Aminn insallahh:)paytak paytak yururlerken ccok tatli oluyorlar:)ben de yazligin bahcesinde hayal ediyorum.bu yaz deniz gormedigimizden.ac tavuk kendini bugday ambarinda gorurmus.babasi candarlinin soguk suyuna girdirmeye kiyamaz diye sisme havuz alacakmisayyy hayali bile guzel,gozumde canlandi da
annemin evin onunde park var. yazin emiri oralarda hayal ediyorum hep. allahim o gunleri gostersin insallah.
Bİzim tam tersi ya kolye taktığım gün huysuz bayağı çıkarıyorum artk napim öyle mi denk geliyor ondan mı bilmiyorumBen kullanıyorum kolye. İlk zamanlar gece uzun uyuduğundan çıkartıyordum ama şimdi uyku tulumuna geçip oynama şansı kalmayınca bir de gece taş çatlasa saatte bir kalkınca çıkartmamaya başladım ama sürekli kontrolüm altında. Salyasini çok azaltmadı ama sanki diş sancısı çekmiyor gibi. Bazen takmadığım zamanlar oluyor birkaç gün o zaman daha hırçın bir çocuk oluyor. O yüzden kolyenin işe yaradığını hissediyorum.
Merhaba hanımlar, intagramda gördüğüm ve sinirimin zıplamasına sebep olan bir yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum. Sizler neler düşünüyorsunuz bu konuda? Ciddi ciddi anlamayı hedefliyorum savunanı varsa. Bu arada bugün burada 'Sosyolog' kimliğimle bulunuyorum. Okulda da oldukça başarılı bir öğrenciydim. Kendi kararımla bu alanda değil de öğretmenlik alanında ilerlemeyi seçtim.
Bu bilgileri veriyorum ki 'Yine geldi tipini ...' demeyin
Gelelim Sayın Adem Güneş'in yazısına;
- adem_gunes(Güvenli bağlanma kitabından alıntıdır) Babaların, emzirme dönemindeki manevi sorumluluklarının yanı sıra bazı annelerin “Hayat müşterektir” söylemi eşliğinde alt değiştirme, geceleri mama verme, uyutma, bebeğin öz bakım ihtiyaçlarını karşılama gibi konularda da eşlerinden yardım istediklerine şahit oluyorum.
Bu tutum bebeklerin ilk iki yılı söz konusu olduğunda yanlıştır. Sadece emme değil, annenin çocuğa bağlanabilmesi için bebeğin ihtiyaçlarının tamamını annesi karşılamalıdır ki aralarında bağlanma gerçekleşsin. Özellikle alt temizleme anneyle bebeği birbirine bağlayan unsurlardandır. Baba bu işi (çok zaruri durumlar hariç) yapmamalıdır. Ama anneyi rahatlatmak, dinlendirmek ya da kendisine vakit ayırmasını sağlamak maksadıyla haftada bir bebeği uyutabilir, dışarıda vakit geçirirken çocuğu gezdirip oynatabilir. Ama bunların hiçbiri alışkanlığa dönüşmemelidir. Yanlış anlaşılmasın; baba çocuğun yaşamı içerisinde mutlaka kendisini var etmeli, iletişim köprüsünü kurmalıdır. Ancak ilk iki yıl çocuğun duygusal gelişimi anneyledir.
Bazı anneler bebekle babanın arasının çok iyi olmadığına inanır ve her fırsatta ikisini bir araya getirmeye çalışır. Çocuk istifra edince baba kızar, anne üzülür. Hâlbuki babalık duygusu annelik gibi değildir. Onların yenidoğan bebeklerle özel ve hazır bir bağları yoktur. Hatta birçok baba günlük işlerin telaşıyla evdeki bebeği unutabilir. Bunlar gayet normaldir. Ancak iki buçuk-üç yaşından sonra babayla çocuk adım adım birbirine bağlanır. Ondan önce çocuğu babaya bağlamaya çalışmak ya da bu konuda tazyikte bulunmak duyguları hazır olmayan babayı zorlamaktır. Bu tutum ise iki tarafı birbirinden uzaklaştırır.
