- 18 Şubat 2017
- 2.459
- 3.893
- 133
Anneliğin zorluğu bebek rahime düştüğü anda başlıyor. Ama güzelliği de öyle. Ben ilk hamileliğimde inanılmaz pozitiftim, çok kolay bir doğum yapacağım diye hayal ediyordum. Bebeğimi giydirip giydirip seveceğim, uykumuz gelecek uyuyacağız, canımız istedikçe dışarı çıkıp gezeceğiz, sadece eğleneceğiz hayali kurardım. Gelgelelim doğumum biraz talihsiz oldu. Kızım da çoklu besin alerjisi geliştirdi ve 2.5 sene uykuya hasret yaşadım. İlk zamanlar diyordum ki ben ne yaptım, hayata bir insan getirdim ve onun sorumluluğundan artık kurtulamam, bir daha asla eski hayatıma kavuşamayacağım, ölene kadar bağımsızlığımı, özgürlüğümü bile isteye nasıl feda ettim. Sonra zamanla bebeğim büyüdü, onunla birlikte ben de büyüdüm. İlk zamanlar sadece fiziksel ihtiyaçlarını karşıladığım için yeterince kuramadığımı her zaman hissettiğim bağ, bebeğim kendi karakterini sergilemeye başladığı 3. aydan itibaren güçlenmeye başladı. Onun benden de babasından da bambaşka bir insan olduğunu idrak etmek beni çok etkiledi. Hayatına rehberlik etme sorumluluğunu aldığım bu minicik insan hayatı ve kendimi algılayışımı tamamen değiştirdi. Hani bana hep romantik laflar gibi gelirdi bunlar, biraz da kendi annemden yaralı olmam sebebiyle anneliğin fazla kutsandığını düşünürdüm ama o konuda da yanıldığımı anladım. Çocuğunuzla birlikte hiç farketmediginiz bir güç keşfediyorsunuz içinizde. Çocuktan önce top atsalar uyanmayan insan, çocuk kıpırdandığı an nasıl dikilebilir yatakta?Umarim bide lohusalik depresyonu olmaz canim az kaldi dayancaz mecbur ama bazen doluyorum boyle iste![]()
Kızım şu an 3 yaşında, onun karakterini görüyorum, diğer çocuklardan farkını izliyorum. Ve o karakterde nelere ben dokundum biliyorum. Günbegün bizzat şekillendirdiğim çok kıymetli hamurum. Geleceğin yetişkini olacak, insanların hayatına dokunacak, insanlar yetiştirecek. Ve elbette onun yetiştirdiği insanlar da yeni insanlar yetiştirecek. Herbirimiz insanlardan ve dünyadan şikayet ederken, hayalimizdeki insanı yetiştirmek gibi bir fırsata kavuşuyoruz annelikle birlikte. Yeni bir insan inşa edeceksiniz. Doğarken sahip olduğu cevheri siz işleyeceksiniz. Çocuğunuzla birlikte ondan sonra gelecek bütün turuncuklarınızla dünyaya nasıl isterseniz öyle bir iz bırakma zincirinin ilk halkası olma fırsatını yakaladınız. Hayatta bu kadar kıymetli başka ne var bilmiyorum.
Ben bebeğimi kucağıma aldığımda hiçbir şey hissetmedim ve istisnalar gücenmesin bir çok kadın böyledir. Ama kafamızda kutsadığımız o muhteşem anne imajının baskısı nedeniyle yine bir çok kadın bebeğini gördüğü an bir aşk yaşadığından bahseder gerçekte öyle olmasa bile. O meşhur aşkı hissedemeyen anneler ise bebeğini sevmediği düşüncesiyle kendini suçlayarak lohusa hüznü yaşayabilir. Depresyondan endişe ettiğiniz için yazıyorum bunu, bebeğinizi kucakladiginizda hiçbir şey hissetmeyebilirsiniz, hatta belki benim gibi yaşadığınız zorluklardan ötürü onu suçlayabilirsiniz. Hepsi normal ve inanın hepsi geçici. Birlikte zaman geçirdikçe güçlenecek aranızdaki bağ. Doğum tercihiniz ne bilmiyorum ama eğer sezaryen olursa mümkünse kendi sancinizin gelmesini bekleyin. Doğum sancısı başladığı an salgılanan bazı hormonlar var. Çalışmalarla sabit, bu hormonlar hem bebeğin hem sizin beyin kimyanızı etkileyerek sizi lohusa hüznünden korumaya yardımcı olur, bebeğe güvende hissettirir ve daha güçlü bağ kurmanızı sağlar.