- Konu Sahibi yenigelinim
- #261
Öyle birşey söylemedim ama olsun...O arkadaş beş yaşındaki çocuğa 3 ve 1 yaşındaki bebeleri emanet ediyor. Büyük küçüğe bakar kafasında. Böyle bişey yazması da şaşırtmadı sorunlum. Umarım kimse ciddiye almaz.
Aşağıdaki videoyu izleyerek sitemizi ana ekranınıza web uygulaması olarak nasıl kuracağınızı öğrenebilirsiniz.
Not: Bu özellik bazı tarayıcılarda mevcut olmayabilir.
Öyle birşey söylemedim ama olsun...O arkadaş beş yaşındaki çocuğa 3 ve 1 yaşındaki bebeleri emanet ediyor. Büyük küçüğe bakar kafasında. Böyle bişey yazması da şaşırtmadı sorunlum. Umarım kimse ciddiye almaz.
Benim dinime göre herkesin ne kadar yaşayacağı anne karnında yazılıyor. O konuda birşey diyemeyeceğim :)
Öyle birşey söylemedim ama olsun...
Evet bence de kolay çocuk yapmak. Doğurmak da öyle, ne de olsa acısı geçiyor. Normal doğumda bir süre acı çekiyorsunuz geçiyor, sezaryenle de birkaç ay dişinizi sıksanız yeter. Esas iş sonrasında, zaten size göre sonrası pek dert değil gibi.2 li 3lt tarama testleri şart değil dedim. Olursa devlet bakıyor zaten. Ayrıca baktıkları testlerin bir kısmı çocuğun engelli olacağını söyleyerek hayatına son vermek için yapılıyor ki böyle olacağı söylenen ve normal doğan bir sürü bebek var. Doğasıyla doğrulugu kesin olmayan testlerden bahsediyoruz. Ben yaptırmadım çocuklarım da gayet sağlıklı doğdular çok şükür. Teyzenin adına üzüldüm. Benim de ilk geceliğine sorun çıkmıştı ve 1 gece için 500 lira almışlardı 10 sene önce. Ama şimdiki aklım olsa asla özele gitmezdim ki şimdi de pek gitmiyorum zaten. Devlette harika bi dr um var kimseye değişmeyeceğim :)
Benim için öyle 6 anı yarın doğurmamış sorun olmaz. Zaten 2.5 ay oldu doğum yapalı. Gözünüzde büyütmeyin bence gerçekten kolay. Allah hayırlı sağlıklı evlatlar yetiştirmenizi nasip etsin :)
Çok güzel açıklamışsınız ama işte bu konular ağır, hassas konular... Bu platformda yasaklanmış konular.Çünkü polemiğe çok elverişli.Herkesin bir aklı, iradesi var bunları araştırıp sorgulayabilecek... Aşk bir sırdır çözebilene...her yapılan hataya engel olunsaydı, bu dünyanın imtihan salonu olmasına aykırı olurdu. Kimse günah işleyemez ve hata edemezdi. O zaman mükafat ve cezadan da söz edilemezdi.
Bu konu çok karmaşık ve çok kompleks bir konuma sahip olduğu için “iki kere iki dört eder” türden matematiksel bir formülle açıklanacak bir husus değildir. Bununla beraber, konunun anlaşılmasına yardımcı olacak bazı noktaları maddeler hâlinde özetlemeye çalışacağız.
- Bu gibi sosyal içerikli konuların tahlili yapılırken genellikle -ister istemez- sübjektif kriterler ön plana çıkar. Sübjektif değerlendirmeler ise, kişilerin inanç dünyalarıyla yakından ilintilidir. Hüzünle dolu bir adamın dünyayı bir matemhane, sevinçten uçan bir kimsenin dünyayı bir düğün salonu olarak tasavvur etmesi anlaşılabilir bir algılamadır.
Bunun gibi, Allah’ı tanımayan veya yanlış tanıyan bir kimsenin insanlık camiasını bir zulümler diyarı, bir haksızlıklar yurdu, bir istihkam değil intikam taburu gibi tasavvur etmesi, dişi keskin -insan kılıklı- sırtlanların dişsiz olanları parçaladığı -hayvanî özgürlüklerin olduğu- vahşi bir ormanlık olarak görmesi; buna mukabil, evrenin Adil, Hakîm, Alîm, Kadîr bir yaratıcısının olduğuna iman eden bir kimsenin dünyayı ciddi bir imtihan salonu, hiç bir kimseye zerre kadar haksızlığın yapılmadığı bir müsabaka meydanı, şekli ne olursa olsun -yarışın adalet unsurunu bozan- herhangi sinsi bir hilenin, bir haksızlığın, bir şikenin cezasız kalmayacağı bir adalet sarayının koridoru olarak tasavvur etmesi de anlaşılabilir bir algılamadır.