Erkeklerin çocuklarına yakınlaşması, onlarla bağ kurması için içlerinde bazı duyguların uyanması gerekir. Bunu da ancak çocuk yapar. Mesela bebeğin şirinliği, tatlılığı, masumiyeti babalık duygusunun uyanması için yeterli değildir. Her şey çocuğun ona tebessüm etmesi, “babacımmm” demesi, işten geldiğinde sevinmesi, akşamları boynuna atlayıp öpmesi, oyun oynayacağı zaman elindeki topu götürüp ona vermesi ya da bazı ihtiyaçlarını babasının karşılamasını istemesiyle başlar. Öncesindeki davranışlar aslında alışkanlıktan ibarettir.
Diş Çıkarma belirtisi olan var mı ??
Eşine yardım etmemek için yazmış nokta :) uçan baba da sabah bayağı yazmıştı bunjnla ilgili zaten ilginç bi insan bu ya farklı düşünceleri varMerhaba hanımlar, intagramda gördüğüm ve sinirimin zıplamasına sebep olan bir yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum. Sizler neler düşünüyorsunuz bu konuda? Ciddi ciddi anlamayı hedefliyorum savunanı varsa. Bu arada bugün burada 'Sosyolog' kimliğimle bulunuyorum. Okulda da oldukça başarılı bir öğrenciydim. Kendi kararımla bu alanda değil de öğretmenlik alanında ilerlemeyi seçtim.
Bu bilgileri veriyorum ki 'Yine geldi tipini ...' demeyin
Gelelim Sayın Adem Güneş'in yazısına;
- adem_gunes(Güvenli bağlanma kitabından alıntıdır) Babaların, emzirme dönemindeki manevi sorumluluklarının yanı sıra bazı annelerin “Hayat müşterektir” söylemi eşliğinde alt değiştirme, geceleri mama verme, uyutma, bebeğin öz bakım ihtiyaçlarını karşılama gibi konularda da eşlerinden yardım istediklerine şahit oluyorum.
Bu tutum bebeklerin ilk iki yılı söz konusu olduğunda yanlıştır. Sadece emme değil, annenin çocuğa bağlanabilmesi için bebeğin ihtiyaçlarının tamamını annesi karşılamalıdır ki aralarında bağlanma gerçekleşsin. Özellikle alt temizleme anneyle bebeği birbirine bağlayan unsurlardandır. Baba bu işi (çok zaruri durumlar hariç) yapmamalıdır. Ama anneyi rahatlatmak, dinlendirmek ya da kendisine vakit ayırmasını sağlamak maksadıyla haftada bir bebeği uyutabilir, dışarıda vakit geçirirken çocuğu gezdirip oynatabilir. Ama bunların hiçbiri alışkanlığa dönüşmemelidir. Yanlış anlaşılmasın; baba çocuğun yaşamı içerisinde mutlaka kendisini var etmeli, iletişim köprüsünü kurmalıdır. Ancak ilk iki yıl çocuğun duygusal gelişimi anneyledir.
Bazı anneler bebekle babanın arasının çok iyi olmadığına inanır ve her fırsatta ikisini bir araya getirmeye çalışır. Çocuk istifra edince baba kızar, anne üzülür. Hâlbuki babalık duygusu annelik gibi değildir. Onların yenidoğan bebeklerle özel ve hazır bir bağları yoktur. Hatta birçok baba günlük işlerin telaşıyla evdeki bebeği unutabilir. Bunlar gayet normaldir. Ancak iki buçuk-üç yaşından sonra babayla çocuk adım adım birbirine bağlanır. Ondan önce çocuğu babaya bağlamaya çalışmak ya da bu konuda tazyikte bulunmak duyguları hazır olmayan babayı zorlamaktır. Bu tutum ise iki tarafı birbirinden uzaklaştırır.
Erkeklerin çocuklarına yakınlaşması, onlarla bağ kurması için içlerinde bazı duyguların uyanması gerekir. Bunu da ancak çocuk yapar. Mesela bebeğin şirinliği, tatlılığı, masumiyeti babalık duygusunun uyanması için yeterli değildir. Her şey çocuğun ona tebessüm etmesi, “babacımmm” demesi, işten geldiğinde sevinmesi, akşamları boynuna atlayıp öpmesi, oyun oynayacağı zaman elindeki topu götürüp ona vermesi ya da bazı ihtiyaçlarını babasının karşılamasını istemesiyle başlar. Öncesindeki davranışlar aslında alışkanlıktan ibarettir.
