Hic sevmem zaten kendisini 4 yasina kadar beraber yatin demesi de ayri bi guzel analar sadece cocuk baksin mumkunse sadece cocuk yapmak icin sevissin calismasin dogursun ve dogursunMerhaba hanımlar, intagramda gördüğüm ve sinirimin zıplamasına sebep olan bir yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum. Sizler neler düşünüyorsunuz bu konuda? Ciddi ciddi anlamayı hedefliyorum savunanı varsa. Bu arada bugün burada 'Sosyolog' kimliğimle bulunuyorum. Okulda da oldukça başarılı bir öğrenciydim. Kendi kararımla bu alanda değil de öğretmenlik alanında ilerlemeyi seçtim.
Bu bilgileri veriyorum ki 'Yine geldi tipini ...' demeyin
Gelelim Sayın Adem Güneş'in yazısına;
- adem_gunes(Güvenli bağlanma kitabından alıntıdır) Babaların, emzirme dönemindeki manevi sorumluluklarının yanı sıra bazı annelerin “Hayat müşterektir” söylemi eşliğinde alt değiştirme, geceleri mama verme, uyutma, bebeğin öz bakım ihtiyaçlarını karşılama gibi konularda da eşlerinden yardım istediklerine şahit oluyorum.
Bu tutum bebeklerin ilk iki yılı söz konusu olduğunda yanlıştır. Sadece emme değil, annenin çocuğa bağlanabilmesi için bebeğin ihtiyaçlarının tamamını annesi karşılamalıdır ki aralarında bağlanma gerçekleşsin. Özellikle alt temizleme anneyle bebeği birbirine bağlayan unsurlardandır. Baba bu işi (çok zaruri durumlar hariç) yapmamalıdır. Ama anneyi rahatlatmak, dinlendirmek ya da kendisine vakit ayırmasını sağlamak maksadıyla haftada bir bebeği uyutabilir, dışarıda vakit geçirirken çocuğu gezdirip oynatabilir. Ama bunların hiçbiri alışkanlığa dönüşmemelidir. Yanlış anlaşılmasın; baba çocuğun yaşamı içerisinde mutlaka kendisini var etmeli, iletişim köprüsünü kurmalıdır. Ancak ilk iki yıl çocuğun duygusal gelişimi anneyledir.
Bazı anneler bebekle babanın arasının çok iyi olmadığına inanır ve her fırsatta ikisini bir araya getirmeye çalışır. Çocuk istifra edince baba kızar, anne üzülür. Hâlbuki babalık duygusu annelik gibi değildir. Onların yenidoğan bebeklerle özel ve hazır bir bağları yoktur. Hatta birçok baba günlük işlerin telaşıyla evdeki bebeği unutabilir. Bunlar gayet normaldir. Ancak iki buçuk-üç yaşından sonra babayla çocuk adım adım birbirine bağlanır. Ondan önce çocuğu babaya bağlamaya çalışmak ya da bu konuda tazyikte bulunmak duyguları hazır olmayan babayı zorlamaktır. Bu tutum ise iki tarafı birbirinden uzaklaştırır.
Erkeklerin çocuklarına yakınlaşması, onlarla bağ kurması için içlerinde bazı duyguların uyanması gerekir. Bunu da ancak çocuk yapar. Mesela bebeğin şirinliği, tatlılığı, masumiyeti babalık duygusunun uyanması için yeterli değildir. Her şey çocuğun ona tebessüm etmesi, “babacımmm” demesi, işten geldiğinde sevinmesi, akşamları boynuna atlayıp öpmesi, oyun oynayacağı zaman elindeki topu götürüp ona vermesi ya da bazı ihtiyaçlarını babasının karşılamasını istemesiyle başlar. Öncesindeki davranışlar aslında alışkanlıktan ibarettir.
Doktor verince bilemedim ki napayim kullansam bir türlü kullanmasak bir türlü . Ya daha ilerlerse diye korktum
Amin canım cümlemizin inşallah, bu arada Emir paşanın sonuçlarının iyi çıkmasına çok sevindim darısı diğerlerinin başına inşallah:)
Ona yaranicam diye herkes kendinden gecti zaten veya ic yuzlerini (ben biliyodum ama)ortaya dokmus oldularReklam olabilir, mevcut Erk'e yaranmak olabilir, bilerek yaptırılıyor olabilir... Tam nedenini bilmiyorum ama iyi bir nedenle olmadığına eminim.
