- 31 Mayıs 2007
- 14.882
- 4.544
- 423
Saçma gereksiz üstüne bişey yazılmayacak kadar aptalca bir düşünce bence baba da en az anne kadar bebeğin bakımından sorumludurMerhaba hanımlar, intagramda gördüğüm ve sinirimin zıplamasına sebep olan bir yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum. Sizler neler düşünüyorsunuz bu konuda? Ciddi ciddi anlamayı hedefliyorum savunanı varsa. Bu arada bugün burada 'Sosyolog' kimliğimle bulunuyorum. Okulda da oldukça başarılı bir öğrenciydim. Kendi kararımla bu alanda değil de öğretmenlik alanında ilerlemeyi seçtim.
Bu bilgileri veriyorum ki 'Yine geldi tipini ...' demeyin
Gelelim Sayın Adem Güneş'in yazısına;
- adem_gunes(Güvenli bağlanma kitabından alıntıdır) Babaların, emzirme dönemindeki manevi sorumluluklarının yanı sıra bazı annelerin “Hayat müşterektir” söylemi eşliğinde alt değiştirme, geceleri mama verme, uyutma, bebeğin öz bakım ihtiyaçlarını karşılama gibi konularda da eşlerinden yardım istediklerine şahit oluyorum.
Bu tutum bebeklerin ilk iki yılı söz konusu olduğunda yanlıştır. Sadece emme değil, annenin çocuğa bağlanabilmesi için bebeğin ihtiyaçlarının tamamını annesi karşılamalıdır ki aralarında bağlanma gerçekleşsin. Özellikle alt temizleme anneyle bebeği birbirine bağlayan unsurlardandır. Baba bu işi (çok zaruri durumlar hariç) yapmamalıdır. Ama anneyi rahatlatmak, dinlendirmek ya da kendisine vakit ayırmasını sağlamak maksadıyla haftada bir bebeği uyutabilir, dışarıda vakit geçirirken çocuğu gezdirip oynatabilir. Ama bunların hiçbiri alışkanlığa dönüşmemelidir. Yanlış anlaşılmasın; baba çocuğun yaşamı içerisinde mutlaka kendisini var etmeli, iletişim köprüsünü kurmalıdır. Ancak ilk iki yıl çocuğun duygusal gelişimi anneyledir.
Bazı anneler bebekle babanın arasının çok iyi olmadığına inanır ve her fırsatta ikisini bir araya getirmeye çalışır. Çocuk istifra edince baba kızar, anne üzülür. Hâlbuki babalık duygusu annelik gibi değildir. Onların yenidoğan bebeklerle özel ve hazır bir bağları yoktur. Hatta birçok baba günlük işlerin telaşıyla evdeki bebeği unutabilir. Bunlar gayet normaldir. Ancak iki buçuk-üç yaşından sonra babayla çocuk adım adım birbirine bağlanır. Ondan önce çocuğu babaya bağlamaya çalışmak ya da bu konuda tazyikte bulunmak duyguları hazır olmayan babayı zorlamaktır. Bu tutum ise iki tarafı birbirinden uzaklaştırır.
Erkeklerin çocuklarına yakınlaşması, onlarla bağ kurması için içlerinde bazı duyguların uyanması gerekir. Bunu da ancak çocuk yapar. Mesela bebeğin şirinliği, tatlılığı, masumiyeti babalık duygusunun uyanması için yeterli değildir. Her şey çocuğun ona tebessüm etmesi, “babacımmm” demesi, işten geldiğinde sevinmesi, akşamları boynuna atlayıp öpmesi, oyun oynayacağı zaman elindeki topu götürüp ona vermesi ya da bazı ihtiyaçlarını babasının karşılamasını istemesiyle başlar. Öncesindeki davranışlar aslında alışkanlıktan ibarettir.
Zaten kendi dr umuz diil de bugun tektim benle gelicek kimse yoktu mecburen gittim napiyimDiğer konuları bilmem de mama konusunda pek güven vermedi. Bazı doktorların mama firmalarından bazı esantiyonlar almak için saçma sapan sebeplerle mama başlattığını duymuştum.
Bu arada geçmiş olsun ciğerlerinin temiz olması sevindirici.
Bu aralar herkeste bu hastalık var
vallahi soylenecek ne varsa soylemissin greçın.Merhaba sosyolog apla, ben bu herife karşı çok doluyum. İçimi şuraya bir dökeyim izin varsaMuhtemelen yazacaklarım hissiyatimin yarısı bile değil.
O nasıl bir mantık ya? Tek başına mı yapıyor kadın çocuğu? Eşeysiz mi ürüyor da erkek 2 sene elini sürmüyor, bezini değiştirmiyor, uykuya bile lütfederse yatırıyor? Bebeğin en zor zamanı ilk 2 yıl, kadın bu süreçte yalnız bakacaksa erkeğe niye ihtiyacı olsun ki, babanın çocuğuna karşı tek sorumluluğu eve para getirmek mi? Eger mantik buysa kadın çocuk istediğinde gitsin sperm bankasından donör bulsun, evlilik eşler için paylaşım ve en zor zamanlarında destek içermiyorsa olmasa da olan bir şey ve şu geçtiğimiz 4 ay benim ömrümün en zor zamanlarıydı. Bu kadar yoruldugumu, yıprandigimi hatırlamıyorum. Eşim olmasa kafayı yemistim.
