- 11 Mart 2010
- 3.807
- 1.161
- 173
Boşanmak istemiyorsanız ne diye zırt bırt boşanıcam diyorsunuz? Evlilik bu kadar basit mi? Karşılıklı uzun uğraşlar sonucunda 11 aylık evliliğinizi mahfetmeyi başarmışsınız beraber.
11 ay bu şekilde yürüdüyse bundan sonra da yürür emin olun.
kızlar yorumlarınız önemli benim için.
kavgalarımıza şahit olsanız eften püften olmadığını anlarsınız.
evet biraz nazlı büyüdüm. aileme de düşkünüm. ama inanın evlendiğimden beri eşim mutlu olsun diye her şeyi yapmaya çalıştım.
kim işten yorgun argın gelip akşam 10'da otobüsle 50 km yol gidip sırf kayınvalidesi, görümcesi, eşi mutlu olsun diye 1 saatliğine oturmaya gider ki?
benim eşimle aramda 5 yaş var.
ben olgun büyütülmedim maalesef. ama eşim şehir dışında ailesi yaşamış.
bana bırak eş olmayı abi gibi yaklaşıp, "bak gabriel böyle yapıyorsun ama yanlış, şöyle yapmalısın" diye konuşmuyor.
hep benden kötülük bekliyor. ben düşmanıma bile kötülük yapamıyorum ya. en büyük kötülüğüm kızdığım biriyle konuşmamaktır.
of aramızda saygı bitmek üzere sevgi de can çekişiyor. ama eşim de bişey yapmıyor.
benim de kırgınlıklarım yaralaırm iyileşmiyor.
canım benim eşim de haklı haksıza çok bakıyor.
ben ortada bir kavga varsa iki tarafında haksız ve haklı olduğu tarafların olduğunu düşünüyorum. yani aslında benim için mesele kavga etmemek. mutsuz olmamak.
elimden geleni yapıyorum ama o umursamıyor.
gabriel nasıl olsa barışır.
:)) elmaracım, boşanmak bu kadar gündeme gelmemeli.
ama ben eski hayatımda daha mutluydum. daha özgürdüm. bazen eski yataığımı bile özlüyorum
eşimi de seviyorum.
işte bu noktada hangisini seçeyim bilemiyorum.
biraz alttan alsa sorun çıkmayacak. benim ona tahammülüm kalmadı. çünkü sabrının son limitine kadar kullandı.
woaww arkadaşım helal olsun, ben dün yediğimi unutuyorum siz resmen kronolojik olarak sıralamışsınız kavgaları.. mutsuz olma sebebiniz de bu.. ben de bu kadar içimde tutsam beni de basar evlilik bir yerden sonra.. ne kadar sık boşanma lafını alıyorsunuz ağzınıza.. hepimiz biliyoruz ki bu kadar çok boşanalım diyenler boşanamıyorlar.. yani siz resmen eşinizi peşinizde koşturmak için söylüyorsunuz boşanmayı, yoksa boşanacak olan adam sahur saati telefonunu açmadığında boşardı zaten.. elbette her iki tarafta da sorun var, esas sorununuz iletişimsizlik.. ama kusura bakmayın bu kadar da narin olmayın.. her kavgada ağlamak, telefonları kırmak çok gereksiz tepkiler.. sinirlendiğinizde kendinizi sakinleştirecek birşeyler bulun ve asla kızgınken geri dönüşü olmayacak tepkiler vermeyin..
evet küsülmez doğru. haklısınız. ben biraz ilgiyle büyüdüm. ondan da bunu bekliyorum. çok sabırsızım. dayanamıyorum.
dün karabasan gördüm salonda yatarken, gittim yanına yattım. sırtını dönüp yattı yine umursamadı. napim ben mi suçluyum yine?
eşin yemek konusunda haklı..
napim diye sormuş adam, sen bilirsin demek yerine eve gel deseydin çok daha farklı olurdu.. kim olsa alınır...
kabahat sadece eşinde değil..
yazdıklarından anladığım kadarıyla eskiyi unutmayıp zaman zaman sen bana şöyle yapmıştın sen bana bunu demiştin diye ortaya getiriyosun bazı şeyleri..
kırıp dökme de cabası...
ayrıca eşine babam seni bi parmağıyla ezer ne demek ya..
o da erkek.. çok ağır şeyler bunlar...
nerde ne konuşacağını, nasıl davranacağını bilmezsen daha çok üzülürsün...
erkekler o kadar saflar ki,nasıl davranacağını bilirsen idare edilmesi çok kolay aslında..
