır, Olmazsa Bin Hayır Ara… Geçmiş ve gelecek insana göredir. Yoksa hakikat âlemi birdir. Bu âlem bir rüyadır. Zanna kapılma ey can! Rüyada elin kesilse de korkma, elin yerindedir. Dünya bir rüya ise, başına gelen felaketler de geçicidir. Neden çok üzülürsün ki? Herşey üstüne gelip seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde sakın vaz geçme: – Çünkü orası gidişatın değişeceği yerdir. Bu âlemin, bu kâinatın kitabı sensin: Aç da kendini oku ey can! Kâinatın en uzak köşesi, senin içinde ufak bir nokta… Ama sen bunun farkında bile değilsin. Derdin ne olursa olsun korkma! Yeter ki umudun ALLAH olsun… Herkes bir şeye güvenirken; Senin güvencen de ALLAH olsun. Hiçbir günah, ALLAH’ın yüce merhametinden büyük değildir ama; Sen yine de günah işlememeye bak! Lâ tahzen! (Üzülme!) Derdin ne olursa olsun bir abdest al, nefes gibi… Ve bir seccade ser odanın bir kösesine, otur ve ağla , Dilersen hiç konuşma… O seni ve dertlerini senden daha iyi biliyor unutma. Dua ederken O’na kırık bir gönülle el kaldır. Çünkü Allah’ın merhamet ve ihsanı, gönlü kırık kişiye doğru uçar. Sopayla kilime vuranın gayesi, kilimi dövmek değil, tozu kovmaktır. Allah tozunu alıyor diye, niye kederlenirsin EY CAN!?
Hz. Mevlana'dan inciler,
 
Ya şimdi kabirde olsaydım.
Toprak üstümü az önce örtmüş olsaydı mesela…
İlk günüm, ilk gecem nasıl geçerdi?
Çocuklarım gelir miydi aklıma?...
Ya da eşim….
Hiç bitmeyecek sandığım, bensiz yürümeyecek sandığım işleri kim yapar, kim yoluna koyardı?

Hergün düşündüğüm yavrularım ve onlar için çırpınışlarım duâlarımı kim yapacaktı.

Evim, eşyalarım, yatağım, sandığım, ayakkabılarım benden sonra kime kalır, kim sahiplenirdi?

Ya pişmanlıklarım…
“Ölen her insan pişman olacaktır” buyuruyordu Rasulümüz. (Aleyhisselâm)

“Müminlerde mi ya Rasulallah ?”
diye soran ashabına;
“Evet, onlar da dudaklarının
Allah adıyla ıslanmadığı her an için pişman olacaktır” diye cevap veriyordu...

Müslümalığım geldi sonra aklıma.
Ahhh!!!
Bu ne acı bir pişmanlıkmış meğerse...

İşlerimin arasına sıkıştırdığım, şöyle uzun uzadıya kılamadığım namazlarım.
İşler yetişmez korkusuyla hızlanan secdelerim, rükûlarım….

İşler çabuk bitiyormuş demek, bir nefeslikmiş hepsi…
Yok yok, ebedi arkadaşımın kıymetini hiç bilememişim ben.
Ona ne çok vefasızlık etmişim.
Onunla neden daha çok zaman geçirmedim?
Çok samimi olamadım.
Halbuki ne çok faydası olurdu şimdi bana. Yan yan bakıp geçmezdi ızdırabıma….

Geri dönesim geliyor!
İçime sindire sindire namaz kılasım, içermiş gibi kuran okuyasım geliyor...

Rafta hep gözümün önünde duran kur'an-ım…
Her an beni mahsunca süzen kur'an-ım…
Ne zaman okuyacak olsam, hep bir engel çıkardı, yapacak bir şeyler gelirdi aklıma...

Ara sıra okuduğum iki sayfayla tüm sorumluluğu üzerimden attım sanırdım…

Yüzümde bir sivilceden kalan lekeyi dert ederiz...
Oysa buraya girer girmez, bedende hızlı bir çürüme başlıyor...
Toprak ezelden beri beni bekliyormuş sanki...
Sıkıyor, sıkıyor…
Kemiklerimin kırıldığını, iç içe geçtiğini çıtırtıları duyar gibi oluyorum...
Allahım! çok yalnızım korkuyorum…..