Adam sanki seyh ve muridleri var gibi. Garip bir hayran kitlesi var. Biriyle tanismistim parkta; cocuklari salincakta salliyoruz, kadin bana Adem Gunes okuyor musun diye sordu direkt. Neyse yumusak bir sekilde konusuyoruz kadinla. Birkac gun konustuk falan. Benim buyuk oglum bizden kendisine oda yapmamizi istedi, bundan sonra odasinda yatmak istedigini soyledi ben hamileyken. Biz de esimle o aralar “nasil ayiririz odasini Han’in” diye dusunuyoruz. Bal gibi oldu, kendisi ayrilmak istedi. Bunu o kadinla paylastim. Bana dedi ki “siz guvenli baglanamamissiniz!!” Bu konu aramizda o kadar uzadi ki o kadinla.. diyor ki “ her cocuga her aile Adem Gunes’in dedigi gibi davransa tum cocuklar sorunsuz olur.” Dedim ki “ inaniyor musun buna, mumkun mu boyle bir sey? Yaradilis, fitrat, karakter, ozgunluk?? Tek tip bir nesil olabilir mi? Biz 4 kiz kardesiz. Annem- babam hepimize ayni ozeni gostermis ama cok farkliyiz. Cunku karakterlerimiz farkli..” Anlatiyorum, baktim bosuna anlatiyorum. “Guvenli baglanma” diyor da baska bir sey demiyor. Ve vedalastik.. ama sonra bir seyler olmus ki benden ozur diledi tavrindan dolayi. Acaba diyorum kizini buyuturken bir yerde kilitlendi kaldi mi Adem Gunes ogretileriyle, tikandi mi?Ona yaranicam diye herkes kendinden gecti zaten veya ic yuzlerini (ben biliyodum ama)ortaya dokmus oldular
Eki Görüntüle 2075528
Agâh’in en sevdigi cingiraklar bunlar. Soldakine aşık, sagdakinin de sesiyle uyumayi cok seviyor. Icinde boncuk degil de baska bir sey var. cok huzur verici bi cinlama sesi geliyor ondan.
Ya fotografin kalitesini dusure dusure cingiraklar bir acayip cikmis sanki ama cok guzeller. Boyutundan dolayi yuklenemedi de bi turlu :)Eki Görüntüle 2075528
Agâh’in en sevdigi cingiraklar bunlar. Soldakine aşık, sagdakinin de sesiyle uyumayi cok seviyor. Icinde boncuk degil de baska bir sey var. cok huzur verici bi cinlama sesi geliyor ondan.
Tiny love canim.sagol canim.
sagdaki fisher sanirim ama soldakini tam okuyamadim.tin diye basliyor gibi.
Merhaba hanımlar, intagramda gördüğüm ve sinirimin zıplamasına sebep olan bir yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum. Sizler neler düşünüyorsunuz bu konuda? Ciddi ciddi anlamayı hedefliyorum savunanı varsa. Bu arada bugün burada 'Sosyolog' kimliğimle bulunuyorum. Okulda da oldukça başarılı bir öğrenciydim. Kendi kararımla bu alanda değil de öğretmenlik alanında ilerlemeyi seçtim.
Bu bilgileri veriyorum ki 'Yine geldi tipini ...' demeyin
Gelelim Sayın Adem Güneş'in yazısına;
- adem_gunes(Güvenli bağlanma kitabından alıntıdır) Babaların, emzirme dönemindeki manevi sorumluluklarının yanı sıra bazı annelerin “Hayat müşterektir” söylemi eşliğinde alt değiştirme, geceleri mama verme, uyutma, bebeğin öz bakım ihtiyaçlarını karşılama gibi konularda da eşlerinden yardım istediklerine şahit oluyorum.
Bu tutum bebeklerin ilk iki yılı söz konusu olduğunda yanlıştır. Sadece emme değil, annenin çocuğa bağlanabilmesi için bebeğin ihtiyaçlarının tamamını annesi karşılamalıdır ki aralarında bağlanma gerçekleşsin. Özellikle alt temizleme anneyle bebeği birbirine bağlayan unsurlardandır. Baba bu işi (çok zaruri durumlar hariç) yapmamalıdır. Ama anneyi rahatlatmak, dinlendirmek ya da kendisine vakit ayırmasını sağlamak maksadıyla haftada bir bebeği uyutabilir, dışarıda vakit geçirirken çocuğu gezdirip oynatabilir. Ama bunların hiçbiri alışkanlığa dönüşmemelidir. Yanlış anlaşılmasın; baba çocuğun yaşamı içerisinde mutlaka kendisini var etmeli, iletişim köprüsünü kurmalıdır. Ancak ilk iki yıl çocuğun duygusal gelişimi anneyledir.