Eskiden kadın oturur çocuk bakar mantigi kabul gorebilirmis belki ama bunu bu çağda savunmak kesinlikle art niyet içeriyor bence. Kadın evde otursun, çocuk baksın, ekmek yapsın, çalışmasın, para kazanmasin, erkek ne isterse onu yapsın. Daha ilkinin 2 yaşı dolmadan ikinci çocuğu yapsın, onu da iki sene sadece kendi büyütsün, sonra ikincinin 2 yaşı dolmadan üçüncü çocuğu yapsın. Gitti mi sana omrunden 10 sene, ruhundan 30 sene... Sonra güvenli bağlanmış mı oluyor? Ayrıca bu mantıkla Anadolu'da on yıllardır çocuk buyutuluyor ve ben güvenli baglanmadan ziyade güvensiz bir şekilde aileye bağımlılık yaptığını görüyorum. Benim kuzenim evin oğlu, büyük çocuğu, soyun devamının garanti belgesi olarak büyütüldü, ortaokula kadar anasının koynunda uyur bir dediği iki edilmezdi, şimdi 40 yaşını geçti hala annesinin ağzının içine bakıyor bir şey desin de yapsın diye, onaylanma bekliyor sürekli. Annem teyzeme çok söylemiş vaktiyle bu çocuğu bu kadar el üstünde tutmayın diye teyzem de şimdi söylemiyor soyunun devamı biricik oğlunun gerçek bir hayal kırıklığı olduğunu ama her seferinde gözlerinden ve tavrından okunuyor.
2 yaşına kadar annesinden başkasını bilmeyen çocuk anne bağımlısı olur, hani okulun ilk ayının sonunda bile annesi kapının önünde bekleyen, annesinin dizinin dibinden ayrılmayan çocuklardan... Kimisi için bu ideal bir çocuk olabilir ama bana korkutucu geliyor.
Ayrıca çocuğun babaya bağlanması neden yanlış olsun ki? Annesi anne de babası yoldan geçen adam mı? Komşunun kocası mı? Mahallenin zerzevatçısı mı? El alem mi yahu bu baba, 2 sene elini bile sürmeyecek çocuğa? O zaman da çocuk baba figurunden mahrum kalmayacak mı? Yabancıların 'dad issues' dedikleri sorunlar yüzünden kaç kız saçma sapan insanlara takıldı, babalarına kendilerini sevdirmek için kaç çocuk kendini harap etti hiç mi görmemiş bu herif? Çocukken mahallede dışarı da mı çıkmamış Allah aşkına? Ben bile dışarıda az oynayan bir çocuk olarak bunun onlarca örneğini gördüm. Babasının sevgisini/ilgisini kazanmak için mahallenin çocuklarını döven çocuk da gördüm, babasını sevmediği için intikam niyetiyle saçma sapan yollara gireni de. Baba sevgisi de anne sevgisi kadar önemlidir. Biz küçükken çoğu kişiye göre hala ayıptı babanın çocuğunu kucağına alması, hele ki kız çocuğunu. Ama benim babam ne dedemin önünde ne başka büyüklerinin önünde bizi sevmekten öpmekten hiç geri durmadı, ayıp diye uyaranları fesatlıkla suçlayıp susturdu ve bizi sevdi. Çocukluğuma dair en güzel anılarım çoğunlukla babamla olanlar çünkü o bize sevgisini hep gösterdi. Çocukken bizi yıkadı, bebekken bezimizi değiştirdi, uyuttu, korktuğumda sarıldı, her elime geçeni alıp 'bu ne?' Ve 'neden?' Sorularima milyonlarca kez usanmadan cevap verdi, sıkıcı akrabalar eve dönüştüğünü tuttu elimizden deniz kıyısına götürdü. Bir çocuğun elinden bu anıların ihtimalini almak bence kalpsizliktir. Bu adamın fikirlerini gunahım kadar sevmem ama her okuduğumda, istisnasız her seferinde daha fazla sacmalayamaz dememe rağmen hep daha fazla saçmalayarak beni bu kadar şaşırtabilen çok az insan var. Allah akıl fikir versin.
Ayrıca bir fikrim var, bu adam toplum mühendisi bence, bu fikirlerini sağda solda insanlara yayip uzun vadede doğru olduğuna ikna etmek istiyor insanları. Prim vermemek lazım böylelerine, Allah bizi ve çocuklarımızı bu zihniyette insanlardan korusun.