Demek ki inanç dünyası veya inançsızlık dünyası, dünyanın rengini değiştiren bir iksirdir.
“Kimin için Allah varsa, onun için her şey vardır, her yer yarar. Kimin için Allah yoksa, onun için her şey yoktur, her şey kalbe bardır / yüktür.”
Keza, kimin için Allah varsa, her şey güzeldir, her yer güzeldir, Çünkü Mevlamız ne yaparsa güzel yapar. Kimin için Allah yoksa, onun dünyası çirkindir, her şey çirkindir, her yer zehir zemberektir.
- Ahirete endeksli olarak dünyaya bakmayanların Afrikası da dünyası da zalimlerin kahkahalarıyla, mazlumların iniltileriyle, gaddarların şaşaalarıyla, mağdurların sefaletiyle dopdoludur. Ahirete iman edenlerin Afrikası da, dünyası da, zalimlerin gülmelerini ağlamaya çeviren, izzetlerini rezilliğe dönüştüren; buna mukabil, mazlumların ağlamalarını gülmelere çeviren, iniltilerini kahkahalarla sevinç göz yaşlarına dönüştüren bir adalet ve mükâfat, bir ceza ve nedamet diyarına açılmış bir kapı olarak tasavvur eder.
O halde her şeyden önce Allah’a ve ahirete sağlam bir iman şarttır. Bütün kâinatın sonsuz rahmet, şefkat, adalet, hikmet, ihsan, ikramına şahit olduğu Allah’ın bazı kullarına -haşa- zulmettiğini düşünmek, iflah olmaz cehaletin ıslah olmaz ürünüdür.
- Bediüzzaman Hazretlerinin ifade ettiği gibi, rızık iki kısımdır:
Birincisi, Allah’ın taahhüt ettiği rızıktır. Bu rızık, Allah’ın -canlıların taşıdığı- hayatın bir hakkı ve hukuku olarak değerlendirdiği ve bu sebeple de hayatta oldukları sürece kendilerine ulaştıracağına dair söz verdiği bir rızıktır.
Her canlı hayatta olduğu sürece bu rızkını bulacaktır. Allah, bu taahhüdünü yerine getirmek için, dışarıdan gelen rızık kapısının -sebepler dairesi bakımından- kapanması durumunda, sahibine ulaştırılması hikmetiyle, iç yağlar (glikoz) suretinde depo ederek stoklar oluşturmuştur.
Genellikle, bu iç yağlar yetmiş günden fazla devam edebilir ve bu iç stoklar tükenmeden, canlıların aldıkları rızık konusundaki alışkanlıklarını bırakmaktan ileri gelen bir dengesizlik sonucu ölürler. Bu rızık çeşidi, yalnız biyolojik hayatın devam etmesini sağlayan asgari bir zaruret miktarıdır.
İkinci rızık çeşidi ise, zorunlu biyolojik ihtiyacın dışında kalan, asgari hayat standartlarının üzerinde seyreden bir gıdalanma formülü, bir beslenme şeklidir. Bunun çok farklı dereceleri vardır. Ve bu İlahî taahhüt altında değildir. Bunun garantisi yoktur.
Bir de insanların suistimalleri söz konusudur
Kesin ban alacağım kesin ama susamazdimÇok güzel açıklamışsınız ama işte bu konular ağır, hassas konular... Bu platformda yasaklanmış konular.Çünkü polemiğe çok elverişli.Herkesin bir aklı, iradesi var bunları araştırıp sorgulayabilecek... Aşk bir sırdır çözebilene...