Bazı anneler bebekle babanın arasının çok iyi olmadığına inanır ve her fırsatta ikisini bir araya getirmeye çalışır. Çocuk istifra edince baba kızar, anne üzülür. Hâlbuki babalık duygusu annelik gibi değildir. Onların yenidoğan bebeklerle özel ve hazır bir bağları yoktur. Hatta birçok baba günlük işlerin telaşıyla evdeki bebeği unutabilir. Bunlar gayet normaldir. Ancak iki buçuk-üç yaşından sonra babayla çocuk adım adım birbirine bağlanır. Ondan önce çocuğu babaya bağlamaya çalışmak ya da bu konuda tazyikte bulunmak duyguları hazır olmayan babayı zorlamaktır. Bu tutum ise iki tarafı birbirinden uzaklaştırır.
Erkeklerin çocuklarına yakınlaşması, onlarla bağ kurması için içlerinde bazı duyguların uyanması gerekir. Bunu da ancak çocuk yapar. Mesela bebeğin şirinliği, tatlılığı, masumiyeti babalık duygusunun uyanması için yeterli değildir. Her şey çocuğun ona tebessüm etmesi, “babacımmm” demesi, işten geldiğinde sevinmesi, akşamları boynuna atlayıp öpmesi, oyun oynayacağı zaman elindeki topu götürüp ona vermesi ya da bazı ihtiyaçlarını babasının karşılamasını istemesiyle başlar. Öncesindeki davranışlar aslında alışkanlıktan ibarettir.
Tiny love canim.
Evet soldaki fisher price. Onun o gulen yuz olan kisminin arkasinda yuvarlak bir ayna var. Gulen yuzlu kismina cok heyecanlaniyor. Aynali kisimda da kendini gorunce ne yapacagini sasiriyor :)
Kesinlikle katılıyorum.Hic sevmem zaten kendisini 4 yasina kadar beraber yatin demesi de ayri bi guzel analar sadece cocuk baksin mumkunse sadece cocuk yapmak icin sevissin calismasin dogursun ve dogursun
Verazeyn den almıştım oğluma canım 3 yaşına gitcek ocakta hiç diş sıkıntısı olmada atrş huysuzluk iştahsızlık vs. Sabah kalkıyorduk dişi patlamış.ben kolyeye bağladım .kızımada kulancam bakalım.inş tüm bebekler sıkıntısız çıkarız dişleriniİyi gunler arkadaslar kehribar kolyesi alanlar hangi siteden ve hangi modelini aldiniz acaba memnun kalanlar cevaplarsa cok sevinirim
Ben çıngırak almaya oğlumla gittim. Hepsini tek tek gösterip çaldım,ilgisi çekeni aldım. Kendisi seçmiş oldu yani:))kizlar ne marka çıngırak alayim
Cok tesekkurler, bu geceden itibaren calisacagim insallah. Ilk kez duyuyorum boyle bir sey. Harika bir paylasim bence bizim icin..ben de kundak denedim gecen hafta ellerine uyanmasin diye, rahatsiz oldu. Ama bu soyledigin etkiler cok cok mantikli. Bunlari goze alamam.yüzüstü yatan bebişlerle ilgili deneyimi mi paylaşmak istiyorum. Büyük oğlumda gaz sebebiyle yüzüstü yatırıyordum. Sonra alışınca aman uyusunda nasıl uyursa uyusun dedik ve sadece öyle yatmaya başladı. Tam 8 aylık olana kadar böyle devam etti. Arada denedim ama olmadı uyumadı başka türlü. Sonra doktorumuz bir hastasından bahsetti. Çocuk yürümeye başlıyor ama bacaklarda eğrilik olduğu için çok zorlanmış. Araştırmışlar genetik bir eğeilik değil doğuştan değil hastalık değil ve sebep yüzüstü yatmasıymış. Dikkat edin yatırın bebeği yüzüstü bacaklarında dizin alt kısmı istemsiz dışa dönük oluyor ve ayaklarda içe dönük duruyor. Kemik ve kas yapıları daha yumuşak ve şekillenmeye müsait olduğu için zamanla eğrilik oluyor bacakta ve ayakta. O günden sonra hiç yatırmadım. Evet çok ağladı uyumadı ama alıştı bi süre sonra. Gördüğüm en çok ellerine uyanmasıydı. Bende kundak gibi kollarını çarşafla sıkıştırıyordum. Çok şükür oğlumda bi sorun yok ama hafifte olsa ayakkabıda içe basıyor. Ve bizdede senep yatış pozisyonuymuş. Bence nekadar erken başlarsanız okadar erken önlem almış olursunuz. Bu sebepten denizi yüzüstü yatırıyorum ama kesinlikle alışkanlık haline getirmedim.
