seni neden sevdiğimi bilmiyorum artık...
hatta seni sevip sevmediğimden bile emin değilim....
ama ne zaman seni görsem, ne zaman sesini duysam titremeye başlıyorum...
aşktan mı? sinirden mi? gerçekten hiç bilmiyorum...
seni sevmek keyif verse de çoğu zaman canımı çok yakıyor....
bu can acısı çok garip...
hani sigara bağımlılığı veya kronik bir hastalık gibi....
sigara gibi, çünkü zararını bile bile bırakamıyorum....
kronik bir hastalık gibi, elimde değil kopamıyorum....
bir gün diyorum tamam, bitti, nefret bu....
öbür gün sevgi sanki eskisinden daha güçlü yerinde duruyor...
ve ben herkese senden nefret ettiğimi söylüyorum....
sanki başkalarına söylemek sevgimi yok edecek...
belki de güçlü görünmek derdim....
malum sen çok memnunsun bensiz geçen zamandan, yeni hayatından...
bense hala bekliyorum;her şeyi düzeltecek sihirli değneği...
her gün yeni bir güne uyanıyorum, her gece rüyalarımda seni görüyorum...
yaşadığım en ufak olayı O yanımda olsa şöyle derdi, şöyle anlatırdım diyorum...
ama biz seninle konuşmayı bırakalı çok oldu...
çok kırıldık, parçalandık, boşanıyoruz...
hani her şeyin çaresi vardı, bir ölüme yoktu çare...
bizimde vardı, var....
ama sen beni istemiyorsun, hatta hiç istememişsin....
bir kere bile pişmanım demedin....
seviyorDUM bile demedin....
bir hayale aşıkmışım ben, hala da aşığım deliler gibi....
ama ne çare, her şey bitti....
bana kalan yalnızlık, umutsuzluk ve koskoca bir değersizlik hissi...
evet çok değersiz hissediyorum kendimi...
benim her şeyimi götürdün giderken, bunun için asla affetmeyeceğim seni...
dilerim biri olur hayatında ve çok mutlu olursun...
o zaman yüreğim kanayarak, ruhum parçalanarak anlarım, artık benim olmadığını...
hatta hiç benim olmadığını...
HOŞÇAKAL...