Koca bir ömrü nasıl heba ettim...
Oysa yapabileceğim ne çok şey vardı…

“Onlar orada: Rabbimiz! Bizi çıkar, (önce) yaptığımızın yerine iyi işler yapalım! diye feryad ederler.
Size düşünecek kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi?
Size uyarıcı da gelmedi mi?
(Niçin inanmadınız?) Şimdi tadın (azabı)! Zalimlerin yardımcısı yoktur.”(Fatır suresi 37)
Bu ayet dünyadayken beni ne çok etkilerdi.

Ama neden gereğini yapmadım?
Neden şimdi elimdekiler bu kadar az?

Küskünlüklerim...
kızgınlıklarım...
kıskançlıklarım...
sahip olamadıklarıma...
hayıflanmalarım...
Ne kadar boş, ne kadar gereksizmiş…
Aldırmam sanırdım ama,“Ne derler” sözünü beynime mıhlamıştım sanki...
Kınanmaktan çok korkarmışım meğer…

Biliyorum ardımdan iyi konuşan da olacak.
”Güleryüzlü, tatlı dilliydi” diyecekler.

Bir zaman sıkça, daha sonra arada düşeceğim akıllarına.

Ama sonra…
En yakınım bile unutacak.
Bir arefe, birde bayram günlerinde hatırlanacağım.
Yüzüm, sesim unutulacak.
Ellerim gözlerim unutulacak….

Tek “O” unutmayacak, ufak tefek yaptığım herşey amel defterimde. Kabir bana mesken, kabir bana kucak, belkide korkunç bir mahzen olacak….

Evim, yurdum, günüm gecem burası artık.

Dünyaya açılan bütün kapılar kapandı.
Yalnızlık, yapayalnızlık sardı dört bir yanımı.
Pişmanlık bana hakim olan tek duygu şimdi…

Saniyelerdir verirsem geri alamam diye tuttuğum nefesi, büyük bir telaşla verdim.

Yaşadığıma inanmak için aynaya koştum...
Gözlerim kıpkırmızı, yerinden fırlamış sanki...
Çok şükür yaşıyorum.
Hâlâ zamanım var….
Bir nefeslik bile zamanım varsa en azından bir SUBHANALLAH diyebilirim.

Eğer önümde yaşanacak daha uzun yıllar varsa, neler neler yapılmaz ki şu hayatta…

Namaz, önce namaz....
Önce namaza başla..
Sarıl Kur'an'a ...
Dikkat et..
Helal lokma...
Kul hakkına....
Öğren dinin inceliklerini..

Biat et SAHIBI ZAMANA...
Dahası...
Varmı kırdıkların....?
Gönül al,
hiç durma...
Kırdılarmı seni....?
Boşver aldırma...
Sen gayret et iyilik yapmaya...
Her işinde söyle...
Bismillah....
Düşürme dilinden..
Lâ ilâhe illallah... bub
Muhammedun Rasulullah....

"Aklı olana bir işaret yetişir."demiş büyüklerimiz.
Allahü Teâlâ'ya emanet olun
 
Bir de kafamı kurcalayan bir mesaj aldım indigo ve kristal çocuklarla alakalı. Henüz araştırma fırsatım olmadı ama araştırıciim inşallah sizinle de paylaşayım.


İndigo ve Kristal çocuklar

Dunya bir süredir (15-20 senedir ) yeni tip çocuklar üzerinde konusmaktadir...Bu fenomen tüm dünyada gözlemlenmektedir herşeyi ölçerek değerlendiren materyalist bilim adamları , metafizik görünümlü bu fenomeni bu zamana kadar araştırmaya değer bulmamistir ..
din adamlari da dünyaya yeni bir varlık tipinin gelebileceğini göz ardı etmiştir ...ancak bu varlıklar yaygın bir şekilde dünyaya (yani pek çok aileye) yerleştikten sonra üzerine konuşmak ,kabul etmek zoru da kalmışlardır
Onları indigo çocuklar ve Kristal çocuklar ya da altıncı kök ırk öncüleri vs.. olarak isimlendirilen bu çocukların :