ahaha cok guldum :))Eki Görüntüle 2075452
Adem Gunes ve hayalindeki baba figürü ( temsili degil) :))
tesekkurler bilgi icin. yuzustu yatiranlardan biri de benim. ama sadece geceleri yuzustu yatiyor. gunduz hep sirtustu. hatta bu ara gun icinde yan yattigi da oluyor. hatta ve hatta gune baslamadan onceki son uykusunu da sirtustu uyumaya basladi.yüzüstü yatan bebişlerle ilgili deneyimi mi paylaşmak istiyorum. Büyük oğlumda gaz sebebiyle yüzüstü yatırıyordum. Sonra alışınca aman uyusunda nasıl uyursa uyusun dedik ve sadece öyle yatmaya başladı. Tam 8 aylık olana kadar böyle devam etti. Arada denedim ama olmadı uyumadı başka türlü. Sonra doktorumuz bir hastasından bahsetti. Çocuk yürümeye başlıyor ama bacaklarda eğrilik olduğu için çok zorlanmış. Araştırmışlar genetik bir eğeilik değil doğuştan değil hastalık değil ve sebep yüzüstü yatmasıymış. Dikkat edin yatırın bebeği yüzüstü bacaklarında dizin alt kısmı istemsiz dışa dönük oluyor ve ayaklarda içe dönük duruyor. Kemik ve kas yapıları daha yumuşak ve şekillenmeye müsait olduğu için zamanla eğrilik oluyor bacakta ve ayakta. O günden sonra hiç yatırmadım. Evet çok ağladı uyumadı ama alıştı bi süre sonra. Gördüğüm en çok ellerine uyanmasıydı. Bende kundak gibi kollarını çarşafla sıkıştırıyordum. Çok şükür oğlumda bi sorun yok ama hafifte olsa ayakkabıda içe basıyor. Ve bizdede senep yatış pozisyonuymuş. Bence nekadar erken başlarsanız okadar erken önlem almış olursunuz. Bu sebepten denizi yüzüstü yatırıyorum ama kesinlikle alışkanlık haline getirmedim.
Sagol canim, Allah razi olsun. Cok sukur kalici olmadi, epilepsi olmadi. Bazi yonleri benziyordu. Bunlardan cok korkuyordum ben.Yasadıklarını okuyunca valla gözlerim doldu,tüylerim diken diken olduneyse ki gecmis günler çok şükür... annelik gerçekten zor ,hele ki senin yasadıkların
Allah bi daha yaşatmasın
Ya Agâh hic mi hic uyumuyor sirtustu. Nasil yaptin, sirtustu yatirdin ve uyumaya devam mi etti yoksa ugrastin mi biraz alismasi icin?Az once uyudu denedim sirtustu yatirmayi ve suanda bakisiyoruz :) bakalim ne zaman uyuyacak..vallahi soylenecek ne varsa soylemissin greçın.
ahaha cok guldum :))
tesekkurler bilgi icin. yuzustu yatiranlardan biri de benim. ama sadece geceleri yuzustu yatiyor. gunduz hep sirtustu. hatta bu ara gun icinde yan yattigi da oluyor. hatta ve hatta gune baslamadan onceki son uykusunu da sirtustu uyumaya basladi.
o degil de bu 4. ay ne sinir biseymis ya butun uyku duzeni allak bullak oldu cocugun. gece kel alaka surelerde uyanmaya basladi
Ne yani baba sadece topu mu tutacakmış? Ne babasıymış acaba bu baba modeli iskele mi japon balığı mı? Ben bayağı güldüm (sinirden) Adem bey pedagogluğu bırakmış stand-up a başlamıs galiba. Arkadaşların yazdıklarının çoguna katılıyorum. Peki sen bir sosyolog olarak ne ekleyebilirsin?Merhaba hanımlar, intagramda gördüğüm ve sinirimin zıplamasına sebep olan bir yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum. Sizler neler düşünüyorsunuz bu konuda? Ciddi ciddi anlamayı hedefliyorum savunanı varsa. Bu arada bugün burada 'Sosyolog' kimliğimle bulunuyorum. Okulda da oldukça başarılı bir öğrenciydim. Kendi kararımla bu alanda değil de öğretmenlik alanında ilerlemeyi seçtim.
Bu bilgileri veriyorum ki 'Yine geldi tipini ...' demeyin
Gelelim Sayın Adem Güneş'in yazısına;
- adem_gunes(Güvenli bağlanma kitabından alıntıdır) Babaların, emzirme dönemindeki manevi sorumluluklarının yanı sıra bazı annelerin “Hayat müşterektir” söylemi eşliğinde alt değiştirme, geceleri mama verme, uyutma, bebeğin öz bakım ihtiyaçlarını karşılama gibi konularda da eşlerinden yardım istediklerine şahit oluyorum.
Bu tutum bebeklerin ilk iki yılı söz konusu olduğunda yanlıştır. Sadece emme değil, annenin çocuğa bağlanabilmesi için bebeğin ihtiyaçlarının tamamını annesi karşılamalıdır ki aralarında bağlanma gerçekleşsin. Özellikle alt temizleme anneyle bebeği birbirine bağlayan unsurlardandır. Baba bu işi (çok zaruri durumlar hariç) yapmamalıdır. Ama anneyi rahatlatmak, dinlendirmek ya da kendisine vakit ayırmasını sağlamak maksadıyla haftada bir bebeği uyutabilir, dışarıda vakit geçirirken çocuğu gezdirip oynatabilir. Ama bunların hiçbiri alışkanlığa dönüşmemelidir. Yanlış anlaşılmasın; baba çocuğun yaşamı içerisinde mutlaka kendisini var etmeli, iletişim köprüsünü kurmalıdır. Ancak ilk iki yıl çocuğun duygusal gelişimi anneyledir.
Bazı anneler bebekle babanın arasının çok iyi olmadığına inanır ve her fırsatta ikisini bir araya getirmeye çalışır. Çocuk istifra edince baba kızar, anne üzülür. Hâlbuki babalık duygusu annelik gibi değildir. Onların yenidoğan bebeklerle özel ve hazır bir bağları yoktur. Hatta birçok baba günlük işlerin telaşıyla evdeki bebeği unutabilir. Bunlar gayet normaldir. Ancak iki buçuk-üç yaşından sonra babayla çocuk adım adım birbirine bağlanır. Ondan önce çocuğu babaya bağlamaya çalışmak ya da bu konuda tazyikte bulunmak duyguları hazır olmayan babayı zorlamaktır. Bu tutum ise iki tarafı birbirinden uzaklaştırır.