:)) elmaracım, boşanmak bu kadar gündeme gelmemeli.
ama ben eski hayatımda daha mutluydum. daha özgürdüm. bazen eski yataığımı bile özlüyorum
eşimi de seviyorum.
işte bu noktada hangisini seçeyim bilemiyorum.
biraz alttan alsa sorun çıkmayacak. benim ona tahammülüm kalmadı. çünkü sabrının son limitine kadar kullandı.
canım benim çok güzel yazmışsın sen de. ama nasıl sakinleşeyim? o işe gidince hayat ona güllük gülistanlık. benim iş yerimde de hep aklım onda. çok zormuş bu işler.
tüm evlilikler çok mutlu da benimki berbatmış gibi geliyor.
mutsuzluğa sabredemiyorum.
kızlar yorumlarınız önemli benim için.
kavgalarımıza şahit olsanız eften püften olmadığını anlarsınız.
evet biraz nazlı büyüdüm. aileme de düşkünüm. ama inanın evlendiğimden beri eşim mutlu olsun diye her şeyi yapmaya çalıştım.
kim işten yorgun argın gelip akşam 10'da otobüsle 50 km yol gidip sırf kayınvalidesi, görümcesi, eşi mutlu olsun diye 1 saatliğine oturmaya gider ki?
benim eşimle aramda 5 yaş var.
ben olgun büyütülmedim maalesef. ama eşim şehir dışında ailesi yaşamış.
bana bırak eş olmayı abi gibi yaklaşıp, "bak gabriel böyle yapıyorsun ama yanlış, şöyle yapmalısın" diye konuşmuyor.
hep benden kötülük bekliyor. ben düşmanıma bile kötülük yapamıyorum ya. en büyük kötülüğüm kızdığım biriyle konuşmamaktır.
of aramızda saygı bitmek üzere sevgi de can çekişiyor. ama eşim de bişey yapmıyor.
benim de kırgınlıklarım yaralaırm iyileşmiyor.
kızlar hepinize alıntı yapamıyorum.
ama genel olarak şunu söyliyeyim. benim suçum nazlı ve sorumluk verilmeden büyültülmek. hayatın hep mutlu gideceğine inanmak.
eşimi ben zaten onun istemediği insanlarla görüşmemekle idare ettiğimi düşünüyorum. o benim için hangi fedakarlığı yapıyor?
tamam kıyas yok. ben bana yapılan iyiliği de kötülüğü de unutmuyorum. bu kötü bişey.
ama bu anılar beni ben yaptı. evliliğin 4. gününde beni hüngür hüngür ağlattı.
sebebini de açıkca söyliyim. haklımıyım haksızmıyım lütfen karar verin:
ailem 30 metre mesafede,
eşimin ailesi 25 km mesafede..
el öpmeye ilk onlara 25 km öteye gidecekmişiz. eyvallah. ama o zaman bana "ya bu kına adeti, düğün adeti ne ki? yazılı kanun mu?" diyip düğün hazırlıklarını burnumdan getimeyecekti.
her neyse.
ben iyi olmaya çalıştıkça. o "hayır olmak zorunda değiliz. küs de yatarız, mutsuz da. gabriel nasıl olsa affeder" tavrında. ama o gabriel bitti. yeni gabriel kırılmış, toparlanammış, kindar ve daha sinirli.
bende bu halimden hiç memnun değilim.
hepiniz çok güzel yazmışsınız. çok sağolun.
ben terapiste çok gitmek istedim. sonuçta evliliğimize dışardan 3. bir kişi bakıp karar vermesi daha doğru. yani bana göre ben, ona göre o haklı ama ikimizin de eksik yönlerini 3. bir kişi söylese objektif değerlendirmiş olur.
ama eşimin çevresi hep psikolog ve iletişimci. ve hiç inanmıyor bu mesleğe. daha kendi sorunlarını çözemiyorlar diyor.
ikna edemiyorum ki.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?