Annen öyle davrandığı için sen böyle davranıyorsun. Sen böyle davrandığın için de annen öyle davranıyor.
İlişki kısır döngüye girmiş oluyor ve sürekli patinaj halinde kalıyor.
Karşımızdakini değiştiremeyeceğimize göre eğer biz ilişkiyi daha sağlıklı bir zemine çekme isteğinde isek değişime
kendimizden başlamalıyız.
Biz aynı olaylara aynı tepkileri vermeyi bırakmalıyız. Söylemlerimizi, ses tonumuzu, beden dilimizi değiştirmeli
göz teması kurarak kendimizi ifade etmeye çalışmalıyız.
Karşımızdakinin damarına basacak cümleler kurmaktan kesinlikle kaçınmalıyız.
Sen ile başlayan cümleler yerine ben ile başlayan cümleler kurmaya özen göstermeliyiz.
Örn. Sen şöyle yapıyorsun değil ben böyle istiyorum gibi. Tek bir cümle veya tavır anında kimyamızın değişmesine
ve öfke duvarlarımızın yıkılmasına neden olabilir. Öfke duvarı yıkıldıktan sonra da bir çağlayan gibi önüne geleni
devirir sürükler. Artık ne söylenen sözlerin ne de davranışların anlamı kalmıştır. İki taraf birbirinin canını daha fazla acıtma çabasına girmiştir. Fırtına diner, öfke geçer ama geride çatlaklar bırakmıştır. Her fırtına yeni çatlaklar demektir.
Suçlayıcı, yargılayıcı sözler işitmek hangimizin hoşuna gider canım? Öyleyse önce biz suçlayıcı yargılayıcı söylemlerden kaçınarak değişime adım atabiliriz. Biz küçük harflerle konuşmaya özen gösterirsek karşımızdakinden
bunu talep etme hakkına sahip oluruz.
İlişkilerimiz ne kadar sağlıklı olursa kendimizi o kadar iyi hissederiz. Gönlünce olması dileği ile...