Erkeklerin çocuklarına yakınlaşması, onlarla bağ kurması için içlerinde bazı duyguların uyanması gerekir. Bunu da ancak çocuk yapar. Mesela bebeğin şirinliği, tatlılığı, masumiyeti babalık duygusunun uyanması için yeterli değildir. Her şey çocuğun ona tebessüm etmesi, “babacımmm” demesi, işten geldiğinde sevinmesi, akşamları boynuna atlayıp öpmesi, oyun oynayacağı zaman elindeki topu götürüp ona vermesi ya da bazı ihtiyaçlarını babasının karşılamasını istemesiyle başlar. Öncesindeki davranışlar aslında alışkanlıktan ibarettir.
Ben bizimkini yeni uyuttum cesaret edemiyorum sırt üstü çevirmeye. Yoksa sonumuz sizin gibi olur biliyorum:)Ya Agâh hic mi hic uyumuyor sirtustu. Nasil yaptin, sirtustu yatirdin ve uyumaya devam mi etti yoksa ugrastin mi biraz alismasi icin?Az once uyudu denedim sirtustu yatirmayi ve suanda bakisiyoruz :) bakalim ne zaman uyuyacak..
Aman aman... Esime diyorum ki az once “keske birinciyi aynen yazip ikinciyi ters cevirip carpsaydim..” “ne alaka” dedi tabi. Aklima rasyonel sayilarda bolme islemi geldi. Hep boyle denirdi. Sen de ters cevir carp tabiri caizse :))Ben bizimkini yeni uyuttum cesaret edemiyorum sırt üstü çevirmeye. Yoksa sonumuz sizin gibi olur biliyorum:)
Bugün yaptırdım ben de hemşire ateş olmadıysa 2. Ayda bunda da olmaz dedi ama çok olmasa da azıcık var gibi sabah calpol verdim onun etkisiyle artmamış olabilir de sen yaptırdın mıhanimlar iyi aksamlar. ilk doz karma asidan sonra ateslenmeyip de 2. dozda ateslenen bebe var mi?
Hımm o zaman takmazsın heraldeZaten kendi dr umuz diil de bugun tektim benle gelicek kimse yoktu mecburen gittim napiyim
İyi akşamlar, olabilirmiş bazen ilkinde tepki göstermeyip ikinci dozda vücut tepki gösterebiliyor demişti bir ebe tanıdığımızhanimlar iyi aksamlar. ilk doz karma asidan sonra ateslenmeyip de 2. dozda ateslenen bebe var mi?
Gökçe de aynı sadece memede uyuyor. Biraz zaman geçsin uygun bir uyku eğitimi vermeye çalışacağım. Araştırmadayım şuan. Sallamayı kesinlikle istemiyorum. Çünkü çok zor oluyor. Zeren bizi bu konuda epey yordu.bayanlar ben oğlumu uyutamıyorum karnı tok gazı yok altı temiz ama uyumuo uyumuoo salladm olmadı şş pat yaptım olmadı gezirdim olmadı kucakta olmadı yatırdım olmadı meme de dalarsa dalıo sadece dalmazsa o da yoksizler nasl uyutuyosunuz
canım bu bizim yatak değil netten alıntı. Bizimli ikea gulliver beşik.Cook kullanışlı görünüyor nereden aldınız bunu
baslarda uyaniyordu ama alissin diye serbest birakiyordum kollarini. yeter artik dedigim noktada battaniyesini kollarin altina sıkıstırdim. hala oluyor irkilmeler ama alisti sanirim. eskisi gibi tepki vermiyor. yalniz uykuya yan yatarken daha rahat geciyor o yuzden genelde uyuyunca duzeltiyorum. yuzustu de uyumuyor ki onu da uyuyunca ceviriyorum :))Ya Agâh hic mi hic uyumuyor sirtustu. Nasil yaptin, sirtustu yatirdin ve uyumaya devam mi etti yoksa ugrastin mi biraz alismasi icin?Az once uyudu denedim sirtustu yatirmayi ve suanda bakisiyoruz :) bakalim ne zaman uyuyacak..
sabah yapilacak bakalim umarim ateslenmezBugün yaptırdım ben de hemşire ateş olmadıysa 2. Ayda bunda da olmaz dedi ama çok olmasa da azıcık var gibi sabah calpol verdim onun etkisiyle artmamış olabilir de sen yaptırdın mı
sagol canim umarim olmazİyi akşamlar, olabilirmiş bazen ilkinde tepki göstermeyip ikinci dozda vücut tepki gösterebiliyor demişti bir ebe tanıdığımız
Evet çok fazla etken var. Aslında bence ilkokuldan bile önemli anaokulu.. çocuğun huyu suyu, okula yaklaşımı, özgüveni vs açısından bence ya iyi bir anaokuluna gitmeli ya da anne kendi bakmalı.. bizim kız daha ilk hafta öğretmenini taklide başladı.. herşeyi örnek alıyor şu an :))Yok cekmezsiniz, niye cekesiniz ki? Ben o anlamda soylemedim.. Bu yastaki tum cocuklar ogrenmeye karsi cok tutkulu. Tabii ki onlarin bu tutkularini guclendirmek, hislerine cevap vermek icin elimizden gelenin fazlasini yapiyoruz. Her cocuk da kendine ozgu. Benim, oglumu krese psikolojik olarak da hazirlamam gerekiyor. O yuzden biraz zamana ihtiyacimiz vardi. Gorusmelere basladik bu hafta biz de. Ikinci donem icin okul okul gezip Han’in begendigi, bizim de yeterli buldugumuz bir okul secmek suanki gundemimiz.