Nasıl cesaret ettiniz tahlil/tetkik yaptırmamaya? Hayır birde marifetmiş gibi söylüyorsunuz. Tavsiye veriyorsunuz. Anne karnında teşhis edilebilen çok hayati durumlar olabiliyor,kimse keyfi yaptırmıyor o tahlilleri.Dogumu ozelde yaptirirsan 500 600 tl dogum masrafi. 300 devlet karşılıyor. Hamilelik tetkikleri hiç yaptırmadım ben sart degil onlar.Yeni doğan bi bebeğin aylık 50 60 TL bez masrafı oluyor. Başka masrafı yok. Kreşe başlayana kadar bebek arabası ve yürütecek lazım olur ikinci el uygun bulabilirsiniz. çok yemek de yemez zaten. Kreşe başlayınca 500 TL kırtasiye ve okul masrafı ve ilkokulda 100 TL kırtasiye. . Onun dışında sağlık masrafı devlet tarafından karşılanıyor merak etmeyin. Kıyafeti de zamanında hep başkasının küçülen eşyalarını almıştım.
Önce tedbir sonra tevekkül diye bi şey duydunuz mu siz hiç?Benim dinime göre herkesin ne kadar yaşayacağı anne karnında yazılıyor. O konuda birşey diyemeyeceğim :)
Biliyorum zaten, nasıl unuturum?O arkadaş beş yaşındaki çocuğa 3 ve 1 yaşındaki bebeleri emanet ediyor. Büyük küçüğe bakar kafasında. Böyle bişey yazması da şaşırtmadı sorunlum. Umarım kimse ciddiye almaz.
Ben çok net hatırlıyorum. Hatta lağım suyuna girmişlerdi üçü birlikte. Benden başka hatırlayanlar da vardır eminim.
Hay agzını opeyım yaHerhalde çocuğu olan herkesin aylık 10 bin geliri var. Bırakın bu işleri. Hayatta neyin garantisi var? Bizim gelirimiz 2500 TL, ben şimdi hamile kalsam yarın bigün eşimin işten çıkarılmayacağı ne malum? Veya tam tersi. O yüzden bu kadar incelemek gereksiz.
Sadece ölecektik dediği için yazdım. Yoksa tabiki bende gidiyorum Dr a bi problem olduğunda ya da hamileyken. Yanlış anlaşıldım sadece :)Önce tedbir sonra tevekkül diye bi şey duydunuz mu siz hiç?
Allah korusun ama eğer günün birinde çocuklarınıza bi şey olursa kaderlerinde o olduğu için değil annelerinin cahilliği ve sorumsuzluğu yüzünden haberiniz olsun.Neyse arkadaşlar çok alıntı olmuş tek tek yazmıyorum. Ben yaptırmadım dedim ve paralı testlerden bahsediyordum. Diğer Dr kontrollerine gitsin zaten devlet hastanesi cüzi bi ücret alıyor. Ben imkanları sınırlı olan biri için kendi tecrübemi söyledim sadece.
Soruna siz ne demek isterseniz o demek istedim ben orda. kapitalist sistem mi dersiniz sosyal olamayan devlet mi demek istedim. benim kapitalism ya da devletle ilgili bir durumum yok. konuyu bir de buraya cekmemiz gereksiz. ne dersiniz? ama istiyorsaniz buyrun sosyal devlet nedir tartisalim.
memnuniyetle izah ederim ozaman kapitalizm experi Devletten dem vuramazsin , boyle birseyin tartisma alani burasi degil o yuzden git baska tartisacak yer bul , daha debatin ne oldugunu bile bilmiyorsun daha fazla yazma bencede . thanx and have a nice day:)Okudugunuzu anlayamadiginiz icin konusmaya deger bulmuyorum.
bence sizin size dayatılan hayatı kabul etmekten başka şansınız yokmuş diğer üyelerin yazdıklarından ve sizin buna inancım gereği demenizden alıyorum. bir sürü çocuk yapıp onlara imkansızlıklarla bakmak zorunda olmakta sizin kaderinizmiş...Neyse arkadaşlar çok alıntı olmuş tek tek yazmıyorum. Ben yaptırmadım dedim ve paralı testlerden bahsediyordum. Diğer Dr kontrollerine gitsin zaten devlet hastanesi cüzi bi ücret alıyor. Ben imkanları sınırlı olan biri için kendi tecrübemi söyledim sadece.
İnanan bir insan bu kadar basit cahilce konuşmamalı ya. İslam mı yasaklıyor tıbbi tetkikleri. Kadın orda sağlık durumunun hem kendisi hem evladı için riske girdiğinden, tetkik yapılmasaydı sonucun kötü olabileceğinden bahsetmiş siz diyorsunuz anne karnında yazılır.Benim dinime göre herkesin ne kadar yaşayacağı anne karnında yazılıyor. O konuda birşey diyemeyeceğim :)