Oğlum da solu daha rahat kullanıyor merakla bekliyorum solak mı olacak :)Yaaa sol eliyle uzanan bebek solak mi olur
Ben bu adamin ismini duyunca bile urperiyorum artik. Etrafimda bir cok insan “ama guvenli baglanma, ama guvenli ayrilma, ama Adem Gunes dedi ki...” diye baslayan cumlelee kuruyor ve anlayamadigim bir sekilde hayranlar adama. Ben kitaplarini okudum. Ozellikle calisan annelerin cocuklarinin karsilasacagi problemlerle ilgili felaket senaryolari muazzam.. ama bir oneri sunmuyor. Daha cok cozum degil sorun odakli bu tip konularda. Diyor ki mesela “sabah 7’de kalkip, krese gitmek uzere hazirlandirilip anne- babasindan ayrilan, aksam yorgun argin bir anne babayla karsilasan bir cocuktan gelecege yonelik olumlu bir gelisim beklemeyin. Bu yaptiklariniz mutlaka karsiniza cikacak!” Lafa bak.. Bu konu cok uzar gider, simdi cok sulandirip sikmayayim kimseyi.Merhaba hanımlar, intagramda gördüğüm ve sinirimin zıplamasına sebep olan bir yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum. Sizler neler düşünüyorsunuz bu konuda? Ciddi ciddi anlamayı hedefliyorum savunanı varsa. Bu arada bugün burada 'Sosyolog' kimliğimle bulunuyorum. Okulda da oldukça başarılı bir öğrenciydim. Kendi kararımla bu alanda değil de öğretmenlik alanında ilerlemeyi seçtim.
Bu bilgileri veriyorum ki 'Yine geldi tipini ...' demeyin
Gelelim Sayın Adem Güneş'in yazısına;
- adem_gunes(Güvenli bağlanma kitabından alıntıdır) Babaların, emzirme dönemindeki manevi sorumluluklarının yanı sıra bazı annelerin “Hayat müşterektir” söylemi eşliğinde alt değiştirme, geceleri mama verme, uyutma, bebeğin öz bakım ihtiyaçlarını karşılama gibi konularda da eşlerinden yardım istediklerine şahit oluyorum.
Bu tutum bebeklerin ilk iki yılı söz konusu olduğunda yanlıştır. Sadece emme değil, annenin çocuğa bağlanabilmesi için bebeğin ihtiyaçlarının tamamını annesi karşılamalıdır ki aralarında bağlanma gerçekleşsin. Özellikle alt temizleme anneyle bebeği birbirine bağlayan unsurlardandır. Baba bu işi (çok zaruri durumlar hariç) yapmamalıdır. Ama anneyi rahatlatmak, dinlendirmek ya da kendisine vakit ayırmasını sağlamak maksadıyla haftada bir bebeği uyutabilir, dışarıda vakit geçirirken çocuğu gezdirip oynatabilir. Ama bunların hiçbiri alışkanlığa dönüşmemelidir. Yanlış anlaşılmasın; baba çocuğun yaşamı içerisinde mutlaka kendisini var etmeli, iletişim köprüsünü kurmalıdır. Ancak ilk iki yıl çocuğun duygusal gelişimi anneyledir.
Bazı anneler bebekle babanın arasının çok iyi olmadığına inanır ve her fırsatta ikisini bir araya getirmeye çalışır. Çocuk istifra edince baba kızar, anne üzülür. Hâlbuki babalık duygusu annelik gibi değildir. Onların yenidoğan bebeklerle özel ve hazır bir bağları yoktur. Hatta birçok baba günlük işlerin telaşıyla evdeki bebeği unutabilir. Bunlar gayet normaldir. Ancak iki buçuk-üç yaşından sonra babayla çocuk adım adım birbirine bağlanır. Ondan önce çocuğu babaya bağlamaya çalışmak ya da bu konuda tazyikte bulunmak duyguları hazır olmayan babayı zorlamaktır. Bu tutum ise iki tarafı birbirinden uzaklaştırır.
Erkeklerin çocuklarına yakınlaşması, onlarla bağ kurması için içlerinde bazı duyguların uyanması gerekir. Bunu da ancak çocuk yapar. Mesela bebeğin şirinliği, tatlılığı, masumiyeti babalık duygusunun uyanması için yeterli değildir. Her şey çocuğun ona tebessüm etmesi, “babacımmm” demesi, işten geldiğinde sevinmesi, akşamları boynuna atlayıp öpmesi, oyun oynayacağı zaman elindeki topu götürüp ona vermesi ya da bazı ihtiyaçlarını babasının karşılamasını istemesiyle başlar. Öncesindeki davranışlar aslında alışkanlıktan ibarettir.