Cocuk hastalanir diye degil tek korkum. Baska baska seyler var.
Bence doğru bir yazı tam bizim babamızı anlatmış. Kendisi ağzıyla söylüyor şu an böyleyim ama bak ilerde daha çok benle vakit geçirecek daha çok benle olacak vs diye :) tabiki ufak yardımları da var. Ev işlerinin çoğu onda zaten, biz çok iyi anlaşıyoruz, bence de şu an en çok anneye ihtiyacı var babanın arada gelip muhabbet etmesi, biraz oynaması sevmesi yetiyor. Onun dışında ağlamasına karşı biraz sabırsız olduğu için onu rahatlatmasını beklemiyorum. Altını da hiç değiştirmesini istemedim. Şu ana kadar benden başka kimse değiştirmedi zaten. Bence hoş değil. Banyosunu birlikte yaptırıyoruz. Bilemiyorum yani. Benim baştan beri eşime dediğim; bebeğimizin bana , benim de sana ihtiyacım var. Her şey çok yolunda çok şükür. Ben yazıyı doğru buldum :) tabi eşimi çocuk biraz daha büyüyünce görücez :))
Ben bu görüşe katılmıyorum.Anne ile bebek arasında anne karnından başlayan doğal bir bağlanma zaten var. Doğumdan sonra başta emzirmek olmak üzere o bağ doğal olarak güçleniyor. O bebek sadece anneye ait değil aynı zamanda babayada ait. 2 yaşına kadar ilgilenilmeyen bir bebek durup dururken babacım diye koşmaz. Beraber geçirdikleri zamanla oluşur bu bağ. Eşlerin akşama kadar evde olmadıklarıda hesaba katılınca zaten kısıtlı zamanda hasret gideriyorlar. Akşam babamız gelince oğlumun yüzünde gülücükler açıyor. Bunun nedeni doğduğundan beri eşimin ilgisi.Altını değiştirir,banyo yaptırır,ben çok yorgunsam beni uyandırmadan hazır sütle besler,gezmeye çıkarlar. Ki bunu eşime söylesem, yapmayım o zaman demez.
ben de 1 yasina gelince baba olduklarini anlarlar diye okumustum. ne kadar dogru bilemem ama ben babanin da her seyi yapmasinin dogru oldugunu dusunuyorum. sagolsun esim her seyini yapar. birakip disari da cikiyorum. uzun saatler beraber olduklari icin de arada guzel bir bag olusuyor bence.
Eşine yardım etmemek için yazmış nokta :) uçan baba da sabah bayağı yazmıştı bunjnla ilgili zaten ilginç bi insan bu ya farklı düşünceleri var
Ben bu adamin ismini duyunca bile urperiyorum artik. Etrafimda bir cok insan “ama guvenli baglanma, ama guvenli ayrilma, ama Adem Gunes dedi ki...” diye baslayan cumlelee kuruyor ve anlayamadigim bir sekilde hayranlar adama. Ben kitaplarini okudum. Ozellikle calisan annelerin cocuklarinin karsilasacagi problemlerle ilgili felaket senaryolari muazzam.. ama bir oneri sunmuyor. Daha cok cozum degil sorun odakli bu tip konularda. Diyor ki mesela “sabah 7’de kalkip, krese gitmek uzere hazirlandirilip anne- babasindan ayrilan, aksam yorgun argin bir anne babayla karsilasan bir cocuktan gelecege yonelik olumlu bir gelisim beklemeyin. Bu yaptiklariniz mutlaka karsiniza cikacak!” Lafa bak.. Bu konu cok uzar gider, simdi cok sulandirip sikmayayim kimseyi.
Baba mevzusuna gelince. Han dogdu, simdi 3,5 yasinda, esim daha hastanedeyken onla bir bag kurdu ki mukemmel bir sekilde baglilar birbirlerine. Hayranim onlarin iliskisine ben. Esim o kadar merhametli bir insan ki. Baba olmak icin yaratilmis sanki. Bunlari ben Han dogdugundan beri gozlemliyorum esimde allah O’ndan razi olsun.
Erkegin siddetinin, uyumsuz davranislarinin ön planda oldugu haberler ve olaylar duydugumuzda bakiyoruz; istisnalar disinda sevgi, ilgi gormemis kisilerin sosyal basarisizliklarini, siddete meyillerini goruyoruz. Yani anlamiyorum. Cocuk seviliyor iste. Biriniz de deyin ki “cocugunuza ilgi gosterin her anlamda, sevin cocuklarinizi.”
Cocukla babasi-annesi arasind kuvvetli bir bag kurmak harika bir sey. Kacimizin dedesi babasinin altini degistirmis? Birak degistirmeyi baskasinin yaninda sevememisler bile ayip diye eskiden. Bizler de farkli olalim. Sevelim cocugumuzu.. en fazla ne olabilir ki?
