Beni neden görmek istemedi ?

Orada ki hanım kelimesinin derin anlamını anladıgınız dan eminim mesafeli hanımmm :)))
Valla ne bileyim şimdi anlamadım desem entelliğime toz kondururum diye korktum ama şu mu; nickime uyan bir hitap şekli seçerek aslında insanları anladığını ve onlara uyum sağladığını mı göstermek istiyorsun. Yoksa bana aradaki mesafeyi koruyalım uyarısında mı bulunuyorsun. Ya da ne ki acaba? Bi de sonu üç "m" ile bitince iyice kafam karıştı
 

yaw ne alakası var, hani sevgiline aşkım derken,
en ufak hoşnutsuz bir durumda üstüne basa basa öyle mi x bey olur ya, öyle bir ima sadece.
zarif beyle entellektüel yazışmaların biraz karmaşa yaratmış olabilir sende :)
Bazen düz basit ve sıradan nasıl düşünülür öğreticem sana
 
Son düzenleme:
Şu an çok etkilendim inan. Çünkü gerçekten hayatta öğrenmem gerekenlerden biri de bu. Ve bu aralar bana çok sık daha sade ve basit düşünmelisin diyorlar. Bak sen de dedin.

Bu arada ben trip atmıyorum artık, gençlik yıllarımda limiti tüketmiş olmalıyım. Sen kıskandın da tirp attın hee anladım . Ama sevgi paylaştıkça çoğalır. Gel hep bir arkadaş olalım. :))) Önce ortamı kızıştıdım şimdi barış çağrısı yapıyorum ne fenayım di mi?:))

Zarif bey farklı be şeker. Ne birden çoşuyor ne de hemen küsüyor. Aynı seviyede takılı kaldık. Ne aşkım ne bebeğim biz hep hanım-bey modundayız. Zaten artık bir erkeğin bana aşkım diyeceği günler çook uzak gibi. Bari hanım demesin ona razıyım :)))
 
Ne yapayım alttan alıyorum. Gözü dönmüş öfkeli aşığın hedefi olmak istemem; daha çok genç sayılırım:)))))
Bu arada oğluşunu ben de öpüyorum. Allah sizi birbirinizden hiç ayırmasın. Dert sıkıntı vermesin, musmutlu yaşayın inşallah. Allah bağışlasın canım.
 
Evet biraz zamana ihtiyacın var yazılarını okusan seversin.:))

düşmanını kendine yakın tutacaksın demişler :)
Seviyorum valla bak

Siz yazışın entel entel, ben gelir arada ortalığı dagıtır, bir iki masa sandalye kırar giderim, tamamen zararsızım :)
 
Şu an çok etkilendim inan. Çünkü gerçekten hayatta öğrenmem gerekenlerden biri de bu. Ve bu aralar bana çok sık daha sade ve basit düşünmelisin diyorlar. Bak sen de dedin.

Evet sade ve düz düşünmekte de fayda var,
çünkü bazen gercekten boş cümlelerin altında derin anlamlar aramak yıpratıcı ve yorucudur
 
düşmanını kendine yakın tutacaksın demişler :)
Seviyorum valla bak

Siz yazışın entel entel, ben gelir arada ortalığı dagıtır, bir iki masa sandalye kırar giderim, tamamen zararsızım :)
Tamam anlaştık. Yüksek dozda entelliğin etkisi altında kalırsam o zaman sen devreye girersin. Süper fikir. Thanks.
 
Evet sade ve düz düşünmekte de fayda var,
çünkü bazen gercekten boş cümlelerin altında derin anlamlar aramak yıpratıcı ve yorucudur
Ama işte sadece sanalda iletişim kurunca elinde anlamlandırmak için kelimelerden başka bir şey kalmıyor. Karşımda olsa ben nefes alış hızından bile anlam çıkarırım. Düşün yani. Ama haklısın fazla derine dalan yorulur ve tabii yorar da. Ya sen gerçekten çaktırmayan entellerdensin bence. :))
 
Ami
Bu arada oğluşunu ben de öpüyorum. Allah sizi birbirinizden hiç ayırmasın. Dert sıkıntı vermesin, musmutlu yaşayın inşallah. Allah bağışlasın canım.
Amin çok sağol; Allah hepimizi sevdiklerimize, sevdiklerimizi de bize bağışlasın. Ama hayat bir sıkar, bir bırakır insanı; sürekli mutluluk diye birşey yok. Adetullah böyle.
 

Öyle ama anlam denen şey biraz da bizim bakış açımızdır.
Yorumlayış farklılıgı da diyebiliriz.
Nefes alış veriş hızına sen heyecan dersin ben yalan mı söylüyor 3. kişi hasta mı acaba :)
Kelimeleri bir araya getirdiğimiz de söylemek istediklerimizin anlaşılmasını her durumda bekleyemeyiz.
Sen söylersin, ne kadar anlaşıldıgın muamma.
bu sebeple kasmamak gerektiğine inananlardanım :)
hangi kategoriye giriyorsa durumum ben oyum
 
Shapes öyle bir ekran karşısında dura kaldım. Hemen birşeyler yazayım dedim ama fazla vaktim olmadığı için konuyu mındar etmek istemedim.