Merhaba hanımlar, intagramda gördüğüm ve sinirimin zıplamasına sebep olan bir yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum. Sizler neler düşünüyorsunuz bu konuda? Ciddi ciddi anlamayı hedefliyorum savunanı varsa. Bu arada bugün burada 'Sosyolog' kimliğimle bulunuyorum. Okulda da oldukça başarılı bir öğrenciydim. Kendi kararımla bu alanda değil de öğretmenlik alanında ilerlemeyi seçtim.
Bu bilgileri veriyorum ki 'Yine geldi tipini ...' demeyin
Gelelim Sayın Adem Güneş'in yazısına;
- adem_gunes(Güvenli bağlanma kitabından alıntıdır) Babaların, emzirme dönemindeki manevi sorumluluklarının yanı sıra bazı annelerin “Hayat müşterektir” söylemi eşliğinde alt değiştirme, geceleri mama verme, uyutma, bebeğin öz bakım ihtiyaçlarını karşılama gibi konularda da eşlerinden yardım istediklerine şahit oluyorum.
Bu tutum bebeklerin ilk iki yılı söz konusu olduğunda yanlıştır. Sadece emme değil, annenin çocuğa bağlanabilmesi için bebeğin ihtiyaçlarının tamamını annesi karşılamalıdır ki aralarında bağlanma gerçekleşsin. Özellikle alt temizleme anneyle bebeği birbirine bağlayan unsurlardandır. Baba bu işi (çok zaruri durumlar hariç) yapmamalıdır. Ama anneyi rahatlatmak, dinlendirmek ya da kendisine vakit ayırmasını sağlamak maksadıyla haftada bir bebeği uyutabilir, dışarıda vakit geçirirken çocuğu gezdirip oynatabilir. Ama bunların hiçbiri alışkanlığa dönüşmemelidir. Yanlış anlaşılmasın; baba çocuğun yaşamı içerisinde mutlaka kendisini var etmeli, iletişim köprüsünü kurmalıdır. Ancak ilk iki yıl çocuğun duygusal gelişimi anneyledir.
Bazı anneler bebekle babanın arasının çok iyi olmadığına inanır ve her fırsatta ikisini bir araya getirmeye çalışır. Çocuk istifra edince baba kızar, anne üzülür. Hâlbuki babalık duygusu annelik gibi değildir. Onların yenidoğan bebeklerle özel ve hazır bir bağları yoktur. Hatta birçok baba günlük işlerin telaşıyla evdeki bebeği unutabilir. Bunlar gayet normaldir. Ancak iki buçuk-üç yaşından sonra babayla çocuk adım adım birbirine bağlanır. Ondan önce çocuğu babaya bağlamaya çalışmak ya da bu konuda tazyikte bulunmak duyguları hazır olmayan babayı zorlamaktır. Bu tutum ise iki tarafı birbirinden uzaklaştırır.
Erkeklerin çocuklarına yakınlaşması, onlarla bağ kurması için içlerinde bazı duyguların uyanması gerekir. Bunu da ancak çocuk yapar. Mesela bebeğin şirinliği, tatlılığı, masumiyeti babalık duygusunun uyanması için yeterli değildir. Her şey çocuğun ona tebessüm etmesi, “babacımmm” demesi, işten geldiğinde sevinmesi, akşamları boynuna atlayıp öpmesi, oyun oynayacağı zaman elindeki topu götürüp ona vermesi ya da bazı ihtiyaçlarını babasının karşılamasını istemesiyle başlar. Öncesindeki davranışlar aslında alışkanlıktan ibarettir.
Acaba reklam amaçlı mı yazıyor? Sonuçta kendinden bahsettiriyor. Reklamın iyisi kötüsü olmaz....!!!Merhaba sosyolog apla, ben bu herife karşı çok doluyum. İçimi şuraya bir dökeyim izin varsaMuhtemelen yazacaklarım hissiyatimin yarısı bile değil.
O nasıl bir mantık ya? Tek başına mı yapıyor kadın çocuğu? Eşeysiz mi ürüyor da erkek 2 sene elini sürmüyor, bezini değiştirmiyor, uykuya bile lütfederse yatırıyor? Bebeğin en zor zamanı ilk 2 yıl, kadın bu süreçte yalnız bakacaksa erkeğe niye ihtiyacı olsun ki, babanın çocuğuna karşı tek sorumluluğu eve para getirmek mi? Eger mantik buysa kadın çocuk istediğinde gitsin sperm bankasından donör bulsun, evlilik eşler için paylaşım ve en zor zamanlarında destek içermiyorsa olmasa da olan bir şey ve şu geçtiğimiz 4 ay benim ömrümün en zor zamanlarıydı. Bu kadar yoruldugumu, yıprandigimi hatırlamıyorum. Eşim olmasa kafayı yemistim.
