Annem ve giyimi utanıyorum

İstifçilik her zaman kurtlanan, böceklenen yiyeceklerle yaşamak olmayabilir. Mesela alıp alıp giymeye kıyamamakta istifçilik ya da kavanoz, şişe, dondurma kabı biriktirmek lazım olur diye.
Çeşit çeşit ev tekstil eşyası olup sürekli aynılarını kullanmakta örneğin. Belli bir yaşın üstünde bu davranış halis mi acaba diye düşünmeye başladım.
Bir akrabam var eskiden yani daha gençken çocuklarının eşyası bile ona fazla gelirdi. Şimdi ise hani düşünün ki aksesuar ama eski ya da gereksiz asla atmaz mesela.
Giyimde de öyledir yeni vardır ama hiç giyilmez. Bazıları ne yeniden vazgeçebiliyor ne eskiden :)
Tek değişmeyeni aşırı titiz ve temiz olması. Bir ara bende yapmaktan zevk aldığım konulara ilgi duymamaya başladım. Giyim, makyaj, bakım.
Ama asla beni rahatsız etmiyor, kendimi kötü hissettirmiyordu. Makyaj için neden yüzüme o renkli şeyleri süreyim ki falan diyordum. Halbuki çok severim.
Bir sürü beyaz tişört almıştım jean giyiyordum sadece. Farklı bir sebeple doktora gittiğimde hormon dengemin bozulduğunu östrojen seviyemin çok düştüğünü öğrendim.
İlacın böyle bir etkisi de olacağını bilmiyordum tabii. Yani ben eski ben oldum.
Açıkçası sorun psikolojik kökenli ya da fizyolojik olabilir. Eski, yırtılmış eşyalar giymeyi hali vakti yerinde olan hiç kimse için normalleştirilmemeli, altında yatan sebepleri öğrenmek lazım. Mutlaka bir sebebi vardır çünkü.
 
Son düzenleme:
Annenizden utanacağınıza alıp bir doktora götürün, kimse keyfinden yapmaz bunları. Muhtemelen geçmişte büyük tramvalar yaşadı kadın.
 
Çok fark olur durumlarla bir taraf belkide düzelecek ama kendine fırsat vermiyorda ola bilir herhalde.
Biraz cesaret edebilme gücünü kendinde bulabilirse düzelebilir belki,yaşadığı durum da önemli burada.
İşte o yüzden konuya da yazmıştım keşke anne de bir üyelik alsa da kendisini anlatsa diye, tahminim biz yaşlarda bir kadın Ahretlik, yeni nesile göre daha farklı büyümüş, sen ben asıl mesele ne anlarız kadın üye olup anlatsa, çünkü bizim ebeveynlerin büyüttüğü kuşaktan geliyor anne. Biliyorsun eskiden büyükler de az değildi, birkaç kuşağın içinden geçtiler resmen, tabular örfler ayıplar kız çocuklarının henüz çıkan memelerinin bile gizletildiği kat kat giydirildiği dönemler
 
Bizler gene şanslı kuşaktan geliyoruz ahretlik,en azından kendim için söyleyim çok rahat da büyümedim çok da sıkı büyümedim şanslıydım en azından.Bahsettiğin kat kat giyim olayını hiç yaşamadım sokağa çıkar arkadaşlarımla oynardım saygı ve hafifte osa korku vardı bizlerde.
 
Gülen tipler her şeye güler.
………..

Eşimin gözleri hassas. Güneş var ile yok arasında olsa, parlak hava olsa bile güneş gözlüğü takar. Lazerden sonra beni de öyle oldu. Her neyse kadının biri yüksek sesle bu havada da güneş gözlüğü takılmaz ki deyip geçti… o kadar hızlı geçti ki cevap verecek fırsatımız olmadı. Millet gülecek diye takmayalım mı?

Pandemi öncesinde doktor isteyi ile maske takardım. Alerjik durumlarından dolayı. Millet gülerdi. Takmasamıydım. Sonra toplum olarak zorla taktık

Terlik üzerine çorap sevmem bende, eskiler pantolona sokar. Keneler hortlayınca nedenini öğrenmedik mi…

Roman vatandaşlar her türlü giyip geziniyor. Kim onlarla kıyafetleri yüzünden alay edebilir. Kafa göz dalarlar, adama.

Baskıyla olacak birşey değil bu. Yavaştan dini inançları ile ters düşmeyecek şekilde ikna edebilirsiniz.
 