Esim de oyle yapmisti. Han secmisti bunlari. Simdi kardesi oynuyor.Ben çıngırak almaya oğlumla gittim. Hepsini tek tek gösterip çaldım,ilgisi çekeni aldım. Kendisi seçmiş oldu yani:))
Ucacak, yerden havalanacak gibi oluyor. Kollarini uzatiyor, ellerini birlestirip agzina goturuyor. aynadaki kendisini tutup agzina aliyor sanki :)şaşkın şaşkın bakiyor mu kendine:)
Tam da bugün D&R den kitap siparişi verdim içinde bu adamın kitabı da var, bu kadar denk düşerMerhaba hanımlar, intagramda gördüğüm ve sinirimin zıplamasına sebep olan bir yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum. Sizler neler düşünüyorsunuz bu konuda? Ciddi ciddi anlamayı hedefliyorum savunanı varsa. Bu arada bugün burada 'Sosyolog' kimliğimle bulunuyorum. Okulda da oldukça başarılı bir öğrenciydim. Kendi kararımla bu alanda değil de öğretmenlik alanında ilerlemeyi seçtim.
Bu bilgileri veriyorum ki 'Yine geldi tipini ...' demeyin
Gelelim Sayın Adem Güneş'in yazısına;
- adem_gunes(Güvenli bağlanma kitabından alıntıdır) Babaların, emzirme dönemindeki manevi sorumluluklarının yanı sıra bazı annelerin “Hayat müşterektir” söylemi eşliğinde alt değiştirme, geceleri mama verme, uyutma, bebeğin öz bakım ihtiyaçlarını karşılama gibi konularda da eşlerinden yardım istediklerine şahit oluyorum.
Bu tutum bebeklerin ilk iki yılı söz konusu olduğunda yanlıştır. Sadece emme değil, annenin çocuğa bağlanabilmesi için bebeğin ihtiyaçlarının tamamını annesi karşılamalıdır ki aralarında bağlanma gerçekleşsin. Özellikle alt temizleme anneyle bebeği birbirine bağlayan unsurlardandır. Baba bu işi (çok zaruri durumlar hariç) yapmamalıdır. Ama anneyi rahatlatmak, dinlendirmek ya da kendisine vakit ayırmasını sağlamak maksadıyla haftada bir bebeği uyutabilir, dışarıda vakit geçirirken çocuğu gezdirip oynatabilir. Ama bunların hiçbiri alışkanlığa dönüşmemelidir. Yanlış anlaşılmasın; baba çocuğun yaşamı içerisinde mutlaka kendisini var etmeli, iletişim köprüsünü kurmalıdır. Ancak ilk iki yıl çocuğun duygusal gelişimi anneyledir.
Bazı anneler bebekle babanın arasının çok iyi olmadığına inanır ve her fırsatta ikisini bir araya getirmeye çalışır. Çocuk istifra edince baba kızar, anne üzülür. Hâlbuki babalık duygusu annelik gibi değildir. Onların yenidoğan bebeklerle özel ve hazır bir bağları yoktur. Hatta birçok baba günlük işlerin telaşıyla evdeki bebeği unutabilir. Bunlar gayet normaldir. Ancak iki buçuk-üç yaşından sonra babayla çocuk adım adım birbirine bağlanır. Ondan önce çocuğu babaya bağlamaya çalışmak ya da bu konuda tazyikte bulunmak duyguları hazır olmayan babayı zorlamaktır. Bu tutum ise iki tarafı birbirinden uzaklaştırır.
Erkeklerin çocuklarına yakınlaşması, onlarla bağ kurması için içlerinde bazı duyguların uyanması gerekir. Bunu da ancak çocuk yapar. Mesela bebeğin şirinliği, tatlılığı, masumiyeti babalık duygusunun uyanması için yeterli değildir. Her şey çocuğun ona tebessüm etmesi, “babacımmm” demesi, işten geldiğinde sevinmesi, akşamları boynuna atlayıp öpmesi, oyun oynayacağı zaman elindeki topu götürüp ona vermesi ya da bazı ihtiyaçlarını babasının karşılamasını istemesiyle başlar. Öncesindeki davranışlar aslında alışkanlıktan ibarettir.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?