Sonuc olarak; Adem Gunes beni kendinden uzaklastirmaya devam ediyor. Cok da umrunda sanki
Bu arada hosgeldin tipini sevdigim
Merhaba sosyolog apla, ben bu herife karşı çok doluyum. İçimi şuraya bir dökeyim izin varsaMuhtemelen yazacaklarım hissiyatimin yarısı bile değil.
O nasıl bir mantık ya? Tek başına mı yapıyor kadın çocuğu? Eşeysiz mi ürüyor da erkek 2 sene elini sürmüyor, bezini değiştirmiyor, uykuya bile lütfederse yatırıyor? Bebeğin en zor zamanı ilk 2 yıl, kadın bu süreçte yalnız bakacaksa erkeğe niye ihtiyacı olsun ki, babanın çocuğuna karşı tek sorumluluğu eve para getirmek mi? Eger mantik buysa kadın çocuk istediğinde gitsin sperm bankasından donör bulsun, evlilik eşler için paylaşım ve en zor zamanlarında destek içermiyorsa olmasa da olan bir şey ve şu geçtiğimiz 4 ay benim ömrümün en zor zamanlarıydı. Bu kadar yoruldugumu, yıprandigimi hatırlamıyorum. Eşim olmasa kafayı yemistim.
Eskiden kadın oturur çocuk bakar mantigi kabul gorebilirmis belki ama bunu bu çağda savunmak kesinlikle art niyet içeriyor bence. Kadın evde otursun, çocuk baksın, ekmek yapsın, çalışmasın, para kazanmasin, erkek ne isterse onu yapsın. Daha ilkinin 2 yaşı dolmadan ikinci çocuğu yapsın, onu da iki sene sadece kendi büyütsün, sonra ikincinin 2 yaşı dolmadan üçüncü çocuğu yapsın. Gitti mi sana omrunden 10 sene, ruhundan 30 sene... Sonra güvenli bağlanmış mı oluyor? Ayrıca bu mantıkla Anadolu'da on yıllardır çocuk buyutuluyor ve ben güvenli baglanmadan ziyade güvensiz bir şekilde aileye bağımlılık yaptığını görüyorum. Benim kuzenim evin oğlu, büyük çocuğu, soyun devamının garanti belgesi olarak büyütüldü, ortaokula kadar anasının koynunda uyur bir dediği iki edilmezdi, şimdi 40 yaşını geçti hala annesinin ağzının içine bakıyor bir şey desin de yapsın diye, onaylanma bekliyor sürekli. Annem teyzeme çok söylemiş vaktiyle bu çocuğu bu kadar el üstünde tutmayın diye teyzem de şimdi söylemiyor soyunun devamı biricik oğlunun gerçek bir hayal kırıklığı olduğunu ama her seferinde gözlerinden ve tavrından okunuyor.
2 yaşına kadar annesinden başkasını bilmeyen çocuk anne bağımlısı olur, hani okulun ilk ayının sonunda bile annesi kapının önünde bekleyen, annesinin dizinin dibinden ayrılmayan çocuklardan... Kimisi için bu ideal bir çocuk olabilir ama bana korkutucu geliyor.
Ayrıca çocuğun babaya bağlanması neden yanlış olsun ki? Annesi anne de babası yoldan geçen adam mı? Komşunun kocası mı? Mahallenin zerzevatçısı mı? El alem mi yahu bu baba, 2 sene elini bile sürmeyecek çocuğa? O zaman da çocuk baba figurunden mahrum kalmayacak mı? Yabancıların 'dad issues' dedikleri sorunlar yüzünden kaç kız saçma sapan insanlara takıldı, babalarına kendilerini sevdirmek için kaç çocuk kendini harap etti hiç mi görmemiş bu herif? Çocukken mahallede dışarı da mı çıkmamış Allah aşkına? Ben bile dışarıda az oynayan bir çocuk olarak bunun onlarca örneğini gördüm. Babasının sevgisini/ilgisini kazanmak için mahallenin çocuklarını döven çocuk da gördüm, babasını sevmediği için intikam niyetiyle saçma sapan yollara gireni de. Baba sevgisi de anne sevgisi kadar önemlidir. Biz küçükken çoğu kişiye göre hala ayıptı babanın çocuğunu kucağına alması, hele ki kız çocuğunu. Ama benim babam ne dedemin önünde ne başka büyüklerinin önünde bizi sevmekten öpmekten hiç geri durmadı, ayıp diye uyaranları fesatlıkla suçlayıp susturdu ve bizi sevdi. Çocukluğuma dair en güzel anılarım çoğunlukla babamla olanlar çünkü o bize sevgisini hep gösterdi. Çocukken bizi yıkadı, bebekken bezimizi değiştirdi, uyuttu, korktuğumda sarıldı, her elime geçeni alıp 'bu ne?' Ve 'neden?' Sorularima milyonlarca kez usanmadan cevap verdi, sıkıcı akrabalar eve dönüştüğünü tuttu elimizden deniz kıyısına götürdü. Bir çocuğun elinden bu anıların ihtimalini almak bence kalpsizliktir. Bu adamın fikirlerini gunahım kadar sevmem ama her okuduğumda, istisnasız her seferinde daha fazla sacmalayamaz dememe rağmen hep daha fazla saçmalayarak beni bu kadar şaşırtabilen çok az insan var. Allah akıl fikir versin.
Ayrıca bir fikrim var, bu adam toplum mühendisi bence, bu fikirlerini sağda solda insanlara yayip uzun vadede doğru olduğuna ikna etmek istiyor insanları. Prim vermemek lazım böylelerine, Allah bizi ve çocuklarımızı bu zihniyette insanlardan korusun.