Ben de öyle ama arkadaş çevremde vardı kendini sarıp sarmalamak zorunda olanlar, hiçbir şey yapamasa kambur yürür ellerini göğüslerinde bağdaştırırlardı, onlara göre rahat bir kızdım garipsiyorlardı ayıp mayıp takmayışımı, bedenimden mi utanacağım erkek çocukları göğüs bağır açık gezerken bilmiş teyzelere de yapıştırırdım lafı ama 1990 öncesi doğanlarda yaşandı böyle şeyler, kısıtlanan her şeyine ayıp denilen kendisiyle ilgili kararlarda bile yok sayılan kuşaklar yetişti, hala da bu kafa yapısıyla büyütülen kız çocukları var.
 
İstifçilikte kurtlanan yemekleri saklamak da mı var

Ama ben herkesin istifçilik maksatlı kıyafet sakladığını düşünmüyorum, şimdi hala bu adetle büyütülen var mı bilmiyorum fakat bizim kuşak ve önceki nesiller için yazıyorum, eskiden insanlara dolabında mutlaka birkaç takım kullanılmamış çamaşır ve pijama, birkaç takım kullanılmamış kıyafet bulundur derlerdi, hastaneye muayeneye gidersin, ameliyat olursun hastanelere temiz gidilir diyorlardı, hatta ben ailemdeki herkesin muayeneye giderken önce öz bakım yaptıklarını, o kenarda tuttukları temiz çamaşırları ve kıyafetleri giydiklerini görürdüm, bu sebeple kenarda birkaç yeni kıyafet çamaşır tutan da var.
 


İstifçilik çöp ev gibi olur benzeri bir şey demişti bir üye, yani hiç bir şeyin atılmaması. Bence hiç bir şey değil de bazı şeylerin atılamaması durumu da olabiliyor. Ev temiz oluyor ama kalabalık oluyor, her şeyden fazla fazla bulundurulabiliyor. Lazım olur diye bir sürü dondurma kabı, salça kavanozları, turşu bidonları falan. Bir sürü tencere vardır hali hazırda ama kutuda, kullanılmaz. Israrla kararmış, kulpları olmayanı kullanmaya devam etmek gibi benim dediğim. Ya da 1 evde 4 tane çaydanlık olması örneğin, üstelik evde çay sevende yoktur. 5 kişilik ailede sabah kahvaltıda sadece 2 kişi içer. Ve kendileri alırlar, hediye ya da çocuğunun aldığı değil. Gelgelelim kullanmazlar ama.
 
Son düzenleme:
annem 60 yaşında ben 34,o köy kadını ben şehirde büyüdüm,yıllardır aynı sizin anneniz gibi giyindi,asla utanmadım,bu çok göreceli bir kavramdır,
sadece şunu söylemek istiyorum,onlar eski insanlar akıllarındakini biz bilemeyiz,onlar süsle püsle elini sıcak sudan soğuk suya sokmayan adamlarla,ailelerle yaşamadılar,neler yaşadılar çektiler bilemeyiz,bizlere evlat olarak onlar için en iyilerini yapmaya çalışmak kalıyor..

çabamızdan sonuç alamazsak da kabullenmek kalıyor...hala bile annem yaşadığı çoğu şeyi anlatmaz sırf birilerine düşman olmamam için...anlattığı şeyler de var ki ağzım açık kalıyor...belki çoğu kadınların dediği gibi bir desteğe ihtiyacı vardır..olumlu yönleri varsa onlara tutunun derim,iyi kötü sizin yanınız da hala...
bahsettiğim annem beni büyüten annem bu yüzden kıymetlimdir..kendi annem babamın eziyetlerinden kaynaklı ayrılmış ve beni de vermiş..üstüne çuval giysin isterse içinde ki beni büyüten kadından önemli değil gerisi ..
 
Bir giyim nelere kadirmiş annenizi yanınızda olduğu ve siz nereye gitmek isterseniz oraya eşlik ettiği yani varlığı için sevseniz böyle olmazdı. gözünüzü giyim kuşam elelam ne der bürümüş psikolojik tedaviye gerek yok annenizden utanıyorsunuz bunu kendinize(aşağılık )kompleks yapmışsınız keşke şimdi annem yanımda olsa da şalvar giyse beraber starbaksa gitsek kurban olun ananizin tırnağına üzüldüm kadına benim senden utanıyorum diyen kızım olsa yüzüne bakmam
 
Amerika’da çok yaygın diye biliyorum istifçilik ve onların evleri gırtlağına kadar dolu oluyor geçecek yer bulamıyorsunuz, fi tarihten beri ellerinde olan hiçbir şeyi atmıyorlar ve dışarıdan da bir şeyler taşıyıp duruyorlar, evleri artık çöp eve dönüyor


Bizdeki istifçiler daha derli toplu sanki, Avrupa ülkelerindeki istifçilerle kıyaslayınca bizim insanlarımızda tam olarak bir istifçilik yok takıntılı oldukları şeyle alakalı eşyaları fazla fazla alıp kenara koyma var gibi

Mesela kimi mutfak eşyalarına çok takıntılıdır günlük kullanımda ayrı olacak misafirde ayrı olacak, kalabalık gelen olursa büyük çaydanlıkları olacak, bizim istifçilik Türk kültüründeki gelenek göreneklerle yoğrulmuş bana kalırsa, misafir ağırlama misafire her şeyin en güzelini çıkarmak gelenektir ya bizde, bir de her şey bol bol yapılır çay bitti diyemez mesela, iyi ağırlayamadığını düşünüp utanır.