Eskiden kadın oturur çocuk bakar mantigi kabul gorebilirmis belki ama bunu bu çağda savunmak kesinlikle art niyet içeriyor bence. Kadın evde otursun, çocuk baksın, ekmek yapsın, çalışmasın, para kazanmasin, erkek ne isterse onu yapsın. Daha ilkinin 2 yaşı dolmadan ikinci çocuğu yapsın, onu da iki sene sadece kendi büyütsün, sonra ikincinin 2 yaşı dolmadan üçüncü çocuğu yapsın. Gitti mi sana omrunden 10 sene, ruhundan 30 sene... Sonra güvenli bağlanmış mı oluyor? Ayrıca bu mantıkla Anadolu'da on yıllardır çocuk buyutuluyor ve ben güvenli baglanmadan ziyade güvensiz bir şekilde aileye bağımlılık yaptığını görüyorum. Benim kuzenim evin oğlu, büyük çocuğu, soyun devamının garanti belgesi olarak büyütüldü, ortaokula kadar anasının koynunda uyur bir dediği iki edilmezdi, şimdi 40 yaşını geçti hala annesinin ağzının içine bakıyor bir şey desin de yapsın diye, onaylanma bekliyor sürekli. Annem teyzeme çok söylemiş vaktiyle bu çocuğu bu kadar el üstünde tutmayın diye teyzem de şimdi söylemiyor soyunun devamı biricik oğlunun gerçek bir hayal kırıklığı olduğunu ama her seferinde gözlerinden ve tavrından okunuyor.
2 yaşına kadar annesinden başkasını bilmeyen çocuk anne bağımlısı olur, hani okulun ilk ayının sonunda bile annesi kapının önünde bekleyen, annesinin dizinin dibinden ayrılmayan çocuklardan... Kimisi için bu ideal bir çocuk olabilir ama bana korkutucu geliyor.
Ayrıca çocuğun babaya bağlanması neden yanlış olsun ki? Annesi anne de babası yoldan geçen adam mı? Komşunun kocası mı? Mahallenin zerzevatçısı mı? El alem mi yahu bu baba, 2 sene elini bile sürmeyecek çocuğa? O zaman da çocuk baba figurunden mahrum kalmayacak mı? Yabancıların 'dad issues' dedikleri sorunlar yüzünden kaç kız saçma sapan insanlara takıldı, babalarına kendilerini sevdirmek için kaç çocuk kendini harap etti hiç mi görmemiş bu herif? Çocukken mahallede dışarı da mı çıkmamış Allah aşkına? Ben bile dışarıda az oynayan bir çocuk olarak bunun onlarca örneğini gördüm. Babasının sevgisini/ilgisini kazanmak için mahallenin çocuklarını döven çocuk da gördüm, babasını sevmediği için intikam niyetiyle saçma sapan yollara gireni de. Baba sevgisi de anne sevgisi kadar önemlidir. Biz küçükken çoğu kişiye göre hala ayıptı babanın çocuğunu kucağına alması, hele ki kız çocuğunu. Ama benim babam ne dedemin önünde ne başka büyüklerinin önünde bizi sevmekten öpmekten hiç geri durmadı, ayıp diye uyaranları fesatlıkla suçlayıp susturdu ve bizi sevdi. Çocukluğuma dair en güzel anılarım çoğunlukla babamla olanlar çünkü o bize sevgisini hep gösterdi. Çocukken bizi yıkadı, bebekken bezimizi değiştirdi, uyuttu, korktuğumda sarıldı, her elime geçeni alıp 'bu ne?' Ve 'neden?' Sorularima milyonlarca kez usanmadan cevap verdi, sıkıcı akrabalar eve dönüştüğünü tuttu elimizden deniz kıyısına götürdü. Bir çocuğun elinden bu anıların ihtimalini almak bence kalpsizliktir. Bu adamın fikirlerini gunahım kadar sevmem ama her okuduğumda, istisnasız her seferinde daha fazla sacmalayamaz dememe rağmen hep daha fazla saçmalayarak beni bu kadar şaşırtabilen çok az insan var. Allah akıl fikir versin.