-DNA 'ları iki kıvrımlı değil 12kivrimlidir
-deri ,kulak,göz,beyin,sinir ve sindirim sistemleri farklıdır
-kafataslati ve beyinleri arasında boşluk vardır
-indigolarin auralarinda indigo rengi hakimdir.
Bu renk dünya varlıklarının aurasında yoktur
.kristal çocuklar ise daha yüksek titresimli bir enerjiyle ve DNA'larının 12 ipligini de tam kullanabilir olarak dogarlar
çoğunun aurasındaki tek renk kirmizi dir

-son derece zeki , kendinden emin ve adeta başka dünyadan gelmiş gibidirler
-kimse onlara söz geciremez istedikleri herşeyi yaptirirlar
-3-4 yaşlarında bile yetişkinlerin kullanamadığı kadar iyi bilgisayar kullanır küçük yaşlarda olağanüstü anlayış ve güç sergiler
- büyük içe işleyen gözleriyle uzun süre insana bakar ,ruh kayıtlarına erişip onun kim olduğunu ve aklından geçenleri okurlar

-indigo çocuk sucluluk,
kristal çocuk korku ,
her ikiside utanma duygusunu hiç bilmez
-kristal çocukların % 50 'si "her hastalığı tedavi edebilen" sifacilardir

-Birbirleriyle çok farklı yollarla iletişim kurabilirler bir çoğu kendi Web sitesine sahiptir internette akılalmaz güç sergiler

Bu çocuklar aracılığıyla bazı yetişkinlerde dönüşmeye başlamıştır
Bu dönüşüme ilk önce ölüm kavraminin, sonra kader ve ahiret inancının adım adım yitirilmesi katkıda bulunmuştur

Bazı bilim adamlarına göre bugün 20 yaş altı gençlerin %90'ı indigo ve Kristal cocuklardir
Yetişkinlerin degisimide hızla tamamlanacak ....
Yeryüzünde 2 kivrimli DNA 'ya ve yedi renkli auraya sahip insan kalmayacaktır

tek renkli aura ve 12 kivrimli DNA'ya sahip varlıklar dünyada (birlik bilinci) içinde bir toplum oluşturacak "dişil tanrısal enerji"ye (negatif şeytani enerjiye veya deccal enerjisi). Baglanacaktir .....
 

Baby dry var mi primanin? Ben ondan kullaniyorum sizdirmiyor o gayet guzel oturuyor cunku premiuma gore daha dar kalibi var. Bu arada premium dediginiz new baby,mota mot cevirmisler yeni bebek diye..
 
Bende aktif bebek 3 kullanıyorum ve Benim kızımdada lastık yerleri bacaklarını kızartıyor sankı sıkıyor gibi ve her gün kesin sızdırmış oluyor çişini anlamadm gitti..

Bizde sızdırma yok da bu kızarıklık olayını bi kişide daha duymuştum sanki. Vay arkadaş en iyi bez prima dersin ama onda da bir sürü sorun çıkıyor primium care den de herkes şikayetçi
 
Baby dry var mi primanin? Ben ondan kullaniyorum sizdirmiyor o gayet guzel oturuyor cunku premiuma gore daha dar kalibi var. Bu arada premium dediginiz new baby,mota mot cevirmisler yeni bebek diye..

Baby dry var mı bilmiyorum görmedim ben bilen varsa desin uleeyynn zor durumdayım
 
Baby dry var mı bilmiyorum görmedim ben bilen varsa desin uleeyynn zor durumdayım

Bak canım Cisrigin dediği gibi new babylere de yeni bebek diye paket yapmışlar. Turkceleri de var artık demekki. Active baby dry da aktif bebek diye çevrildi demek. Ikisinin özellikleri aynı kuruluk ve hareketli bebek için flexi olmasi. Ama ne kuruluk yapıyo ki sizdiriyor diyorsunuz nede flexi. Benimkini de kızarttı.
Ay bu ne arkadaş yaa
 
Aman evde olsalar noliyi sanki Çocuğu verip tam işe girişiyorum..
-annesi bu niye ağlıyor?
Yolu bulmuş seninkisi

Yok anam yok bizimki yapmasin mumkunse yapinca her tarafi dahada karistiriyoondan sonra cik isin icinden
Kesinlikle katılıyorum, o yapıp peşinden ben bir daha döneceğime ben yapayım bitsin gitsin.