Yoğurt kabı gibi dışarıdan alınan saklama kabı görevi de gören malzemelerin atılmama sebebi eskiler varlıklı olsun olmasın geri dönüşüm bilinciyle büyümüş, hep bir şeyleri başka bir şeye dönüştürmüşler, şimdi adına patchwork denilse de eskiler 40 yama der, 40 yama bu bilinçten doğmuştur eskiyenleri dönüştürüp yeniden kullanmışlar, keza hanım dilendi bey beğendi diye bir tığ işi motifi vardır o da öyle, hatırlıyorum anneannem babaannem eskiyen eşarplarını bile atmaz onları tülbentlerin kenarına işledikleri oyalarda veya ördükleri bir bluzun süslemelerinde kullanırlardı.


İstifçilik kendi arasında kategorize ediliyor olsa bizdeki kültürel istifçilik olabilir
 
Annem yanımda pazen şalvarıylada gezebilir bundan utanmamda gocunmam da.
Kendisini nasıl rahat hissediyorsa el alem iki düzgün kıyafet görecek diye gönlünü kiramam
 
Kendi hayatım geldi gözümün önüne. Benim annemde aynıydı bende utanırdım ama şimdi anlıyorum utanılması gereken üzerine giydiği kıyafeti değilmiş. Şimdi mesela yemyeşil bir terlik almış cırtlak dursada hiç sorun yok o benim annem o öyle mutlu öyle rahatsa kimse karışamaz. Ben annemi böyle seviyorum o böyle mutlu sende kabul et lütfen utanma herkes heri gelir ama anne gelmez. Kurban olurum ben anneme isterse her rengi üst üste taksin
 
50 yaş çok yaşlı değil. Onu kabuğundan çıkaramıyosan destek alın psikologdan. Eğer oda olmuyorsa yapacağın bişey yok.

Ama sende doğru yapmıyorsun. Bu senin annen giyminden utanmak da senin ayıbın.

Çocukların görevi herşeyi sırtlamak değil yanlış anlama. Bende küçük yaşta olgunlaşmak zorunda kaldım :) Yapabildiğin kadarını yapacaksın bu hayatta çok zorlamıcaksin.
 
Aslinda guzel bir sey istiyorsunuz onun icin de. Boyle hissettiginiz icin suclu hissetmeyin lutfen. Her ileri yasta kisi bu sekilde degil elbette. Sanirim oncelikle kullandigi cok eski yipranmis esyalari atmakla baslamalisiniz ama annenizi de ikna ederek. O esyalar durdukca vazgecmeyecektir gibi geldi bana.
 
İnsanları eskisi kadar önemsemiyorum ben. Geçenlerde akşam vakti oğlumla parka diye çıktık, birden çorbacıya gitmek istedi. Hemen evin oraya gidip arabayla geçtik çorbacıya. Bir baktım ayağımda terlik, üstümde sıradan tişört. Hiç aklıma gelmemiş üstüme bakmak, park kombini ile gitmişim çorbacıya Umrumda bile olmadı, oğlanın canı çorba çekti mi çekti, başka bişeyin önemi yoktu benim için. Zaten belli yaştan sonra kendine dönüyor insan, 40 yaş sonrası mesela..

Kim olduğunu bile bilmediğiniz, belki bir daha hiç görmeyeceğiniz (görecek bile olsanız) insanlar için üzmeyin annenizi,hele ki hayatından çıkarmak asla,ileride çok içiniz acır.
 
Bizler belki şanslı çocuklardık o dönemlerde,arkadaşlık farklıydı samimiydi,mahalle teyzelerinden bende hiç olumsuz sözler duymadan büyüdüm.
Çoğrafya kader deniyor ya aslında çok doğru bir söz ahretik.
 

Kesinlikle öyle, evet fazla alınması eskiden imkanlarının olmaması, kullanılmaması da eskiden olmadığı için kıyamama durumu 5-6 ayakkabısı olur ama giymeye kıyamaz bir tane belirler hep onu giyer eskiyene kadar. Bende asla çöp evlerle kıyaslamıyorum o bambaşka bir durum..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…