Ayrıca bir fikrim var, bu adam toplum mühendisi bence, bu fikirlerini sağda solda insanlara yayip uzun vadede doğru olduğuna ikna etmek istiyor insanları. Prim vermemek lazım böylelerine, Allah bizi ve çocuklarımızı bu zihniyette insanlardan korusun.
Ben de aynı durumdayım 1 ayım kaldı o anlamaya başlayınca evde olcam inşallah :)Evet özellikle sabah saatleri en tatlı saatleri Metehan nın. Ama en azından ayrılırken o henüz anlamıyor anladığında ise ücretsiz izne ayrılmış olacağım su an süt iznimi kullanıyorum :)
Cook kullanışlı görünüyor nereden aldınız bunuEki Görüntüle 2074974 bu şekilde bizim yatak. Bu resmi netten alıntıladım. Şuan annemlerde olduğum için resim atamadım
Adem Gunes ve hayalindeki baba figürü ( temsili degil) :))Merhaba sosyolog apla, ben bu herife karşı çok doluyum. İçimi şuraya bir dökeyim izin varsaMuhtemelen yazacaklarım hissiyatimin yarısı bile değil.
O nasıl bir mantık ya? Tek başına mı yapıyor kadın çocuğu? Eşeysiz mi ürüyor da erkek 2 sene elini sürmüyor, bezini değiştirmiyor, uykuya bile lütfederse yatırıyor? Bebeğin en zor zamanı ilk 2 yıl, kadın bu süreçte yalnız bakacaksa erkeğe niye ihtiyacı olsun ki, babanın çocuğuna karşı tek sorumluluğu eve para getirmek mi? Eger mantik buysa kadın çocuk istediğinde gitsin sperm bankasından donör bulsun, evlilik eşler için paylaşım ve en zor zamanlarında destek içermiyorsa olmasa da olan bir şey ve şu geçtiğimiz 4 ay benim ömrümün en zor zamanlarıydı. Bu kadar yoruldugumu, yıprandigimi hatırlamıyorum. Eşim olmasa kafayı yemistim.
Eskiden kadın oturur çocuk bakar mantigi kabul gorebilirmis belki ama bunu bu çağda savunmak kesinlikle art niyet içeriyor bence. Kadın evde otursun, çocuk baksın, ekmek yapsın, çalışmasın, para kazanmasin, erkek ne isterse onu yapsın. Daha ilkinin 2 yaşı dolmadan ikinci çocuğu yapsın, onu da iki sene sadece kendi büyütsün, sonra ikincinin 2 yaşı dolmadan üçüncü çocuğu yapsın. Gitti mi sana omrunden 10 sene, ruhundan 30 sene... Sonra güvenli bağlanmış mı oluyor? Ayrıca bu mantıkla Anadolu'da on yıllardır çocuk buyutuluyor ve ben güvenli baglanmadan ziyade güvensiz bir şekilde aileye bağımlılık yaptığını görüyorum. Benim kuzenim evin oğlu, büyük çocuğu, soyun devamının garanti belgesi olarak büyütüldü, ortaokula kadar anasının koynunda uyur bir dediği iki edilmezdi, şimdi 40 yaşını geçti hala annesinin ağzının içine bakıyor bir şey desin de yapsın diye, onaylanma bekliyor sürekli. Annem teyzeme çok söylemiş vaktiyle bu çocuğu bu kadar el üstünde tutmayın diye teyzem de şimdi söylemiyor soyunun devamı biricik oğlunun gerçek bir hayal kırıklığı olduğunu ama her seferinde gözlerinden ve tavrından okunuyor.
2 yaşına kadar annesinden başkasını bilmeyen çocuk anne bağımlısı olur, hani okulun ilk ayının sonunda bile annesi kapının önünde bekleyen, annesinin dizinin dibinden ayrılmayan çocuklardan... Kimisi için bu ideal bir çocuk olabilir ama bana korkutucu geliyor.