Evdeki isleri bir kısım bitirdim utu en zoru duruyor bakiyim bir dedim sayfalar hala ayni bugün millet nerde

İş yapmamak için bahane arıyor insan, değil mi

kizlar tecrubelerinize dyanark yaziyorum hamileligimin 5 haftasindayim fakat masallh uyku harici mide bulantisi tiksinme hicbiseyim yok cok sukur tabiki. sizin kacinci ayinizda basladi bulanti maluk ramazanda geldi ins tutmayi dusunuyorum
Hayırlı olsun kardeşim, Allah sağlıkla kucağınıza almayı nasip etsin. Benim bir günü bırak bir saat bile bulantım olmadı hamileliğim boyunca çok şükür. Yalnız yattım, öyle böyle değil sabah akşam yattım uykulara doymadım ah nasıl tatlı bir yorgunluk ve uyku halim vardı anlatmam. Ama her hamilelik farklı olur derler, hatta bir kadının her hamileliği bile farklı geçebilir, o yüzden referans almak pek sağlıklı olmayabilir. Bu bir serüven gibi, yaşayıp göreceksin.
Allah tadını aldırsın,sevgiler

Bu kadar olur camasir katliyorum dağınıklığı topluyorum ikiside peşinde annesiii seni istiyor
Bunlar çakal ya, bulmuşlar yolunu
 
Bizde sızdırma yok da bu kızarıklık olayını bi kişide daha duymuştum sanki. Vay arkadaş en iyi bez prima dersin ama onda da bir sürü sorun çıkıyor primium care den de herkes şikayetçi
3 numaraya kadar guzeldi premium, 4u aldigin anda bir buyuye kapiliyosun hepsinden daha yumusak. 2 paket bitti neredeyse, bebisin karin bolgesi kurudu biraz. Henuz daha iyisini bulamadim bende birde anneme markette bugun premuim 4 numune vermisler yeni uretim, biraz fark var sanki, 2 taneyle anlasilmiyor tabi, 1 paket falan bitirmek lazim, yenisini bulup alirsam yazarim yine iyimi kotumu ...
 
Arkadaşım kolay bir süreç değil, doğum, lohusalık, küçücük bir bebek, yeni bir yaşam...

Geçen gün Atom, Sur ve Pembedon burada konudan bahsediyordu, aramızda içenler var. Ben de bebek öncesi yaklaşık 11 yıl içen biriydim. Hamileliğim ilk 3 ayı da bırakamadım, arada tek tük içtim. Suçluluk duygusu berbat bir şey, biliyorum. 3. Ayın sonunda kanamam oldu, o an sigarayı bırak yürümeye, doğrulup oturmaya tövbe ettim çünkü çok hassas bir hamilelik geçiriyordum. Doğuma kadar aklıma bile gelmedi, hatta kokusundan rahatsız oluyordum ama şimdi son bir kaç haftadır canım çekmeye başladı. Kızım emmiyor, sütü sağıp veriyorum, o da günde bir öğün bile çıkmıyor artık, sağma ile ancak bu kadar oluyor çünkü. Acaba diyorum, tamamen psikolojik mi? Kızım emseydi belki de aklıma bile gelmeyecekti ama şimdi emzirme söz konusu olmayınca kendi kendime kaşınmaya başladım.
Başta da dediğim gibi, kolay değil, hem yaşadığımız süreç hem de tiryakilik hiç hafife alınacak şeyler değil ama bir yandan da bebeğine bak ; bir daha asla bu kadar küçük ve savunmasız olmayacak, bir daha asla sana bu kadar bağımlı olmayacak, ileride istesen bile bu süt kokan koyun koyuna günlere dönemeyeceksin. Evet, içinde bulunulan durum zor ama bir diğer yandan da çok eşsiz.

Bir de böyle düşün istersen. Fakat eğer içmeye devam edeceksen de bari psikolojik olarak kendini yıpratma, bir de bunun mutsuzluğu geçmesin bebişe.

Sevgiyle kal
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…