Ben de Voltaire, Goethe filozofik kişilerden kim denk gelirse artık biraz kendimi aşayım, hızlı bir dönüş yapacağım konuya.
 
İnsanın enerjisini yüksek tutması kolay değil. Dün akşam buraya birşeyler yazarım diyordum. Eve biraz moralim kırık geldim. Üstüne de BDV’yi okudukça iyice enerjim düştü yazamadım. Arada bir mola vermek lazım sanırım.:) Gelelim bizim mevzuya. shapee biliyorum gençsin başka konularda da gezinmek istiyorsun, diğer üyelerle sohbet etmek. Anlıyorum ve ben biliyorsun zamanında limitimi doldurduğum için artık tribal enfeksiyon da geçirmiyorum. :))) Ancak sürekli seni etiketleyerek taciz edip konuma çekmeye çalıştığımın da farkındayım. Özgürsün. Gönlün olursa oku, dilersen yaz. Zira senin neşen ve analizlerin bence foruma renk katıyor. Ancak uzun uzun okumak istemeyebilirsin. O zaman da kasma :)

Şimdi biz dün cerebrum77 ile teknolojinin hayatımıza etkileri başlıklı bir seans yaptık ya. (ismini anmak durumunda kaldım bu konudaki hassasiyetini biliyorum:))) Senin yorumun da o konunun genişlemesine güzel bir örnek oldu bence.

Şöyle ki, bizim gençliğimizde cerebrum’da o yılları hatırlar, (hoş o benim kadar taş devri olmasa da yakın çağlardan zannımca) cep telefonu yoktu. Evet o kadar zordu hayat şartları.:) Tamam mendil oyalayıp kahvenin önünde düşürülen dönemler de değildi ama 7/24 takipte kalabileceğimiz araçlarımız da yoktu. Bir bakıştan anlam çıkarmak zorundaydın ya da ayak üstü konuşulan 3 kelimeden. Merhaba derken hangi ses tonuyla söylediği önemli ip uçları verirdi hissiyatını çözmek için. Şimdiyse neredeyse sesli harflarin bile hız kestiği için yok sayıldığı bir zamanda her çeşit iletişim mevcutken birbirimizi hala anlayamıyoruz.

Belki de anlamak için zaman ayırmak istemiyoruz. Seçenek çok gibi. Hani sanki dünya elinin altında ama ihtiyaç olduğunda yanında kimse yok. Çünkü derin ilişkiler kuramamışsın oysa face’de misal 1500 kişilik arkadaş ordusuna sahipsin.(!)

Kasmak konusunda ise tamamen sana katılıyorum. Zorla güzellik olmuyor. Ne insan kendini tüketmeli ne de karşısındakileri yormalı. Ama biraz daha ilişkileri için emek vermeyi göze almalı diyorum ben. Bunu aslında hepimiz söylüyoruz ama giderek ekran başında olmanın rahatlığına alıştık gibi. Sorumluluk almaktan kurtarıyor bizi. Ama bedeli var elbette.

İşin aslı ben sabah forumda fal bakanlar olduğunu fark ettim. Fincanın fotosundan. Bana da bakın dedim. Henüz ses çıkmadı. Ben de beklerden tuşlayıverdim işte…
 
Her cümlesinin altına imzamı atacağım bir yazı olmuş. Emek vermek ne kadar da önemli değil mi? Bedel ödemek, feda etmek senin için kıymetli olandan.
Çocukları en kıymetlisi ya insanın, boşuna değil; en çok emeği onlara verdi, en çok onlar için "feda" etti diye.
Karşılığında kendimizi yormadığımız hiçbir şeyin değeri olmuyor maalesef.
 
Cerebrum’cum haklısın canım. Benim çocuğum yok bu nedenle annelik duygusunu bilmiyorum ve bir şey diyemiyorum.

“Kendimizi yormadığımız hiçbir şeyin değeri olmuyor “ sözünün altına ben de imzamı atmak isterim. Sadece ilişkiler konusunda da değil her konu da bence böyle emek vermediğine değer vermiyorsun. Tabii özellikle de zamane ilişkilerinde bunun anlaşılmasının önemli olduğunu düşünüyorum.

Günümüzde her konuda bir kolaycılık var. Yemek yaparken bile çabuk hazırlanabilecek, hızlı tüketilebilecek yiyecekleri tercih ediyoruz. Midelerimiz doluyor ama besin alamıyoruz. Şimdinin ilişkileri de öyle sanki adı var kendi yok. Zaman geçirtiyor, anlık doyum sağlıyor ama ruhu doyurmuyor. Yoksa insanlar neden bu kadar çok başkalarına yönelsin ki.

Bu konuyu çok ciddiye alıyorum. Günümüz medyası ve teknik imkanları bizi sürekli yeni insanlar için güdülüyor ama kurulan ilişkilere yeterince emek verilemediği için tatmin sağlanamıyor. Sürümden kazanmak mantığı da bu konuda tutmuyor.:)

Ne yapmalı konusunda ise sanırım daha uzun konuşulabilir. Ama benim ilk aklıma gelen yalnız da kalabilmeyi öğrenmeli. Ve hayatımıza değen insanlara bizim dünyamızda yer edinmeleri için fırsat vereceksek eğer bırakalım onlar da biraz mücadele etsin.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…