Ayrıca çocuğun babaya bağlanması neden yanlış olsun ki? Annesi anne de babası yoldan geçen adam mı? Komşunun kocası mı? Mahallenin zerzevatçısı mı? El alem mi yahu bu baba, 2 sene elini bile sürmeyecek çocuğa? O zaman da çocuk baba figurunden mahrum kalmayacak mı? Yabancıların 'dad issues' dedikleri sorunlar yüzünden kaç kız saçma sapan insanlara takıldı, babalarına kendilerini sevdirmek için kaç çocuk kendini harap etti hiç mi görmemiş bu herif? Çocukken mahallede dışarı da mı çıkmamış Allah aşkına? Ben bile dışarıda az oynayan bir çocuk olarak bunun onlarca örneğini gördüm. Babasının sevgisini/ilgisini kazanmak için mahallenin çocuklarını döven çocuk da gördüm, babasını sevmediği için intikam niyetiyle saçma sapan yollara gireni de. Baba sevgisi de anne sevgisi kadar önemlidir. Biz küçükken çoğu kişiye göre hala ayıptı babanın çocuğunu kucağına alması, hele ki kız çocuğunu. Ama benim babam ne dedemin önünde ne başka büyüklerinin önünde bizi sevmekten öpmekten hiç geri durmadı, ayıp diye uyaranları fesatlıkla suçlayıp susturdu ve bizi sevdi. Çocukluğuma dair en güzel anılarım çoğunlukla babamla olanlar çünkü o bize sevgisini hep gösterdi. Çocukken bizi yıkadı, bebekken bezimizi değiştirdi, uyuttu, korktuğumda sarıldı, her elime geçeni alıp 'bu ne?' Ve 'neden?' Sorularima milyonlarca kez usanmadan cevap verdi, sıkıcı akrabalar eve dönüştüğünü tuttu elimizden deniz kıyısına götürdü. Bir çocuğun elinden bu anıların ihtimalini almak bence kalpsizliktir. Bu adamın fikirlerini gunahım kadar sevmem ama her okuduğumda, istisnasız her seferinde daha fazla sacmalayamaz dememe rağmen hep daha fazla saçmalayarak beni bu kadar şaşırtabilen çok az insan var. Allah akıl fikir versin.
Ayrıca bir fikrim var, bu adam toplum mühendisi bence, bu fikirlerini sağda solda insanlara yayip uzun vadede doğru olduğuna ikna etmek istiyor insanları. Prim vermemek lazım böylelerine, Allah bizi ve çocuklarımızı bu zihniyette insanlardan korusun.
Reklam olabilir, mevcut Erk'e yaranmak olabilir, bilerek yaptırılıyor olabilir... Tam nedenini bilmiyorum ama iyi bir nedenle olmadığına eminim.Acaba reklam amaçlı mı yazıyor? Sonuçta kendinden bahsettiriyor. Reklamın iyisi kötüsü olmaz....!!!
Merhaba sosyolog apla, ben bu herife karşı çok doluyum. İçimi şuraya bir dökeyim izin varsaMuhtemelen yazacaklarım hissiyatimin yarısı bile değil.
O nasıl bir mantık ya? Tek başına mı yapıyor kadın çocuğu? Eşeysiz mi ürüyor da erkek 2 sene elini sürmüyor, bezini değiştirmiyor, uykuya bile lütfederse yatırıyor? Bebeğin en zor zamanı ilk 2 yıl, kadın bu süreçte yalnız bakacaksa erkeğe niye ihtiyacı olsun ki, babanın çocuğuna karşı tek sorumluluğu eve para getirmek mi? Eger mantik buysa kadın çocuk istediğinde gitsin sperm bankasından donör bulsun, evlilik eşler için paylaşım ve en zor zamanlarında destek içermiyorsa olmasa da olan bir şey ve şu geçtiğimiz 4 ay benim ömrümün en zor zamanlarıydı. Bu kadar yoruldugumu, yıprandigimi hatırlamıyorum. Eşim olmasa kafayı yemistim.
Eskiden kadın oturur çocuk bakar mantigi kabul gorebilirmis belki ama bunu bu çağda savunmak kesinlikle art niyet içeriyor bence. Kadın evde otursun, çocuk baksın, ekmek yapsın, çalışmasın, para kazanmasin, erkek ne isterse onu yapsın. Daha ilkinin 2 yaşı dolmadan ikinci çocuğu yapsın, onu da iki sene sadece kendi büyütsün, sonra ikincinin 2 yaşı dolmadan üçüncü çocuğu yapsın. Gitti mi sana omrunden 10 sene, ruhundan 30 sene... Sonra güvenli bağlanmış mı oluyor? Ayrıca bu mantıkla Anadolu'da on yıllardır çocuk buyutuluyor ve ben güvenli baglanmadan ziyade güvensiz bir şekilde aileye bağımlılık yaptığını görüyorum. Benim kuzenim evin oğlu, büyük çocuğu, soyun devamının garanti belgesi olarak büyütüldü, ortaokula kadar anasının koynunda uyur bir dediği iki edilmezdi, şimdi 40 yaşını geçti hala annesinin ağzının içine bakıyor bir şey desin de yapsın diye, onaylanma bekliyor sürekli. Annem teyzeme çok söylemiş vaktiyle bu çocuğu bu kadar el üstünde tutmayın diye teyzem de şimdi söylemiyor soyunun devamı biricik oğlunun gerçek bir hayal kırıklığı olduğunu ama her seferinde gözlerinden ve tavrından okunuyor.