Benim düşünceme ve şuanki yaşayışımıza kesinlikle uymuyor. Bu bence tamamen erkeklerin işine gelen bir yaklaşım bir ay demiyor iki ay demiyor . Bir bebeğin en zorlu dönemi olan ilk iki yılından bahsediyor. Sadece haftada bir uyutabilirmiş. Bu ne demek iki yıl boyunca kadın tüm vasıflarını unutacak annelik dışında. Gece boyu bebek uyancak baba uyuyacak çünkü kızabilir. Birincisi erkek bebek yapmanın bu sorumluluklarına hazır değilse bence hiç girişmeyecek bu işe küçük bir canlının kontrol edemeyeceği şeylere kızacaksa çocuk yapma fikrini gözden geçirsin ben anne ne kadar sorumluysa babanın da o kadar sorumlu olduğunu düşünüyorum evet bir bebeğin en çok annesine ihtiyacı vardır ama baba işteyken zaten o ihtiyaç fazlasıyla karşılanıyor günün sonunda yorgun bir anne kalıyor. Alt değiştirme konusu ben eşime değiştirtmiyorum ama bu benim hijyen isteğimden kaynaklı başka hiçbir sebebi yok.Bu pedagog genel olarak kadını sadece anne sıfatıyla düşünüyor. Üreten çalışan toplumda yeri olan bir birey olarak değil .
Hic sevmem zaten kendisini 4 yasina kadar beraber yatin demesi de ayri bi guzel analar sadece cocuk baksin mumkunse sadece cocuk yapmak icin sevissin calismasin dogursun ve dogursun
senin fikirlerin canim???
Hayatımda hiç bu kadar saçma bir pedagog görüşü duymamıştım.
Baba neden karışmayacakmış? Alt değiştirme ile nasıl bir güvenli bağlanma oluşacakmış acaba?
Bence bu adam kendi fikirlerini tüm erkeklerin öyle olduğunu düşünerek kadınlar arasında yaymaya çalışan bir işgüzar:)
Sanıyor ki herkes kendi gibi çocuğundan zevk almıyor. Kusura bakmayın bayım ama eşim bebeğine banyo yaptırmaktan, altını değişmekten, onunla vakit geçirmekten o kadar çok zevk aliyor ki sizin bu genellemeniz çöp oluyor.
Daha çok şey yazılır da amannnnn kim uğraşacak.
Bu adamın dediklerini ciddiye almayın.
Saçma gereksiz üstüne bişey yazılmayacak kadar aptalca bir düşünce bence baba da en az anne kadar bebeğin bakımından sorumludur
Ne yani baba sadece topu mu tutacakmış? Ne babasıymış acaba bu baba modeli iskele mi japon balığı mı? Ben bayağı güldüm (sinirden) Adem bey pedagogluğu bırakmış stand-up a başlamıs galiba. Arkadaşların yazdıklarının çoguna katılıyorum. Peki sen bir sosyolog olarak ne ekleyebilirsin?
İyi bir kreş bulsaydım ikinci dönem için düşünüyorduk ama görev için bulunduğumuz ilçede imkanımız yok malesef. Ben de şuan evi kreşe çevirdim diyebilirim. Materyalimiz epey var. Dışarıya da çıkarıyoruz fakat akran birlikteliği çok başka.. Seneye kızları bakıcıya bırakırken de aynı sistemde gitmeyi düşünüyorum. Büyükşehirlerde yaşayanlar bu konuda çok şanslı, seçenekler çok fazla imreniyorum sizlere..Evet çok fazla etken var. Aslında bence ilkokuldan bile önemli anaokulu.. çocuğun huyu suyu, okula yaklaşımı, özgüveni vs açısından bence ya iyi bir anaokuluna gitmeli ya da anne kendi bakmalı.. bizim kız daha ilk hafta öğretmenini taklide başladı.. herşeyi örnek alıyor şu an :))
Takmamaya calisiyorumHımm o zaman takmazsın heralde
Baba başkasına güvenli bağlanırsa...Hepinize teşekkür ediyorum hanımlar değerli görüşlerinizi paylaştığınız için.
Ben de nacizane düşüncelerimi yazmak isterim izninizle.
Öncelikle kendisinin neredeyse hiç bir düşüncesini savunmam ve benim hayat tarzıma, bizim aile yapımıza kesinlikle uygun değildir. Bunun yanında 'anadolu pedagojisi' olarak adlandırdığı güvenli ağlanma olayı 'Türk aile yapısına oldukça uygun bir yetiştirme şeklidir. Çünkü zaten çoğunlukla bu şekilde yetiştirmektedirler. Zaten baba pek dahil olmaz çocuk yetiştirmeye geleneksel Türk kültüründe. Baba anneye pek yardım etmez, baba evin reisidir, para kazanır, baba otoritedir. Bu yüzden devlet bile 'baba'dır. Doğruluğuna yanlışlığına henüz girmedim. Baba korkulması, izin alınması, arada köprü kurulması, asla saygıda kusur edilmemesi, yanında gülünmemesi, yatılmaması gerekilen kişidir. Bunun yanında anne şefkatli, becerikli, hızlı, çevik ve her daim dinç olmalıdır geleneksel Türk kültüründe. Çünkü yapması gereken çok iş vardır. Fazlasıyla yüklenir anneye kültürümüz. Neredeyse tüm sorumluluğu anneye verir.