2 yaşına kadar annesinden başkasını bilmeyen çocuk anne bağımlısı olur, hani okulun ilk ayının sonunda bile annesi kapının önünde bekleyen, annesinin dizinin dibinden ayrılmayan çocuklardan... Kimisi için bu ideal bir çocuk olabilir ama bana korkutucu geliyor.
Ayrıca çocuğun babaya bağlanması neden yanlış olsun ki? Annesi anne de babası yoldan geçen adam mı? Komşunun kocası mı? Mahallenin zerzevatçısı mı? El alem mi yahu bu baba, 2 sene elini bile sürmeyecek çocuğa? O zaman da çocuk baba figurunden mahrum kalmayacak mı? Yabancıların 'dad issues' dedikleri sorunlar yüzünden kaç kız saçma sapan insanlara takıldı, babalarına kendilerini sevdirmek için kaç çocuk kendini harap etti hiç mi görmemiş bu herif? Çocukken mahallede dışarı da mı çıkmamış Allah aşkına? Ben bile dışarıda az oynayan bir çocuk olarak bunun onlarca örneğini gördüm. Babasının sevgisini/ilgisini kazanmak için mahallenin çocuklarını döven çocuk da gördüm, babasını sevmediği için intikam niyetiyle saçma sapan yollara gireni de. Baba sevgisi de anne sevgisi kadar önemlidir. Biz küçükken çoğu kişiye göre hala ayıptı babanın çocuğunu kucağına alması, hele ki kız çocuğunu. Ama benim babam ne dedemin önünde ne başka büyüklerinin önünde bizi sevmekten öpmekten hiç geri durmadı, ayıp diye uyaranları fesatlıkla suçlayıp susturdu ve bizi sevdi. Çocukluğuma dair en güzel anılarım çoğunlukla babamla olanlar çünkü o bize sevgisini hep gösterdi. Çocukken bizi yıkadı, bebekken bezimizi değiştirdi, uyuttu, korktuğumda sarıldı, her elime geçeni alıp 'bu ne?' Ve 'neden?' Sorularima milyonlarca kez usanmadan cevap verdi, sıkıcı akrabalar eve dönüştüğünü tuttu elimizden deniz kıyısına götürdü. Bir çocuğun elinden bu anıların ihtimalini almak bence kalpsizliktir. Bu adamın fikirlerini gunahım kadar sevmem ama her okuduğumda, istisnasız her seferinde daha fazla sacmalayamaz dememe rağmen hep daha fazla saçmalayarak beni bu kadar şaşırtabilen çok az insan var. Allah akıl fikir versin.
Ayrıca bir fikrim var, bu adam toplum mühendisi bence, bu fikirlerini sağda solda insanlara yayip uzun vadede doğru olduğuna ikna etmek istiyor insanları. Prim vermemek lazım böylelerine, Allah bizi ve çocuklarımızı bu zihniyette insanlardan korusun.
Kehribarsepeti.com'dan aldık buradaki pek çok kişi. Limon rengini aldım ben. Sertifikasyla birlikte geldi, hızlı geldi, ben memnunum üründen de sanki işe yarıyor gibi çok net konuşamam dişler daha tam çıkmaya başlamadığı için.İyi gunler arkadaslar kehribar kolyesi alanlar hangi siteden ve hangi modelini aldiniz acaba memnun kalanlar cevaplarsa cok sevinirim
Eki Görüntüle 2075452
Adem Gunes ve hayalindeki baba figürü ( temsili degil) :))
Doluyum tabi ya. Daha 2 sene aynı yatakta 4 sene aynı odada kalınacaksa 2. Ve sonrası devam sürümü çocukların nasıl üretileceği konusuna girmedim. Ona girersem 2 sayfa da oradan yazı çıkar, deli ediyor beni böyle insanlar, kadın otursun çocuk baksın adam devirsin popoyu yatsın. Sonra en az 3 çocuk, oooh keyfe bak.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?