Hal böyle olunca duygusal annelerimize daha kolay mı gelmektedir acaba bu yetiştirme tarzı, daha doğru, daha bilindik mi?
Yüzyıllarca bu şekilde yetişmiş, babanın fazla müdahil olmadığı bu usül doğru mudur? Bu şekilde, ihtiyaçları karşılayan adresin tek kişi olması, babanın dışarda kalması gerçekten güvenli bağlanan bireyler mi oluşturmuştur?
-Elinden gelse göbek bağını kesmeyecek olan anadolu kadınında, Türk annesi genini taşıyan herkeste kimse kusura bakmasın ama güvenli bağlanma yemez arkadaşlar. Doğru şekilde işlemez. Zaten bu güvenli bağlanma Amerika'da ortaya çıkmış bir olgudur, Adadolu pedagojisi diye uygulamaya kalkarsan 30 yaşında analarıyla uyuyan dangozlar yaratmış olursun.
-Derdi nedir, reklam mı yapmaya çalışıyordur, kitap satmak için mi böyle konular açıyordur bilemem ama ağır saçmalıyor zat-ı muhterem. Hayat elbette müşterektir.
-Anne hamile olduğunu öğrendiği an bebeğiyle bağlanmaya başlıyor. Doğar doğmaz hiçbir bebeğe davrnamadığı kadar sıcak davranıp tüm sorumluluğu üstüne alabiliyor. Baba ise bebek doğduğu andan itibaren onun la vakit geçirerek babalık duygusunu tadıyor. Hepimiz yaşadık, yaşıyoruz. Görüyoruz. Babayı bebekten, bebeğin bakımından uzak tutmak hangi zihnin ürünü arkadaşlar?
-Annenin bebeğe bağlanabilmesi için neden tüm ihtiyaçlarını annesi karşılasın? baba altını değiştirirken annenin bluetooth bağlantısı mı kopuyor? Ama haftada 1 bebeği uyutabilir. Ona izin var.
-Çocuk istifra edince baba kızar anne üzülür. Bu nasıl saçma bi cümle nasıl bi genellemedir yahu? Bu adam kendinden mi yola çıkmış demeden edemiyorum bu yazıyı yazarken. İlk 2 yıl bebeğin bakımına karışma, sonra bebek kendini sevdirirse, seninle oyun oynarsa kendini o çocuğun babası gibi hissedebilirsin. Ama çocuk anneye fazla bağlanmışsa babayı istemiyorsa napalım artık bi sonraki çocuk belki topunu paylaşır
-Tabi bu süreçte, 2 yıl aynı yatak 4 yıl aynı oda (kendisinin görüşleridir) baba başkasına güvenli bağlanırsa o zaman ksımet deriz
-Duyguları hazır olmayan baba kimse kusura bakmasın da tutsun şeyini çocuk yapmasın mümkünse. 'Ya bu da doğdu ama ben daha baba olmaya hazır hissetmiyordum kendimi(?!)' 9 ay aklın nerdeydi acaba? İşlerin yoğunluğundan evdeki bebeği unutan baba da nörolojiden randevu alsın bence
Adem Güneş'i kendi yaşam tarzıma uygun bulmuyorum. Düşüncelerini çoğunlukla saçma, aşırı ataerkil buluyorum. Bunun yanında seveni de çoktur ama bu kez aşırı saçmalamış. Gün içerisinde de çark etmiş okuduğum kadarıyla. Bana kalırsa sıvamış.
Geç yazdığım ve uzun yazdığım için kusura bakmayın hanımlar. İpeği de babası uyuttu bu gece. Haftalık hakkını kullandığı için bu kadar yazabildim artık haftaya filan görüşürüz
Ama küçük şehirlerde de çocuklar daha özgür, daha sağlıklı ve huzurlu.. haliyle daha dengedeler.. aslında buradaki imkanlarının yerine toprakta oynayabilmesini, dalından meyve koparıp yiyebilmesini, temiz hava alabilmesini tercih ederdim ben.. burada parklar bile kauçukla kaplı.. hava desen berbat.. her yer gürültü... hiçbir şey yapmadan bir banka oturup beklesen bile bütün duyuların yoruluyor aslında; oysa enerjiyi atamamış oluyorsun.. nasıl tatmin olsun ki çocuklar? İşte ancak okulda danstı, müzikti derken biraz eğlenerek.. okul fotoğrafları geliyor cuma günleri.. en mutlu göründükleri resimler Atatürk Köşkü gezisinde sahile inip kumda oynadıkları ve okulun bahçesinde büyüteçle otları karıncaları vs inceledikleri resimler.. fıtratlarından uzaklaştırıyoruz çocukları, binalar yükseldikçe toprakla mesafeleri daha da artıyor, ve bence bu da iç dengeleri için hiç iyi değil malesefİyi bir kreş bulsaydım ikinci dönem için düşünüyorduk ama görev için bulunduğumuz ilçede imkanımız yok malesef. Ben de şuan evi kreşe çevirdim diyebilirim. Materyalimiz epey var. Dışarıya da çıkarıyoruz fakat akran birlikteliği çok başka.. Seneye kızları bakıcıya bırakırken de aynı sistemde gitmeyi düşünüyorum. Büyükşehirlerde yaşayanlar bu konuda çok şanslı, seçenekler çok fazla imreniyorum sizlere..
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?